"yeni tabata", "8 m€ luk kazık", "küçük takım topçusu" gibi mantık çerçevesinden son derece uzak yakıştırmalar yapılıyor kendisine. sizin zihniyetinizdeki adamlar da tribünde aynısını yapıp yuhalıyorlar. bugün
hamit'e yarın
amrabat'a... benim bile zoruma gidiyor şu platformda. düşünün o adamlara yaptığınız negatif etkiyi. bir marifet değil, bir an önce bırakın bu tip yapıcı olmaktan uzak saçma tepkilerinizi. kendinize saklayın.
amrabat, şu anda takımdaki topla beraber en hızlı hareket edebilen oyuncumuz. bu ne demektir biliyor musun futbol uzmanı arkadaşım? bu adam müthiş kontra atağa çıkabilir demek. bu ne demektir biliyor musun? emre çolak eline geçen her fırsatta hızlı hücumların içine ederken bu adam pozisyonları büyük bir oranda değerlendiriyor demek. çok eleştirildiği ilk yarıda
* bu adamın ayağında topla bir kontraya çıkışı vardı, gaziantepsporlu oyuncuların tedirginliğini fark edebilirdiniz o anda. sonra pasını verdi hızlı bir şekilde... sonra... sonra ne mi oldu? yine eveleyip geveledik topu, rakip defans yerleşti. ama suçlu amrabat. neden? kapalı defansta 3-4 kişiyi çalımlayacak, yardıracak, gerekirse her maç 2 gol 1 assist yapacak. neden? "çünkü 8 m€ verdik abi!.."
amrabat; şu anda takımdaki hızlı düşünebilen, hızlı oynayabilen nadir oyunculardan. yok çokbilmiş dostum yok... ne demek istediğimi anlamıyorsun. takımdaki herkes durağanken ve tüm rakip defans bu adam üzerine yoğunlaşmışken bu adam da biraz durağan oynar elbette. ben antalyaspor maçı'nda
* elmander'e taçtan yaptığı assistten bahsediyorum. senin başka herhangi bir oyuncun yapabilir miydi o assisti? belki
selçuk, belki
melo, ha bir de
muslera ama o pozisyona biraz uzaktı... ben manchester maçlarında
* rafael'i, evra'yı madara etmesinden bahsediyorum.
"hızlı oynamamız lazım."
"hızlı paslaşmamız lazım."
"rakip defans yerleşmemeli."
"kontraları değerlendirmeliyiz."
evet dostum, hepsine ben de katılıyorum. öyleyse
amrabat'la derdin ne? ha doğru; "8 m€ verdik!" ...
takımdaki futbol zekası yüksek oyunculardan. biliyorum; hemen yanlış şut tercihlerinden dem vuracaksın şimdi. bazen yanlış seçimleri olabiliyor ama neden? bunu sormadan asma yoluna gittin hep. kayserispor'da takımın en önemli oyuncularındandı. adam buraya binbir zorlukla geldi. sonra bizde bir süre yedek kaldı. takımda kendisi gibi, kendisinden daha kariyerli birçok oyuncu vardı. çoğu zaman sonradan giriyordu. onlarda da takımda pas bile alamıyordu. "öyle bir şey yok." diyene müsait bir zamanımda açar o pozisyonları teker teker gösteririm. kaç kere isyan etti bu duruma. sonra kendini kanıtlama çabasına girdi tabi. o yüzden bu yanlış şut seçimleri, o yüzden bu mental sorunlar. kafası rahat olduğunda ne kadar zekice paslar verdiğini tarafsız izleyen herkes görebilir. geçen seneki kayserispor maçı'nda
* bizim defansı ne kadar çok zorladığını hatta bazı pozisyonlarda şansımızın bize ne kadar çok yardım ettiğini(u: genelde şanssızızdır ama o maçtaki kastettiğim pozisyonları anımsayabilirseniz eğer anlayacaksınız demek istediğimi.) gördük. bu maçı örnek veriyorum; zira biz geçen sene
* en az gol yiyen
* ve en az pozisyon veren
* takımdık. bireysel olarak da karşısında
eboue vardı. o maç verdiği pasları, yaptığı hücumları iyi izleyin.
"bize sonuca gidecek adam lazım." evet, bence de. o yüzden
amrabat diyorum ya işte. bursaspor maçı'nı
* o girmese belki de kaybederdik. girdiği kısa süre içinde 2 gol attık. birinde baskı yaptı, musa çağıran tedirginlikle kendi kalesine gol attı. diğerinde ise tek dokunuşla
burak'a mükemmel bir assist yaptı. pozisyonu siz de hatırlarsınız mutlaka; orada diğer oyuncularımızın çoğu topu kontrol etmeye çalışırdı. sonuç yeni bir pas döngüsü olacaktı.
amrabat tek dokunuşla işi bitirdi. ne oldu? 61. dk da oyuna giren
amrabat 72'de rakibin kendi kalesine gol atmasını sağladı. 80'de de assisti yaptı. 20 dk içinde 2 tane golde payı var. yeterince sonuca gitmiyor mu?
"güçlü oyuncu lazım. bir darbe aldığında hemen yere düşmeyecek. 3-4 tane darbe alsa da ayakta kalacak. çünkü hakemler aleyhimize. rakipler art niyetli fauller yapıyor."
evet kardeşim, sonuna kadar haklısın.
amrabat'ın topla rakip arasına girdiğinde ya da dribbling yaparken daha yıkıldığını görmedim. sen?
riera son dönemlerde çok formda. hem de kendi mevkiisi olmayan sol bekte bu iyi performansı sergiliyor. ama önünde
amrabat oynamayınca bazı pozisyonlarda ne yapacağını şaşırıyor.
riera'nın bu sezon en iyi oynadığı maçlara bakınca çoğunda sol açıkta
amrabat'ın olduğunu görüyoruz. manchester maçı
* ve bence dün ilk yarıda
* çok iyiydi.
amrabat rakip beki tedirgin ediyor, rakip bek zaten bindirme yapamıyor. bu da
riera'nın daha rahat bindirme yapmasını sağlıyor. dünkü maçta da aynısı oldu. "sol bekimiz, sol açığımızdan daha çok katkı verdi hücumda." diyorsun da bu adam
riera'ya o imkanı sağlamasa o biraz zor olurdu. ha
riera'nın bu gelişimine çok büyük saygım var ve kendisi takımdaki en sevdiğim oyunculardan. ama önünde
emre çolak oynarken
riera'nın veriminin ne kadar düştüğüne de bakmak lazım bir ara. keza geçen sezon
* eboue'nin arkasını toplayan
kazım ve
engin olmazsa biz daha fazla gol yerdik ve daha az gol atardık.
eboue'ye hücumda da yer açtılar çünkü.
neyse... bırakın şu mantıksız ve hiçbir faydası olmayan yakıştırmalarınızı. bu adam ne "yeni tabata", ne "8 m€ luk kazık", ne de "küçük takım topçusu".
eleştirin elbette kimse eleştirilemez değildir; ama yapıcı eleştiriler olsun.
bu adam o mental sorunları aşıp takıma tam olarak alışabildiğinde ve de takım ona tam olarak alışabildiğinde çok daha farklı bir
amrabat ve
galatasaray izleyeceğiz.
bu takımı destekleyin. bu adamı destekleyin. her şey zamanla.
mayıslar yine bizim olacak inşallah...