belhanda'ya sağlı sollu girildiği şu yakın zamanda aklıma gelen oyuncu. fas asıllı ve yüksek bonservis bedelleriyle gelmeleri ortak yönleri ve şansızlıkları. bireysel şansızlıkları ise; belhanda'nın
sneijder gibi bir oyuncunun üzerine gelmesi, amrabat'ın da
yabancı sınırlaması olduğu bir dönemde gelmesi olarak gösterilebilir ki takımda doğru-dürüst yer aldığı tek sezonda toplamda sadece 6 kez 90 dakika oynayabilmiştir.
bu iki oyuncuyla ilgili taraftarın saçmaladığı kısım şu: yüksek bonservisleri kendilerinin değil yönetimlerin hatasıdır. kısacası; "8 milyon euro verdik, böyle oyun mu olur" eleştirisinin müsebbibi oyuncular değil, yönetimlerdir. ha, tabi ki oyunlarının beğenilmemesini sadece parayla ilişkilendirmiyorum, o eleştiri üzerinden durumu izah ediyorum. eğer sen drogba'yı ücretsiz, sneijder'i 7 milyon euro, fernando ve feghouli gibi premier lig topçularını 4.5-5 bandında transfer edebiliyorsan; daha makul fiyatlarda benzer kalitede oyuncular da bulabilirdin.
hakkındaki son yorumlara baktım da; über futbol ulemalarımıza göre çöpmüş bu arkadaş.
şampiyonlar ligi'nde son çeyrek final yaptığımız sene gruplarda bize ilk puanı getiren, grup final maçında en kritik yerde eşitliği sağlayan ve yarı finalin kapısından döndüğümüz o maçta ingiliz spikeri
galatasaray getting closer and closer diye bağırtan asistleri yapan oyuncu kendisinden başkası değildi. nasıl bir çöpmüş ki şampiyonlar ligi'nde bu işleri yapabilmiş, ligde de 1 gol 7 asisti yanına ekleyerek sezonu tüm kulvarlarda 10 asistle kapatabilmiş, enteresan doğrusu. kaldı ki türkiye'den ayrılıp ispanya ve ingiltere gibi iki dünyanın en üst düzey liginde hatırı sayılır işler yapmış ve hala yapmakta iken; toplamda 14-15 milyon euroya yakın transfer yapmış.
düşünmeden, araştırmadan işkembeden atıp-tutmak çok kolay.