acayip nötr duygular içerisindeyim. bu adamın galatasaray'dan uzaklaştırılma nedeni ortadaydı. sahada sergilediği futbolla zerre alakası olmaksızın kulüple ilişiği kesilmiş bir oyuncudur. sorun futbolu değildi. o kapatmadığı çenesi, garip tavırları ve fevri halleriydi. o zamanki yönetim ne hikmetse bu fevrilikten yola çıkarak biletini kesmişti. bugünkü yönetim ise fevriliğin bini bin para olan oyuncuları hala doyurmakla meşgul. bu yönetim disiplinsiz diye takımın en iyilerinden biri olan bir adamı
* yolladı. sırf disiplin uğruna. güya! bize anlatılan buydu! ama ondan daha beterlerini koynunda saklamaya devam etti. eski yönetim necati'yi kiralık olarak sağda solda süründürürken, bu yönetim bir hoca isteği uğruna necati'den dem vuruyor. galatasaray'dan kovulanı almak istiyor. çenesi ve tavırları nedeniyle kovulan, bazı maçların ardından arkasından konuştuğu galatasaray'ın kapısından içeri girmeye çalışıyor. beş kapısından!
anlaşılıyor ki, florya'nın beş çıkışı yok; beş girişi var. ne kadar garabet, harabet ve manyaklık varsa bu beş kapıdan içeri giriyor. çıkması gereken bir türlü çıkmıyor.
necati iyi ya da kötüdür. olay futbolculuğu bile değildir bir çoğumuz için. galatasaray dediğimizde daha ön planda olması gereken şeyler var. misimoviç'e yapılanlar ortadayken ve buna disiplin adı verilmişken, bir şeylerin kendi içinde çelişmesini akıl ve mantık denen şeyle uyumlaştıramıyorum.
eğer olayın futbol tarafına bakarsak; hagi necati'yi belki çok yönlü kullanabilir. baros varken necati yedekten öteye gidemeyebilir. ama hagi bu. necati uğruna, baros ve pino'ya yedek kulübesini gösterirse arenada çok zor günler bekler kendisini. baros'un durumu ortadayken onun eksikliğini 2-3 yıllık ömrü olan bir santrfor ile değil de uzun yıllar yararlanabileceğimiz genç bir santrfor ile doldurmamız gerekirken, bu kararın 31 yaştan yana olması korkumdur.
