• 21277
    "trabzonspor'dan ayrılmamın sebebi alınan sonuçlar değildi. ligde ilk üçe girmek için 2-3 galibiyet yeterliydi. fakat bazı fikir ayrılıkları yaşadık. başkan ile benim vizyonumda uyuşmazlık vardı."

    "şampiyonluk için çok iyi takim inşa ediyordum ama..."

    "şampiyonluk için çok iyi bir takım inşa ediyordum ama sorduğum soruların yanıtlarını alamadım."

    "milan'i reddettiğim için pişmanim"

    "türkiye'ye gitmeden önce birçok takım benimle temas halindeydi. milan'dan da bir teklif geldi. onları reddettiğim için pişmanım" şeklinde konuştu.

    "şimdiden 3 teklif aldim"

    "gördüğüm kadarıyla işsiz kalmayacağım. şimdiden üç teklif aldım ama biraz yorgunum. biraz ailemle vakit geçirip dinlenmek istiyorum."

    vahid halilhodziç
  • 21278
    "sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. kadroya çağırılmıştır. zaten bir suç işlememişti ki affedilsin.

    galatasaray'da oynanılan oyun tabii ki tatmin etmiyor. daha iyiye gidiyor gibime geliyor oyun.

    galatasaray'da futbolun patronu diye bir şey yok. antrenör yetkilidir, kimse antrenöre karışamaz.

    mali konular
    mali problemimiz var ilk önce onu aşmak gerekecektir. ikincisi futbolcusunun da, idarecisinin de kenetlenip birlik olmasıdır. riva'yı değerlendirmemiz lazım. bu proje maddi olarak çok önemli bizim için.

    prandelli'nin sözleşmesindeki madde
    galatasaray'ı şampiyon yaptıktan sonra lucescu'yu göndererek haksızlık yapıldı. yönetimde hiç bir isim konuşulmadı. ama galatasaray camiasında bir lucescu sevgisi vardır. antrenörümüzle devam etme kararı aldık. seneye ne olur bilinmez. lucescu, galatasaray için her zaman bir alternatif. prandelli'nin 2016 mayıs'a kadar sözleşmesi var. 1+1 değil 2 yıllık! galatasaray prandelli'yi yollamak isterse 2 milyon 450 bin euro + 2 milyon 450 bin euro ödemek zorundadır. başka bir tazminat yoktur. prandelli'ye güveniyoruz. galatasaray çok iyi futbol oynamıyor ama türkiye'nin de futbol kalitesini görüyoruz. milli takım da ortada, fenerbahçe, beşiktaş 10 maç oynasa 8 tanesini kötü oynuyor galatasaray da böyle...

    selçuk ve burak yüzde 50 kapasitede oynuyorlar. burak gibi santrafor kimsede yok. tam performans gösterirse çok farklı olur..."

    fatih terim açiklamasi
    "fatih terim'in gittiğini biz de gazetelerden öğrendik. galatasaray ile fatih terim arasında bir sıkıntı olmadı. federasyonla daha iyi şartlarda bir anlaşma yaptı ve kendi gitti.

    biz en kötü zamanda bile şampiyon olmuştuk. mesela lucescu zamanı. sene sonunda 4. yıldızı alacağımıza inanıyoruz. gönül ister ki ara transferde bir yıldız oyuncu daha alalım ama bu mali şartlarda zor. ünal aysal yönetiminin bir suistimalinin olduğunu düşünmüyorum. ünal aysal'ın dönme gibi ihtimali yok. dönse bile şansı yok çünkü 'kaçtı' diyorlar. ama ben kaçtığına inanmıyorum.

    hamdi yasaman galatasaray ikinci başkanı
  • 21279
    “arda turan müthiş bir yetenek. geçen yıl inanılmaz bir performans sergiledi. o’na karşı oynamak çok zor. türkiye’de bir çok brezilyalı futbolcu var ve en az ispanya’daki kadar para kazanabiliyorlar.”

    neymar

    “türk milli takımı zorlukları başarır. 2002 dünya kupası’ndaki heyecanı unutmadım. yeter ki türkler istesin. bireysel yetenekli oyuncular var. fizik üstünlükleri fazla oyunculara sahipler. türk milli takımı önümüzdeki turnuvalarda genç ve tecrübeli isimlerle olacaktır. brezilya milli takımı’nda kabuk değişikliği oluşuyor. neymar artık kaptan”

    dunga

    “yakın dostum arda’ya karşı oynayacağım için oldukça mutlu ve heyecanlıyım. bizim için kolay olmayacak. türkiye farklı bir takım ve iyi oyunculara sahip”

    felipe luis

    “türkiye ile brezilya’nın karşı karşıya gelecek olması en çok beni mutlu ediyor ve duygulandırıyor”

    “milli takımımızın türkiye ile karşılaşacak olması beni mutlu ediyor. yeni görevimle birlikte miami’de, tokyo’da, pekin’de ve singapur’da maçlar yaptık ama türkiye ile oynamak benim açımdan duygusal olacak. önemli olan dostluğun kazanması.”

    claudio taffarel
  • 21280
    "bu açıklamanın öyle çok tuhaf bir açıklama olduğunu düşünmüyorum. böyle bir şeyin meydana gelmesini istemeyiz. bu ifadeler ancak bir motivasyon unsuru olabilir. kendisine güven vermemiz gerekiyor. bence hiddink bunu hak ediyor. eğer bu hafta kazanırsak koparılan yaygarayı sonlandırmış oluruz"

    "sergilediğimiz oyunda düzeltmemiz gereken bir çok şey var. örneğin topu kaybettiğimizde, tekrar elde etmek adına kolektif olarak hareket etmeliyiz. eskiden bunu iyi yapardık. bu alışkanlığı bir an önce tekrar elde etmeliyiz. futbolun iyi tarafı, yaşanılan tüm olumsuzlukları, alacağınız iyi bir sonuçla bir anda tersine çevirebilirsiniz. evet üzerimizde bir baskı var. ancak söz konusu portakallar ise bu hep böyledir. önemli olan bu baskının gerekli kuvveti çıkarmamıza yardımcı olmasıdır."

    wesley sneijder guus hiddink'in 'letonya'yı yenemezsek görevi bırakacağım' açıklaması üzerine
  • 21281
    “türkiye yabana atılacak bir takım değil. kendimizi test etmek için çok iyi bir sınav olacak. bazı eski maçlarını izledik. her an her şeyi yapabilecek bir takım. arda turan başta olmak üzere birçok kaliteli oyuncuya sahipler. burada bir kazaya kurban gitmemek için çok dikkatli olmalıyız”

    “dunga’nın gelişi takıma olumlu yansıdı. iyi hazırlık maçları geçirip güzel sonuçlar alıyoruz. türkiye ve avusturya ile yapacağımız maçları da kazanarak seriyi sürdürmek istiyoruz. takıma yeni katılan ve ilk kez milli olan birçok arkadaşımız var. onların da kısa süre içerisinde uyum sağlayacağını ve bize katkıda buluncaklarını düşünüyorum”

    willian borges da silva
  • 21284
    --- alıntı ---
    basketbol yorumcusu kaan kural, sporaslan.com’a konuştu.

    kural, neden artık basketbol yorumu yapmadığını anlatırken türk sporunun da halini gözler önüne serdi.

    işte sporaslan farkıyla keyifli röportajımız;

    2006 yılında galatasaray dergisi ile yaptığınız bir röportajda galatasaraylı olduğunuzu söylemişsiniz. galatasaray’ın hayatınızdaki yeri nedir?

    teknik olarak galatasaraylıyım. lise’de 4 oda arkadaşımın 3 tanesi galatasaraylıydı. beni galatasaraylı yapmak istiyorlardı. ben galatasaray maçına da gittim, bayrak da salladım. bir takıma kayıtsız şartsız tutkuyla bağlı olmak fikri bana hiçbir zaman çok mantıklı gelmedi. benim için önemli olan; o gün veya o sezon takımların, benim istediğim anlamda doğru ve iyi oynamasıdır. bazıları sert oyun sever, bazıları ise daha naif oyun sever…

    hayatımda 4 tane futbol maçına gittim. 3’ü galatasaray maçıydı, bir tanesi milli maçtı. galatasaray’ın frankfurt’u eledikten sonra ali sami yen’de fenerbahçe karşısında oynadığı maçta tribün terörünün ne olduğunu gördükten sonra bir daha ölsem maça gitmem dedim. diğer takım taraftarları ile yaşanan tribün olaylarını bir kenara bırakıyorum, o maçta galatasaraylıların galatasaraylılara yaptıklarını, insan insana yapmazdı. orada canları sıkıldıkları için benle uğraşanlar vardı; ben böyle şeylere gelemem. galatasaraylı değilim ben, daha doğrusu takımlı değilim.

    ‘’çemişgezekspor -atletico mineiro oynasın bana fark etmiyor’’

    nba’de boston celtics’i tutuyorum diyorum ama boston celtics umrumda değil. boston celticsliyim dememin sebebi ise şu; robert koleji’ne ilk girdiğim zamanlar nba’den gelmiş kasetler vardı. lakers – boston finali oynanıyordu ve benim tüm arkadaşlarım lakers’ı tutuyordu. bende onlara gıcıklık olsun diye boston’u destekliyim bari demiştim.

    ben oyunun kendisini seviyorum.oyun iyi oynandığı sürece, çemişgezekspor-atletico mineiro oynasın bana fark etmiyor.

    galatasaray liv hospital’ın bu sezonki kadrosunu değerlendirir misiniz? galatasaray taraftarının beklentisi ne olmalı?

    galatasaray’ın bu seneki mali problemini çözmeden beklenti olmaz. mesela nolan smith olayı… tamam havlu fırlattı eyvallah, ama niye oluyor bunlar? son dönemde paranın ödenmesi konusunda çok büyük sıkıntılar var. şöyle bir laf var ,‘’ x takım çok büyük kulüp kimsenin parası kalmaz’’ bir takımın borcunu ödemesi büyüklük göstergesi değil. taraftara sorsanız ‘’ne olacak ya adam 10 milyon euro alıyor, 2 ay sonra alır’’ derler, ben de katılıyorum buna. fakat, mesele kulüp olarak verdiğin sözü tutamamış olman. galatasaray’da bu sezon daha 1 kuruş bile verilmemiş oyunculara. kafa rahat olmadan olmaz ki.

    kadro bu sezon çok iyi. her konuda alternatifi var, esnekliği var, değişkenliği var. nolan smith kalsaydı onu 1 numarada oynatabilirdiniz, carlos arroyo’nun dinlendirilme imkanı olurdu. çok farklı özelliklere sahip kanatlar var, dünya basketbolunda kanat oyuncularının değişkenliği çok önemli. poucis’undan micov’una, aradori’sine… hepsi farklı tip oyuncular. mesela fenerbahçe’nin sorunlarının en önemlisi aynı tip oyunculardan kurulmuş olması.

    ”nolan smith oynasaydı popescu olurdu”

    kadro harika ama kadrodan bahsedemezsin ki. bence nolan smith en önemli oyuncuydu. arroyo’yu hagi ile paralel tutarsan, nolan smith oynasaydı popescu olurdu. popescu’nun önemini anlarsan ne kadar değerli olduğunu görürsün.

    vougioukas’la furkan tamam! savunma bitti, başka kimseye gerek kalmadı. nathan jawai işin hucüm kısımını yaparsa… bitmiyor ki! galatasaray’ın kadrosu acayip. jawai iç tehdit, zoran erceg dış tehdit. furkan çok iyi savunmacı, vougioukas daha uzunu. her şey var!

    ergin ataman ve nolan smith olayını değerlendirir misiniz?

    ergin ataman oyuncu kaybetmeyi seven bir koç değil. demek ki aralarında onarılamayacak bir bağ oluşmuş. nolan smith kalsaydı belki daha kötü olacaktı. koç buna karar verdiyse bitmiştir, o konu kapanmıştır. smith geçen sene benim avrupa’da en çok beğendiğim 3 oyuncudan biriydi.

    galatasaray liv hospital’ın genç oyuncularını bizim için değerlendirir misiniz?

    nikolov’un çok iyi olduğu söyleniyor fakat oynayamadığı için bu zamana kadar izleyemedim. ne tuhaf değil mi? euroleague’de oynuyor ligde oynayamıyor… galatasaray’dan önce çocuğa yazık.

    ‘’mesele düştüğün zaman kalkabilmek’’

    ben şunu gördüm ki 18 yaşında ki bir oyuncuya gömlek biçmemek gerekiyor. a takıma yapılan sıçrama yetenekten çok zihinsel ve bireysel yeterlilikler gerektiriyor. biz altyapılarda oyuncuların sportif gelişimine çok önem veriyoruz, bireysel gelişimine hiç değer vermiyoruz. 16 yaşında çok büyük paralar kazanıyorlar, okula gitmemeye başlıyorlar. mesele düştüğün zaman kalkabilmek, bunu öğrenmiyorlar.

    kerem gönlüm ve ömer onan bu ülkenin yetiştirdiği en yetenekli basketbolcuları arasında değiller. fakat 15 yıl bu ülkenin en değerli basketbolcularından oldular. motorları hiç durmadı, tavırları hiç kötü olmadı. 2 tane basket yediğin zaman kafan öne eğiliyorsa, bir pozisyona kendini verip, bir pozisyonda seyrediyorsan o zaman semih erden oluyorsun. furkan çok iyi, muazzam bir oyuncu. çok değerli basketbolcularımız var.

    nba’de 18. sıradan draft edilen bir oyuncu çok değerli bir oyuncu olabiliyor, ilk sıradan saçma sapan isimler seçilebiliyor. buna don biçemezsin.

    türk takımlarının bu kadar büyük yatırımlarına rağmen neden başarı gelmiyor?

    avrupa’nın en büyük 5 bütçesinden birine sahipsen, bu kadar çok para harcıyorsan, o zaman 3 yılda 2 kere final four yapman gerekiyor. şampiyon olmakla final four yapmak arasında çok büyük bir fark yok. düzen böyle olduğu sürece şampiyon olmanın anlamı yok. tek maçla şampiyonu belirleyemezsin. 7 maçlık bir seri gerekiyor. tek maç heyecan yaratıyor ama adil değil. geçen sene real madrid- maccabi electra finalinde, maccabi koçu david blatt kendi söyledi ‘’ tek maç olduğu için kazandık ama 7 maçlık bir seri olsa kazanamazdık’’

    ‘’bu kararı verenleri değiştirin’’

    efes son 10 yılda yaklaşık 100 milyon euro’yu çöpe attı. diğer takımlarımız da bütçeleri çarçur ediyor. neyi değiştiriyoruz? koç değişiyor, oyuncular teker teker değişiyor. peki ne değişmiyor? belli ki bu kararları verenler var… bu kararları verenleri değiştirin önce o zaman.. 2. olarak da türkiye’deki zehirli spor ortamı o kadar korkunç ki resmen takımları aşağı çekiyor. efsane koç john wooden’ın çok güzel bir sözü vardır ‘’ başka şeylerle çok uğraşırsanız, basketbolla uğraşacak çok zamanınız kalmaz’’

    paraların ödenmemesi, fenerbahçe-galatasaray kavgası, başkanların kavgası falan derken basketbolla uğraşamıyoruz. türkiye’ye çok benzer ortamların olduğu yunanistan’da bile ortamın bu kadar zehirli olmadığını görüyoruz.

    galatasaray liv hospital’ın fenerbahçe ülker ve anadolu efes’e oranla euroleague’deki şansı nedir?

    sezon başında galatasaray’ı fenerbahçe’nin ve efes’in önünde görüyordum. bu olaylardan sonra galatasaray büyük bir soru işareti. nolan smith’in yerine kimse alınmazsa fenerbahçe’nin altında olabilirler. anadolu efes‘in kadrosu korkunç. sert gözükmeye calışıp ellerinden geleni yapacaklardır fakat ellerinden gelen yetmeyecektir. bu kadar paralar harcayıp bu kadar demode, birbirini tamamlamayan ve hücum özürlü bir takım nadir kurulur.

    fenerbahçe’nin kadrosu iyi kadro ama tekdüzen bir kadro. o kadronun nasıl kurulduğuna inanamıyorum.

    ivkoviç ve obradoviç birer efsane. ama artık onların da basketbolun nasıl değiştiğini anlamaları, modern metaya daha yakın durmaları gerek. artık eski sırp ekolü düşük hücum sayısı yüksek fundamental yerine yüksek hücum sayısı ve doğru reaksiyon başarıyı getiriyor.

    ergin ataman’ın tarzı şu, şu şekilde oynar diyemiyorsun. her takımda farklı oynuyor. geçen sene sezon başındaki takım türkiye’nın en iyi hucüm takımlarından biriydi, sezon ortasında avrupa’nın en iyi savunma takımlarından birine dönüştü. ergin ataman elindeki malzeme neyse ona göre yemek yapar.

    ‘’mahmut uslu en az 10 kere benim işten atılmam için patronlarıma telkinde bulunmuştur’’

    murat özaydınlı ile aranızda yaşanan malum olay… değerlendirir misiniz?

    bunu zaten yıllardır yapıyorlar. murat özaydınlı paldır küldür bir adam olduğu için, insanlara açık ortamda yaptı. mahmut uslu en az 10 kere benim işten atılmam için patronlarıma telkinde bulunmuştur. murat özaydınlı’nın tehditi en masumlarındandı. zaten yapacak olsa tehdit etmez yapardı. yapacak gücü olanlar ergin ataman’ından, turgay demireli’ne… yapıyorlar zaten, defalarca yaptılar.

    skytürk’te ülker-bologna maçını anlatıyorum.’’son topta ibrahim kutluay’ın bir pozisyonunda bu kadar basit faul çalınmaz ve son topu böyle kullanmamak gerekir’’ yorumlarında bulundum. ergin ataman maç sonrası bir daha bizim maçlarımızı anlatmasın dedi. bana maçtan sonra ‘’hadi gel program yapalım o pozisyonu bir daha yorumlarsın’’ dediler. ben de ‘’o programı yaparız fakat o pozisyona gene faul demem’’ dedim. ondan sonra da diğer maçları anlatma falan filan dendi, bende tamam dedim.

    şu an kişisel olarak en çok eleştirdiğim ve husumet denecek noktada olaylar yaşadığım insan bogdan tanjevic’tir. fakat o aralarında en medeni olanıdır.

    beni vatan’dan haziran başında kovdular. hatta müdürüm ‘’adamı kovuyorsun, nihat hatipoğlu’nu ramazan başında kovmak gibi bir şey bu. haziran da türkiye finalleri var, nba finalleri var. 1 ay bekle onda sonra kovarsın, en verimli olduğu zamanlar’’ demişti. baya gülmüştük. ben de ne olacak ben gene yazarım demiştim. haziran başında kovulduğum halde yazmaya devam ettim. tarih, murat özaydınlı olayına denk gelince, ihale ona kalmasın diye açıklamak zorunda kalmıştım.

    ülkede böyle bir anlayış hakim. güç sahibi olanlar katılmadıkları ve kendilerini eleştiren görüşü hemen düşman belleyerek ortadan kaldırmak istiyor. velev ki düşman olsun sen savaşma. ama işte anlayış böyle. biat kültürü, herkes mutlak haklı. bu tehditler vs hep onların sonucu. sadece fenerbahçe’den değil, zaman içinde kimin yaptıklarını kendimce doğru bulmadıysam ve eleştirdiysem benzer şeyler gördüm.

    “o maçta salona çıksam tatsız bir durum oluşacaktı”

    geçen sene galatasaray liv hospital-fenerbahçe ülker finalinde galatasaray’ın 7. maça çıkmayışı hakkındaki yorumlarınız çok konuşulmuştu…

    insanlar beni dinleseydi anlardı. galatasaraylıların bana daha çok kızmaları gerekirdi. benim görüşüm 7. maçın seyircisiz oynanması gerektiğiydi. federasyon burada fenerbahçe’ye yeterli cezayı vermedi. ama hiçbir şey galatasaray’ın o maça çıkmamasını haklı göstermez.

    galatasaray bu kararla önce kendine sonra basketbola ihanet etti. sloganı ‘son topa kadar’ olan takıma son maçı oynatmamak olur mu? bu takım kurulduğu yıllarda 1. dünya savaşı sırasında ne durumlarda maça çıkmış. bunu nasıl izah edersin? ha sonrasında yine ceza meza verilmedi tabi. o da federasyonun klasik ‘neyse geçti gitti’ yaklaşımı. ama geçip gitmiyor işte. yara aldıkça alıyor spor. cepheleştikçe cepheleşiyor. yapanın yanına kalıyor. o zaman adalet aramak anlamsızlaşıyor herkes güçlü olup adaleti kendi lehine sağlamaya çalışıyor. aziz yıldırım da öyle, diğerleri de. güçlü olmanın haklı olmak anlamına geldiği bir dünyada adaletten nasıl bahsedilebilir ki?

    fenerbahçe – san antonio maçını ben anlatmadım.. niye? o maçta salona çıksam tatsız bir durum oluşacaktı. nba avrupa direktörü ile bir sohbetimizde maçı neden benim anlatmadığımı sordu. ”sahaya çıkamıyorum, çıkarsam linç edeceklerdi dedim ve olayı anlattım.” anlamadı, nasıl yani falan dedi. türkiye final serisi 7. maçı…

    ben teknik olarak o maçı galatasaray’ın kazanacağını düşünüyordum. 2. maçta markoishivli’ye yapılan hareket net faul. o maçın kaderini etkileyebilecek bir pozisyondu. ama yapacak bir şey yok… hakeme kızmanın bir mantığı yok. lanet olsun de, bir şey de ama kızma.

    playofflarda san antonio-los angeles lakers karşılaşıyor. çok saçma sapan bir hakem hatasıyla lakers maçı kazanıyor. maçtan sonra nba yönetimi özür diledi. san antonio koçu greg popovic aynen şöyle dedi: ‘’oluyor böyle şeyler, sporda hatalarda var. bugün bizim aleyhimize yarın lehimize olur.’’

    recep ankaralı’nın tapeleri hakkında yorumunuzu alabilir miyiz?

    bugün murat özyer’de hakemlerle ilgili birşey konuşmak isteyince recep ankaralı’yı arıyordur. recep ankaralı bu konuşmayı en az 10 kere yapmadıysa adım kaan kural değil. galatasaray’ın eski yöneticisi kimse aramıştır ‘’hakem dün bizi katletti ‘’ demiştir. recep ankaralı’da ne yapsın ‘’ ya tamam hallederiz, hallederiz’’ falan demiş. ama orada hiçbir şey yok ya… bu aynı murat özaydınlı olayı gibi. kameralara yansıdığı için bir şey zannediyorlar. o tapelerde recep ankaralı’nın takım kayırdığına dair hiç bir şey yok. recep ankaralı ideal dünyada ‘’ benim senle telefon görüşmesi yapmam doğru olmaz’’ der ve kapatır. ama öyle bir dünya değil. herkes birbiriyle samimi.

    ”işsiz kaldım”

    sizi şu sıralar televizyon’da pek göremiyoruz. sebebi nedir?

    “ben artık basketbol yorumculuğu yapmıyorum. işsiz kaldım. gazete de bitti, tv de. bir daha yapar mıyım onu da bilmiyorum. istemiyorum da bir yandan. daha öncede belirttiğim gibi ben oyunun kendisini seviyorum. oturur normal bir seyirci gibi maçları izlerim daha iyi. bana ana avrat küfür etseler güler geçerim fakat bu saldırılar 3 yaşındaki kızıma yönelirse o adamı orada yere yığarım. belli olmaz dayak da yiyebilirim de mesele o değil. bu zehirli ortamda zaten ne söyleseniz herkes kendi açısından alıyor. yapacağım kadar yaptım. yeter. bir süredir bir projem vardı. proje deyince farklı vs bir şey sanmayın da, işte kadıköy’de bir kafe açıyorum. yakında açılışımız var. artık kendi işimle ilgileneceğim. kafam rahat olur.

    --- alıntı ---

    kaan kural

    galatasaray tv'ye yorumcu olarak transfer etmemiz gereken adam gibi adam yorumcu. yazı uzun diye üşenmeyin. içinde çok ilginç ve başka yerde bulamayacağınız, insanların söylemeye bir taraflarını yemediği şeyler var. ayrıca fanatik olmasa da kendisi galatasaraylıdır.
  • 21286
    "bu takımı çalıştıracak hoca da öyle olmalı. çok fazla da alternatifimiz yoktu. hücum ağırlıklı bir kadromuz var. son yılların en önemli kadrosunu oluşturduğumuzu söylüyor insanlar. hücum, özellikleri fazla olan bu kadroyu oynatacak teknik direktör olarak ersun yanal'ı düşündüğümüz için onunla anlaştık"

    "birinci sınıf teknik direktör"

    "yanal'ı, birinci sınıf takıma, birinci sınıf bir teknik direktör olduğu için seçtik. profesyonel bir insanın bir takımı çalıştırırken diğer takımı savunması mümkün değil. ersun yanal, 2010-11 sezonun şampiyonu trabzonspor'dur demiştir. bunla ilgili yayın da vardır. tekrar sorulduğunda 'evet ben sözümden geri adım atmıyorum 2010-11 sezonu şampiyonu trabzonspor'dur demiştir. 'trabzonspor, 2010-11 sezonu şampiyonu' diyen teknik direktörü bu takıma getirdik."

    köksal güney
  • 21287
    "beşiktaş'ta oynamış bir futbolcu olmama rağmen tüm türk halkı, yani diğer takımların taraftarları bile bana sokaklarda çok büyük ilgi ve sevgi gösterdiler. benden imza istiyor, birlikte resim çekiliyorlardı. türk insanı tarafından inanılmaz bir ait olma hissi yaşadım. bu sıcaklığı, ilgiyi dünyanın hiçbir yerinde yaşamadım. new york'ta bile caddelerde gezerken türk hayranlarım yolumu kesip sevgi gösterisinde bulundu ve benimle resimler çekildiler. çok ülkede futbol oynadım ama türk halkının, taraftarın sadakatini hiçbir ülkede görmedim"

    "sezon öncesi döneminde bir gazeteci gelip 10 futbol topunu tutarken resmimi çekmek istediğini söyledi. mizahi yönü olacağını düşünerek poz verdim. ancak fotoğraftan 7 ay sonra bir magazin dergisinde sorulu cevaplı hiç vermediğim bir röportajım yayınlandı ve röportajda 10 topu tutarken resmim yayınlandı. resmin altına da bir hafta sonra yapılacak fenerbahçe maçı için benim, "bu topları fenerbahçe kalesine yollayacağım, akıllarını alacağım" cümlesini söylediğim yazıyordu. hiç söylemediğim bu sözler için fenerbahçe maçına 20 metrelik bir koruma kalkanı ile çıkmak zorunda kaldım."

    john carew
  • 21289
    "son 5 süper lig şampiyonundan 3’ü o sezon avrupa’da yoktu. bu tesadüf olamaz. bu fenerbahçe gibi sezon bittiğinde 30 yaş ortalamasının üzerinde olacak bir kadro için ekstra bir avantaj. hem yorulmuyor hem de tecrübenizi konuşturabiliyorsunuz. bundan daha büyük bir avantaj olamaz. bu bağlamda türkiye kupası’nın da 4. yıldız yolunda kolay gözden çıkarılabilir bir hedef olduğunu söyeleyebilirim. salt yedek hatta genç takım ouncularından kurulu bir takımla bu kulvara girmeyi kartal ve yönetim düşünebilir."

    mehmet demirkol
  • 21290
    "fenerbahçe bu sezon galatasaray ile süper kupa ve ligde, beşiktaş ve trabzonspor ile de ligde oynadı. süper kupa finali tarafsız sahadaydı. diğer 3 maç ise deplasmandaydı. hepsinde oturmuş saha içi düzeniyle genelde oyunun kontrolü f.bahçe lehineydi. günümüz futbolunda böyle bir artı önemli bir avantajdır. fenerbahçe oturmuş pas trafiği sayesinde ligdeki en güçlü rakiplere karşı bile oyuna hükmedebiliyor."

    ömer üründül
  • 21291
    akla mantığa sığar mı! bu tamamen bir uydurma. ruslara satılacak olan kişiye sorun bakalım sen bunu nereden öğrendin diye. artık bu kişi galatasaray camiasına yakın değil. o eskişehirspor'a gitti. menajerlik yaptı. galatasaray'da üye bile değil"

    sneijder ve muslera’nın satılacağı yönündeki söylentiler için,

    "bunları kim söylüyor. ben mi söyledim. bunları nereden öğrenmişler. bizim böyle düşüncemiz yok. bu konular abdurrahim albayrak ile ali dürüst'e aittir. onlardan da böyle bir rapor gelmedi. böyle bir şey konuşulmadı. galatasaray'da nifak çıkarmak istiyorlar, bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. hoca, sneijder’i oyundan aldı diye ‘biz bunu kışkırtalım’ mantığıyla küçük oyunlar yapılıyor. muslera neden formsuz olsun, sadece yorgun" dedi. yarsuvat, takımdaki yerli ve yabancı oyuncularla bizzat konuştuğunu ve bir didişme olmadığını da sözlerine ekledi. göreve gelmesiyle a takıma geri çağrılan sabri içinse, "iyi bir oyuncudur. iyi bir sporcudur. üstelik iyi bir galatasaraylıdır"

    ‘aralık’ta her şey konuşulacak’

    "aralık'ta bu konular konuşulacak. o zaman herkes öğrenir ne olduğunu ne bittiğini" dedi. mali kongrede ek bütçe istenip istenmeyeceğiyle ilgili olarak da, "bir bütçe açığı olursa verilecek olan bu ek bütçeyle kapatmak lazım. bu nedenle bir toplantı düzenledik. olağanüstü mali kongerede ek bütçe de isteyeyeceğiz.''

    insanların üstüne meşale atarsan…

    "alman kanunlarını nasıl uygularlar bilmiyorum. ama insanların üzerine yanan meşale atarsan o da akla gelebilir tabii" if

    "biz umutluyuz. bakın puan durumuna. takım da takır takır oynuyor. neden umutsuz olalım. iyi gittiğimiz için mi bizi umutsuz gösteriyorlar. ben böyle düşünüyorum"

    duygun yarsuvat
  • 21292
    "shakhtar donetsk'in milli takım maçları nedeniyle verilecek arada, istanbul'a gelip, üç büyük takımla maç yapma talebi vardı. fakat üç büyük takımda milli takımlara çok oyuncu verdik diyerek buna sıcak bakmadı. ben lucescu buraya gelir düşüncesiyle ali dürüst'le görüştüm. 'hoca arıyorsanız, lucescu geliyor; görüşebilirsiniz, masaya oturur musunuz?' diye sordum. kesin bir dille hoca arayışı içerisinde olmadıklarını söyledi. lucescu, mayıs'a kadar gelemez. ama mayıs'tan sonra gelebilir. tüm tekliflere açık.

    ama sayın abdürrahim albayrak'la lucescu'nun kişisel anlamda ilişkileri çok iyi; kendisi en az benim kadar lucescu'ya yakın. zaman zaman telefon açar, lucescu'nun halini hatırını sorar. sayın albayrak, lucescu'dan sezon sonu için söz almış olabilir. bana göre lucescu'la 'kimseye söz verme, mayıs ayında biz seninle masaya oturacağız' demiş olabilir"

    "lucescu, galatasaray ve beşiktaş'ı şampiyon yaptı. fenerbahçe'yi de şampiyon yapmak istiyordu; ama fenerbahçe'nin şu anda böyle bir arayışı yok. bu durumda lucescu, her zaman galatasaray'ı tercih eder. sezon başında prensipte anlaşmışlardı; ama shaktar başkanı müsaade etmediği için bu transfer gerçekleşmemişti. mayıs'ta serbest kalacak ve çalışmaya hazır. galatasaray'ı evi gibi görüyor ve her zaman dönmek istediği bir kulüp olarak görüyor. galatasaray'da yarım bıraktığı bir proje olduğunu düşünüyor ve bunu tamamlamak istiyor"

    süreyya ertuğrul
  • 21293
    ‘’oynamadığın zaman memnun olamıyorsun. kendimi gösteremediğim için, kötü oynayıp oynamadığım, formda olup olmadığım veya kriz yaşayıp yaşamadığım söylenemez. bundan dolayı ne olacak diye bakmak lazım’’

    ‘’ancak 8 ila 10 dakika oynadığın zaman zor. bu süre içinde ancak ısınabiliyorsun. bundan dolayı kışın ne olacağı konusunda düşünmem lazım. kulübümle görüşeceğim. bir şey olmazsa kalırım. kesin gitmem gerekiyor şeklinde de bir baskı yok. ancak görüşmeleri yapacağım’’

    ‘’galatasaray benimle ilgilendi. ancak herhangi bir takımla somut görüşmeler veya teklifler gelmedi. bakalım ne olacak’’

    ‘’futbolda, ben buraya veya bu lige gitmeyi istiyorum diye seçemiyorsun. neyin geleceğine bakmak ve ardından karar vermek lazım’’

    lucas podolski
  • 21294
    "2002'de yapılan ilk karşılaşma bizim için çok önemliydi. çok zorlanmıştık çünkü türk takımında çok kaliteli oyuncular vardı. şu anda da öyle. rakibimizde yine çok önemli isimler var. neler olacağını söylemek zor."

    "oyunda top ayağınıza geçtiği andan itibaren hücumu, top rakibe geçtiği an ise defansı düşünmek zorundasınız. bunun ortasını bulmanız gerek. onun dışında kalırsanız çok gol yersiniz. biz de öyle yapacağız.

    brezilya her zaman prestijli bir takım olmuştur. almanya maçı tabii ki olumsuz bir hava yarattı ve bunu dağıtmak oldukça zor. ama biz her zamanki gibi mücadelemizi devam ettireceğiz.

    "konfederasyon kupası'ndan sonra takımda değişiklikler oldu. dünya kupası sonrası sizin yaptığınız değişikliklerse yurtdışında oynayan oyuncuları takıma almak oldu. bunun nedeni bizim detaylı analizlerimiz oldu. kadromuz çok geniş. rahatlıkla iki kadro kurabiliriz. biz güzel bir kadro kurduk ve bunu devam ettireceğiz."

    melo'nun neden takıma seçilmediği hakkında,

    "şu anda takıma alınabilecek bir çok oyuncu var. hepsini bu şekilde yorumlarsak bunun sonu gelmez. takıma giren isimlerin neden alındığını sorarsanız hepsini cevaplayabilirim. bunun dışında soruları cevaplamak zaman alır. benim seçimim bu yönde oldu."

    carlos dunga
  • 21295
    “ben as­lın­da kad­ro­nun kö­tü ol­du­ğu­nu dü­şün­mü­yo­rum. fa­kat ta­kım ola­ma­dı­lar. da­ha doğ­ru­su gi­den ho­ca ta­kım yap­ama­dı. oyun­cu ter­cih­le­rin­de gi­den ho­ca­nın çok bü­yük yan­lış­la­rı ol­du. se­zon ha­zır­lık­la­rı­nın baş­lan­gı­cın­dan li­ge ka­dar ka­fa­sın­da as­la bir ide­al 11 oluş­tu­ra­ma­dı. baş­ka şey­le­ri ko­va­la­mak­tan, ku­lü­bü­mü­zü kü­çük dü­şür­mek­ten, aşa­ğı­la­mak­tan baş­ka bir şey dü­şün­me­di­ği için ta­kı­ma za­ma­nı­nı ve­re­me­di. do­la­yı­sıy­la ta­kım ola­ma­dı trab­zons­por. kadro as­lın­da tak­tiki ve fi­zi­ki açı­dan ha­zır­dı ama ha­zır olmayan kişi hocaydı.”

    “bunları yerli ho­ca yap­say­dı...”

    “bir tek­nik adam dü­şü­nün ki lig de­vam eder­ken bir ba­sın top­lan­tı­sı ya­pı­yor ve te­le­fo­nu­nu gös­te­re­rek "ba­kın ba­na hâ­lâ tek­lif­ler var" di­yor. trab­zon- s­por'u kü­çük dü­şü­rü­cü ha­re­ket­ler­de bu­lu­nu­yor. bu­nu bir yer­li tek­nik adam yap­say­dı er­te­si gün ku­lü­bün yö­ne­ti­ci­le­ri ge­lir "ba­vu­lu­nu top­la de­fol git" der­di. ama bü­yük hay­ran­lık bes­le­dik­le­ri va­hid ho­ca yö­ne­ti­mi faz­la­sıy­la in­san­la­rın önü­ne at­tı. şim­di pa­ris'te trab­zons­por'un pa­ra­sıy­la yi­yip içi­yor ve ora­dan hâ­lâ fut­bol­cu­la­ra, kulüp baş­ka­nı­na sal­lı­yo­r”

    hami mandıralı
  • 21296
    puan cetveline göre bir değerlendirme yapacaksak prandelli başarılı değil, süper başarılı... zaten istatistikler galatasaray’ın son yıllardaki en iyi 9. haftayı yaşadığını söylüyor. ama görüntü öyle değil... galatasaraylı iyi futbola alıştı, avrupa’ya alıştı. iyi futbol var mı? yok... avrupa var mı? yok... zevk alıyor musun, mutlu oluyor musun, “helal olsun” diyor musun? o da yok. sonuçta galatasaray sağlıklı görünmüyor, iyi görünmüyor, diri görünmüyor. hastayım, yaşıyorum misali... ama şunu söylemeliyim; galatasaray için bundan daha kötüsü, bundan daha sıkıntılı bir dönem olmaz. ben galatasaray’ın bundan sonra çıkışa geçeceğine inanıyorum.

    - herkes umut bulut’u söylüyor. özellikle bizim ligde burak-umut elbette birlikte oynamalı. ancak özellikle avrupalı hocalar, tek forvetle oynamayı seviyor. bir de şu var. bazı oyuncular sonradan oyuna girdiğinde, ilk on birde oyuna başladığından daha yararlı oluyor. bunu umut’ta görüyoruz, fenerbahçeli webo’da görüyoruz, uzun yıllar fenerbahçe’de semih’te de gördük. sonradan oyuna girmek ve galatasaray’ı kurtarmak umut’a yapıştı gibi...

    - galatasaray’da eleştirilen sadece selçuk, burak, dzemaili değil... chedjou’yu çıkar, muslera’yı da kat, neredeyse futbolcuların tamamı eleştiriliyor. ülke üç yılda 100 golden fazla atan burak yılmaz’a alışınca, şimdi o üretkenliğin gerisinde kalan burak, doğal olarak beğenilmiyor ve eleştiriliyor. bir nevi burak, kendi etti, kendi buldu. bu kadar gol atar, sonra da bu kadar durursan, eleştiri kaçınılmaz oluyor. şu da unutulmasın; burak o 100 golü trabzonspor’un en iyi yılı ile galatasaray’ın iki yıl şampiyon olduğu dönemde attı. sonuçta takımın iyiliğinin de, kötülüğünün de burak’a olumlu ya da olumsuz direkt etkisi var.''

    şansal büyüka
  • 21297
    ''pandev'i silmeyin. galatasaray 4-4-1-1’e dönerse pandev de bir alternatif olur. inter’de mourinho kaleye görece uzak bir oyun merkezi seçmişken dahi pandev iş yapan bir oyuncuydu. 4’lü orta sahada galatasaray’da ne işi var diyeceğiniz birçok oyuncunun da fayda vermesine yarayabilir. 4-2-3-1 ya da 4-3-3’e sığdırmadığınız birçok oyuncu 4-4-2’de yer bulur.''

    mehmet demirkol
App Store'dan indirin Google Play'den alın