20601
galatasaray yine karıştı. her tarafta türlü haber. yok şu şunla görüştü, yok bu bunla görüştü gibi sallamalar. söyleyeyim, çoğu uydurma, çoğu palavra. gelin size işin doğrusunu en başından anlatayım.
galatasaray başkanı ünal aysal zaten “kaçmak” istiyordu. bunun sinyalini mali genel kurul’da vermişti, ama genel kurul tuzağa düşmeyince devam etmek zorunda kalmıştı. ama niyeti “kaçmak” olduğu için divan kurulu toplantısını bahane ederek “kaçtı”. yoksa divan kurulu’nda istifasını gerektirecek bir durum ortaya çıkmamıştı. divan kurulu’ndaki mesele şuydu.
divan netlik istedi
ünal aysal, galatasaray’ın gayrimenkullerini satmak ya da bir gayrimenkul yatırım ortaklığı çatısı altında toplama izni almak için genel kurul’a gitmek istiyordu. bunu da önce divan’a anlattı. divan ise tepki gösterdi.
tepkinin nedeni şuydu:
aysal bunu nasıl yapacağını anlatmadı. yöntemini, hangi yolla yapacağını söylemedi. usulünce bir şeyler anlattı. divan da “haklı olarak” detaylı bilgi istedi. bunun üzerine bir de kulübün şirketlerde sahip olduğu altın hisseyi satmak istemesi iyice ortalığı karıştırdı.
çünkü bu “altın hisse” kulübün, sahip olduğu şirketlerdeki kontrolünü sağlıyordu. bunu satmak, eski bir başkanın deyişiyle “ya cehalet ya da aptallık” olurdu ve sonuç olarak ikisi de aynı kapıya çıkardı. işın çelebi’nin haklı uyarısıyla divan bunu da eleştirince aysal’a kaçmak için bahane doğdu.
her şey yanliş seçimle başladi
aslında her şeyin başı aysal’ın 2. şampiyonluktan sonra egosuna ve yönetimdeki “komplekslilere” yenik düşüp üst üste iki şampiyonluğu getiren yönetimi dağıtmasıyla başladı.
o zaman biz kendisine bunun yanlışlığını anlattık ama anlamadı. seçime gitti. bu kez, bu köşeden de yazdığım gibi “kurulan yönetim, eski yönetimin süresini tamamlar ve mayıs 2014’te seçime gidilir” dedik. başkan ise “hayır, 3 yıl için seçildik” diyerek tüzüğü de çiğnedi. ve şimdi 2014 ekim’inde seçime gidiyor. istifa ettiği için seçim kaçınılmaz. dönüşü yok.
‘aday olmayacağim’
herkesin kafasındaki soru:
“yeniden aday olacak mı?” ben bu satırları yazarken aysal trt ekranına çıkıp ne yapacağını açıklamamıştı. ancak salı akşamı ali dürüst’le yaptığı görüşmede, “kesinlikle yokum” demişti bile. bu görüşmede başkan ünal aysal yaptığı hataları, erken seçime gitmekle ne büyük yanlış yaptığını da anlatıp dürüst’e, “kim başkan olursa ben elimden gelen yardımı yaparım” mesajını verdi, ama bu “beylik” laftır ve hikâyedir, herkes bilir. başkan istifasına neden olarak da divan’ın kendisine haksızlık etmesini göstermiş. ali dürüst ise başkana zamanlamanın yanlışlığını, 1 ay içinde doğru düzgün bir yönetimi kimsenin oluşturamayacağını anlattı. ancak başkan aysal kesinlikle kararlıydı ve “girmeyecekti”.
‘faruk bey, siz olun’
bu arada ünal aysal’ı telefonla arayan efsanevi başkan faruk süren de seçim kararının ve zamanının çok yanlış olduğunu söyledi. buna karşılık aysal’ın önerisi, “siz başkan olun” oldu. süren’in bu öneriye güldüğünü söylemem yeterli olur zannederim.
yalman, aysal’i kurtardi
aysal’ın bu ani “kaçışıyla” galatasaray ciddi bir kaosun ortasına düşmüşken aysal’ı kurtaran hamle eski başkan alp yalman’dan geldi. yalman adaylığını açıklayarak ünal aysal’ı bir anlamda kurtardı. böylece “adaysızlık” durumu ortadan kalktı. ne de olsa yalman, 20 yıl önce başkanlık yapmış, camianın saygın bir ismiydi. aysal’ın, “bakın aday da var” deme imkânı doğdu. oysa yalman, “galatasaray sahipsiz değildir” mesajı vermek istiyordu. şimdi camianın önde gelenleri çeşitli formüller üreterek bu zor dönemi aşmaya çalışıyorlar. çünkü herkes biliyor ki, alp yalman da bu kısa sürede “iyi bir yönetim” ya da “sorunları çözebilecek” bir yönetim kuramaz.
bekleyen sorunlar
galatasaray’ın ünal aysal’ın ani kaçışıyla karşı karşıya kaldığı sorunlar ise şöyle:
- kısa vadeli nakit açığı 60 milyon dolar. bu parayı acilen temin etmek lazım. bunun formülleri var ama yeni oluşacak bir yönetim kısa süre içinde bu adımları atamaz.
- yılbaşına kadar 110 milyon dolarlık bir nakit girişi gerekiyor. hadi 110 değil de 80 olsun. bu parayı bulmak, yeni yönetim için çok hızlı bir hamle yapmak demek. bu hamleyi yapabilecek kalitede bir yönetim 15 gün içinde kurulamaz.
- çok güvenilir isimlerden kurulacak bir yönetim kan ve gözyaşı vaat ederek bu işin içinden çıkabilir ama başkanlık adayı isimlerin hiçbiri böyle bir dönemde kendini yıpratmak istemiyor.
- kulübün içini bilmeyen yeni yönetim göreve gelirse kulüpteki profesyonellerin oyuncağı olur. ki o profesyonellerin ne kadar beceriksiz olduğu zaten kanıtlanmış
durumda.
aysal’a son öneri
dün öğleden sonra galatasaray’ın önemli isimlerinden biri, başkan ünal aysal’la buluştu ve kendisine, “aday ol. bu dönemi tamamla. ama yanına 2. başkan olarak ali dürüst’ü al. yönetim kurulunu ali kursun. sen hiçbir şeye karışma. ali kulübü bu durumdan çıkarır. 20 ay sonra da seçim geldiğinde çekilirsin ve ali devam eder” dedi.
başkan aysal bunu kabul etti mi, edecek mi bilmiyorum. bu formüle ali dürüst’ün çok
sıcak bakmadığını ve bir kez daha ünal aysal’la çalışmak istemediğini biliyorum, ama dürüst galatasaray için görevden kaçmayacak kadar galatasaraylıdır ve istemeye istemeye de olsa bu formülü kabul edebilir.
galatasaray’da bu kazan daha kaynar. sonunda bir çıkış bulunur. galatasaraylılar müsterih olsunlar.
(bkz: fatih altaylı)
galatasaray başkanı ünal aysal zaten “kaçmak” istiyordu. bunun sinyalini mali genel kurul’da vermişti, ama genel kurul tuzağa düşmeyince devam etmek zorunda kalmıştı. ama niyeti “kaçmak” olduğu için divan kurulu toplantısını bahane ederek “kaçtı”. yoksa divan kurulu’nda istifasını gerektirecek bir durum ortaya çıkmamıştı. divan kurulu’ndaki mesele şuydu.
divan netlik istedi
ünal aysal, galatasaray’ın gayrimenkullerini satmak ya da bir gayrimenkul yatırım ortaklığı çatısı altında toplama izni almak için genel kurul’a gitmek istiyordu. bunu da önce divan’a anlattı. divan ise tepki gösterdi.
tepkinin nedeni şuydu:
aysal bunu nasıl yapacağını anlatmadı. yöntemini, hangi yolla yapacağını söylemedi. usulünce bir şeyler anlattı. divan da “haklı olarak” detaylı bilgi istedi. bunun üzerine bir de kulübün şirketlerde sahip olduğu altın hisseyi satmak istemesi iyice ortalığı karıştırdı.
çünkü bu “altın hisse” kulübün, sahip olduğu şirketlerdeki kontrolünü sağlıyordu. bunu satmak, eski bir başkanın deyişiyle “ya cehalet ya da aptallık” olurdu ve sonuç olarak ikisi de aynı kapıya çıkardı. işın çelebi’nin haklı uyarısıyla divan bunu da eleştirince aysal’a kaçmak için bahane doğdu.
her şey yanliş seçimle başladi
aslında her şeyin başı aysal’ın 2. şampiyonluktan sonra egosuna ve yönetimdeki “komplekslilere” yenik düşüp üst üste iki şampiyonluğu getiren yönetimi dağıtmasıyla başladı.
o zaman biz kendisine bunun yanlışlığını anlattık ama anlamadı. seçime gitti. bu kez, bu köşeden de yazdığım gibi “kurulan yönetim, eski yönetimin süresini tamamlar ve mayıs 2014’te seçime gidilir” dedik. başkan ise “hayır, 3 yıl için seçildik” diyerek tüzüğü de çiğnedi. ve şimdi 2014 ekim’inde seçime gidiyor. istifa ettiği için seçim kaçınılmaz. dönüşü yok.
‘aday olmayacağim’
herkesin kafasındaki soru:
“yeniden aday olacak mı?” ben bu satırları yazarken aysal trt ekranına çıkıp ne yapacağını açıklamamıştı. ancak salı akşamı ali dürüst’le yaptığı görüşmede, “kesinlikle yokum” demişti bile. bu görüşmede başkan ünal aysal yaptığı hataları, erken seçime gitmekle ne büyük yanlış yaptığını da anlatıp dürüst’e, “kim başkan olursa ben elimden gelen yardımı yaparım” mesajını verdi, ama bu “beylik” laftır ve hikâyedir, herkes bilir. başkan istifasına neden olarak da divan’ın kendisine haksızlık etmesini göstermiş. ali dürüst ise başkana zamanlamanın yanlışlığını, 1 ay içinde doğru düzgün bir yönetimi kimsenin oluşturamayacağını anlattı. ancak başkan aysal kesinlikle kararlıydı ve “girmeyecekti”.
‘faruk bey, siz olun’
bu arada ünal aysal’ı telefonla arayan efsanevi başkan faruk süren de seçim kararının ve zamanının çok yanlış olduğunu söyledi. buna karşılık aysal’ın önerisi, “siz başkan olun” oldu. süren’in bu öneriye güldüğünü söylemem yeterli olur zannederim.
yalman, aysal’i kurtardi
aysal’ın bu ani “kaçışıyla” galatasaray ciddi bir kaosun ortasına düşmüşken aysal’ı kurtaran hamle eski başkan alp yalman’dan geldi. yalman adaylığını açıklayarak ünal aysal’ı bir anlamda kurtardı. böylece “adaysızlık” durumu ortadan kalktı. ne de olsa yalman, 20 yıl önce başkanlık yapmış, camianın saygın bir ismiydi. aysal’ın, “bakın aday da var” deme imkânı doğdu. oysa yalman, “galatasaray sahipsiz değildir” mesajı vermek istiyordu. şimdi camianın önde gelenleri çeşitli formüller üreterek bu zor dönemi aşmaya çalışıyorlar. çünkü herkes biliyor ki, alp yalman da bu kısa sürede “iyi bir yönetim” ya da “sorunları çözebilecek” bir yönetim kuramaz.
bekleyen sorunlar
galatasaray’ın ünal aysal’ın ani kaçışıyla karşı karşıya kaldığı sorunlar ise şöyle:
- kısa vadeli nakit açığı 60 milyon dolar. bu parayı acilen temin etmek lazım. bunun formülleri var ama yeni oluşacak bir yönetim kısa süre içinde bu adımları atamaz.
- yılbaşına kadar 110 milyon dolarlık bir nakit girişi gerekiyor. hadi 110 değil de 80 olsun. bu parayı bulmak, yeni yönetim için çok hızlı bir hamle yapmak demek. bu hamleyi yapabilecek kalitede bir yönetim 15 gün içinde kurulamaz.
- çok güvenilir isimlerden kurulacak bir yönetim kan ve gözyaşı vaat ederek bu işin içinden çıkabilir ama başkanlık adayı isimlerin hiçbiri böyle bir dönemde kendini yıpratmak istemiyor.
- kulübün içini bilmeyen yeni yönetim göreve gelirse kulüpteki profesyonellerin oyuncağı olur. ki o profesyonellerin ne kadar beceriksiz olduğu zaten kanıtlanmış
durumda.
aysal’a son öneri
dün öğleden sonra galatasaray’ın önemli isimlerinden biri, başkan ünal aysal’la buluştu ve kendisine, “aday ol. bu dönemi tamamla. ama yanına 2. başkan olarak ali dürüst’ü al. yönetim kurulunu ali kursun. sen hiçbir şeye karışma. ali kulübü bu durumdan çıkarır. 20 ay sonra da seçim geldiğinde çekilirsin ve ali devam eder” dedi.
başkan aysal bunu kabul etti mi, edecek mi bilmiyorum. bu formüle ali dürüst’ün çok
sıcak bakmadığını ve bir kez daha ünal aysal’la çalışmak istemediğini biliyorum, ama dürüst galatasaray için görevden kaçmayacak kadar galatasaraylıdır ve istemeye istemeye de olsa bu formülü kabul edebilir.
galatasaray’da bu kazan daha kaynar. sonunda bir çıkış bulunur. galatasaraylılar müsterih olsunlar.
(bkz: fatih altaylı)