"ben göreve geldiğimde kulüp, inanılmaz bir maddi sıkıntı yaşıyordu. transfer dahi yapamıyorduk. hatta en iyi oyuncumu, carew’i bile sattılar. yerine karşı çıkmama rağmen ailton’u aldılar. ondan faydalanmaya çalıştık ama olmadı. zor şartlar altında görev yaptım. buna rağmen başarılı olduğumu düşünüyorum. ama bir takım söylem ve dedikodular beni rahatsız etti. gitmemek için çok direndim ama olmadı. beklediğim desteği göremedim."
"başarı gelmeyince de ne yazık ki fatura teknik direktöre kesiliyor. her ne olursa olsun yönetim, teknik direktöre sahip çıkıp, arkasında durmalı. gordon milne, beşiktaş’taki ilk sezonunda ikinci oldu. herkes gönderilmesini istedi ama seba arkasında durdu. sonrasında 3 yıl üst üstte şampiyon olduk. fatih terim, f.bahçe’den 5-0 gibi ezici bir mağlubiyet aldı. istifası bekleniyordu ama faruk süren arkasında durdu, takım 4 yıl üst üstte lig şampiyonu oldu."
"joachim löw, vicente del bosque, artur zico, frank rijkaard, roberto mancini ve daha niceleri. dünya futbolunun yakından tanıdığı bu isimler, neden türkiye’de başarılı olamadı? türk futbolu zor, öyle görüldüğü gibi kolay değil. türkiye’de başarıya endeksli bir futbol var. türk futbolunda sizden günlük başarılar bekleniyor. takımın başına geçtin mi, o sezon takımı ‘şampiyon’ yapacaksın. yaptın mı yaptın, yapmadın mı bitti gitti. başka bir şey yok."
"yurt dışında çalışmayı çok istiyorum. küçüklüğümden bu yana bayern münih’i çok severim. almanya’da bundesliga’da takım çalıştırmak isterim ve bu takım neden bayern münih olmasın. işini seven her futbolcuyla çalışırım. hayalimde belirli bir futbolcu yok. iyi ve profesyonel futbolcularla çalışmak isterim.”
“bizler, topluma mal olmuş insanlarız. biz normal davranamayız. bu nedenle her hareketimiz, her davranış ve söylemimiz çok önemli. volkan bir laf söyledi ve o laf hala tartışılıyor. peki volkan, o sözü neden söylediği irdelenmeli. ama söylememesi gereken bir sözdü. haklıyken, haksız duruma düşebiliyor insan. sen o sözü söyleyemezsin, sen topluma mal olmuş bir insansın.”
“lig yarışında en avantajlı fenerbahçe. kadrosunu korudu ve aynı kadro ile yola devam ediyorlar. takım ve camiayı iyi tanıyan ismail kartal gibi bir isimle yola devam ediyorlar. beşiktaş ve galatasaray’ın da bazı bölgelerde eksiklikleri var, buraya yeni isimler aldılar. trabzon, baştan aşağıya yeni bir takım kurdu. işleri oldukça zor. anadolu takımlarından da çıkış bekliyorum. lig, 5. veya 6. haftadan sonra oturacak. her an her şey olabilir. şampiyonu, bir bakıma anadolu takımları belirler."
"altyapıya ne kadar önem verirseniz, üst yapı da o kadar sağlam olur. türkiye’de yöneticilerin altyapıya bakış açısı yanlış. altyapıya bir bütçe ayrılması, modern ve çağdaş tesisler kazandırılması şart. bizdeki en büyük yanlış; arkadaşımız futbolu bırakmış sonra gelip yöneticiye; ‘ben şimdi ne yapacağım?’ diyor. o da; ‘git altyapıda çalış’ diyor. adam bir şey bilmiyor ki, altyapıya bir şey versin. altyapıya yatırım yapılırsa türk futbolu kazanır.”
"muhammed demirci daha bir şey olmadan onu barcelona’ya gönderdiler. batuhan karadeniz yine öyle. iddia ediyorum batuhan’ın, avrupa’da oynamayacağı takım yok. o kalitede, mükemmel bir oyuncu. ama tek sorunu kendisi. ‘ben oynayacağım!’ demek zorunda. eğer bunu yaparsa türk futbolu da kazanır. belki 1-2 yıl daha böyle geçebilir ama sonrasında patlama yapar.”
“vodafone arena’nın tamamlanmasını 4 gözle bekliyorum. süleyman seba isminin stada verilmesini çok isterim. bu sezona onun isminin verilmesi çok yerinde bir karar oldu.” sivas 4 eylül stadı ve inönü stadı’nın benim için ayrı bir önemi var. biri doğup büyüdüğüm, diğeri de futbola başladığım yer. vodefone arena’yı dört gözle bekliyorum. yeni stada elbette ki, süleyman seba isminin verilmesini isterim, çünkü bunu hak ediyor. bir daha dünyaya gelme fırsatı olsa yine türkiye’de rıza çalımbay olarak doğmak isterdim. ama bu kez üst düzey çok iyi bir doktor olmak isterdim. ama futbolu da oynardım. çünkü futbolu çok seviyorum."
"bu sezona ‘süleyman seba’ isminin verilmesi yerinde bir karar. süleyman seba ile 12 yıl çalıştık. 5 de şampiyonluk yaşadık. seba, örnek alınacak ve eşine az rastlanır bir centilmendi. futbolculara karşı mesafeliydi. kaptan olduğum için kendisiyle çok sık görüşürdük. 1986’da trabzon’da şampiyon olduğumuz sezonun son maçıydı. normalde hiç uçağa binmezdi. bizimle birlikte uçağa bindi ve uçakta bizimle birlikte yolculuk yaptı. o anı hiç unutamadım.”
“yabancı sınırlaması doğru değil. 5+3 sistemi, bugünkü şartlarda ihtiyaca cevap vermiyor. ya 6-7 yap, ya da hiç yapma. kısıtlamalar doğru bir şey değil, mutlaka kaldırılmalı. passo lig uygulaması da öyle ya da böyle başladı. buna ayak uydurmak gerekiyor. ben bugünkü tablonun yine bu şekilde devam edeceğini düşünmüyorum. her şey tekrar eski haline döner. taraftarlar yapılına kızıp, küsmek yerine takımına sahip çıkmalı.”
rıza çalımbay, akşam gazetesindeki röportajında