"
en iyi şarkı söyleyen : tabi ki ben çok iyi şarkı söylerim. türkçe şarkılar da biliyorum. semih kaya da iyi şarkı söyler ama ben hem iyi bir aktör, iyi bir şarkıcı ve iyi bir futbolcuyum. ben bir pop starım.
kötü şarkı: eray. bazen o şarkı söylerken gidiyorum yanına yavaş diyorum. türkçe söylüyor ama çığlık atar gibi söylüyor. ben de ona sakin ol diyorum. ama mesela semih çok iyi söylüyor.
en çok yemek yiyen : en çok yemek yiyen futbolcu çok üzgünüm sneijder. şu kadar boyu var ama her zaman yemek yemek yemek... sneijder yemek yemeyi çok seviyor. buraya geldiğinden beri sürekli yemek yiyor,ona bir gün sneijder yavaş yavaş dedim.
duşta en fazla kalan: ben ve dany. ikimiz de duşta çok fazla kalıyoruz belki 1 saatten fazla, insanlar napıyorsun bu kadar saat duşta diyor bende duş alıyorum iyi bir banyo yapmaya çalışıyorum diyorum. onlar da bize dany ile sen her zaman duştasınız diyorlar. ama vücudumun temizliği benim için önemli.
bonkör : buraya geldiğimden beri birçok türk oyuncu ihtiyaç duyanlara yardım ediyorlar. benim için kimin daha fazla verdiğinin önemi yok. önemli olan insanlara yardım etmek. bu çok güzel bir şey. başından beri görüyorum ki herkes gerekirse yardım ediyor gerekirse para veriyor.
cimri : parasını harcamaktan en hoşlanmayan oyuncu riera bence cebinde yılan olabilir. eğer ondan para isterseniz veriyor ama vermeden önce iki gün falan düşünür.
en çok konuşan: ben. konuşmayı çok seviyorum. herkesin mutlu olmasını sağlamaya çalışıyorum. bu yüzden geveze olmam önemli değil aklıma bişe gelirse anlatırım.
az konuşan : takımımızda en az konuşan oyuncu furkan. bazen ağızını açıp furkan konuş diyesim geliyor. çünkü geliyor günaydın merhaba falan diyor herkese sonrada biryere geçip telefonuyla uğraşıyor. antrenman başladığında gidiyor çalışıyor. antrenman bittiğinde duşa giriyor. sonra da doğruca evine gidiyor. onun yanına gidip furkan lütfen biraz konuş diyorum ama o çok utangaç biri.
en doğrucu: selçuk. dany de öyle.kötü bir şey yaptığımda yaşımı önemsemeksizin bana gelip doğruca söyleyebiliyor. bana diyor ki manu bu doğru değil doğru yapmıyorsun. bence böyle davranması çok iyi bir şey. umut bulut da öyle ayrıca umut en az konuşan oyuncular arasında da sayılabilir. o da konuşmayı pek sevmez. her zaman sessizdir.
abartan : bence melo. ikincisi bazen ben. ama en çok melo.
iyi giyinen: bana bakın ben her zaman iyi giyinirim.ayrıca muslera her zaman temiz şık kıyafetler giyer.
kötü giyinen : taffarel. bazen çok genç işi kıyafetler giyiyor ben de taffarel yapma ama diyorum o da bana manu problem yok diyor.
gaddar: kardeşim melo. bazen ondan ben bile korkuyorum. melo lütfen yavaş diyorum. itiraz da ediyor çok fazla bu yüzden sarı kart görüyor. bazen başınızı öne eğmeyi bilmelisiniz her zaman çabuk sinirleniyor. ben de ona melo lütfen diye sakinleştiriyorum.
yumuşak: sneijder. o her zaman çok sakin. antremanlardan sonra duşunu alır ve hemen eve gider.s
ahadada hiçkimseye çok sert müdahalelerde bulunmaz.ama ben ona antrenmanlarda bazen çok sert dalıyorum o da bana manu niye her zaman ben diyor.bende ona ben sana vuruyorsam sende bana vur futbol böyle bir şey diyorum.bu tabi onu sevmediğim anlamına gelmiyor bazen böyle davranmalısınız.
lakap : benim ülkemde bazı insanlar bana fakirlerin tanrısı der. çünkü ben yardım etmeyi çok seviyorum.bu yüzden bana fakirlerin tanrısı derler.ihtiyacı olan kişilere yardım etmemiz lazım.arkadaşlarım bana değişik bir şekilde seslenirler, bunu telaffuz etmesi çok zor. afrika'ya gittiğinizde lakabımı söylediğinizde herkes benim evimi gösterebilir.
yemek : pilav. türk pilavını çok seviyorum çok güzel buraya gelmeden önce drogba'yla konuşmuştuk bana türkiye'de yemekler güzel mi diye sordu bende dedim bana bak buraya gelmeden önce nasıldım şimdi nasıl şişmanladım. buradaki yemekler gerçekten çok güzel. bir gün şefin pilavı diye bir şey yedim harikaydı.benim ailemde pirinçi cok sever devamlı pirinç yeriz bu yüzden pilavı çok seviyorum.
şehir: en sevdiğim şehir kendi ülkemdeki abidjan ama ayrıca burayı da çok seviyorum.pek dışarı çıkan bırısı degılım ama istanbul da cok guzel bır sehır
kazandıgın ilk para : avrupa'ya gelmeden önce ülkemde akademide forma giyiyordum.bana verdikleri tüm para 50 euro civarında bir şeydi. tabii o zamanlar daha 15 yaşındaydım.o ilk parayla da büyükanneme bir şey almıştım ama tam hatırlamıyorum.
futbolcu olmasaydın ne olurdun: futbolcu olmasaydım fılmlerde oybardım aktor olurdum.komedi filmlerinde oynardım cunku ben her zaman ınsanları mutlu etmeye çalısırım. belkı futbolculuk karıyerım bıttıkten sonra aktör olmayı dusunebilirim."
emmanuel eboue*