• 34509
    "yusuf yazıcı için '15 milyon euro'ya çıkarsalar ancak masaya otururuz' diyordu ahmet ağaoğlu. ama artık başkan, bunu da kabul etmiyor. lille'den en son gelen teklif 13+2 milyon euro'ydu. trabzonspor, bunu kabul etmedi. trabzonspor camiasının ileri gelen bazı isimlerinin, yusuf yazıcı'yı 'bu sezon takımda kal, bu takımı şampiyon yap. takımın lideri ol' şeklinde konuşmalarla ikna ettiği söyleniyor."

    barış yurduseven
  • 34510
    "emre mor için allah vergisi yeteneklerini kullanma adına galatasaray kulübü ve özellikle fatih terim son şanstır. çünkü avrupalı teknik adamlar bir futbolcuyu kazanmak için çaba harcamazlar, olaya profesyonel gözle bakarlar. milli takıma emre mor'u ilk çağıran hoca olan fatih terim, genç yıldız adayının yeteneklerini ve neler yapabileceğini çok iyi biliyor. emre mor, fatih hoca'nın torunu yaşında sayılabilir. terim; genç, yetenekli ve kendisini parlatacak ortamı bulmayan oyuncuları zirveye taşıyabilecek bir teknik adamdır. emre mor eğer terim'in sözünden çıkmazsa yetenekleriyle bir türlü tırmanamadığı zirveye oturur yeniden birçok avrupa kulübünün transfer listesine girer. terim, emre mor'un son şansıdır ya adam olur ya da kaybolur.
    ndiaye'yi kaybeden fernando'yu da satmayı düşünen g.saray yönetimi merkez orta sahaya lig başlamadan önce mutlaka iki oyuncu almak zorundadır.galatasaray'ın omurgasının zarar görmemesi için bu iki futbolcu, mutlaka oyuna hükmeden, fizik gücü ve teknik kapasitesi yüksek olmalıdır. bu oyuncular transfer döneminin son dakikalarında gelmemeleridir. en azından avusturya'daki ikinci kampa katılmalıdır.
    mitroglounun bir kalitesi olduğunu inkar edemeyiz. ancak devre arasında galatasaray'a geldiğinde 'tükenmişlik sendromu' içindeydi. akhisar maçında attığı gol, pozisyon takipçiliğinin ve vuruş kalitesinin bir göstergesiydi.
    sezon başı antrenmanlarından fiziksel olarak güçlü çıkarsa mitroglou, galatasaray'ın gol yüküne yardımcı olur.
    diagne'yi bu kadar çok yıpratmanın anlamı yok.
    akıllı bir tüccar kendi malını kötüler mi? başkan mustafa cengiz'in diagne'ye sahip çıkmasını doğru bir strateji olarak görüyorum. diagne sonuçta süper lig'in son gol kralı ve galatasaray'da oynuyor. gidip gitmemesi senegalli oyuncunun elindedir. ancak g.saray yönetimi bu transfere düşük maliyetle asla izin vermemelidir.
    beşiktaş takımı iki yıl üst üste şampiyon olup, avrupa'da da zirve yaptığında takımın yaş ortalaması oldukça yüksekti. dünya futbolunda 30 ila 35 yaş arası oyuncular artık yaşlı sayılmıyor.
    ben oyuncunun yaşından çok kalitesine, tecrübesine ve katkısına bakarım.
    babel, adem büyük, jimmy ve şener tüm bu özellikleri taşıyor.
    ankaragücü'nün genç kalecisi altay'ı bırakmasına çok şaşırdım.
    kulüp ligde kalmayı başardıysa bunda altay'ın büyük payı vardı. fenahçe eğer galatasaray'a çalım atmak için altay'ı transfer ettiyse genç oyuncu adına hatadır.
    berke'yi oynatmayan, volkan demirel'in sözleşmesini uzatmayı planlayan, üstüne harun'u kadroda tutan fenerbahçe zihniyetinde kaleci altay'ın da şans bulacağını çok fazla düşünmüyorum.
    ersun yanal herkesi bir kenara itip altay'ı birinci kaleci yapmaz.
    galatasaray'ın omurgasının zarar görmemesi için bu iki futbolcu, mutlaka oyuna hükmeden, fizik gücü ve teknik kapasitesi yüksek olmalıdır. bu oyuncular transfer döneminin son dakikalarında gelmemeleridir.
    en azından avusturya'daki ikinci kampa katılmalıdır.
    vedat muriç, galatasaray'ı tercih ediyordu fakat fenerbahçe'ye imza attı. kararını neden değiştirdi?
    vedat muriç maalesef emre akbaba'nın gösterdiği duruşu sergileyemedi.
    alanyaspor başkanı hasan çavuşoğlu alanya f.bahçeliler derneği'nin eski başkanı olmasına rağmen mükemmel bir duruş sergileyerek, elindeki oyuncunun istediği takıma gitmesine izin verdi.
    emre akbaba'nın galatasaray'a gelişinde başkan çavuşoğlu'nun da karakterli duruşunun payı büyüktür. ama rize başkanı hasan kartal, g.saray'a olan öfkesini vedat muriç'i f.bahçe'ye zorla göndererek belgeledi. muriç'e rize yönetimi "ya gidersin ya kadro dışı kalırsın" dedi. muriç'in menajeri televizyonlara bağlanarak "biz galatasaray ile anlaştık" yorumunu yaptı. muriç de "şampiyonlar ligi'nde oynamak istiyorum ve galatasaray'a gideceğim" dedi. ne menajer haluk canatar ne de muriç, bir emre akbaba ve alanya başkanı çavuşoğlu gibi duruş sergiledi.
    galatasaray, 4 milyon euro'ya vermeyi düşündüğü fernando gibi bir oyuncuyu aynı bedelle satın alamaz. fernando'nun, son iki şampiyonlukta ciddi katkısı vardır.
    oyun zekası, oyun görüşü, pozisyon bilgisi, topa hakimiyeti mükemmel bir oyuncu.
    fernando'nun varlığı stoperleri de rahatlatıyor. galatasaray oyuncuyla sözleşme uzatmayı önce denemeliydi.
    yılda 3.3 milyon euro kazanan fernando, ısrarla sevilla'ya gitmek istediğini söylemiş. eğer brezilyalı yıldızın bu isteği doğruysa takımda zor tutarsınız.
    galatasaray sezon sonunda serbest kalacak (14 gün sonra 32 yaşında olacak) oyuncunun da isteği doğrultusunda satıyorsa yapabilecek bir şey yok. melo'dan sonra fernando da galatasaray'da hem iki şampiyonluk yaşadı hem de büyük iz bıraktı. brezilyalı ön liberolar galatasaray'a hep fayda sağlıyor.
    kadro mühendisliğinde onun yerine alınacak isim de imkan varsa brezilyalı olmalı."

    levent tüzemen*
  • 34516
    "yasir subaşı ile deniz türüç'ün transferi ayrı olarak değerlendiriliyor. alper potuk'un transfer edilmeyeceğini başkanımız da açıkladı. deniz için gelen teklifler oyuncu artı para. net bir durum yok. öne çıkan takımlar oluyor. bu transfer 1 haftaya kadar çözülür. fenerbahçe, galatasaray ve birçok takımdan teklif geldi deniz türüç için. hollanda'dan da teklif geldi. bizim için kulüp menfaatleri önemli. henüz cevap vermedik. deniz'in sözleşmedeki maddesinde 10 milyon euro serbest kalma bedeli var. sözleşme bedeli ayrıdır, pazarlık durumu ayrıdır. deniz türüç kayserispor'da kalmak istiyorum, illa ki beni gönderin demiyor."

    orhan taşçı kayserispor basın sözcüsü
  • 34517
    ligimizde pek yıldız kalmadı; ancak pek çok yetenekli yeni isim mevcut.
    temmuz 2019 itibarıyla değeri 488 milyon euro'ya inen ligimize genç ve yüksek potansiyelli genç isimler geliyor. bu isimlerden beşini mercek altına alalım...

    süper lig tarihi bir dönüşüm içinde... toplam değeri 2016’da 1,2 milyar euro olan lig, geçen sezon sonunda 600 milyon barajının altına inmişti. temmuz 2019 itibariyle ligimizin değeri 488 milyonlara kadar geriledi. yani bir sezonluk yayın bedeli, ligin toplam değerine eşit neredeyse! henüz temmuz ortasındayız ama 18 süper lig kulübünün 12’si şu ana kadar transferde hiç bonservis ödemedi. hatta satın alma opsiyonları kullanılan luyindama, mensah, ekuban ve ljajic’i saymazsak tüm süper lig’in ödediği bonservis toplamı sadece 9 milyon 700 bin euro. bu rakam geçen yaz 47 buçuk, önceki yazsa tam 112 milyon euro idi. ekonomi daralınca ligde süper yıldız diyebileceğimiz türden çok fazla oyuncu kalmadı. 15 milyon euro barajının üstünde market değeri olan oyuncu barındırma açısından avrupa’da 13’üncü basamağa düştük. market değeri 15 milyon euro'nun üzerinde olan oyuncu sayısı portekiz ligi’nde 17, hollanda’da 13, rusya’da 10, ukrayna’da 3, belçika’da 2, türkiye’deyse artık yalnızca 1 (abdülkadir ömür). ancak her kriz, içinde bir fırsat barındırıyor. kulüplerimizin yaşadığı ekonomik travma, onların arama-tarama kabiliyetini güçlendirdi. bu yıl lige daha genç ve yüksek potansiyelli oyuncular geliyor sanki. flaş transferleri zaten bolca konuşacağız, bu hafta süper lig’e nispeten düşük beklentilerle giriş yapan en iyi çaylakları bulmaya çalıştım.

    1- mats seuntjens (gençlerbirliği)

    26 yaşında. ilk kez hollanda’nın dışına çıkan bir genç adam. ama potansiyeli yüksek. kariyerinde kale dışında her mevkide forma giymiş. lafın gelişi değil, gerçekten her pozisyonda oynamış bir tür ümit davala. hollanda 1. ligi’nde defansif orta saha olarak 47, sol-sağ açık olarak 69, santrfor rolünde 62 müsabakaya çıkmış. geçen yıl az alkmaar’da en uçta rol almış, 38 maçta 8 gol-7 asist yapmış. gençlerbirliği’nin polomat ile birlikte akılcı transferlerinden.

    2- anastasios bakasetas (alanyaspor)

    alanya, yunan futbolcuların uğrak noktalarından. belli ki tzavellas ve maniatis gibilerin ülkelerine verdikleri olumlu görüntü, farklı iki yunan’ı, siopis ve bakasetas’ı buraya yönlendirdi. siopis 25, bakasetas 26 yaşında. ikisi de a milli futbolcu. haziran’da yunanistan’ın italya’yla oynadığı grup eleme maçında her ikisi de dakika almış. siopis sert bir ön libero. bakasetas’sa çok yönlü bir hücumcu. hücumun her bölgesinde oynayabiliyor ama çalışkanlığı öne çıkıyor. geçen sezon aek ile şampiyonlar ligi’nde bayern ve benfica maçlarında 90 dakika forma giymiş. iki oyuncunun toplam maliyeti 1,2 milyon euro. bence tzavellas-maniatis’ten daha fazla iz bırakabilecek bir ikili.

    3- jorge fernandes (kasımpaşa)

    kasımpaşa, ligin en iyi arama-tarama kabiliyeti olan kulüplerinden. zaten ligin en değerli 25 futbolcusu içine galatasaray, başakşehir, beşiktaş, trabzon, fenerbahçe dışında girebilen tek adama, trezeguet’ye sahipler. diagne, castro ve mensah gibileri de lige kasımpaşa üzerinden giriş yapmışlardı. bu kez de rotayı portekiz’e çevirmişler, porto’nun 22 yaşındaki stoperi jorge fernandes’i kiralamışlar. geçen sezonun ortasında bir sakatlık sonucu formayı kapıyor, son 11 hafta direkt oynuyor tondela’da. ümit milli takımda da euro 2019 elemelerinde düzenli mücadele etmiş, bir maça da kaptan çıkmış. marcao potansiyeli hissediliyor fernandes’te.

    4- donis avdijaj (trabzonspor)

    evet, biraz riskli bir transfer. ama sanırım ünal karaman gibi bir bilge, 'denemeye değer' diye düşündü onun için. mart’ta willem’de kadro dışı bırakılmasına rağmen, haziran’da kosova milli takımı’na davet edilmeyi sürdürmüş. 2017’de dünya kupası eleme grubunda bize karşı oynadıkları maçta ileri uçta nuhiu’ya oranla daha hareketli ve canlı olduğunu not etmişim. trabzon onun için güvenli bir liman. futbola odaklanmak zorunda. kanat rotasyonunda son 15-20 dakikalarda bulacağı şansları iyi değerlendirirse tekrar bir çıkış yakalayabilir.

    5- fredrik gulbrandsen (başakşehir)

    başakşehir santrfor rotasyonuna bence 2 harika isim kattı, biri gulbrandsen, diğeri muhammet demir. muhammet sivas’la çok iyi bir sezon geçirdi, sadece bitiren değil, oyunu kuran bir rol üstlendi. ve galatasaray-fenerbahçe gibi santrfor ihtiyacı olan takımlar onu nasıl gözden kaçırdılar, şaşırdım doğrusu. fredrik gulbrandsen de bir başka iyi transfer. 4 yıl önce geçirdiği çapraz bağ operasyonun etkilerini atlatmış görünüyor. başakşehir’in yerden-pasa dayalı oyununa katkı yapacak; 4-6-0 görünümü sağlayabilecek bir santrfor. rb salzburg gibi son derece kaliteli bir takımla avrupa ligi’nde 5 gol istatistiği yaparak süper lig’e geliyor. bu gollerin biri napoli’ye, ikisi de leipzig’e. bu sezon bolca konuşabiliriz gulbrandsen’i.

    uğur meleke
  • 34524
    "ali koç, değişim sloganının ağırlığına boyun eğdi.
    ali koç, sadece fenerbahçe’ye değil, türkiye futboluna da değişim vaat ediyordu. ancak onca bedelin karşılığında bir yıl sonra o mavi gömlekli adamın yerinde gördüğümüz onun suretinde aziz yıldırım...

    geçen sene bu zamanlar manşetlerde mavi gömleğinin kollarını sıyırıp, yumruğunu göğe kaldırmış mavi gözlü adamın saçtığı umut rüzgârları esiyordu. çünkü aziz yıldırım efsanesini tarihi oy farkıyla deviren ali koç, sadece fenerbahçe’ye değil, türkiye futboluna da değişim vaat ediyordu. yabancı sportif direktör, phillip cocu ile hollanda ekolü ve onlarca genç oyuncuyla, ‘üreten fenerbahçe’ diyerek yola çıktı.

    oysa ilk değişim, değişim vaadini ertelemek olmalıydı; kulübün inanılmaz borcunu gördükten sonra. aykut kocaman ile devam ederek, önceliği mali restorasyona vermeliydi. ne var ki kongreyi kazandıran ‘değişim’ sloganın ağırlığına boyun eğdi. ama aynı koç maç skorlarına göre hafta hafta değişim iddiasından hızla vazgeçti.

    - volkan demirel’in kadro dışı bırakılması ve geri alınması
    - cocu’nun gönderilmesi
    - koeman ile ‘acaba olur’ mu denemesi
    - hayallere uymadığı söylenen ersun yanal’ın getirilmesi
    - sezon başı transferlerin fiyasko çıkması
    - devre arası transferlerinin tutmaması...

    ‘yeniden’ denilerek hedelenen o eski şaşalı fenerbahçe, haftalarca küme düşme hattı eteklerinde gezdi. yıllar sonra dönüp puan tablosuna baktığımızda çekilen acı gözükmeyecek, çünkü takım sezonu 6. bitirmiş görünecek. oysa çok önceki sezonlarda daha kötü derece yaparken bile geçen sezon ki kadar ıstırap çekilmedi.

    böylesine büyük bedelin fenerbahçe’ye bıraktığı bir iki kazanım olmalıydı, değil mi? misal:

    - berke özer’e güvenilerek bu sezon kale verilebilmeliydi.
    - barış alıcı takımın bankosu olabilmeliydi.

    öyle ya, siz türkiye’ye yeni bir kulüp yapısının mümkün olduğunu söylediniz.

    fakat, onca kederin getirdiği yer ‘yeniden emre belözoğlu’ oldu. peşinen övülen koç’un vizyonu 38 yaşındaki emre belözoğlu’nun fenerbahçe’yi kruse’ye anlatma misyonu oldu!

    peki volkan demirel’in suçu ne o zaman? neden hâlâ arafta bekliyor? emre’nin anlatacağı kültürü, volkan daha iyi anlatır zira o kültürün kendisi bizzat volkan’dır.

    siz bize emre ve volkan kültürlü fenerbahçe’yi değil, barış’lı berk’li yeni kültürlü fenerbahçe’yi söz vermemiş miydiniz? iş buysa, o halde aziz yıldırım da comolli’nin yerine ceo olsun. daha başarılı olur zira bugün yapılan, ‘yeniden’ eski fenerbahçe’ye dönüştür. bir oyuncu f.bahçe’ye imza atmadan önce kültürünü öğrenmiş olmalı. hani o klişe deyimle oyuncu şunu demeli: “f.bahçe’nin büyüklüğünü biliyorum...”

    merih demiral’a juventus kültürünü anlatmanın gereği var mı? peki cocu’lu başlangıçta sonuna kadar gidilseydi ne olurdu? öyle veya böyle yine kümede kalınırdı ama hiç değilse ‘eski düzen’i de yenmiş olacaktınız. ancak onca bedelin karşılığında bir yıl sonra o mavi gömlekli adamın yerinde gördüğümüz onun suretinde aziz yıldırım’dır.

    ha fenerbahçe bu sezon şampiyon olabilir mi? olabilir elbet. lakin mesele şampiyonluk değildi ki... bakın emre de diyor: “f.bahçe’de bazen şampiyonluk da yetmez... koç’a da yetmeyebilir...”

    hazir misin? puanin silinecek ve şampiyonluğu kaybedeceksin!

    2010... mahmut özgener’in federasyon başkanlığında ulusal kulüp lisans sistemi’ne geçilmişti. altyapıdan mali yapıya kadar dört dörtlük bir talimattı ama hakkıyla uygulanmadı. uygulansaydı bugün belki ligimizi premir lig ile kıyaslıyor olurduk!

    şimdi yeni bir lisans sistemi geldi. hiç itirazım yok ama harfiyen uygulanacağı konusunda ülke kültürüne bakınca ne yazık ki çok umutlu değilim. düşünün, beşiktaş-fenerbahçe-galatasaray-trabzonspor’dan biri şampiyon oluyor ama talimata uymadığı için 1 puanı siliniyor ve şampiyonluğu kaybediyor. ve ülkemiz bunu hazmediyor!

    tff başkanı nihat özdemir ve kulüpler birliği başkanı fikret orman, “taviz verilmeyecek” dedi. kulüp lisans talimatı, birebir uygulanırsa nihat özdemir de tarihe geçecek.

    umarım özdemir ve yönetimi tarihe oynar... ben yine de yöneticiye borçlandırmada şahsi sorumluluk getiren yasa çıkmadan bu tür düzenlemlerin kadük kalacağını düşünüyorum.

    boyd’u beklerken!

    gomez’ler, pepe’ler, aboubakar’lar, negredo’lar, talisca’lar, vida’lar ve daha neler nelerler... hepsi de rüzgâr gibi geldi geçti beşiktaş’tan... ‘come to besiktas’ dedin mi, istanbul’a özel jet iniyordu. ve bugün... beşiktaş taraftarı günlerdir geçen sezonu ankaragücü’nde kiralık geçiren tyler boyd’un imza atmasını bekliyor. pepe’den boyd’a sadece 2 sezonda gelinen ‘vizyon’! eline para geçince “uzakdoğu’ya açılıyorum”, veresiyeye düşünce “en büyük transferlerimiz altyapıdan olacak” de...

    başkanlar hiç susmuyor

    medyada başkan demeçlerinden geçilmiyor; dört büyükten lige yeni çıkan kulüp başkanına kadar...

    “mobese’ye bile konuşuyor” benzetmesi çok abartılı kaçmaz hani...

    vedat muriqi sayesinde türkiye, rize başkanı hasan kartal’ın adını ezberledi. günde 10 kez konuştu! sıra deniz türüç transferiyle kayseri başkanı erol bedir’de... sorsanız bu kulüplerin de sportif direktörü var ama hiçbirini göremiyoruz kameralar karşısında."

    kenan başaran*
  • 34525
    "kulüplerin borçlarının bankalar birliği tarafından yapılandırması hemen hemen tüm kulüp yöneticilerinin ortak beklentisi...
    bu uzun vadeli yapılandırmayı 2 yıl önce ilk kez ben ortaya atmıştım.
    ne mutlu ki; yapılandırma için son düzenlemeler yapılıyor.
    beşiktaş yönetimi de bankalar birilği'nin borç yapılandırılmasını sabırsızlıkla bekliyor.
    nasıl beklemesin ki; borç olmuş 3 milyar tl!
    sayın başkan sanki 7 yıldır koltukta oturmuyormuş gibi, ''bu borç yüküyle beşiktaş'ı yönetemeyiz'' diye açıklama yapıyor.
    factoring kapılarında borcunu katlayan beşiktaş yönetiminin bu borçları sadece kur farkıyla açıklamaya çalışması hiç inandırıcı değil elbette...
    hatırlatayım; yılıdırım demirören döneminde de 70 milyon dolar kredi alınmıştı.
    o paranın nasıl buhar olduğunu çok iyi hatırlıyorum.
    o dönem ''büyük zafer, beşiktaş'ın geleceği kurtuldu'' diyerek alınan krediyi bayram ilan edenlerin bugün vicdanları rahat mıdır acaba?
    beşiktaş'ın bankalar birliği ile yapacağı anlaşmanın iki önemli ayrıntısı var;
    aktarılacak paranın miktarı önemli...
    ***
    2. duyumlarıma göre 3 yıl geri ödemesiz kredi ama; bu aşamada faiz işlemeye devam ediyor.
    insan düşünmeden edemiyor; ya bu para; mevcut yönetimin finansal sorumsuzluklarıyla yönetilirse?
    deniz bitti artık!
    bu yeni dönemde finansal olarak iyi yönetilmezse; hem 3 yıl sonra hem daha büyük borç yükü, hem de devlet desteği de arkasından çekilmiş kredibilitesiz bir beşiktaş ortaya çıkacak.
    yeni dönemde, bankalar birliği'nin beşiktaş'a kayyum ataması ve kulüpte söz sahibi olması da konuşuluyor.
    mevcut yönetimin plansız ve programsızlığı, finansal yönden başarısız ve beceriksizliği koskoca beşiktaş spor kulübü'nün bir başkasının eline teslim edilmesini gerektirmez.
    o yüzden de beşiktaş genel kurulu ve ileri gelenleri ortaya çıkıp kulübün sahipsiz olmadığını beşiktaş camiasına ve spor camiasına göstermelidir.
    yoksa bu para da bu yönetimin elinde çarçur olursa, beşiktaş geri dönülmez bir yola girebilir.
    transfer döneminde dikkatimi çeken bir husus var.
    iyi futbolcu, yararlı, zararlı futbolcu ayırımı yapmaksızın, maddi durum bu haldeyken ve finansal fair play tehlikesiyle karşı karşıyken, neden beşiktaş yönetimi bonservisli futbolculara yöneliyor?
    yönetim yine menajerlerin oyununa mı gelecek?"

    sinan vardar
App Store'dan indirin Google Play'den alın