yazar notu: tüm görüşlerinin altına imzamı atıyorum. enfes bir yazı olmuş.
https://twitter.com/...557759791194112?s=21 yazının tamamı;
son zamanlarda türk futbolu’nun tadının kaçtığının ve türlü ayak oyunları oynandığının ben de sizler gibi farkındayım. ne yazık ki insanların alenen birbirine kutuplaştırılıp düşman edildiğine hep beraber şahit oluyoruz.
galatasaray dün tartışmalı bir maçı kazandı. bunu inkar etmenin yahut ‘ağla’ muhabbeti ile yok saymanın manası yok. tek tek pozisyonlara baksak tartışmanın biteceği yok. zannederim vicdanlı hiç kimse dört dörtlük bir oyun ve yüzde yüz haklı kararlarla kazandık diyemez.
şimdi galatasaraylı olmayanlar öfke kusup hakemleri lanetliyor, galatasaraylılarsa ben dahil dalga geçiyor. ligin ilk yarısında ise durum tam tersiydi. federasyon başakşehir’in yolunu açmak için galatasaray’ı maç maç doğruyor, isyan ettiğinde ceza yağdırıyordu.
o zaman galatasaraylılar isyan ederken diğerleri ‘ağla’ muhabbeti yapıyordu.
hatta 17 kulüp birleşip galatasaray’ın da üyesi olduğu kulüpler birliği adıyla galatasaray aleyhine açıklama yaptı. filmin koptuğu yer burası aslında.
hatta galatasaray geçtiğimiz günlerde sezonun sonuna gelinirken ‘hakemleri kura ile belirleyelim ve maçlar aynı gün, aynı saatte başlasın” teklifinde bulundu. ama buna da bir karşılık bulamadı. çünkü yine işlerine gelmedi.
galatasaray geçen yıl şampiyon olmuş, bu sene çok iyi oynamasa da şampiyon olma şansı yüksek. beşiktaş ve fenerbahçe’nin durumu iyi değil. elbette galatasaray’ın şampiyon olarak kupa sayısını arttırmasını istemeyecekler. evet çok doğal ancak bu istek, galatasaray’a yapılan haksızlıklara göz yummanın gerekçesi olmamalıydı. başakşehir’in şampiyonluğu, kötü bir dönem geçiren her kulübün ve en çok da federasyonun içini rahatlatacak bir senaryoydu. bunun gerçekleşmesi için hemfikir olunduğu gün, dostane rekabetin cenaze namazı kılınmıştı aslında. şimdi çıkıp temiz ligden, senaryodan bahsetmenin manası yok.
şimdi herkes taraftarına ‘tamam biz kötüydük ama galatasaray da haksız şampiyon oldu’ demenin alt yapısını hazırlıyor.
futbol yöneticileri her zaman olduğu gibi kendilerini temize çekecekler, mağdur olacaklar ve yine taraftar birbirine düşman olacak. ligin anasını ağlatıp sonra takımların birbiriyle kavgasını, taraftarın kaosunu omurgasızca viskilerini açıp ellerinde puroyla izleyecekler. tüpçü ve ekibi bırakıp gittiği gün, o senaryonun hayata geçirilmesi için harcanan çaba sekteye uğradı. başakşehir’in rahatlığı yerini kaygıya bıraktı, galatasaray psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. doğruyu söylemek gerekirse galatasaray’ın öyle aman aman bir futbol oynadığı yok.
ligdeki 18 takımdan karma çıkarsak avrupa’da bu futbolla, bu alt yapıyla rezil oluruz ki milli takım’ın hali de ortada ve içler acısı. temel bozuk, ekonomik kavga, çıkar ilişkisi derken uzar, gider. yani mesele iyi futbol’dan çıkalı çok oldu. fair play’in ancak adı var artık. var’ın varlığı ile ‘hata yapmıştır belki’ denilebilecek birçok pozisyonda hakemlerin ne denli kötü niyetli karar aldığı veya aldırıldığına şahit olduk. bizim hakemlerin futbol bilgisinde bir sorun yokmuş, sorun adaletsiz futbol atmosferinin getirdiklerindeymiş. artık net şekilde ortada hepsi.
ve hepimiz biliyoruz ki, bütün bu yüksek sesli çıkışlar, öfke patlamaları adaletsizliğe isyanın eseri falan değil. her takım rakibinin sonraki hafta başının yanması için isyan tiyatrosu oynuyor.
adaletin olmadığı yerde kaosun gücüne herkes vakıf. bu nedenle türk futbolu’nda geçer akçe neyse herkes onu sunuyor ortaya. mesela, dünkü maçta galatasaray tamamen haksız yere maç kaybetse, diğerleri ‘galatasaray’a haksızlık yapıldı’ diyecek miydi? yahut galatasaraylılar olarak isyan ederken ‘tamam hatayla puan kaybettik, kötü oynadık’ diyecek miydik? hepimiz biliyoruz ki, galatasaray isyan edecek, diğerleri alay edecek ve haksızlığı umursamayacaktı. böyle oldu ilk yarı, sonra diğerleri haksızlığa uğrayınca biz dalga geçtik. kimsenin hakkaniyeti falan gözettiği yok. kandırmayalım birbirimizi. başarısızlıklarımızı ört bas etme yahut başarılarımızı göklere çıkarma derdindeyiz. ama futbolda adalet çürüyor. bu sene öyle ya da böyle, ‘ağla’ muhabbetiyle yahut ‘beter olun’ tatavasıyla bitecek.
yarın yine bu hakemler ve bu zihniyetteki federasyonla baş başa değil miyiz? yarın bu federasyon birini harcarken ötekine koltuk çıkmayacak mı? neticesi ne olursa olsun vicdanı çürümüş bir futbol kamuoyuyla nereye varabileceğiz. herkes kendi ayıbından başlayıp eteğindeki taşları dökmeden bir şey değişmeyeceği kesin. çuvaldızı batırmanın vakti geldi de geçiyor bile. önlem alınmazsa alt tarafı futbol “oyun”u yüzünden allah muhafaza insanlar birbirini katledecek duruma geldi. insanlar birbiriyle arası bozuk, saygı veya hakkaniyet gibi kavramlar hiç olmaya başladı. avrupa’daki 4 büyük lig 4 takımla şampiyonlar ligi garantisi alırken ağzımızı açmadık. finansal fair play bizim gibi ligleri vuracak şekilde dizayn ediliyor, gıkımızı çıkarmıyoruz. 3-5 seneye avrupa düzeyinde top oynayacak takati olan tek türk takımı kalmayacak ama biz hala birbirmize ‘ağla’ muhabbeti yapıyoruz. çok yazık, inanın yürekten söylüyorum çok yazık. uzattım biraz kusura bakmayın, özetle galatasaray’ın dün sonuna kadar hak ettiği bir galibiyet almadı. daha önce haksız puanlar kaybetti. diğerleri de yaşadı bunları. oturup sabaha kadar var’sız puan tablosu, hakem hatasız lig sıralaması yapsak nafile. herkes yine kendine haklı görecek. çünkü kimse adalet aramıyor, herkes anlık yahut haftalık mutluluk yaşama çabasında, lütfen kandırmayalım birbirimizi artık. son olarak;
adaletin kestiği parmak acimaz ama adaletsizliğin ezdiği vicdan ömür boyu sizlar.
futbolun bir oyun olduğunu unutmayalım, hakkımızı ararken birbirimize düşman olmamıza, eşimizi dostumuzu kırmamıza hiç gerek yok. cümleten iyi günler.