• 31478
    32 yıl önce bugün: maradona'nın unutulmaz golü.

    dönemin ingiltere orta sahası peter reid: "maradona'nın golü 'tanrı'nın eli' değil, hilebaz bir p*ç'in eliydi!"

    aynı gol bugün atılsa maradona'nın ne orospu cocuklugu kalırdı ne de emek hırsızlığı. adam haklı. kaldı ki var sayesinde de gol iptal edilirdi.

    bazen romatizmin ayarını kaçırıyoruz.
  • 31483
    "gece gündüz çalışıyoruz. emeklerimizi hiçe sayacak, duyumculardan ziyade bizim bizzat açıklamalarımızı bekleyin rica ediyorum.

    ben demiştim diyebilmek için isim uyduranlar var. son dakika geçilen, yazılan ve sanki hep yanımızdaymış gibi sosyal medyada takipçi artırma çabasına girenlere lütfen, rica ediyorum itibar etmeyin. mümkün olduğunca hızlı ve açık şekilde sizleri bilgilendireceğiz.

    kimse karamsar bir yapıya bürünmesin, benim hayalim belli. daha geldiğim ilk gün söyledim. o hayal için çalışacağız ve kazanmak için mücadele edeceğiz. real madrid maçını* hatırlayın, daha iyisi neden olmasın?"

    fatih terim
  • 31484
    takımda kaliteli futbolcuların olduğunu ve bu oyunculara tekliflerin geldiğini belirten aksoy, "şu an için mevcut kadromuzdaki oyuncular için gelen teklifler var. ama bunları açıklamamız hem bizim hem de oyuncularımız açısından çok doğru değil diye düşünüyorum. elbette süper lig takımıyız ve takımımızda gerçekten değerli oyuncular var. şu ana kadar oyuncularımız için bize gelen resmi bir teklif yok. bazı oyuncularımızla alakalı sözlü teklifler var" dedi.

    transfer konusunda rıza çalımbay ile yapılacak görüşmeler neticesinde karar verileceği belirten aksoy, " hocamızla bazı şeyleri görüştük. konuların çoğunda paralel ilerliyoruz. bu konulara ve transfer olacak diğer isimlere de önümüzdeki günlerde beraber yapacağımız çalışmalar neticesinde karar vereceğiz. ama ilk amacımız hem takımı dengeli bir hale getirmek hem de sezon başından itibaren de kulübümüzün ve takımımızın daha önceki yıllarda olduğu gibi takım ruhunu tam sağlayıp sezon boyunca dengeli bir şekilde gitmesini sağlamak. buna bütün futbolcularımızın ayak uyduracağını düşünüyoruz. çalışmaların hepsi bu yönde olacak" diye konuştu.

    lebogang manyama ve patrick friday eze'nin kamp kadrosunda düşünülmediğini menajerlerine ve kendilerine gerekenleri ilettiklerini ifade eden aksoy, "kamp kadrosunda ikisi de düşünülmüyor. ama tabii bunlar da şu anda kulübümüzün sözleşmeli oyuncuları. burada da bizim yönetim olarak kulübümüzün menfaatlerini düşünerek bu işi yapmamız gerekiyor. bunu da inşallah en kısa sürede çözmek için gayret göstereceğiz. buradaki en önemli nokta, bu oyuncuları gönderirken kulübün mali yapısını düşünerek kulübe zarar vermeden yapmak istiyoruz" dedi.

    geçen sezonun devre arasında kiralık olarak transfer edilen milli futbolcu volkan şen ile devam etmeyi düşünmediklerini belirten selçuk aksoy, " sözleşmesi sona eren volkan şen ile devam etmeyi düşünmüyoruz. jens jonsson ile sözleşme yeniledik. hem sezon içerisinde hem de bu kamp döneminde, sözleşmesi sona erecek futbolcularla ilgili bir çalışmamız olacak. serkan kırıntılı konusunda ise kendisi şu anda sözleşmeli futbolcumuz. geçen sene ki performansı da ortada ve biz kendisinden zaten çok memnunuz. inşallah önümüzdeki sezonda kalemizi koruyacak. iyileştirmeler noktasında karşılıklı oturulur, konuşulur. gelen tekliflerin olduğunu basından okuyoruz. kendisinin söylediği de 'ben konyaspor'da oynamak istiyorum' şeklinde" ifadelerini kullandı

    atiker konyaspor ikinci başkanı selçuk aksoy

    https://www.dha.com.tr/...uyoruz/haber-1586355
  • 31488
    "futbol sayesinde çocukluğumdan beri hayal ettiğim birçok şeyi gerçekleştirdim. ama bir yanın hep harvard, oxford, mıt gibi büyük okullarda okuyanlara özenirdi. onlar benim için dünyanın en zeki insanlarıydı. 29 yaşında böyle bir fırsat elde etmiş olmak bir anlamda çocukluk hayalimin gerceklesmesiydi. kendimi farklı pozisyonlara hazırlamalıyım, farklı seviyelerde test etmem gerekiyor. kalıcı bir iz bırakmak istiyorum, bunun icin de sınırlarımı zorlamam gerektiğine inanıyorum. "
    nuri şahin
    yazar notu: senin gibi zeki ve ahlaklı bir türk sporcu olduğu için çok mutluyum. umarım hep başarılı olursun.
  • 31489
    “orada çok enteresan bir şey oldu. su fışkırdığında biz tam suyun altına denk geldik. suyun altında kalan biz avrupalılar, fazla ıslanmayalım diye geri gittik. sudan uzaklaştık. o çocuklar ise belki de ilk defa hayatlarında temiz su görüyorlar, onlar suya doğru gittiler. o anda yanımda olan okan abi’ye söyledim, ‘baksana biz ıslanmayalım diye geri geri gidiyoruz, onlar ilk defa temiz su görüyorlar, suyun üzerine gidiyorlar.’ çok acayip bir sahneydi.”
    nuri şahin
  • 31490
    “şükretmek için sebep arıyoruz ya her zaman, bu konu kendimizi kaybettiğimiz ve güncel şeylerle savaştığımız zamanlarda aklıma gelirse, benim adıma iyi olabilir. kuyu açıldıktan sonra 50-100 metre kadar geri çekilip insanları izledim. gülüyorlardı, mutlu insanlardı. bundan sonra hayatlarında su olacaktı ve bizim de payımız vardı. çok mutlu ve azla yetinen insanlar gördüm. biz her zaman, her şeyin en iyisi olsun savaşı veriyoruz ya, o insanlar suyla mutlu oluyorlar işte. bize sadece yemek ve suyla mutlu olacağımızı söyleseler ‘sadece onlarla nasıl mutlu olunur’ diye itiraz edeceğimiz sırada bizden sadece 5.5 saat uzaklıkta insanlar aç ve susuz. bu çok enteresan ve çok acı.”
    nuri şahin
  • 31491
    “insanlığa inanıyorum ve hepimizin aslında eşit olduğumuzu düşünüyorum. önceleri, yerel sosyal yardım girişimlerini destekliyordum ama zamanla şunu öğrendim: doğru olan, sadece kendi çevrendeki insanlara yardım etmek değil. dünyanın çeşitli yerlerinde çok büyük problemlerle karşı karşıya olan insanlar var. bu nedenle amacımız küresel olarak en fakir alanlara yönelmek olmalı. benim amacım etiyopya'nın tigray bölgesi'nde her yere su götürme hedefimiz doğrultusunda çalışmak. en önemlisi, daha fazla insana dünya vatandaşı olarak sorumluluklarının farkına varmalarını göstermek”
    neven subotic
  • 31494
    (gbkz: şampiyonluğun anahtarı neydi?)

    -fatih hoca, levent hoca, ben, ümit hoca, analizciler en ufak detayına kadar araştırdık, çok emek verdik, gecemizi gündüzümüze kattık anahtar faktörleri bulabilmek için. bunların en başında futbolcuların geldiğimiz zaman güven kayıpları.. bizi taşıyacak oyuncuların 12, 13’ünden faydalanmak mümkün değildi. çünkü geldiğimizde onlar kendine güvenini kaybetmişti. ilk anahtar olarak bunu yaptık. takımı bütünleştirdik. daha sonra iş sahaya geldi. biz hücum oynamayı seven bir takımız her yerde.. elimizdeki kadroya göre bunları yapmaya çalıştık. bu 2. anahtar. oyun felsefesini anlattık. zor bir süreçti, çünkü yeni bir hoca, yeni oyun felsefesini oturtması 10-15 günde olacak iş değil. ama biraz hızlandırılmış cd gibi yaptık her şeyi.

    açıkçası kimse bu kadar şampiyonluk yarışı içerisinde olacağımızı düşünmüyordu. futbolcuların florya’ya mutlu gelmesini sağladık teknik ekip olarak. bunun başmimarı büyük tecrübesiyle fatih hoca.. sosyal medyadan seyircimize ulaşmaya çalıştık. özellikle futbolcu ıslıklanmaması konusunda taraftarın tam destek vermesini istedik. beşiktaş, başakşehir, trabzonspor maçları öncesi teknik heyetten hiç kimse analiz odasından çıkmadı. birçok anahtar anlattım, bunların birçoğu bir araya gelmeyince hiçbir şey olmaz. futbolculara çok büyük özgüven aşıladık. onlarla ağabey-kardeş olduk. bunları yapınca ortaya güzel tablolar çıktı. önemli bir şampiyonluk; çünkü bu sene mutlaka şampiyon olmamız gerekiyordu. kulübün mali zorlukları ortada, bu şampiyonluk bize çok büyük nefes aldırdı.

    (gbkz: donk, sinan, rodrigues, linnes, denayer gibi fazla forma şansı bulamayan isimlerin performansını yükseltmeyi nasıl başardınız?)

    - rodrigues’in iyi niyetle çok şey yapmaya çalışırken birçok şeyi yanlış yaptığını gördük. kanat oyuncusu olduğum için rodrigues’le birebir ilgilendim. donk, geldiğimizde kadro dışıydı. eğer siz oyuncuya güvendiğinizi söylerseniz, yeteneğini, ne yapabileceğini, özelliklerini en doğru şekilde sayarsanız; antrenmanlarda ve maçlarda oynatmaya başlarsanız oyuncu alır o formayı geçmiş günlerin acısını çıkarmak için böyle bir yol seçer kendine. hayatımda ilk defa gördüm, linnes konuşmuyordu. ama linnes şaka yapmaya başladı takım arkadaşlarıyla. sinan, acaba hata yapar mıyım yapmaz mıyım arasındaydı onunla da birebir ilgilendim. denayer’i de konuşur hale getirdik, antrenmanda en çok konuşan oyuncu oldu. önemli olan futbolcunun özelliklerini bilip güvendiğinizi hissettirmek. hareketleriniz, tavırlarınız, antrenmandaki birebir konuşmalarınız, maça çıkarken onları konsantre etmeniz, karşısında oynayacağı rakibin kim olduğunu anlatmanız, “sen, ondan daha iyisin” demeniz, bunlar hep bir faktör. yoksa “haydi ben sana güveniyorum çık maça oyna” yok böyle bir şey.

    (gbkz: sizi futbolcuyken de antrenörken de hırslı gördük, bunu nasıl başarıyorsunuz?)

    - benim yapım bu. bundan sonra da böyle devam edecek. özel hayatımda da hırslı yapım vardır. 13 yaşından beri 28 yıl devamlı kazanmaya odaklı oynamış bir oyuncuyu siz antrenörken sakinleşecek diye düşünemezsiniz. şu an halı saha maçına da gitsem o maçı yine kazanmak isterim. bu benim yapım. bu yapımın çok aşırıya kaçmadan, futbolcular üzerinde çok olumlu tepkiler aldığını görüyorum.

    (gbkz: fatih terim ile çalışmak nasıl bir duygu, ondan neler öğrendiniz?)

    - fatih hoca ilk aradığında “nerede kalmıştık?” dedi, “şampiyonlukta kalmıştık” dedik. florya’yı çok iyi biliyoruz. 21 yılımız geçti fatih hoca ile. artık fatih hoca’nın bakışından, duruşundan çok iyi anlıyoruz. çok iyi tanıyor bizi. levent şahin de bize katıldı, akademik olarak çok iyi. birbirimizi çok iyi tamamladık. medyada, sosyal medyada şu dönüyor; “bam bam bam..”.. “bam bam bam”la hiçbir şey olmuyor. fatih terim gerçekten hem 90 dakika içerisinde oyuncu değişikliklerinde hem antrenmanda iyi bir taktisyen. bence avrupa’nın sayılı hocalarından biri. tamam fatih hoca’nın hırsı var, motivasyonu var ama motiveyle bu işler olmuyor. futbolcu nasıl oynayacak, nasıl dizilecek sahaya, nasıl oyuncu değişikliği yapılacak, hangi antrenman sistemi uygulanacak? motivasyon 1 dakikadır, ama yapacağınız iş 90 dakikadır. yanlış bilinen çok şey var. bence kendini taktik anlamda yetiştirmiş ender teknik direktörlerden biri.

    (gbkz: galatasaray taraftarını her maç öncesi selamlamanızı bazı tv yorumcuları eleştirdi, yanıtınız olacak mı? )

    - ben de tv’de yorumculuk yaptım. ama ben maç yorumladım. birine herhangi bir eleştiride bulunmadım. ümit davala’yı da, levent şahin’i de, mert çetin’i de tribüne çağırıyorlar. şöyle örnek vereyim, bu konuyu da kapatayım. şenol güneş, bu ülkenin en iyi teknik direktörlerinden biridir. beşiktaş’la 2 şampiyonluk yaşadı. son maçta 3’lü çektirdiler. şimdi şenol güneş taraftarın kendine teveccüh göstermesini, tribünlere çağırıyorsa gitmeme şansı var mı? “yok sağolun ben teknik direktörüm gitmiyorum” mu diyecek, böyle bir şey yok. sen taraftarınla bütünleşiyorsun. bunun yorumu olmaz aslında.

    (gbkz: şampiyonlar ligi’nde hedef nedir?)

    - yeni sezonun çalışmalarına 20 mayıs sabahı başladık. çünkü şampiyonlar ligi ayrı bir platform. bize neyin yeteceğini, neyin yetmeyeceğini çok iyi biliyoruz. kulübün durumunu da biliyoruz. ben türkiye’de şampiyonlar ligi’nde en fazla oynamış oyunculardan biriyim. orada nasıl bir kavganın olduğunu, nasıl bir futbolun oynandığını çok iyi biliyorum. b.münih, dünyanın en yetenekli 3 takımından biri. 122 km. koşuyorlar. bizim hem yetenekli olmamız hem de en 117, 118 km koşmamız lazım. başarılı olmak istiyorsak takviyeyi çok dikkatli biçimde yapmamız lazım.

    (kz: bir gün galatasaray’ın teknik direktörü olarak sizi görecek miyiz?)

    - buradan geçecek bir yolumuz vardır. kesişeceği noktayı şu an saptayamam ama tabii ki fatih hoca gelecek bir gün belki alex ferguson gibi futbol direktörü olacak. o zaman aslında konuşulur. baş teknik direktör olarak başka takımlarda da çalışmamız lazım. bu gerçek. ama galatasaray’ın ne zaman ihtiyacı olursa; gördünüz, 4.5 ay içinde “gel” dediler büyük bir taşın altına elimizi koyduk hepimiz. tabii ki öyle bir düşüncem var, bu herkesin hayalidir. ama şartlar, durumlar ileride ancak bunu gösterebilir. fatih terim “ben bıraktım” demedikçe, hiç kimse onu bırakmamalı.

    hasan şaş

    güzel bir röportaj olmuş. cumhur önder arslan ve cumhuriyet'ten alıntıdır.
  • 31495
    "g.saray'da çok mutluyum. şampiyon olmak benim için büyük bir başarıydı. sonrasında şampiyonlar ligi'ne katılım hakkımız oldu. gelecek sezon şampiyonlar ligi'nde oynamayı bekliyorum. istanbul'u çok seviyorum ve ailemle de buraya uyum sağladık. bu şehirde mutluyuz. ayrıca antrenman programlarım, antrenörlerim yani kısacası her şey yolunda. ayrılmak istemiyorum."

    bafetimbi gomis
  • 31496
    "evimizde ısıtma yoktu. odun yakarak ısınıyorduk. basel'de küçük bir evimiz vardı. ben koşarak ısınıyordum. kışları uyuyabilmek için 5 battaniye kullanıyorduk."

    ailem, savaş yüzünden ben henüz 4 yaşındayken kosova'yı terketmişti. isviçre'de ben ve iki kardeşim ile yaşamaya çalışıyorduk ama bu hiç kolay değildi. babam, bir restorantta bulaşıkçı olarak çalışmaya başladı. annem de bir ofiste temizlikçi olarak işe girdi.

    isviçre, herkes için pahalı bir yerdir. kosova'dan gelen bizler için ise ekstra pahalı bir yerdi. her yıl kosova'ya giderdik ancak savaştan sonra gitmemiz imkansızlaştı. sadece doğum günlerimizde fazladan harcama yapıyorduk.

    ronaldo benim idolümdü. orijinal olan ronaldo. oynayışı beni büyülüyordu. 1998 dünya kupası finalinde sakatlanmıştı ve brezilya, fransa'ya kaybetmişti. o maçın ardından çok ağlamıştım çünkü onun için çok üzülmüştüm. doğum günüm de o tarihlere denk geliyordu. anneme 'ronaldo forması' al diye yalvarmıştım. tek istediğim şey ronaldo'nun sarı formasıydı.

    doğum günüm geldiğinde annem bir kutu ile geldi. kutunun içinden ronaldo'nun sarı forması çıktı! gerçi sahte formaydı, marketten almış. ama sarı formaydı ve yeşil bir şekilde ronaldo yazıyordu. ailemin gerçek forma için parası yoktu ama gerçek olmaması umurumda değildi. hayatımın en mutlu günüydü. 10 gün boyunca bu formayı giydim.

    okulda mülteci bir çocuktum ve isviçreli çocuklar neden futbola bu kadar bağımlı olduğumu anlamıyorlardı. isviçre'de futbol sadece bir spordur.

    4 yıl sonra 2002 dünya kupası başladığında ronaldo ilginç saç kesimi yaptırdıktan sonra berbere gittim ve ''bana ronaldo saçı yap'' dedim. saçımı böyle yaptırdıktan sonra okula gittim ve ''bu çocuğa ne olmuş böyle!'' dediler. umurumda olmadı.

    isviçre'deki takımların çoğu birleşmiş milletler gibidir. takımlarda türk, afrikan, sırp, arnavutluk, her yerden futbolcular vardı. 14 yaşında basel'in alt yapısına girdim. bir turnuvaya gitmem gerekiyordu ama okulu 2 günü kaçıracaktım. okuldaki öğretmenden izin istedim ama kabul etmedi.

    isviçre'de öğretmenler, okul konusunda çok ciddi oluyor. ben de hasta numarası yaptım. grip olduğumu söyledim ve prag'daki futbol turnuvasına katıldım. çok iyi oynadım. diğer çocuklar bana bakıp ''vay be basel'den gelen çocuk demek buymuş'' dedi.

    turnuva bittikten sonra okula döndüm. öğretmenim ''xherdan buraya gel'' dedi. yanına gittim. ''sen hasta değil miydin?'' diye sordu. ardından gazeteyi gösterdi. manşetlerde benim fotoğraflarım vardı. turnuvanın futbolcusu seçilmiştim, fotoğraflarım çıkmış. ellerimi havaya kaldırdım ve ''eyvah yandık'' dedim.

    17 yaşında basel'in a takımına katıldım. bir maçın son 20 dakikasında oynadım ve çok iyiydim. ertesi gün antrenmana gittiğimde alt yaş koçu ''ne yaptın sen öyle?'' diye bana kızdı. ne olduğunu sorduğumda ''teknik direktörle konuştum. yaptığın tek şeyin dribling olduğunu söyledi. ikinci takıma gönderildin!'' dedi. şok olmuştum. basel kariyerimin bittiğini düşünmüştüm.

    iki hafta sonra o teknik direktör kovuldu ve yerine başkası geldi. beni de tekrar a takıma aldı. bir daha da arkama bakmadım. her şey çok hızlı gelişti. 2010'da dünya kupası kadrosuna davet edildim. 16 yaşımda turnuvalara katılmak için param yokken 18 yaşında dünya kupası'na katılıyordum.

    2012 yılında arnavutluk ile oynadığımız bir maçta isviçre forması giyiyordum ama kramponlarıma arnavutluk ve kosova bayrakları koymuştum. isviçre gazeteleri benim bu hareketimi çok eleştirdi. ama benim kimliğim bu.

    isviçre, gölleri ve dağları ile herkesin. parklarında türkler, sırplar ve almanlar ile oynuyoruz. isviçre herkesin. 2018 dünya kupası'nda da kramponlarımda kosova bayrağı olacak. politik nedenlerden dolayı değil. hayatımı anlattığı için. sol ayağımda isviçre, sağ ayağımda kosova...

    xherdan xhaqiri
  • 31497
    ''cristiano ile ilişkim çok iyiydi. 16 yaşında bizimle birlikte antrenmana çıkıyordu. antrenmanın ardından onla kalıp konuşuyordum. saçına değişik şeyler yapıyordu. antrenmanların ardından hep çalışırdık.''

    ''topu soluna al ve üç adım geri git. ardından bacaklarını aç ve denge sağla. kaleci topu beklemeye başlayacak ve heyecanlanacak. ben de bunu yapardım. cristiano bunu maksimum seviyede yapıyor.''

    ''ronaldo ile frikik çalışırken quaresma bizim yaptıklarımızla asla ilgilenmezdi. ben ronaldo'ya nasıl frikik atılacağını gösterdim ama quaresma bizi dikkate almadı.''

    eski oyuncularımızdan cesar prates
App Store'dan indirin Google Play'den alın