1351
ulu önder başkomutan gazi mustafa kemal atatürk’ün 81. ölüm yıl dönümünde hasret, sevgi ve saygı ile anıyorum. fatih hocamızın dediği gibi büyük ölümlere matem gerekmez fikirlerine bağlılık gerekir.
1352
çocuğumun aldığı her hür nefesin kendisi sayesinde olduğunu bilmek, sadece 10 kasım’da değil, o’nu her hatırladığımda gözlerimin dolmasını sağlıyor.
yastığa kafamı koyduğumda o’na layık bir birey olabildim mi diye sorguluyorum. yani öyle büyük bir minnet ki bu, kelimelerle anlatılamaz.
sevgi, saygı ve derin bir özlem ile...
1353
kendisini rahmetle, sevgi ve sonsuz teşekkürle anıyorum. kendisini en azından anlamaya çalışmış, söylemlerini takip etmeyi gayret edinmiş, seven ve sayanlar üzerinde büyüleyici bir etkisi olduğunu düşünüyorum söyle ki:
işim, müzisyenlik ve bir stüdyoya ortaklığım bulunuyor. bu stüdyoda albüm, jingle kayıtları vs yanı sıra sesli kitap kayıtları da yapıyoruz. 2 hafta önce, 10 kasım’da çıkması planlanan bir sesli kitabın kaydını gerçekleştirdik. konu atatürk ve 10 kasım 1938 sonrası türkiye’ydi. kayıtlarda milli mücadele sonrası genç türkiye ve 10 kasım 1938’den hemen sonraki yas içindeki ülkemiz anlatılıyor. tarihsel gerçeklere göre olay döngüleri daha önce çok yayımlanmamış makaleler eşliğinde güzel bir anlatımla sunuluyor. 1923, inkılaplar vs derken, maalesef kitabın akışı 10 kasım 1938’e geldi dayandı. o an resmen stüdyoda bulunan ben, ortağım, kitabın yapımcısı ve seslendiren kişilerden oluşan beş kişide de aynı anda bir göz dolması, ara verme isteği, boğaz düğümlenmesi ve ses titremesi oldu. kayda ara verdik.
sanki o anı ertelemek olasıymış, hikayenin o kısmını duymazsak vefatının olmaması mümkünmüş ya da o kaydı yaparsak kendisinin ölümünü bir kez daha yaşayacakmışız gibi hissettik.
bunu birbirini az tanıyan hatta sadece iş için o an orada bulunan bambaşka 5 kişiye aynı anda yaşatacak derece etkili kaç insan vardır bilemiyorum.
huzur içinde uyusun.
1354
eksikliğini her an her saniye hissediyorum. özellikle de milli mücadelenin 100. yılında varlığının ve bize kattıklarının önemini bir kez daha iyi anlıyorum. sevgi saygı ve minnettarlık ile...
1355
unutulmayacak, unutturamayacaklar.
1356
en büyük devrimci, en büyük şansımız. karanlığın içinden doğan güneş.
1357
saygıyla, minnetle ve hayranlıkla andığım büyük devrimci lider. yazdığım şeyler eksik kalacak diye korkuyorum.
yaşadığı dönem itibarıyla değerlendirince hayranlığım daha da katlanıyor. böyle büyük bir devrimcinin bu topraklarda olması bizim için büyük bir şans, keşke hak ediyor, hakkını verebiliyor olsaydık.
1358
her geçen yıl daha büyük bir saygı ve daha çok özlemle andığım güzide fikir insanı. iyi ki vardın, iyi ki varsın.
1359
bizim bir arkadas var. adi;recep, her 10 kasimda filan böyle yüzünün rengi filan atıyor. sevmiyor galiba atamızı. herkes sevmesin zaten. memleketi sevmeyen atamızı,devrimlerini anlayamaz. bugün özlem,huzur ve sevgi ile anıyoruz. atatürk’ün tevfik fikretten etkilendiğini söylemedende sözümü bitirmiyelim.
1360
o, önce cesur bir komutandı.
sonra büyük bir devlet adamı oldu.
bir ulusun kaderini değiştirdi.
minnetle anıyoruz...
1361
ne senden vazgeçeriz ne de eserinden.
1363
saygı, sevgi ve özlemle anıyorum. ruhun şad olsun atam!
1364
zamanında, "ben sporcunun zeki cevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" demiş ulu önder. ne güzel demiş.
1365
türkiye'de belli kesimler tarafından aşırı derecede putlaştırılmış ve fikirleri dogmalaştırılmış cumhuriyetimizin kurucusu. severim kendisini.
1366
yurtta sulh, cihanda sulh demiş, ileri görüşlü, devrimci, kurucu, büyük önder, yüce insan, eşsiz komutan. hiç unutamıyor insan ama böyle günlerde daha çok aklına getirip, daha çok özlem duyuyor.
1368
neredesin mavi gözlüm, nerede..
en hızlı şekilde kurucu değerlere dönüp, atamızın dediği gibi yurtta ve cihanda barışı sağlayıcı adımlar atmamız gerekiyor. yoksa yarın bugünden daha kötü olacak.
özlemle anıyorum, seni çok özlüyorum dünyanın en büyük adamı.
1369
birilerinin fan boyları tarafından sürekli eleştirilen, zamanında yedi düvele karşı verdiği tüm savaşları kazanmış, bir ulusa özgürlük armağan etmiş başkumandan, cumhurbaşkanı, gerçek lider.
1370
sahada eline bir tek selpak ve kucuk su tutusturulmadigi kalanlarin, cesaret edemeyip inonu ve lozan uzerinden dolayli vurmaya calistigi ulu lider. lozan’a bu ataturk dusmanlariyla gitseydik istanbul’u bile verirlerdi cikarlari icin.
1371
zamaninda arkasini orta doğu batakligina, güzel mavi gözlerini batıya dönmüs ve "yurtta barış dünyada barış" demis eşsiz insan. hayatı savaş meydaninda geçmiş ama ağzından barış kelimesi düşmemiş lider. ondan bugünkü ne yaptigini bilmezlere 85 yilda nasil düstük? ders diye okutulmalidir.
1372
her geçen gun onun fikirlerini, vizyonunu terkedip daha cok boka batmakta olduğumuz büyük lider, vizyon sahibi, büyük komutan.
1373
"ülkemiz şu iki unsurun ülkesidir: biri çiftçi diğeri asker. biz çok iyi çiftçi ve asker yetiştiren bir ulusuz. iyi çiftçi yetiştirdik, çünkü topraklarımız çoktur. iyi asker yetiştirdik, çünkü topraklarımızı isteyen düşmanlar çoktur. bundan sonra da daha iyi çiftçi ve asker olacağız.
ancak bundan sonra asker oluşumuz artık eskisi gibi başkalarının hırsı, şanı, şöhreti ve keyfi için değil; yalnız ve yalnız bu aziz topraklarımızı korumak içindir. (1923, tarsus)" tarihimize ışık tutması gereken bu sözleri dile getirmiş olan ulu önderimizdir.
1374
her geçen gün yolundan şaşılmaması gerektiğini daha acı tecrübeler ile anlıyoruz. tabi anlaması gereken bizler değiliz ya neyse.
1375
ne yazık ki yıllardır senin aklının çeyreğine bile sahip olan bir lider çıkaramıyoruz atam. ne büyük bir kara bulut çökmüş üstümüze ki hiç dağılmıyor, hep kötü hep daha kötüye gidiyoruz. nur içinde huzur içinde uyu. maalesef milletimiz seni hala tam olarak anlayamadı. allah gani gani rahmet eylesin inşallah.