demokratik olmayan yollarla, türlü ali cengiz oyunlarıyla, yapanların şanına ve geçmişine yaraşan katakullilerle indirilmeye çalışılan başkan. yine, yeniden şeytanın dahi aklına gelmeyecek hamlelerle ve işbirliği içerisinde altı oyulmaya çalışılıyor. ibra tehdidiyle seçim kararı aldıramayıp ibra etmeme skandalıyla azgınlığını ve pervasızlığını iyice gözler önüne seren güruh bu kez de kendisinin, ülkenin genel siyasi atmosferini kullanarak kaydırmaya çalışmaktadır.
öncelikle altını ısrarla çizerek şunları belirteyim; türkiye'nin ve cumhuriyetin temeline dinamit koyan en büyük hamlelerden birisi mayıs 2019 akşamı yaşandı. kabul edilemez; akıl ve mantıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir karar verilerek hep dillendirilen o "beka sorunu" illetine gerçekten sebep olacak bir karar alındı. allah korusun ve esirgesin; yarın bir gün yaşanacak bir toplumsal ayrışma ve daha kötü belaların belgesellerinde 6 mayıs akşamını bol bol izleriz. başkanlık ekrem imamoğlu'nun anasnın ak sütü gibi helaldi ve allah'ın izniyle 23 haziran akşamı adalet son kez ve gerçekten tecelli eder.
gelelim 3 gündür bizim başımızı ağrıtan mevzuya. biliyorsunuz,
8 mayıs 2019 divan kurulu toplantısında, yaşayan en büyük mikserlerden hayri kozak, 23 haziran istanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri için ekrem imamoğlu'nun sloganı olan, "her şey çok güzel olacak" cümlesini, doğrudan 23 haziran akşamından bahsederek kullandı. gerek var mıydı, yok muydu, demokratik haktı vs. bunları 7/24 tartışsak sonuca varamayız. o yüzden hiç girmeyeceğim fakat "bilmem şu tarihte neredeydin?" sığlığından azade, cümleyi kullananın ve temsil ettiği zihniyetin ne mal olduğunu bildiğimizden akıllara ister istemez basit bir kaç soru geliyor.
- ülkenin rejimini tehdit eden, cumhuriyetin kuruluş doktrinine tamamen ters ve kör topal da olsa demokrasinin işleyişini hepten durduracak olan, bilhassa, sokaktaki basit hayatımızın dahi akışını düzenleyen demokratik yasama ve yürütme kurullarını büyük oranda etkisizleştirerek millet egemenliğini kısıtlayan 17 mart 2017 referandumunda,
- 17 mart referandumunda geçirildikten sonra, yangından mal kaçırırcasına
*, karar verilen, tarihinden 2 yıl öncesinde dayatılan yeni ve skandal sistemin ilk seçimi olan 24 haziran 2018 seçimlerinden önce,
- ekonomik kriz sonrasında halkın ilk kez kitlesel olarak yıllardır oy verdiği partiden vazgeçiş emareleri gösterdiği ve uzun bir süredir dillendirilen "dip dalga"nın kendisini gerçekten hissettirdiği, düzenin başını tutup sistemin çarkını çevirenlerin korkularının iyiden iyiye ayyuka çıktığı 31 mart 2019 yerel seçimleri öncesinde, hayri kozak'ın, ki kendisi galatasaray spor kulübü mikrofonlarını ve kürsülerini en çok seven insandır, sessiz kaldığı herhangi bir döneme rastlanmamıştır, siyasi atmosfere istinaden direkt mesaj vermeyi geçtim, hiçbir göndermesi dahi olmadı.
şimdi ne değişti? desek ki, ekrem imamoğlu rüzgarı onu etkiledi, aşka şevke geldi, 24 haziran 2018 seçimleri öncesi muharrem ince rüzgarı bundan farklı değildi, "her şey çok güzel olacak" mottosundan hiç geri kalmayan, "tamam" rüzgarı vardı. desek ki, demokrasiye vurulan darbe kozak'ın vicdanında gayretullaha dokundu, yukarıda yazdıklarım ve onun evvelinde bir ton hadise cereyan etti, tek kelime dahi duyamadık. neyse, biz bunlardan birisini kabul edelim ve hayri kozak'ın her vatandaşın sahibi olduğu konuşma hakkını, masumane bir şekilde kullandığını varsayalım...
açıklama sonrasında oluşturulan rüzgara ve verilen mesajlara ne demeli? hayri kozak bir şahıstır ve şahsın yaptığı açıklamaya tepki veren münferit grupların eleştirilerini tüm kulübe ısrarla ve zorla mal etme çalışmaları neden? mustafa cengiz'i, istediği makamlar verilmeyince satan, ardından galatasaray tarihinin en büyük haini ile pazarlığa oturan, skandal ibrasızlık genel kurulunda aktif çalışan ve mustafa cengiz'i neden ibra etmediğini pişkin pişkin açıklayan; mustafa cengiz'i tehdit eden ve ibra şantajı yapan kayınpederiyle birlikte müthiş yoğunlukta çalışan burak elmas'ın tweetlerine bakalım:
https://twitter.com/...516985645424640?s=12 bak bak, hakaretlerden rahatsız olmuş beyefendi, "ümitle" bekliyormuş. tüm galatasaray ve galatarasaylılara karşı müthiş bir hakaret hareketi varmış. düpedüz hayri kozak'ın şahsi açıklamasını kulübe mal etme çabası. isim de vermiyor, "galatasaray divan kurulu üyesi"! hakan şükür ve arif erdem'in üyelikten atılması oylamasında
* kulübe denilmeyen kalmadı. yönetimden çıkıp "hakaret ediyorlar, açıklama yapın!" diye talepte bulunmak aklının ucundan dahi geçti mi acaba? ki bu sadece ilk anda aklıma gelen olay. hepsini geçtim, galatasaray'ı, belki de alp yalman'dan sonra ilk kez, cüzi bir miktar da olsa kara geçiren bir yönetimi, ortada akla, mantığa uygun herhangi bir sebep yokken ibra etmeyip ele güne rezil eden, itibarı ayağa düşüren siz değil miydiniz? iki koltuk kapacağız, iki kuruş nasipleneceğiz diye tff'si, mhk'sı, siyasetin kulübü, yalı çocuğu vs. yedi düvelle savaşıp ayakta kalmaya çalıştığımız sezonda hainlik edip galatasaray'ı sırtından hançerlemeye değdi mi? görünene göre değmiş. değmiş ama amaca ulaşılamamış ki şimdi de siyaset yoluyla baskı yapılmaya çalışılıyor. gelelim beyefendi ve içinde bulunduğu ali cengiz güruhunun salt amacına. ağzındaki bakla ne güzel saçılmış ortaya:
https://twitter.com/.../1126642852107358211 kedi canını yerim senin şapşirik. ne kadar ıslak ve pembe düşlerin var öyle senin, kıyamam.
"taraftarı ve camiayı gaza getirelim, münferit olayı kulübe mal edelim, feveran edelim ve açıklama yapmak zorunda bırakalım. siyasetle karşı karşıya getirelim." sonrasında seyreyle cümbüşü, ibra olmadı ama siyaseti ve iktidarı da karşıt cepheye konumlandırırsak devrilmeyecek başkan, kapılmayacak koltuk yok.
"taraftarı ve camiayı gaza getirelim, münferit olayı kulübe mal edelim, feveran edelim ve açıklama yapmazsa kulübün hakkını savunamamakla, vasıfsızlıkta, pısırıklıkla, 'içeride aslan dışarıda kedi olmakla' suçlayalım." sonrasında camia ve bilhassa muhalif taraftarlar nezdinde mustafa cengiz'in itibarını yerle bir olsun, bize tepki gösterenleri yanımıza çekersek olur bu iş. zira mart 2019'da bir bok yedik ve ummadığımız bir tepkiyle karşılaştık. ilk limanda yine gemiden atarız ama artık taraftarsız olmuyormuş.
yok ya! yemezler babacığım yemezler. o kadar gözümüze soktunuz ki sinsiliklerinizi ve karakter kalibrelerinizi, artık ne samimiyetiniz kaldı gözümüzde, ne itibarınız. mustafa cengiz babamın kardeşi ya da öz ağabeyim falan değil ama bugün mustafa cengiz, yarın başkası, öbür gün bir bakarız burada aramızdan biri, sizin haysiyetsizce oynadığınız oyunlar yüzünden alaşağı edildiği sürece bu kulüp düzlüğü göremez. ama artık kolay değil, oturmak için koltuk arıyorsunuz ya, çekirdekten zehirlediğiniz bebelerden birisi arkada oturulacak yeri gösteriyor burada:
https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large 
