şimdilerde pek çok basketbol "duayeni" yeni yetmenin bindiği gemiye taa 2006-2007'lerde binmiş olan zat. bedava bilet, bedava yemek, bedava seyahat, istediğinde röportaj, istediğinde haber hatta bir gazetede köşe uğruna fenerbahçe borazanlığı yapan bir güruh var basketbol medyası içinde. bu sektörün kurucusu, öncüsü, bayrak taşıyanı da bu abimizdi işte. doksanlarda efes'le başlayıp eurobasket 2001 ile tepeyi gören sürecin medya tarafının hep bir yerinde olup musluğu doldurmayı başardı kendisi.
futbolun gaza basıp basketbolun da görece duraksadığı o dönemlerin ardından kurtuluşu bu gemiye binmekte buldu. fenerbahçe'nin ülker ile birleşip tüm maddi manevi mirasına çöktüğü, aziz yıldırım'ın diktatörlüğü döneminde en azından basketbolda bir süper güç yaratma projesinin emekleme günlerinden beri o bayrağı en önde tutan odu. daha ligin spormax'te yayınlandığı, fenerlilerin kaçan şampiyonluğu hazmedemeyip sahaya basketbolcu dövmeye inip bir torba dayak yediği günlerde ruhunu şeytana satmıştı kendisi.
o günlerden bugünlere 15 yılda fenerbahçe öyle böyle bir yerlere geldi artık basketbolda, yıllar sonra gruplarda kalmaları başarısızlık denebilecek kadar oldu. murat murathanoğlu'nun açtığı yoldan da niceleri geçti. mayıs ayında 3-4 günlük bir avrupa seyahati
*, sezon boyu iç saha dış saha bedava giriş, arada sırada bedava yeme içme, istediği sporcuyla istediği zaman röportaj/haber imkanı, hatta ve hatta bir gazetede bir köşe uğruna ismini de kalemini de meslek onurunu da satan bir güruh doldu basketbol medyasına.
o kadar doldu ki, artık gemide yer kalmadı. ilk binenleri yavaş yavaş aşğıya itmeye başladılar. devran dönünce ilk açıkta kalan da kendisi oldu. arkasındaki destek çekilince yıllarca yaptığı borazanlığın bedeli olarak dımdızlak ortada kaldı. fenerbahçe'nin her kaybettiği maçı hakeme bağlayan, derbilerde fenerbahçe tv gibi kendini yırtan, algı lazımsa kralını yapan bir adamın o hallere düşmesinden daha normal bir şey yoktu aslında. ama burada dahi postu yere koymayıp "kaliteli olan şeyler zaten anlaşılmıyor" gibilerinden bilgece bir laf soktu kendince sosyal medya hesabından...
üç kuruşluk insanlarla abidik gubidik youtube kanallarında birilerine laf sokup tık almak için yırtınıyor çok kaliteli bir şekilde.
doksanlı yılların çocuğu olarak kalsaydım düştüğü bu aciz durumlara üzülürdüm. ancak 2000'leri ve 2010'ları da yaşamış biri olarak içimin yağları eriyor çırpınıp batışını izledikçe. meslek onuruna sahip çıksaydı, bugün ülkede basketbolu yönetmesi bile mümkündü. o meslek onurunu satıp adını kirletip borazanlık yapmayı tercih etti...
umarım dibin de altını görür mesleki anlamda...