bugünün yaşam biçiminin, algılarının, değerlerinin çok üzerinde yaşamış olan taçsız kral.
dolmabahçe'de "iki direk arası"nı güç bela dolduran lise talebelerinden ibaret galatasaray taraftarını kitlelere ulaştıran ilk, belki de en önemli figürdü. gerek futbolu, gerek yakışıklılığı, gerek karakteriyle insanları bir yerden yakalayıp peşinden sürüklemeyi başarmıştır. türkiye ligi tarihinde 200 gol barajını aşan 5 futbolcudan biri olmasına rağmen bu 5 oyuncu arasında kariyerinde en az maça çıkmış olan kendisidir ki maç başına 0,84 gol gibi müthiş bir ortalama yapar bu. maç başına 0,85 gol ortalaması tutturan tanju çolak haricinde 0,60 ortalamayı tutturabilen dahi yoktur türkiye liginin 100'ler kulübü olarak nitelendirilen listedeki 33 futbolcu arasında.
centilmenliği, beyefendiliği, mütevaziliği hakkında anlatılmış sayısız hikaye artık efsane kıvamına gelmiştir zaten. çok hatırlanmasa da futbolu bıraktıktan sonra
tomislav kaloperović'in yardımcılığına getirilerek takımdan ayrılmaması sağlandı. sezon sonunda kaleperovic'le birlikte görevini bıraktı. pek çok gazetede yazarlık yapmasının yanı sıra galatasaray'da sekreter olarak hizmet vermiştir. 14 senelik meşhur periyodun son 2 yılında ali uras başkanlığındaki yönetimde futbol şube sorumlusu görevini de yürütmüşlüğü vardır. 1991 yılının 13 eylül günü sabaha karşı köprüde geçirdiği kaza sonrası geçirdiği iç kanamaya bağlı olarak hayatını kaybetti. manevi olarak olmasa da fiziken aramızdan ayrılmış oldu...
kendisini var eden ve geçimini sağladığı şey futbol olduğu için kıyaslamak yanlış olmaz, kendisine nazaran solda sıfır kalan nice futbolcular kaymağın kaymağı bir hayat yaşamaya devam ederken kendisinin kulüpte sekreterlik yapacak kadar mütevazi yaşayıp hem alkollü oluşu çokça da arabasının dandikliği sonucu yaşanmış bir kazayla 55 gibi ölmek için genç bir yaşta hayata veda etmesi bile karakter özeti olabilecek bir durumdur belki de...
elbette o dönemin koşulları, futbol ekonomisi falan bugün ile kıyas kaldırmaz. ancak metin oktay'ın kullandığı tofaş arabaya o dönemde dahi tenezzül etmezdi konum olarak kendisine rakip bile olamayacak nice futbolcular. kariyeri kazara galatasaray'dan geçmiş olmasa ismi silinip gidecek nice vasat futbolcular evlat kontenjanından "bari bir baltaya sap olsun" diye teklif götürülen altyapı hocalığını "ben çoluk çocukla uğraşacak adam mıyım" diye reddederken kulüpte sekreter olarak evrak işlerine, idari konulara mesai harcayıp bunu gocunmadan yapan bir karakterdi.
bugünlerde senin gibilere pek rastlanmıyor... ruhun şad olsun...