• 2051
    bu adamın galatasaray lisesi mezunu olması esasında galatasaray yönetiminde neden liseye imtiyaz tanınmaması gerektiğinin en belirgin örneğidir. bir galatasaray lisesi mezunu eğer ki başka takım taraftarı olduğu halde kulübe elini kolunu sallaya sallaya üye olabiliyor ise bizlerin galatasaray taraftarı olmasının, kulübü desteklemenin hiçbir ehemmiyeti yoktur.
  • 2052
    sürekli olarak var protokolü gereği hakemin gördüğü pozisyonda varın çağıramayacağını söyleyen yorumcu. bunun için de sürekli insanlara kızıyor protokolü bilmiyorsunuz, var nasıl çağırsın diye. cüneyt çakır'ın gördüm el kapalı dediği pozisyon için varın çağırması, hakemin izleyip penaltı vermesi için ne diyecek merak ediyorum.

    (bkz: 4 aralık 2021 galatasaray altay maçı)

    edit: çok karışık konuşarak şaşırtmadı. konuyla ilgili soru da geldi. yok cüneyt çakır omuz görmüş de onu söylemiş omuz olmadığı için varın çağırması normalmiş. o zaman hakem gördüm diyorsa var protokolü gereği çağıramıyor cümlesi yanlış oluyor. demek ki hakem gördüm dese de var çağırabiliyormuş sayın demirkol.
  • 2053
    ülkenin en zeki insanlarından biri olabilir. sahada oynanan oyun hakkında en ufak fikri olmamasına rağmen; süslü cümleler, saha dışı olayları yorumlama ve yönlendirme yeteneğiyle futbol bilgisini kamufle etmekle kalmıyor, "bilirkişi" görüntüsü veriyor.

    17 ekim 2021 trabzonspor fenerbahçe maçından sonra yaptığı programda yarım saat maçın hakemini konuşup, ali şansalan'ın sergilediği agresif tavırlardan sosyolojik çıkarımlar yapıp, sporcu psikolojisine kadar girerken, haftalardır her maç alenen sahada linç edilen galatasaray için "sahada oynanan futbol asla konuşulmuyor galatasaray'da" diye yorumlar yapıyor. uzun zamandır var'da olmayan ve bu sezon ilk defa 4 aralık 2021 galatasaray altay maçında var hakemi olarak görevlendirilip anormal bir karar veren bahattin şimşek aynı kararı fenerbahçe'nin bir maçında verse eminim hakemin seceresini çıkartıp, derin analizler yapıp, o hakemin en kötü 2 hafta dinlendirilmesini sağlardı. çok ama çok ince oynuyor. inanılmaz bir adam.
  • 2054
    socrates yayınında klasik holiganlığı gene ortaya çıkmış, hakem konularını geçiştirmiş ve galatasaray'ın tüm camia halinde başarısızlığı federasyon ve hakemlere yıktığını ve terim'i eleştirmediğini iddia etmiş. mehmet demirkol bu fikre tam olarak nasıl kapıldı bilmiyorum ama terim'in ve oyunun nasıl eleştirildiğini sözlüğümüze ya da maç sonu paylaşımlarının altındaki yorumlara bakarak rahat bir şekilde görebilir. biz eleştirimizi her türlü yapıyoruz ancak galatasaray futbol takımının kusurlarının olması hakemler tarafından doğranmamızı mı gerektiriyor ? oyunda kusurlar var diye bariz şekilde çifte standart ile puanlarımızı çalan hakemleri konuşmayacak mıyız ? şu galatasaray'ın son haftalarda yaşadığı skandal kararlar fenerbahçe aleyhine olduğu bir senaryoyu düşünüyorum da hem mehmet demirkol'un hem de fenerbahçe'nin yapacağı açıklamalar gözümün önünde canlanıyor.

    işin komik tarafı ise bu kadar rezaletler yaşanmasına rağmen sezon başından beri en az konuşan, en az hakem yorumu yapan kulüp gene bizim kulübümüz. burak elmas'ın fenerbahçe maçı sonrası yaptığı eleştiri dışında tek bir açıklama yok. sergen yalçın her maç sonrası hakem konuşur, ali koç bir tane gri pozisyon için camiayı ayağa kaldırıp hakemlere terörist yakıştırması yapar ama her şeyi hakemlere ve federasyona bağlayan takım galatasaray öyle mi ? gülüyorum artık sadece bu şahsa.
  • 2061
    medyanın hikmet bin ziyad’ı. 2 gündür o kadar boş şeyler söyledi ki yine.

    1: galatasaray’ın yaptığı gençleştirme operasyonu falan değilmiş, oyun gençmiş, kadro yaş ortalaması 26 küsürmüş. yahu sene sonu fatih öztürk, babel, feghouli ve arda’nın sözleşmesi bitiyor. bu 4ünün yerine de genç adam gelirse o zaman ne olacak yaş ortalaması? illa tek transfer döneminde 23’e mi düşmesi gerekiyor ortalamanın gençleşiyoruz demek için? yemin ederim twitter’da fenerbahçe holiganlarını okuyup yorum yapıyor.

    2: burak elmas hocayla neden ayrıldığını açıklamıyormuş. toplantının tamamını izlemiş, mehmet’e göre 10 gündür hoca başkanın telefonlarına bakmamış ondan ayrılmışlar. ya 1 saat toplantıda belki de burak elmas’ın yalanladığı tek husus bu, hani izlemiştin hepsini? bir arada marcao’yu gs taraftarının daha bu sene sevmeye başladığını bu yıla kadar tepki gösterdiğini falan söylüyordu bu adam.

    fanatik fenerbahçeli, her konuda yuvarlak konuşup bilgi kirliliğine yol açan youtuber.
  • 2065
    https://mobile.twitter.com/.../1481656082820784134

    genel vaziyetleri ve yorumlarını seversiniz sevmezsiniz. ama bahsettiği konuya sonuna kadar katıldığımı belirtmek isterim.

    galatasaray'ı sevmek katıksız olmalı, fedakarlıkla falan değil.

    fatih hoca'nın "galatasaray akademisi kurulsun ben gençlerle 12-13 yaşından itibaren profesyonelliğe geçişlerinde mental destek olarak çalışıp iyi bir altyapı organizasyonunun başına geçmek istiyorum" gibi bir talebi var mı mesela, teklif edilirse kabul eder miydi, ya da ileride eder mi? cevabı biliyoruz, tabi ki etmezdi. koskoca terim, çoluk çocuklamı uğraşacak, hâşâ soruyu soranın ağzına tıkardı.

    kendisi neredeyse her futbolcumuzun uğurlama mesajında "baba gibiydi" diyerek andığı bir isim, bu kulübe mâl olmuş efsanesi olmuş birisi. florya'daki görevli (görevini tam bilmiyorum ama sanırım tesisteki en üst düzey sorumlu) fahri bey'in de dediği "onlar galatasaraylı değil biz galatasaraylıyız" iddiasını doğrular bir hamle olurdu.

    hocanın böyle bir talebi veya gönüllülüğü olsun, hayır diyen yönetim çıksın hep birlikte eleştirelim vuralım. ama 21-22 maç oynamışsın galibiyet beraberlik mağlubiyet sayıların eşit; ocağı bekleyelim, federasyon, hakemler, galatasaray'a zarar verdiğimi düşünürsem bırakırımlar, taraftarın aklıyla dalga geçmeler, otorite yokmuşçasına asıp kesmeler, federasyonun kıllığını bile bile atarlanıp sezonun üçte birini tribünde geçirmeler zaten hoca'yı bitirdi. ha bu arada ünal aysal döneminde yaşadığı ayrılık da tam olarak federasyonun kendisiyle böyle uğraştığı bir dönemde bir anda federasyonla kanki olması ile başlamıştı, hatırlatalım. bugüne dönersek de, herkes isterdi, kulübe kendisinden sonra iyi bir miras bıraksın, yardımcılarından biri aynı derwall'in ona yaptığı gibi kendisi tarafından eğitilsin. hoca hep günü kurtarmanın ve kendi isminin galatasaray isminden bir adım önde olması isteğinin kurbanı oldu.

    kadrosunu kendi kurduğu, sistemini oturtmak için yeterli sürenin sabırla kendisine verildiği bir ortamda futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapacağız deyip babel'i oynattı, arda'yı getirtti. kendisine yazık etti. gönül isterdi ki böyle tutarsız, inatçı ve bencil olmasaydı da kulüp heykelini dikip hoca kendi istediği zaman bıraksaydı. heykeli elbet bir gün dikilir de hoca bunu göremeyebilir, çünkü istisnasız her yönetimle kapıştı.

    mehmet demirkol haklı, çünkü terim hep kendisi olduğunda galatasaray başarılı olsun istedi, galatasaray'da maaşlı çalışan bir profesyonel olmasına rağmen fedakarlık tarzı konularla gönülleri okşadı ve başarıszlıklarını kabul etmeyip "bir hayalim var" tarzı geçmiş başarılarına öykünen açıklamalarıyla taraftarın gözünde kendi algısını başarısızlığını dahi itiraf edilemeyecek hale getirilircesine yükseltti.

    terim'e sormayı isterdim, "bir başka teknik direktör bu takımı tekrar uefa şampiyonu yapsın, ne hissedersiniz hocam? bunun gerçekleşmesini candan ister misiniz?". cevabını kendim biliyorum da gerçeği itiraf eder miydi onu merak ettiğim için sorardım. bu sebeple mehmet demirkol'a bu konuşması içeriği dolayısıyla hak veriyorum.
  • 2068
    tarafsız bir yorumcu olmasını geçtim, maalesef mesleğini icra ederken bile taraftar gibi hareket ediyor. asla objektif olamıyor.

    euroleague yönetimi rus takımlarıyla oynanan maçların akıbetiyle alakalı (savaş sebebiyle rus takımları men edildi) nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda takımlara görüşünü sordu, oy hakkı tanıdı. anadolu efes euroleague çerçevesinde kendi menfaati için oy kullandı. fazla detaya girmeyeyim, kullandığı oy puan tablosu açısından efes'e yararken fenerbahçe'nin pek işine gelen bir oy değildi. demirkol bu olayla alakalı ''bence doğru değil, birlik olmak lazım, ülke adına hareket etmek lazım, fenerbahçe aleyhine olabilecek bir oy kullanması bence doğru değil, anlaşıp öyle oy kullanmalılardı'' şeklinde söylemlerde bulundu. bu bana saçma geldi ama hadi diyelim bu adam türk sporunu çok önemsediği için öyle söyledi. kazın ayağı öyle mi? değil.

    beşiktaş ya da galatasaray'ın şampiyonluk iddiası bile olmayan, sadece bir derbi galibiyeti ve 3 puan ifade edebilecek bir maçın 2 barcelona maçı arasına ve yoğun kar yağışına denk gelmesi erteleme konusunu gündeme getirdi. demirkol bu konuda, süper lig çerçevesinde kendi menfaati için hareket eden beşiktaş için ''haklılar bu avantajı kaçırmamaları normal'' tarzı şeyler söyledi. ne türk sporundan bahsetti ne vatan millet edebiyatı yaptı. beşiktaş çok haklıymış.

    üzücü olan ise şu: bu adam bu tarz şeyleri ahmet ercanlar, bülent uslu gibi bilerek yapmıyor, gizlemeye çalışsa da spor medyasının fenerbahçe tarafı maalesef.
  • 2070
    türk medyasının gördüğü en sinsi kalemlerinden yorumcularından biri, belki de birincisi. twitter şövalyelerini dışarda bırakıyorum tabiki. iki haftadır kaan kural ile yaptığı programı takip ediyorum yayın ihalesinin durumu nedir diye. geçen hafta yayin ihalesi icin verdiği örnek 3 cicaldau parası bile etmiyor, bu hafta ise sadece 2 falcao parası olarak güncelledi örneğini. fazla alıngansın diyebilirsiniz ama yaptığı yorumlarda olumsuz örneklerin fenerbahce ya da bjk üzerinden verildiğine şahit olmadım bunca yıldır. bilinç altında bu kadar galatasaray nefreti bulunmasının sebebini çok merak ediyorum acaba lise yıllarında başına bir şey mi geldi. biliyorsunuz biz de sütten çıkma ak kaşık degiliz ışıtan gün gibi galatasaraylılar var.
  • 2072
    bir dönemin favori ve tarafsız algılanan yorumcusuydu. bu imajı da yıllarca türk taraftar tipini yakından bilerek zamanında yaptığı yorumlarla kazandı.

    zamanla içindeki fanatik fenerbahçeliyi çıkardı ve sinsiliğini bugün biraz gözlem yapabilen her galatasaraylı görüyor.

    gün gelir yine güzel şeyler söyler, galatasaray taraftarı "helal olsun adama, adam objektif ya" der ama mehmet bey günü gelince yine sinsiliğini yapacaktır.
  • 2073
    emre özcan’la birlikte yaptığı programlarda bu şahsın aşağılık kompleksini çok net görebiliyorsunuz. saha içini konuşamayınca, ezilince başka alanlara saptırıp konuşmaya çalışıyor. kendisi kompleksli, holigan biridir ama daha da önemlisi içten pazarlıklı ve kötü bir insan. galatasaray ile alakalı iyi bir şey olduğunda en dar açıdan olumsuz şeyler söyleyip kudurduğunu görebiliyorsunuz.
  • 2075
    daha önce de yazdım, tekrar edeyim. çoğunluğun aksine ben demirkol'dan razıyım. sinsi olabilir, galatasaray kompleksine sahip olabilir, tüm bunlara rağmen, yorumculuğu, ülke standartlarını da düşününce beni ziyadesiyle tatmin ediyor. televizyonda, sosyal medyada 'futbol yorumcusu' sıfatıyla safsatadan başka bir şey anlatmayan insanları gördükçe mehmet demirkol yukarıda saydığım tüm özelliklerine rağmen çekilir bir profil. çünkü en azından futbol yorumluyor. emre özcan'la beraber program yapmak da kendi için bir lükstür, kendini geliştirmesi açısından bir fırsattır. zaten elde avuçta birkaç futbol yorumcusu var, bari onlara alan açalım. mesele tweet atmaksa ben de atıyorum yani, sadece ortamlarda futbol yorumcusu olarak dolaşmıyorum, çünkü çok basit, değilim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın