rize maçında, hatay maçında takıldık ettik de izlerken ciddi ciddi acı çektiğim futbolcu. rize maçında biraz top falan tutunca ''lan acaba?'' dedim ancak sonrasında hemen fabrika ayarlarına döndü. acı çekiyorum bu adamı izlerken. top bir insanın ayağına bu kadar yakışmaz. topu geç, adama yürümek veya koşmak bile yakışmıyor. topu aldığı an ''topu kaybettik'' gözüyle bakıyorum. bırakın topu takım arkadaşlarına ulaştırmasını, yere düşmeden birkaç saniye durabilirse kazanç gibi bakıyorum. bu adamın attığı her gol bana göre olağanüstü bir doğa olayı, attığı bunca gole rağmen.
ulan fiziğine baksan bir şey zannedersin kendi kendine yürüyemiyor. topa vuruşları zaten ayrı bir mesele. adam muhtemelen bütün dünyada topa en yavaş, en narin vuran futbolcu. bunu, topa bütün gücüyle vuruyormuş gibi yaparken yapması da ayrı bir başarı. bunun dışında zaten ya çok kötü tercihler yapar ya 2 saat ofsaytta takılır ya pozisyonda uyur topa yetişemez. neresinden tutsan elinde kalıyor, nereden baksan futbolcuya benzemiyor hal ve hareketleri. umut bulut'un galatasaray'daki son dönemini hatırlarsınız. ona derdik futbolcuya benzemiyor, izlerken acı çekiyoruz diye. o umut bulut, diagne'nin yanında firmino kalır.
yarın
* yokmuş. maç ne olur bilmem ama kendisini izlemeyecek olmak sevindirici. yerine kim oynarsa oynasın, nihayet 11 kişi oynayacağız.