16001
galatasaray kulübünün ve taraftarının geldiği noktaya artık şımarıklık mı deriz, vefasızlık mı deriz. bu adamın bize ve ülkeye yaşattığı şey sadece attığı goller ve kazandırdığı kupalardan ibaret değil. futbolla hiç ilgilenmeyen insanlara bile dokunup bir trend bir ikon haline geldi. kağıt üstünde kazanılamayacak bir değer kattı ıcardi bu kulübe. bunun etkilerini yıllar boyunca göreceğiz. ıcardi'den bile daha kaliteli birçok futbolcu geldi bu ülkeye ama bu ülkeye ve insanına bu kadar dokunan bir adam uzun zamandır gelmemişti. galatasaray forması gierken sakatlandı. evet, hala daha tam dönebilmiş değil ama bu oyunda bunlar da var. kendisinden daha önce sakatlanıp dönemeyen oyuncular da var misal rodri gibi. ayrıca da kendisinin sözleşmesi sene sonu bitiyor. afrika kupası'na gidecek bir osimhen de varken önümüzdeki dönemde kendisine çok ihtiyacımız da olacak. sene sonunda oturursun, seneyi değerlendirirsin, kendisiyle de görüşürsün, şartlar ortaya konur sonrasında yola devam edilir ya da edilmez. galatasaray'a çok büyük futbolcular geldi ama bir o kadar da bu kulüpten çok büyük futbolcular gitti.
fakat ben artık bu taraftarın şımarıklığından, nankörlüğünden, çok bilmişliğinden ve kalıplaşmış cümlelerle bir şeyleri savunmalarından çok sıkıldım artık. hayat ve futbol bu kadar vefasızlığı affetmez. futbol dediğimiz oyun maçtan maça 11 tane futbolcunun sahaya çıkıp oynadığı bir olgu değil. fifa ya da fm gibi oyuncuları alalım, gönderelim, kadroya koyalım gibi mekanik bir olay hiç değil. bu futbolcuların hepsi birer insan. taraftarlık olgusu dediğimiz şey sadece kulüp armasına destek değil, bu arma için mücadele edenlere de sahip çıkmaktır. ıcardi gibi bir adam, bir tökezledi diye bu muamele görüyorsa ben başka herhangi bir oyuncu olsam çok ciddi düşüncelere dalardım. galatasaray'ın 3 senedir şampiyon olmasının tek sebebinin kaliteli bir kadrosu olmasından dolayı değil, oluşan aile ortamı ile beraber statta oluşan arkandayız hissiyatı ile gelen rakipten daha çok koşma daha çok mücadele etme daha çok isteme arzusudur. siz manevi değerlerinizi kaybettiğiniz anda o çok eleştirdiğiniz rakiplerinizden bile beter olursunuz.
işte biz galatasaray'ız, galatasaray'da kimse yatamaz. galatasaray ne zaman hakkını vermiş bir adamı 2-3 ayda illallah ettirecek noktaya getirmiş? biz diğerlerinden farklıyız deyip eleştirdiğiniz her nokta aslında eleştirdikleriniz gibi olma yolunda emin adımlarla ilerlemeniz demektir. bunun adı eleştiri kültürü değil, oburluktur. hala galatasaray'a dair inancımın olmasının yegane sebeplerinden biri sosyal medya ile statın tepkilerinin hala farklı olmasından kaynaklıdır. stattaki insanların çoğunun bu sosyal medyada yazılanlar umurunda bile değil. çünkü orada galatasaray'a temas edebiliyoruz, görebiliyoruz. ıcardi gözüktüğü andaki coşku ve sevgi seli, galatsaray'ı galatasaray yapan değerlerindendir. galatasaray'ı ve futbolu bu kadar mekanik görüp sadece kazanma üzerine taraftarlık hikayesi yazanların çoğunun sokaktan, stattan ve gerçek hayattan kopuk olduğunu çok daha net anlayabiliorum. zaman zaman bu sosyal medya saçmalıkları kulübe de yansıyor fakat geçtiğimiz senelerde olduğu gibi yine bunu aşacağız. hocaya, takım kaptanına ve oyunculara güvenim sonsuz. vura vura geçirdiğimiz bu dönemin tadını çıkarıp yeni hedeflere yönelebilmek hala bizim elimizde. ıcardi gibi bir adama 6 ay daha sabredemiyorsanız bence taraftarlık kisvesini geçtim, hayata dair birçok bakış açınızı değiştirmeniz gerekir.
fakat ben artık bu taraftarın şımarıklığından, nankörlüğünden, çok bilmişliğinden ve kalıplaşmış cümlelerle bir şeyleri savunmalarından çok sıkıldım artık. hayat ve futbol bu kadar vefasızlığı affetmez. futbol dediğimiz oyun maçtan maça 11 tane futbolcunun sahaya çıkıp oynadığı bir olgu değil. fifa ya da fm gibi oyuncuları alalım, gönderelim, kadroya koyalım gibi mekanik bir olay hiç değil. bu futbolcuların hepsi birer insan. taraftarlık olgusu dediğimiz şey sadece kulüp armasına destek değil, bu arma için mücadele edenlere de sahip çıkmaktır. ıcardi gibi bir adam, bir tökezledi diye bu muamele görüyorsa ben başka herhangi bir oyuncu olsam çok ciddi düşüncelere dalardım. galatasaray'ın 3 senedir şampiyon olmasının tek sebebinin kaliteli bir kadrosu olmasından dolayı değil, oluşan aile ortamı ile beraber statta oluşan arkandayız hissiyatı ile gelen rakipten daha çok koşma daha çok mücadele etme daha çok isteme arzusudur. siz manevi değerlerinizi kaybettiğiniz anda o çok eleştirdiğiniz rakiplerinizden bile beter olursunuz.
işte biz galatasaray'ız, galatasaray'da kimse yatamaz. galatasaray ne zaman hakkını vermiş bir adamı 2-3 ayda illallah ettirecek noktaya getirmiş? biz diğerlerinden farklıyız deyip eleştirdiğiniz her nokta aslında eleştirdikleriniz gibi olma yolunda emin adımlarla ilerlemeniz demektir. bunun adı eleştiri kültürü değil, oburluktur. hala galatasaray'a dair inancımın olmasının yegane sebeplerinden biri sosyal medya ile statın tepkilerinin hala farklı olmasından kaynaklıdır. stattaki insanların çoğunun bu sosyal medyada yazılanlar umurunda bile değil. çünkü orada galatasaray'a temas edebiliyoruz, görebiliyoruz. ıcardi gözüktüğü andaki coşku ve sevgi seli, galatsaray'ı galatasaray yapan değerlerindendir. galatasaray'ı ve futbolu bu kadar mekanik görüp sadece kazanma üzerine taraftarlık hikayesi yazanların çoğunun sokaktan, stattan ve gerçek hayattan kopuk olduğunu çok daha net anlayabiliorum. zaman zaman bu sosyal medya saçmalıkları kulübe de yansıyor fakat geçtiğimiz senelerde olduğu gibi yine bunu aşacağız. hocaya, takım kaptanına ve oyunculara güvenim sonsuz. vura vura geçirdiğimiz bu dönemin tadını çıkarıp yeni hedeflere yönelebilmek hala bizim elimizde. ıcardi gibi bir adama 6 ay daha sabredemiyorsanız bence taraftarlık kisvesini geçtim, hayata dair birçok bakış açınızı değiştirmeniz gerekir.


