---
alıntı ---
"diri bir falcao" bizler için uzak bir kavramdı. sık sakatlıkları, bir türlü geri dönmeyişi ve takım için almadığı sorumluluk. ıcardi'yi düşünün, her fırsatta sahada değil mi? sakatlanıyor, üzerine bir daha sakatlanıyor ama sahadan çıkmamak için çaba gösteriyor. şampiyonluk yolunda var, en ücra deplasmanlarda yine var. maç seçmez, rakip ayırt etmez. elinden geleni vermiyor, boş vermiş diyebilir miyiz? bunun adı aidiyet işte. peki falcao'nun galatasaray için hissiyatının adı neydi?
falcao'nun transferi de bizler için büyük olaydı. bu işe hangimiz heyecanlanmadı ki. bütün yaz onu bekledik. ilk etapta olumsuz bakanlar dahi bir andan sonra "falcao" heyecanına kapıldı. monaco ile yaşanan uzun pazarlıklar, süreç içerisinde yapılan hatalar, o gün için menajer ağının içerisinde kaybolmuş, etikete bulanmış bir galatasaray. falcao isim olarak iyiydi de, karşılığı hiç de o yönde olmadı ve gün sonunda kurtulması gereken bir yıldız halini aldı.
ayağının tozuyla golle başladı, umutlandırdı aslında. sonrasında bir sakatlık geldi, devamı da böyle ilerledi. sahada kaldığı sürede sorun yok, gollerini yine attı. fenerbahçe deplasmanı sahadaydı mesela, seriyi bozan isimlerin ilk sıralarındaydı. diğer yandan maç seçti, kendisini her fırsatta sahada göremedik. en ufak sakatlıkta bıraktı, ispanya'ya döndü, tedavi süreçleri uzadı, süreç ile alakalı kimsenin bilgisi yoktu.
beşiktaş'a 1 golle kaybettiğimiz şampiyonluk sezonunu hatırlayın. beşiktaş'ı yendik, acaba şampiyon olacak mıyız diye sormaya başladık. o günlerde galatasaray'a averaj lazımdı ama falcao ligin son maçlarında sakatlığı yüzünden oynamadı. biz de halil dervişoğlu ile şampiyonluğu kovaladık. o an ıcardi'yi düşünün, ayağı kopsa dahi sahada olmak için çabalamaz mıydı? ıcardi'yi bu yönde eleştiriyorsunuz da, falcao ile geçen günleri unuttunuz mu?
---
alıntı ---
https://twitter.com/.../1773810091881333178