152
iyi birde sağ bek bulabilirlerse maicon gibi gerçekten komple bir takım olacaklar gibi. şampiyonluk mücadelesi verecekleri kesin, şampiyonlar ligindede her an her şeyi yapabilirler.
153
bugünkü futbollarıyla, bu sene 2 manchester takımı arasındaki şampiyonluk mücadelesinin kanlı olacağını göstermişlerdir. eğer başarabilirlerse 44 yıl aradan sonra ilk şampiyonlukları olacak.
154
bu sezon geçtiğimiz sezonlarda yaptığı kamyonla adam alma stratejisini değiştirip ihtiyaç olan bölgeye aranan adamları transfer ederek esaslı bir takım olma yolunda ilerleyen manchester ekibi. sezona flaş bir giriş yapmaları da bunun göstergesi. özellikle hücum bölgesindeki dağınık görüntü giderilmiş gibi görünüyor. ataklar yaya toure ve garet barry'nin ayağında olgunlaşıp silva ve nasri gibi iki süper yeteneğin ayağında işleme konuyor. agüero ve dzeko ise birbirini tamamlayan iki forvet görünümünde. özellikle bu ikilinin performansları onların sıralamada 1. yada 3. olmalarını belirleyecek kanımca. zira manu ve chelsea tecrübesi ile her daim o potanın en büyük iki adayı.
bu sezon her maçını itina ile takip edeceğim city'nin. eğer benim hesapladığım gibi olursa ''sir alex'' bu sene bir italyan job tecrübesi yaşar.
156
futboldan kazanılmayan paranın futbola harcanması sonucu oluşan derme çatma yeni ingiliz büyüğü. piyango büyüğü hatta. malum arap sülalesi "daha mı güzel lan bordo mavi" deyip de aston villa'yı satın alsaydı, onların yerinde aston villa olacaktı. bu kadar basit.
öncelikle transferin doğasını bozuyor bu tür takımlar. biraz parlayan her genç futbolcuyu parayı bastırıp aldığınızda, oyuncunun daha ara kademe takımlara transfer olma durumunu yok ediyorsunuz. kademeli gelişimi tamamen ortadan kaldırıyorsunuz. mücadele dozunu, takımının hedeflerinin yüksekliği dozunu, sorumluluk dozunu yavaş yavaş artırmak yerine, bir anda en üst hedeflerin konulduğu sert bir rekabetin içine çekiyorsunuz futbolcuyu.
kadrodaki herkes sahaya çıkamayacağına göre; yedek kalan oyuncu kariyerinin en önemli dönemini; o anki seviyesine uygun bir formayla sezonda 35-40 maç oynayarak geçirmek ve daha yukarıya hazırlanmak yerine, kadroya giremeden sezonda 8-10 maçla ziyan etmiş oluyor. üstelik bu maçlardaki beklentilerin yüksekliği ile öz güvenin sağlamlığı arasındaki düello da cabası. üstünüzde everton forması varken rio ferdinand ile çıktığınız 5 hava topunun 4'ünü kaybetmeniz problem olmaz. hatta indirdiğiniz tek topu arkadaşınız gol yapmışsa 3 gün ağzınız kulaklarınızda gezersiniz. ama city-united derbisinde bu rakamlar oluşursa taraftarın sizden soğuduğunu hisseder, hocanın kementi atmasıyla epeyce sarsılırsınız.
orta ve uzun vadede pek çok oyuncu, önemli oyuncu olma şansını kaybedecek bu furya yüzünden. ileride göreceğiz iştahla satın alınıp kullanılmadığı için sağa sola gönderilen oyuncuları. bu oyuncuların pasaportlarına göre, milli takımlar bile bu işten zarar görecek.
transfer doğasının bozulmasının devamı olarak, alt ayardaki takımlar da, araplara oyuncu satarak elde ettikleri balya balya para sayesinde normalde yapamayacakları 10-12 milyonluk transferlerle hem kendi, hem de daha alt takımların dengelerini ve kimliklerini iki yönlü bozmuş olacaklar. oyuncu yetiştirme ya da alt ligden adam alma yolunu bırakıp muadillerinin kadrolarına göz dikecekler. ya da avrupa liglerine göz gezdirecekler ve anderlecht, ajax, sparta prag, rosenborg, kızılyıldız, steaua bükreş gibi "rest of europe" takımların kadrolarını eksilterek üst düzey turnuvalarda ilerlemelerini engellemiş olacaklar. sahi, şu arap ve rus sermayeleri peydah olduğundan beri, gruptan çıkan bir ajax, yarı final yapan bir steaua bükreş, ingiliz deviren bir panathinaikos göremez olduk. dikkatinizi çekmedi mi?
bayrak adam olma, takım ruhu, arma için oynamak gibi kavramlara değinmedim bile.
çözüm önerim transfer kotası uygulaması konularak bu işlerin sınırlandırılmasıdır.
157
şampiyonlar ligi finalinde barcelona ile karşılaşmasını dilediğim tek takım.
158
şuan kendilerinden fb ye olan nefretimden az nefret etmiyorum, bazı futbolcuları içinde aynı duygulara sahibim. bir zengin gelip futboldan zevk almak isteyebilir ama yöntem bu değildir zira sen zevk almak istediğin oyundan, diğer zevk alan insanların aldığı zevki azaltırsan bu iş döner dolaşır sana girer. ayrıca yöntem neden şu değildir merak ederim. harcayacak sınırsız paran varken neden stad alt yapı tesisleri, eğitmen kadroları en üst düzey yapılmaz da sadece a takıma ederinin 3 katına oyuncu alınır, tutmayanlar piç edilir bide zarar etmemek ayağına dışarıda yollanmaz ki ozamana kadar edilen zararın yanında o ouncuları dışarı ederine yollamak devede kulaktır. bu insanların futboldan aldığı zevk gerçekten a takımın aldığı sonuçla mı alakalı dedirtiyor. demekki algıları baya zayıfmış, birşeyle ilgili değerlendirmeleri sadece son ürünün gösterişiyle alakalıymış diyorum ama temeli sağlam atılmış üzerine çok çalışılmış sabredilmiş başarı çıtası bir altsınırda sabitlenmiş organizasyondan alınan zevk paha biçilmez.
161
nedense bana ezelden beri manchester şehrinin fenerbahcesi gibi gelen takım.
162
premier ligde gösterdiği üstün performansı şampiyonlar ligi maçlarında neden gösteremediğini merak ettiğim takım.
163
arap-para-yağ özdeyişini bir kenara atarsak özellikle 2009-2010 sezonunda yaptıkları yatırımların karşılığını geçen sezon almaya başlamış ve daha da alacak gibi görünen takım. favorim dzeko tabi.
164
niyeyse parayla oluşturulması beni hiç ilgilendirmeyen takım. izlerken de hiç önemsemiyorum bu ligi izlememin sebebi takım tutmam değil zaten. oyunu futbolu izliyorum ben.
165
89. dakikadan sonra bıkmadan usanmadan 3 gol daha atıp güzel para kazanmama destek olmuş takımdır. "zamanında biz de öğrenciydik!" efsanesine en büyük desteği vermişlerdir. teşekkür ediyoruz.
166
ingiltere'de hiç bir takımdan hazzetmem. ama man city'i seviyorum. en büyük sebeplerden biri de "yea araplar bütün oyuncuları alıyo futbolun tadı kalmadı." ya da "arap yağı bol bulmuş taşağına sürmüş." gibi muhteşem argümanlardır. pc başında football manager oynarken bile sınırsız bütçe yapan lavuklar elin oğluna parasını dilediği gibi harcama hakkı tanımıyorlar. her şeyden önemlisi bu sadece zevk değil bir yatırımdır. man city premier ligte başarılı olunca tıpkı chelsea gibi geri dönüşünü alacak bu işin. bir de etihad airways'in tanıtımına katkısını es geçmeyelim. ortada para var yani adam sana sormayacak ne yapayım diye. sanki real madrid ya da inter taso ile transfer yapıyorlar, onlar da para harcıyor amk.
169
çılgın harcamalarına ve ligdeki başarılarına rağmen öngördüğüm gibi şampiyonlar ligi'nde gruptan büyük ihtimalle çıkamayacak takımdır.
171
enron skandalı tarzında kendilerininde batacağını düşünüyorum ha bu 2 sene olur 3 sene olur orasını bilemem.
174
arsenal'deki futbolcuları teker teker değil de toptan alsalar daha ucuza kapatabilirler mi diye düşündürten futbol kulübü.