önce şuradan başlayayım; yaptıkları tarz benim sevdiğim dinlediğim bir tarz değil. neden diye sorma özelinde diyorum bunu. ancak bugün sözlükte gündem olan seni dert etmeler ska'dan ziyade alternatif rock türevine çok daha yakın bence. olabilir, tarz değişikliğine gidilmiştir belki ki günümüzde garip garip grup isimleriyle çok moda olan bir tarz bu. girişte zaten direkt kaan boşnak havası seziliyor şarkıda.
şarkı gayet iyi, çok iyi. alıp götürüyor daha ilk andan itibaren ki bunu yapabilmek çok büyük başarı. günümüzde hemen hemen bütün müzisyenlerin arzu ettiği şey bu. diğer dinlediğim şarkıda vokal çok daha temiz söylüyor şarkıyı ki bence sesi iyi. bu şarkının girişinde seni rüyalarımda hapsetmeler kısmında ve hapsetmeler deyişine takıldım biraz, kelime neredeyse hiç anlaşılmıyor. eskiden bu ses oyunlarına çok karşıydım, artık daha ılımlıyım ama bu kısımdaki bana fazla geldi.
genel olarak açıp dinleyeceğim bir şarkı olmuş ki normalde ketumumdur bu yeni rock türevleri konusunda. yeniden kastım da şu; ben 86 doğumluyum ve 90 sonrası yapılan şeylere de pek sıcak bakmıyorum rock müzikte. bazen konuşuluyor x grup vs. diye ki dünyaca ünlü gruplar bunlar, bilmiyorum yeni grupları diyorum. abi diyorlar, 25 30 yıllık grup ne yenisi.
bu noktada hem o arkadaşlara hem de sözlüğe bir film önerisi bırakayım;
https://www.imdb.com/title/tt0274906/ müzik üzerine birkaç kısa filmden oluşan bu filmde, kısa filmlerden birinde old school bir rocker, festivale gitmek için otostop çeken gençleri arabasına alır, onlarla müzik muhabbeti yapar ve kendi zamanının gruplarına laf eden gençleri öldürür. bir sahnede ''bob dylan'ı kim dinler ki'' diyen bir kızın kafasına tornavida sapladıktan sonra cesedine şöyle der; ''senin neslinin taptığı müzik gruplarının hepsi sabah uyandıklarında bob dylan olmak istiyorlar.''
bu kısa filmin son sahnesinde, yine arabasına aldığı bir gençle giderken yolda bir tırcı ile karşılaşırlar. tırcı sözde bunların arabasına ufak bir bakım yapar. devamında arabanın frenleri tutmaz, ikili kaza yaparak ölür ve son sahnede tırın içinde bizim tırcıyı görürüz, tırın içini süsleyen chuck berry çıkartmalarıyla beraber. chuck berry'yi bilmeyen yoktur ama varsa da john lennon onun için şöyle der; ''bu müziğin adı rock'n roll olmasaydı chuck berry olurdu.'' konu konuyu açıyor ama amanında kanat atkaya da chuck berry için kısacık bir yazı yazmıştı;
https://www.hurriyet.com.tr/...slatan-inek-11409954konuyu tekrar arkadaşlarımıza getirirsem; size 80'ler müziği yapın falan diyemem, zaten yapsanız da kimse dinlemez, haliyle kimse de dinlenmemek için müzik yapmaz, okunmasın diye yazı yazmaz. bu alan size hayatta ciddi kazanımlar da getirir. popüler olursunuz para kazanamasanız da, kızlar peşinizden gelir. eski kız arkadaşım rock barlarda sahneye çıkan biriydi, bir erkek için zor bir deneyim inanın, o kızlar için de zor olacaktır, tadını çıkarın.
*buraya kadar yazdıklarımı amatör bir dinleyicinin yorumları olarak görün, ciddiye almayın bildiğiniz yolda devam edin, en fazla bir dinleyici eksik olur hepsi bu. ama bundan sonrasında ben sözü van halen'a bırakıyorum. kendisi birkaç gün önce kaybettiğimiz çok büyük bir gitaristti. gitarı iyi çalan değil, gitarın nasıl daha iyi çalınabileceğini gösteren bir müzisyendi, gitara eşik atlatmış bir adamdı. benim prensim dediğim jason becker'ın da dostuydu. ismini bilmeyen varsa şöyle diyeyim; sen bilmiyorsan da senin ismini bildiğin gitaristlerin örnek aldığı, hayran olduğu adamlardan biriydi van halen. şöyle demiş;
''ünlü olmak veya bir rock yıldızı olmak istiyorsanız yaşadığınız yerde sokağa çıkıp çıplak bir şekilde yokuş aşağı koşabilirsiniz. en azından haberlere çıkarsınız. ama gerçek bir müzisyen olmak ve hayatınızı tamamen müziğe adamak istiyorsanız yapabileceğiniz tek bir şey var; çalmak, çalmak ve çalmak! ancak o zaman istediğiniz yere gelebilirsiniz. rock yıldızları gelir ve geçer, müzisyenler ise hayatlarının sonuna kadar çalmaya devam ederler.'' kaynak: kıssadan hisse rockn roll- berk kuruçay
şimdi izninizle biraz daha seni dert etmeler dinleyeceğim.