hakkında bu aralar klasik taraftar bakışıyla "gelir-gelmez" ekseninde yazılıp çizilen fakat satır araları doğru okunursa galatasaray'a vereceği zararın uzun vadede faydasından çok olacağı ortada olan topçu.
galatasaray'ın çok değil son 10 yılına bakılsa dahi bu tarz beklenti yaratarak gelen "uzun kontratlı yüksek maaş bütçeli" topçuların ikinci yılından itibaren takıma ve oyuna git gide zarar verdiği görülebilecektir.
* hele ki, bu topçu özelinde, işlerin daha net sarpa sarması pek olasıdır. zira fiziken "türkiye'de oynanan futbol sebebiyle" yetersiz kalacak topçunun yaptığı her top kaybı takımın hücum-defans geçişlerine olumsuz yansıyacağı için yapacağı iyi işler ölçüsünce tepkileri tolere edecek olsa da aksayan bir galatasaray'da kendisi de eleştiri oklarının hedefi olacaktır. tabi ki bu eleştiriler topçuya da yansıyacak ve öngörülen sıkıntılar da oluşmaya başlayacaktır.
buna ilaveten, örnekleri galatasaray'da birçok kez yaşanmış "gassaray'daki ekonomik kriz sebepli topçuyu elden çıkarma ya da topçu dan maaş indirim talebi" gibi durumların gerçekleşmesi halinde "fiorentina-arsenal transfer görüşmesi" yaşanmışlığa sahip bu topçu, galatasaray için tamamen maddi-manevi külfet haline evrilecektir. işte o zaman topçuyu elden çıkarmak adına yıllardır yapılan klasik yanlış işlere tanıklık etmemiz çok olasıdır; kadro dışı bırakma, maaşını ödeyerek kiralama ya da alacağını vererek kadrodan çıkarma...
demek istediğim: takıma kısa vadede faydalar sağlayabilir olsa da uzun vadede vereceği zarara binaen alınmaması yerinde olacak olan topçu.