hande sümertaş'ın yaptığı iddia edilen ama yapmadığı şeyleri, fazla fazla yaptığını birinci ağızdan itiraf etmiş olan ablamız.
o hande sümertaş ki yapmadığı hatta gerçek bile olmayan şeylerden dolayı aylarca hakaretlere maruz kaldı, gerek canına gerek ırzına yönelik tehditler aldı. toplumsal tepkinin yelkeni doldurduğu yerlerde "türkiye'nin aydınlık yüzü" havalarında takılan socrates'te bile "katli vaciptir" temalı vaazlar verildi. bunu yaptıran da sosyal medya hesabına adını soyadını ters yazıp toplumsal konularda iki üç çıkıntılık yapınca aydınlık yapıyorum zanneden onur erdem'di mesela.
ne bekleniyor gerçekten anlamıyorum. galatasaray taraftarı da fenerbahçeliler gibi kadıncağızı eline telefon alıp sosyal medyaya giremez hale mi getirsin? galatasaraylı sosyal medya insanları hakaret ede ede hedef mi göstersin? duayen geçinen yorumcular ekran ekran gezip "ya tepkiler hatalı ama müstehak" mı desin? yarım akıllının biri kadının yoluna çıkıp kötü bir şey mi yapsın?
son 1 hafta içinde ortaya çıktı ki mhk başkanı olan kişinin cep telefonunda, güya dışarıdan tamamen izole olan var odasındaki ekrandan çekilmiş fotoğraf var. yayıncı kuruluşu arayıp bu pozisyona böyle diyorsunuz ama aslı böyle diyerek baskı uygulama var. bu sebepten dolayı yayıncı kuruluştan istifa eden bir çalışan da var.
bu paragrafın her bir cümlesi aslında bir istifa sebebi olabilecek kadar büyük skandallar. mevcut ortamı ve kontrolsüzlüğü düşününce her bir cümlenin "bunu yapan bunu da yapar" şeklindeki projeksiyonunda insanın gidebileceği yerlerin sınırı yok.
ülke hakemliği tarihinin hiçbir döneminde temiz ve günahsız olmadı elbette. ama bu kadar ortalığa saçılmış şeyler varken devam ettirmek gerginlikten ve birilerine yarar sağlamaktan başka bir işe de yaramayacaktır. futbolun icadından 150 sene sonra "hakem olmasa daha adil olur" noktasına gelmiş bir türk hakemliği vardı zaten, ilaveten böyle şaibelere hiç mi hiç gerek yoktu...