• 51
    uğursuzluk değil ama kibir yakıyor başımızı. rakibe laf sokmalı koreografi sahaya çıkan rakibi gaza getiriyor bunu nasıl düşünemiyorlar anlamıyorum. baba yap bir size inanıyoruz temalı bir şey sağa sola laf atmadan işine bak amk. ya da onu da yapma, şart mı koreografi. at sahaya konfeti 3-5 de meşale yak olsun bitsin.

    tahtanın karşısına koymuşsun fenerli 4 tane adamı, altına da sınıfta kaldı yazmışsın.he sınıfta kaldı. bak kaldı şu an.

    (bkz: 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı)
  • 52
    olmayan saçmalık. koreografi yaptığımız birçok maçı kazandık, birçok maçta da puan kaybettik. çünkü koreografi yaptığımız maçlar fenerbahçe maçları, beşiktaş maçları, real madrid maçları, juventus maçları, united maçları vs. zaten çok zor maçlarda, önemli maçlarda koreografi yapılıyor. puan kaybı ihtimalinin olduğu maçlar bunlar. gidip hatay'a, mersin'e karşı yapmıyorsun koreografiyi. dolayısıyla batıl inançları bırakalım. galatasaray normalde ne kazanıp ne kaybedecekse o yaşanıyor.

    he bana kalırsa çok önemli bir şey mi? değil. yapmasak ne kaybederiz? hiçbir şey. maçta doğru düzgün destek olamadıktan sonra bir önemi var mı? yok. yine de bunlar yapılan işi değersizleştirmez. bir sürü insan bunun için uğraşıyor. çok da zor bir iş. organize olmanın, planlamanın, tasarlamanın, becermenin çok zor olduğu bir iş. yapanlar aslan gibi altından kalkıyorlar yıllardır. galatasaray tribünlerini dünyaya duyurmanın bir başka yolu bu da. öyle bakmak lazım bir yerde.

    kimse size ''gelin bir fırça da siz vurun.'' demiyor. siz de saçma sapan şeylerle insanların hevesini kırmayın. sahadaki topçunun yapamadığı işin hesabını da galatasaray tribünleri için uğraşan insanlara sormayın. neymiş malzeme veriyormuşuz rakip hırslanıyormuş. bizim topçular ne yapıyor o esnada? binlerce insan karşılıksız onlar için gösteri hazırlarken inşaat mı izliyorlar?

    son olarak ayrı bir parantez. bana kalırsa koreografi olsun diye zorlamanın alemi yok. yeri ve zamanıysa cuk oturur. mesela derbideki koreografi bana göre zorlamaydı biraz. müzikler dahil zorlama ve dağınık bir koreografiydi. keza 2 yıl önceki fener maçında yaptığımız koreografi de anlamsızdı. adını bile hatırlamadığım bir dizinin konsept alındığı koreografi. bir kere öyle aktüel değil, kült işler konsept alınmalı illa öyle bir şey yapılacaksa. ayrıca takımın konumuyla da alakalı olmalı yapılan iş. yoksa sırf olsun diye oluyor. mesela bu seneki manchester ve beşiktaş maçlarındaki çalışmalar, geçen sene alanya maçında yapılan koreografi çok çok iyiydi. kısaca şunu demek istiyorum: koreografi, bir fikre dönüşmemeli. bir fikir koreografiye dönüşmeli. o zaman bambaşka işler çıkıyor çünkü.
  • 55
    var olandır. inkar edilmeye çalışılsa da ortada matematik var. koreografi yapılan maçlarda istediğimiz sonucu alamamanın oranı en az “yüzde 75”lerdedir. maç içi sonucu etkileyen onlarca parametre vardır gayet doğal olarak, ancak koreografi durumunun rakipleri çok daha motive ettiği gerçektir.

    yapmayın kardeşim işte, bize olumlu yansımıyor. olasılık adında bir bilim var. çok istiyorsanız ucl maçı dönüşü takımımızın konsantrasyon sorunu yaşadığı iç saha anadolu maçlarında yapın bari. en kritik maçta lüzumu yok şunun.
  • 58
    uğursuzluk vs. batıl inançlarım yok fakat ultraslan'ın son zamanlarda yaptığı arabesk koreografilerin futbolla, rakiple alakasız işlerin pek esprisi olmadığını düşünüyorum. bir fenerbahçe derbisinde yapılan rocky balboa koreografisi tüm dünyada ses getirmişti, sylvester stallone ınstagram hesabından paylaşmıştı mesela. veya squid game temalı bir koreografi yapılmıştı dönemin trendine uygun. yine yabancı basında bol bol paylaşıldı. bu tür marka değerine katkı sağlayacak işler yapıldığı takdirde bir esprisi var bu işlerin. bunlar sayesinde galatasaray'ı tanıyıp sempati besleyen bir sürü yabancı sporsever oluyor. tüm dünyaya hitap eden, esprisi olan işler yapıldığı sürece derbilerde avrupa maçlarında devam edilir umarım. emeği geçenlerin de ellerine sağlık, çoğu üniversite öğrencisi genç arkadaşlarımız bu koreografi işleriyle uğraşanların.
  • 59
    uğursuzluktan ziyade taraftarda konsantrasyon kaybına neden oluyor. sahada erken yenen bir gol ya da bir türlü atılamayan bir gol taraftarı daha da huzursuz ediyor. konsantrasyonu olmayan ve odağını kaybetmiş bir taraftar da maça etki edemiyor. kendi evinde taraftarı maça odaklanamamış bir takım da sahada istediği oyunu oynayamıyor.

    konu uğursuzluktan ve koreografiden ziyade ortamla alakalı. diken üstünde, kaoslarla haftaları geçen bir camia, çok kritik bir 90 dakikaya çıkarken, zaten olmayan konsantrasyonunu bir de koreografiyle taçlandıracak.

    (bkz: 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçı)
  • 60
    istatistik yolu ile* uğursuz* olduğu sonucuna varılarak garip bir paradoksa sürüklemekte olan bir çeşit inanç. normalde buna inanabilecek insanların kapasitesine laf söyleyebilirdim lakin maçın gidişatına göre koltuk değiştirebilen bir fanatiğe göre epey iddialı olurdu*. birbirimizi anlıyoruz ama abartmamak gerek... önemli maçlarda istisnasız görmek istediğim şeydir aynı zamanda. çok önemli bir reklamdır da galatasaray markası adına.
  • 62
    futbola dair parametreler arasında tribünde koreografi yapılmış olması veya olmaması diye bir parametre yoktur.

    2008'den başlayarak bazı örnekler vermeye çalıçacağım bu hususta: ali sami yen'de türkiye kupası maçında yapılan fred çakmaktaş temalı "bu kupayı görenler parmak kaldırsın" temalı koreografi var. 27 nisan'da oynanan maçta yapılan street fighter temalı koreografi var. her iki fenerbahçe maçını da kazandık. peki her iki maçı da koreografi yapıldığı için mi kazandık? hayır. iyi oynadığımız için kazandık. kazanmamızla koreografi arasında zerre bir bağ yok. 2009-2010 sezonunda baros'un iki ve mustafa sarp'ın golleri 3-0 kazandığımız beşiktaş maçında da koreografi yapılmıştı. 2010-2011 sezonundaki maçta ise koreografi yoktu beşiktaş'a karşı. ne yani şimdi; 2009'da koreografi yaptık diye kazandık da, 2010'da koreografi yapmadık diye mi kaybettik? hayır. hiç alakası yok. iyi oynadık, kazandık. kötü oynadık, kaybettik. arena'ya gelelim. fenerbahçe'ye karşı mevcut stadımızda aldığımız en net, en temiz galibiyetlerden birisi aralık 2011'deki 3-1 kazanılan maç. "by by birde, it is time to go" koreografisinin yapıldığı maç. aslanlar gibi oynadık ve kazandık. 22 nisan 2012'deki maçta da koreografi yapıldı, yine çok iyi oynadık, girmedi top, kaybettik. ekim 2014'te sneijder'in iki golü ile kazandığımız ve belki de galatasaray taraftarının en çok haz aldığı bir derbi var. o maç, ulubatlı souness temalı "şampiyon yazdıracağız" koreografisinin yapıldığı maç. kazandık mı peki? kazandık. sneijder peki o iki golü koreografiden sebep mi attı? hayır. 2-1 kaybettiğimiz maçta peki stoch'tan yediğimiz ikinci gol koreografi yüzünden mi yendi? hayır. koreografi yapılıp kaybettiğimiz maçlar da var, kazandığımız maçlar da var. var mı kazanmanın veya kaybetmenin koreografi ile bir ilgisi? yok. ha keza 2012'deki beşiktaş maçı. "cimbom başı dik yürür" temalı, fatih terim ve takım koreografisi. maçı 3-2 kazandık. 2015'te yine beşiktaş maçında bu kez bütün statta yapılan "herkes rütbesini bilecek" ve "olacak olacak" temalı koroegrafiler. 2-0 kazandık. kasım 2012'deki manchester united maçında yapılan "no mercy wil be shown" koreografisi. burak attı, kazandık. "tribün düşüyor" diye de bir tez inşa edilmeye çalışılıyor ama 1-0 kazandığımız manchester united maçı mevcut stadımızın tarihindeki belki de en iyi tribünün olduğu maçtır. peki bütün bu saydığım maçları referans alıp, "koreografi yapınca kazanıyoruz" gibi bir sonuca varmak mümkün müdür? hayır değildir. koreografi tribündeki bir eğlence unsurudur, görsel şovdur. amaç takıma destektir. ama futbol topu ile 22 kişinin oynadığı oyun sonucu oluşan tabelaya etkisi sıfırdır.

    şimdi mesela galatasaray geçen sene fenerbahçe'ye karşı alaycı bir koroegrafi yaptığı için mi maçı kaybetti? "hababam sınıfı sınıfta kaldı". veya kasım 2021'deki "oyuncu 1907 elendi" koreografisi. maç sanki çoktan kazanılmış veya çantada keklikmiş gibi şımarıklığında yapılan bu koreografilere ben de karşı çıktım, bu tarz işlere hep de karşı olacağım ama biz her iki maçta da kötü oynadık. özellikle 19 mayıs 2024'teki maçta. bizim kötü oynamamızla koreografinin ne ilgisi var? yok, sıfır. kaleye isabetli şutumuz yoktu o gün, fenebahçe'nin birinci bölgesine gidemedik bile. bunlar şimdi koreografi yüzünden mi oldu? istatistik diye bir bilim var evet; koreografi yapılan maçların kazanılma oranı ile koreografi yapılmayan maçların kazanılma oranını yüzdesel bazda hepimiz tutabiliriz. araştırıp bulabiliriz. peki bu ne anlam ifade eder? bir sayısal veriden fazlasını ifade etmez. koreografi yapınca takım kaybediyor; koreografi yapmayınca takım kazanıyor. böyle bir şey yok. kazanırsa da koreografiden bağımsız takım kazanıyor, kaybedince de koreografiden bağımsız takım kaybediyor. istatistiksel bilgi olarak, veriye dayanılarak bir şeyler söylenebilir ama maçın skoru ile koreografi arasında bir neden-sonuç ilişkisi kurmanın bilimsel hiçbir tarafı yok. bir korelasyon yok bu iki konu arasında. uğur'muş, uğursuzluk'muş vs. gibi şeylere girmek gerçekten komik. "uğursuzluk getirir" ne demek, var mı böyle bir şey futbolda? 2015'te dört tribünün her bir koltuğunda karton vardı, localar dahil, stadın her tarafında koreografi yapıldı. ne oldu, uğursuzluk mu getirdi? getirmedi. getirmez de zaten. yok böyle bir gücü koreografinin. kazandırma gücü de yok, kaybettirme gücü de yok. bir eğlence işi, bir şov işi. o kadar. gereksiz anlamlar yüklemek çok saçma. yapmayalım bunu.
  • 63
    biraz inceleyecek olursak,

    koreografi hedef maçlarında yapılır. galatasaray son zamanlarda hedef maçlarının nerdeyse hepsini kaybetti.
    koreografi, hedef olmayan maçlarda yapılmadı. galatasaray, hedef olmayan maçların çoğunu kazandı.

    hedef maç = zorlu maç.
    zorlu maç = galatasaray son dönemlerde başarısız.

    sonuç: galatasaray zor maçlarda eskisi kadar baskın olamıyor. koreografi olaydan tamamen alakasız.
  • 65
    koreografi hafif grandiöz bir ruh haline sokuyor oyuncuları. herkes kendini dünyanın kralı sanıyor. bence maç motivasyonunu azaltıyor. koreografi maç kaybettirir diyemeyiz ama oyuncuların rakip karşısında kendini daha üst mertebede görüp maça girmesini olumsuz etkiliyor diyebiliriz.

    maç öncesi tribünde meşale şov yapıp uğultularla rakibi boğup tezahüratlarla kendi takımını motive etmek nasıl takımı öne itiyorsa; sen aslansın, kaplansın, dünyanın en iyisisin, rakip senin karşında tırto tarzı bir koreografi de takımın kendini bir şey sanıp maça asılmasını olumsuz etkiliyor.

    tabi bu bencesi.

    gereksizliği de cabası. tribünleri tek renge boya, yap tezahüratını, ateşle takımını. daha iyisi mi var?
  • 68
    batıl inanctir.
    altinda neden mantiksal aciklama yapiliyor anlamiyorum. gece sakiz cignemeyen insana bir sey anlatmaniza gerek var midir? ya da merdiven altindan gecmeyen birine.
    kisacasi koreografi yapilan maclardaki kotu performansimizi bir yere baglayacaksak, koreografi uygun bir sebeptir.
    buna inanmak veya inanmamak kisinin dunyayi algilayis bicimine baglidir.
    daha materyalist veya kismen bilimsel dusunmeye calisan biri bu konuyu ciddiye almaz.

    bence daha buyuk bir macta yapilabilirdi, misal ucl'ye girebilirsek, girdikten sonraki atiyorum, city, madrid vs maclarinda.
  • 72
    takiyüddin'in rasathanesinin kurulduğu dönemde bir istanbul depremi olmuştu. bazı çevrelerce bu durum fırsat bilinerek uğursuzluk diye osmanlı donanması toplarla bu rasathaneyi yıktı. aradan belki 400 küsür sene geçti. pek bir zihniyet değişmedi. koreografi uğursuzmuş. koreografiyi iyi yapamıyoruz diyin, koreografinin konusunu eleştirin ama koreografi uğursuz demeyin. bizim maç kaybetmemizle bir korelasyonu yok çünkü.
  • 74
    bu uğursuzluğa inanan taraftar burçlara da inanıyordur, günlük ve haftalık olarak burçlar hakkında yazılan yorumları gazeteden ve internetten okuyup hayatını başkasının yönlendirdiğine, kaderini başkasının çizdiğine inanıyordur.

    aklı selim büyük galatasaray taraftarını, bu tür hurafelerden uzak kalmaya davet ediyorum. koreografi ile futbol maçı arasındaki korelasyon bile yoktur.

    futbol maçı, futbol sahasında kazanılır. nokta.
App Store'dan indirin Google Play'den alın