bu adam alt yapısını almanya'da almış.
futbolun takım oyunu olduğunun bilincinde. o yüzden defans çizgisini ayarlarken aman arkama adam kaçırmayayım diye düşünmüyor. en uçta presin başladığı noktaya göre pozisyon alıyor. büyük takım olacaksak galatasaray taraftarının bir defans oyuncusundan beklemesi gereken öncelikli şeylerden bir tanesidir bu. çünkü defansını öne çıkarmak suretiyle takımın mesafesini kısaltmazsan rakip 90 dakikada senin forvetini geriye iter ve kendi kalen önünde baskı yerken takımın mesafesi kısalır.
defansını öne çıkarmadan başarılı pres yapman mümkün değil. çünkü önde pres yapan hattın arkasına atılan top baskı görmeye devam etmezse rakip 3-4 oyuncunu düşürmüş ve defans bloğuyla karşı karşıya kalmış olur. işte koray oynadığı hemen her maçta bunu yapmaya çalıştı. ön hat presi düzgün yaparsa başarılı oldu, ancak bireysel hatalar ya da pres zaafiyetleri bu baskının kırılarak bir oyuncunun defansın arkasına adam kaçıracak kadar rahat top kullanmasına neden oldu zaman zaman.
(bkz:
#1867471) mükemmel tespit. üretmek için acı çekmeyi göze almalıyız. hem koray için hem de doğru taktik anlayış için.
denizli'yi sevmem. taktiklerini, futbol mantalitesini beğenmem. ancak 16 yaşında monaco karşısında bülent korkmaz'a forma veren denizli belki 17 aralık 2015 akhisar karşısındaki koray'a da şans verir. bana göre o iskelet kesinlikle formayı hakediyor. takımı o iskelet üzerinden kurma gereğini daha sezon başında real madrid karşısında göstermişti galatasaray. ama hiç bir başarı cezasız kalmadığı için anca aralık ayında tekrar biraraya gelebildi bu oyuncular.