şimdi size bir hikaye anlatayım..
bu abimizle zamanında aynı ofiste çalışırdık. dışlanmış bir adamdır bu adam.
aziz yıldırım tarafından bileti kesilenlerden yani. o da aziz yıldırım ismini gördüğü yerde lafı çakar, saldırır.
tarafsız değil bir kere. bunu netleştirelim. adamın kuyruk acısı var. canı yanmış. haliyle öfkeli ama bolca gülümseyen bir adamdır.
çok acaip olaylar anlatırdı bize. size birkaç tanesini anlatayım da gülelim biraz. gülmeyeceklerimiz de var tabii. neyse.
zamanında aziz yıldırım'la çok içli dışlıymış bu abimiz. aziz başgan buna danışmadan adım atmazmış ilk yıllarında. bunun için kendince sebepleri de varmış tabii azizciğimizin.
bir gün telefon açmış kemal abiye, "hemen kulübe gel" demiş. bizimki kulübe gidiyor, azizciğimiz pek neşeli, kahkahalar atıyor, "kulübün geleceğini kurtardım, geleceğini!" diye.
kemal abi haliyle merak edip soruyor, "ne oldu yahu?" diye..
meğerse aziz başgan çok genç, yerli bir stoper almış, kulübün geleceğini kurtardım diye o yüzden bağırıp çağırıyormuş. üstelik bir de övünüyormuş, "ilk taksidi de ödedik ikiyüzellibin avroyu, bağladık adamı tamamdır bu iş imzaları attık hahahaha!" diye. bizim kemal abi soruyor, "kim bu adam?" diye.. siz buldunuz mu kim olduğunu?
adam meğer gitmiş
ismail güldüren'i almış, onunla böbürleniyor. ahahahahahahahah bizim kemal abi "püüü sana aldığın adam bodozun önde gideni" falan deyince çıldırmış tabii ama iş işten geçmiş, dediği gibi ilk taksidi bile ödemiş lakin ahahaha
neyse, zamanında
mustafa denizli ilk senesinde yirmibir oyunculuk bir liste vermiş, hepsi oyun kurucular. bunlardan birini istiyorum demiş. bunlar da başlamışlar bir numaradan, alabildikleri ilk adamı kapıp getirecekler.. azizciğimiz listeyi kemal abiye gösteriyor, kemal abi bakıyor listeye..
haim revivo onüçüncü sırada. yahu bu adam müthiş topçu bunu nasıl onüçe yazarsınız falan deyince, aziz yıldırım da anında gaza geliyor ve gidip revivo'yu bağlıyor. denizli'ye de, revivo'yu aldık deyince, denizli de olayın iç yüzünü sonradan öğrenince, olanlar oluyor tabii.
hatırlıyor musunuz ne olduğunu? revivo ilk oniki hafta forma yüzü görmemişti. işte bu sebepten görmedi.
bir transfer hikayesi daha anlatayım da konuyu bağlayayım sonra. bunlar hani ispanyol bir adam almışlardı, orta saha. ismini hatırlamıyorum şimdi de hani transferin son günü gelip, bütün sene sakat olduğu için yatan bir ispanyol orta saha. hatırlatan olursa editlerim burayı. neyse, transferin son günü, taraftar transfer bekliyor ama bunlarda hala tık yok. bu adamla anlaşıyorlar. sağlık kontrolüne sokuyorlar adamı, doktor geliyor bu başganceğizin odasına, "başkanım bu adam oynayamaz" diyor. azizim masaya vuruyor yumruğu, yine o meşhur şekeri patlarcasına yükseliyor, "sakat olsa da bacağı kopuk olsa da umurumda değil, taraftar transfer bekliyor lan oynamazsa da oynamaz siktirtmeyin sülalenizi attırın imzayı!" diye köpürüyor ve arkadaşı transfer ediyorlar. tabii sonuç ortada, bütün sene yattı lan herif..
buraya vaadedildiği gibi edit geldi:
jnbon arkadaşımız hatırlattı, unuttuğum isim
josico imiş. tam ismini yazayım dedim,
jose joaquin moreno verdu imiş tam ismi hayvan oğlu hayvanın. sonra üşen josico deyip geç tabii. şu latinolar ne keraneciler ya..
şimdi esas konuya geleyim.
bu bizim yıldırım başgan gün geçtikçe paranoyaklaşıp onu bunu kulüpten yollamaya başlıyor. önüne gelene atarlı, tek başlı yarım saplı falan filan. neyse işte baya çizmiş kafayı kemal abinin anlattıklarına göre. bir gün kemal abi birkaç arkadaşıyla kulüp sosyal tesisinde rakı içerken, başgan yanında üç beş yancısıyla birlikte içeri giriyor ve kemal abilerin masasına doğru "bütün bunakların kökünü kazıyacam lan, hepiniz kulüpten gidiceksiniz" diyor. bunun üstüne de kemal abi ayağı kalkıp, montunu alıp aziz yıldırım'a dönüyor ve "hassiktir lan oradan" deyip çekip gidiyor.
gidiş o gidiş. bir daha da doğru düzgün iş falan da bulamıyor zaten ana akım medyada. passat alanlardan değil, bagajla çöpe atılanlardan yani kendisi.
işte bu adamın olayı budur. kemal abi kötü adamdır demiyorum ama tarafsız da demem asla. eskiden kulüple arası iyiyken de taraflıydı, şimdi yıldırım'la papaz diye diğer tarafta ama yine taraf sonuçta.
he, çok tatlı adamdır, sevecendir hoşsohbettir, geçenlerde kadıköy'de gördüm yıllar sonra selam ettim de tanıdı hemen, ayak üstü sohbet ettik. ama tırnaklarını ofiste masasına keser öyle bırakırdı. öyle de pis bir tarafı vardı. hehe. neyse buydu işte anlattım bitti.