• 485
    biz kendisiyle hocanın transfer işlerinde anlaşamayız. ben yapılanma istiyorum, o hoca yapmaz diyor.
    işin teknik taktik kısmına çok fazla kafa yorar, benim o kadar vaktim yok:) durumumuzu net özetleyen bir entry yazmış.
    orta saha konusunda nicelik olarak eksik olmamıza katılıyorum ama ayrıldığımız konu hocanın eldeki şartlara göre oyuncu beğenmemesi.
    he beğenmeyebilir buna saygı duyarım ama günün sonunda eksik kalınca olmuyor.
    bunu söylerken hocayı suçlayıp yönetimi aklamak gibi bir niyetim yok. en nihayetinde ismaila coulibaly'i bile alamayacak potansiyelde bir yönetime sahibiz.
    benim dediğim bunları bildiği halde hocanın hala güvenmesi.
    (bkz: #2992622)
  • 306
    şu ahir ömrümde her daim şuna inandım. hayatta gördüğümüz çoğu şey aslında gördüğümüz veya anladığımız gibi değil.

    milyonlarca hatta milyarlarca insan futbol izliyor. sanırım dünyanın en çok sevilen sporu futbol. televizyonda veya statta izlerken gördüğümüz 22 adam 2 kale 2 takım ve topu o direklerin içinden geçirme hadisesi... izlerken çok kızıyoruz oturduğumuz yerden konuşmak, eleştirmek çok kolay geliyor. topa vur gol olsun bu kadar basite indirgiyoruz. halbuki bu iş profesyonel bir iş. yani icra etmek için profesyonel olmak gerek. yeterince iyi olmak gerek. geçenlerde bir haber vardı. roma kulübü cengiz ünder’in attığı çok kolay görünen bir golün videosunu sosyal medya hesabında paylaşır ve altına da bir taraftar şu yorumu yazar; çok kolay bu golü bende atarım diye. pozisyonu izlediğinizde evet çok kolay bir gol gibi görünüyor. sonra roma bu taraftarı davet eder aynı pozisyonu aynı şekilde tekrarlanıp taraftarın o golü atmasını ister ve taraftara 3 hak verir. aynı pozisyon o taraftarla 3 kez tekrarlanır ve sonuç 3’te 0...

    konuyu çok dağıttık toplayalım. futbol, öyle gördüğümüz kadar basit bir oyun değil. bunun arka planında teknik, taktik, disiplin, kondisyon, özel hayat, beslenme, çalışma, psikoloji, gibi bir çok faktörü barındırıyor.

    kaide, bana işin teknik taktik kısmını sevdirdi. sahaya farklı bir gözle bakmamı sağladı. oyuna dair ufkumu açtı. onun yazılarını okuduktan sonra tv’de futbol yorumlayan insanların ne kadar leş, bilgisiz ve ezbere yorum yaptıklarını anladım. üstteki bir yazar para versen bu yorumları okuyacak yer bulamazsın gibi bir şey yazmış ne kadar da haklı! belki onun da yanlış gördüğü ya da yanlış yorumladığı durumlar olabilir, vardır da... sen de fikrini belirtirsin bir karşıt tez yazarsın senin fikrini benimseyenler de sana destek olur. ama adam görüşlerini yazdı diye ukala demek ayıptır. kendisinin öyle bir tarzı olduğunu düşünmüyorum.

    sözlüğe değer katıyor. 3-5 olumsuz yoruma bakıp da misyonunu doldurduğunu düşünmesin. gördüğüm bir çok yazarın kadro içinde ve yazıları büyük bir keyifle okunuyor. bende büyük bir keyifle okuyor ve feyz alıyorum. yazadursun...
  • 350
    geçimini sağlamak için ne iş yaptığını merak ettiğim yazar.
    hayır, o kadar iyi biliyor o kadar düzenli takip ediyor ki futbolla alakasız bir iş yapıyorsa sözlükte ona özel bir köşe açılmasını hak ediyor. *

    ama bence profesyonel olarak futbolla alakalı bir iş yapıyor. başka türlü bu kadar hem oyuna hem de oyunculara hakim olmasını, özel notlar falan tutmasını açıklayamıyorum. *

    severek takip ediyoruz.
    edit: noktalama işaretleri
  • 285
    (bkz: #2715774) daha kaç defa anlatması gerekir bilmiyorum ama galatasaray sözlük boylu poslu zenci ön libero fetişini kırmak için elinden gelen her şeyi yapan yazar. neyse ki kendisi gibi yazarlar var da, sosyal medya gibi etkili bir ortamda doğru şeyler de yazılıp çiziliyor.

    bu sözlüğün boylu poslu zebellah siyahi ön libero fetişi var. evet, topa bomba muamelesi de yapsa, 11 de böyle bir adam isteyen yazarlar var. adam güzel güzel anlatıyor, öyle transfermarkt'tan veri alıp, mevkisine bakıp buraya aktarmıyor. anlatıyor, hangi futbolcunun hangi görevde oynadığını/oynaması gerektiğini. zira bu adam portekiz 2. ligini bile takip ediyor. üşenmiyor, okuyor, araştırıyor. burada kendisine football manager ağzıyla yazan yazar, yok efendim terimlere çok fazla takılan yazar muamelesi yapılıyor ya, ben artık bir şey demiyorum.

    siyahi zebellah "defansif" orta saha evet. mutlaka lazım kardeşim.
  • 266
    futbolun hem saha içi hem saha dışı kısmını çok iyi bilen ve bunu kelimelerle çok doğru ifade edebilen değerli yazarımız.

    iddia ediyorum kendisinin vizyonunda yönetici/hoca sayısı bu ülkede max 3'tür.

    üst üste iki maç kazananın (ya da yaptığı iş neyse onda başarılı olmaya başlayanın) kendini nimetten saydığı bu ülkede, her zaman realist kalıp ayağı yere basanlar kazanacak.

    bu ülkenin üçüncü büyük kulübü iki kere şampiyon olunca kendini barcelona sanmaya başlayıp bayern'i eleyeceğini zannediyordu.

    ne zaman bu ülkede herhangi bir takım gönderdiği oyuncunun yerini aynı gün açıklayacağı transferle doldurur o zaman bazı hedeflerden daha net konuşalabilinir.

    örneğin dortmund transfer dönemi başlamadan transferi bitirdi neredeyse, biz lig tarihinde gol rekoru kırmış oyuncumuzu pazarlayamıyoruz. ağustos geldi hala elimize para geçsin de 3 ilk 11 oyuncusu alalım düşüncesindeyiz.

    plan 0, program 0, ama hayaller 100.

    hayal kurmak kolay. ama net söylüyorum :

    açın şampiyonlar ligi gruplarına katılması kesinleşmiş takımlara bakın. bizden daha değersiz takımlar göreceksiniz. yenebileceğimiz takımlar da göreceksiniz. ama planı programı bizden kötü takım zor görürsünüz.

    her neyse. yazarımızın eline sağlık. altına imza atacağım bir yazı yazmış.

    (bkz: #2703262)
  • 529
    sözlükte gördüğüm kadarıyla birçok arkadaş gibi benim de dünkü maçı izlerken aklıma gelmiş yazar.

    kendisi terim'in oynatmaya çalıştığı futbolun büyük bütçeler gerektirdiğini. 11 tane mükemmel oyuncun olsa bile bunun rotasyonu, sakatlığı olduğu için oynatılamayacağını söylemişti.

    bu sene oyunumuzu oturttuk 1-2 eksik olduğunda bile oynayabiliyoruz fakat 5-6 eksik olunca takım tanınmaz bir hal alıyor.
  • 193
    (#2586131) övmeyeyim övmeyeyim diyorum ama her defasında aynı şeyi yapıyor....adam gitmiş yememiş içmemiş slovakya futbolunu takip ediyor. ne diyeyim şimdi ben buna...

    "yahu kardeşim karşında biri övünce de bırakılmıyo ki... bekleyin ben de övücem biraz..."

    kendisinden çek liginden gönül bağım olan fk jablonec in analizini bekliyorum bilsin...
  • 204
    (bkz: #2622389)

    ''gerçek her şeyin anasıdır ve üstündedir , zavallı egolarımızın bile'' düsturuyla muhteşem bir yazı
    kaleme almış yazar.

    bizim gerçeğimiz sistemsizlik , bizim gerçeğimiz hamaset edebiyatı , bizim gerçeğimiz avrupanın vasat takımlarından biri olmamız.

    19 sene önce aldığımız oksitlenmeye başlayan kupayı her sene törenlerle kutlamayı , kişilere olan hastalıklı takıntılarımızı ve ayarsız sevgimizi bırakıp gerçeklerle yüzleşmeyi öğrendiğimiz zaman bir yol haritası belirleyebiliriz. aksi takdirde her sene takımı komple değiştirip epik rüyalar görmeye devam edeceğiz.
  • 249
    #2696166 ciğerlerini sökmüşsün ciğerlerini...

    yeri gelmişken belirteyim; günümüzde internetin nimetleri kadar zararları da mevcut. tabii nereden baktığınıza bağlı olarak bu zararlar da nimet olarak görülebilir. yakın bir zaman önce mesela, gerçekte hiç var olmayan bir yer internet ortamında londra'nın en lüks restoranı diye ünlendi. millet rezervasyon yaptırabilmek için sıraya girdi. internet tarihinin bence en büyük, en hoş trollüklerinden biri oldu bu. bunu neden belirttim? çünkü günümüzde kaynağı net olarak belirtilmediği sürece hiçbir şeye inanılmaması gerektiğini vurgulamak için. edebiyat tarihimizde derin izler bırakmış şairlerimize mal edilen öyle uyduruk dizeler var ki mesela akıl alır gibi değil. ve millet bu uyduruk dizeleri, şiirleri o şairlerin gerçek şiirlerinden çok daha fazla biliyor, paylaşıyor. bundan en muzdarip isimlerin başında can yücel ve cemal süreya gelir. mesela vadofon park'ta yazan ve cemal süreya'ya ait olduğu iddia edilen şu mısraların kaynağına ben ulaşamadım;

    de ki; şerefim bitene kadar seveceğim seni şeklinde devam eder.

    ben baya bir cemal süreya okudum ama böyle bir şeyine denk gelmedim. gelgelelim adamlar bunu cemal süreya diyerek stada yazdılar. internette can yücel diye dolaşan şiirlerin -muhtemelen pek çoğunuz da hayransınız o şiirlerin- neredeyse hiçbiri can yücel'e ait değil. hatta çok ironik ama bir şiir sitesinde şiirin son mısrasından sonra bir satır boşluk bırakılıp bu şiir can yücel'e ait değildir yazılmış ve şiirin altına yazılan bir yorumda şöyle denmiş: ''can baba o kadar büyük bir şair ki şiiri sahiplenmiyor. bu şiir benim değil herkesin diyor.'' umuyorum ki trolldür aksi halde başka bir deyişi anmadan edemeyeceğim;

    ''cehlin ol mertebesi sehl olmaz.
    tahsilsiz bu rütbe cehl olmaz”

    (ziya paşa dense de net bir kaynak, kanıt bulamadım bu zamana kadar.)

    bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür denerek sadeleştirilebilir bu deyiş.

    kaideyi taciz eden istisnada yazdığı bu güzel entrysi ile internetteki bilgi kirliliğine karşı çok güzel bir kaynak bırakmış oldu sağ olsun. çünkü fenerbahçe bence manipülasyon peşinde. birkaç yıl sonra söyledikleri bu yalanlara herkesi inandırıp yalanı gerçek kılma peşinde. yoksa onlar da biliyorlar gerçeği. aksi halde bu kadar canhıraş şekilde savunmazlardı bunu.

    tekrar teşekkür ediyorum yazarımıza.
App Store'dan indirin Google Play'den alın