geçen sene
arda turan'ın misyonunu bu sene yokluğunda üstlenmiştir. dönelim geçen seneye bütün toplar arda'ya atılıyordu ve ondan medet umuluyordu. bizim oyuncular topu arda'ya attıkları zaman görevlerini yapmış kabul ediyorlardı. bazıları ise topu arda'ya verdikten sonra ceza sahasına koşuyorlardı. arda çalımı atar, rakibi geçer bende pozisyon alayım mantığındaydılar.
zavallı arda, kademe üstüne kademe yiyip top kaptırıyordu, 3-5 kişinin arasına girmek zorunda kalıyordu. rakiplerini ekarte ettiğinde ise ya gol atıyorduk yada pozisyon buluyorduk.
bu sezon ise arda sakatlandığı için bu görev pino'ya kaldı. bizim oyuncular topu pino'ya attıklarında görevlerini yapmanın mutluluğu ile sahada dolaşıyorlardı. zavallı pino ise çalımı basıp, şut atmaya çalışıyordu. bu şekilde pozisyona giriyorduk.
arda ve pino'nun yardımına kimse gitmediği için, arda çok top kaybediyor, 3-5 kişinin arasına giriyor eleştirilerine maruz kaldı.
pino ise çok bencil, 800 metreden şut atıyor eleştirilerine maruz kaldı.
her ikisinin yokluğunda ise takım bırakın pozisyon bulmayı, topu ceza sahasına bile sokamıyor. kornerler bile ön direkte ki adamı geçemiyor. faul atışları barajdan dönüp kontra oluyor.
velhasım kelam pino'nun ne kadar önemli futbolcu olduğunu yokluğunda anladık. tıpkı arda gibi.
geçen sezon sonlarına doğru, arda sakatlandı ve 4 maç onamadı. hepsinden mağlup ayrıldık. pino kaç maçtır yok attığmız gol sayısı bir elin parmakları sayısını geçmedi.