bazı topçulara büyük takım forması ağır gelir. yetenekleri sınırlıdır, gelişim kaydedemez. culio da bunlardan biriydi. şunu kabul etmek lazım; culio,
galatasaray futol takımı'nda rotasyondan öteye gidemeyecek olan, ikinci yarı 60.dakikalardan sonra oyuna girerek orta sahadaki direnci yükseltecek tarzda bir futbolcuydu.
culio bazılarının dediği gibi 'kaliteli' değildir. kaliteli oyuncu, takımını en zor durumda bile sırtlayabilen oyuncu türüdür. culio böyle biri değildi. aksine tam bir takım oyuncusu, görev adamıdır. bazılarımız bu adamı öylesine abartıyor ki sanki kariyeri
real madrid,
barcelona,
manchester united takımlarında geçmiş. dostum gözlerini aç. bu adam 27 yaşında
galatasaray'a geldi. ve bu vakte kadar avrupa'da 3.sınıf takım olan
cfr cluj'dan öteye gidememiştir. zaten öylesine yıldız bir oyuncu ki ne hikmetse kendisini sadece
orduspor istiyor.
her ne kadar ilk onbirimize yakışmasa da gönderilmesi kesinlikle hataydı bana göre. bir takımın orta sahası kalbidir. burayı ne kadar sağlama alırsanız oyunda tutunmaya o kadar devam edersiniz. play-offlar ile geçecek koca bir sezonu düşününce şu vaziyette büyük bir risk aldık. orta saha oyuncularımızdan ikisi sakat veya cezalı durumda olsa sıkıntı çekebiliriz. üstelik yabancı sınırı neredeyse kalkmışken, culio cüzi bir maaş miktarı alıyorken böyle bir hamle yapılmamalıydı.
edit: dahi anlamındaki 'de' sorunsalı :(