*

resim
José Mário dos Santos Félix Mourinho
Görev:Teknik Direktör
Takım:Fenerbahçe
Yaş:61
Uyruk:Portekiz
  • 1601
    sir alex ferguson 2013 yazında emekli olunca, o sırada real madrid'den ayrılan jose mourinho'nun gelmek istediği takım manchester united idi. fakat sir, mourinho yerine takımın başına david moyes'i getirince, söyleninenlere göre mourinho ağlamış. bu adam altı sene chelsea fc'yı çalıştımış olabilir fakat bu adamın aklında en baştan beri manchester united var. benim de avrupada favorim manchester united'dır. buluşmak için çok beklemiş olsak da, çok geç kalınmamış bir aşk bu. umarım uzun yıllar bu takımı çalıştırırsın. onun için kendisine hoşgeldin demek istiyorum.

    ''welcome special one''
  • 1605
    manchetser united neye göre son şansı merak ettiğim teknik direktör.

    bu sene oyuncuların kendisini sabote ettiği chelsea'yi geçen sene şampiyon yaptı bu adam, real madrid'in son 15 yılda transfere en az para harcayan teknik direktörüydü ve la liga şampiyonluğunu almasını bildi.(u: real mourinho'nun ucuza aldığı di mario ve mesut özil'in satışından sağlam kar etti) daha eskiye gitsen inter'i şampiyonlar ligi şampiyonu yaptı, porto'yu da aynı. bu adam hangi kriterlere göre son şansını kullanıyor gerçekten merak ediyorum.

    chelsea ile son sezonu çok rezildi o zaman son şansı olsun. bu mu yani. o chelsea'li oyuncuların da mourinho'yu kovdurmak için bilerek tep oynamadığını herkes biliyor.
  • 1606
    son chelsea macerasında başarısızlığı tamamen oyunculara atmak en kolayı. adam yönetiminde demek ki büyük problemler yaşadı, oyuncularını bir türlü kazanamadı. olaya bir de bu taraftan bakmak gerekiyor.

    kendisine special one diyebilir ama bana göre normal birisi. oynattığı futbolun demodeliği de cabası. kendisini tabi ki bir daha ispatlamasına gerek yok ama manu'da başarılı olmak zorunda. kendisi de farkındadır zaten bunun. gittiği her kulüpte de fazla kalamıyor ya da kalmıyor. bu imajını da manu'da yıkması gerekiyor. manu ve kendisi için hayırlı olsun bu birliktelik.
  • 1609
    ''special one'' sıfatı kendisini tanımlamada yetersiz kalır. modern zamanlarda porto ile cl şampiyonluğu yaşayan, interi yaklaşık 45 sene sonra avrupa şampiyonu yapan, chelsea'nin 2000li yıllardaki 4 şampiyonluğunun 3unde imzası olan ve real madrid'e son 8 senedeki yegane lig şampiyonluğunu yaşatan bir kişiye ''only one'' sıfatı daha uygun olur.
  • 1612
    garip bir kişilik. artık bu garipliği kendisine ait olduğu için ailesine de mi yansıtmış, yoksa bu varolan gariplik kendisine de mi sirayet etmiş bilmiyorum, ancak ailesi de kendisi kadar garip. (burada garip kelimesini olumsuz anlamda kullanmıyorum)

    mesela eşi, matilde 'tami' faria mourinho. 1989'da evlenmiş kocasıyla. birbirleriyle tanışmaları da gençken olmuş. daily telegraph'a göre ikisi de portekiz'in setubal şehrinin aynı mahallelerinde büyümüşler ve evleri arasında sadece bir caddelik mesafe varmış. dindar bir katolik olan çift, setubal'e sık sık gidip, doğdukları mahalledeki kilisedeki ayinlere katılıp, bağışta da bulunuyorlarmış. eşi ile evliliklerinden iki adet, biri kız biri erkek çocuğu bulunmakta. 1996 doğumlu kızının adı matilde ve 2000 doğumlu oğlunun adı da jose mario jr. (birazdan bunlar hakkında da bilgi vereceğim)

    baba mourinho, eşi ve çocuklarının isimlerini de vücuduna kazımış. eşi matilde 'tami', çocukları daughter matilde ve jose mario jr'ın isimleri sol bileğinde yazılı. yine 2005 yılında ödül aldığı bir gecede kendisini 'ailesine ve işine sıkı sıkıya bağlı, sadık bir adam' olarak tanımlayarak bu güçlü bağın üzerine yine değinmiş oluyor.

    http://img.thesun.co.uk/...6/jose1_1776806a.jpg

    http://fs5.directupload.net/.../160527/vggydt8m.jpg

    bu dövme hikayesi ile bir anlamda ailesine olan sadakatini ıspatlasa da, ailesinin çatırdadığı günler de olmamış değil. 2007 yılında mourinho, eşini aldattığı iddiaları ile karşı karşıya gelmişti. kaldı ki bu durum artık bir iddia olmaktan çıkıp, aldattığı kişi, yine bir portekizli, elsa sousa isimli kadın, 'jose'yi çok sevdim, birbirimizden oldukça elektrik aldık. o çok beyefendi, kibar ve zeki birisi' açıklamalarını yapınca oldukça sansasyonel bir haber niteliği taşımıştı.

    o zaman için haliyle 18 yıllık birlikteliğini zedeleyen bu hareketi sonrası eşi ile arası bir hayli açılmış. birleşik krallıkta yayın yapan yerel bir mecmua, ikili arasındaki ilişkinin, jose'nin menajerlik kariyerine de zarar verdiğini, chelsea'nin kendisini bu yüzden kovduğunu bile iddia etmiş. hatta dahası, ayrıntılarda ikilinin gizlice tuttukları bir evde, mourinho'nun gizli dostuna elleri ile çikolatalı kurabiyeler yedirip, fonda kanadalı şarkıcı brian adams'ın şarkısıyla oldukça romantik dakikalar geçirdiklerini iddia eden bir tanığın konuşmalarına yer verilmiş.

    herhalde bu aldatma mevzusunu eşinin büyük bir alçakgönüllülük ile kabul edip, artık bu durumdan mıdır, yoksa eşinin genel mizacından mıdır bilemeyiz, mourinho kendisinin evinde, saha kenarında olduğu kadar dominant bir karakter olmadığını söylüyor. hatta bununla ilgili ilginç de bir açıklaması var:

    askmen'in yaptığı, dünyanın en etkili insanları listesinde kendisine 9. sıradan yer bulduğu söylenir. bu duruma karşılık hazırcevaplılığı ile tanıdığımız mourinho; 'peki benim eşim kaçıncı sırada? tanrı bilir, en kötü sekizinci sıradadır. bu çok ilginç, kendi evimde bile ipler elimde değil' diyerek yarı komik, yarı tuhaf bir açıklama veriyor.

    ailesini magazinden uzak tutma konusunda başlarda katı bir tutum gösteren jose mourinho, sonrasında ailesinin de meşhur olmasının önünü alamamış. bununla ilgili basında son zamanlarda -bilhassa yabancı basında- sık sık haberler görüyoruz. başlarda pek konuşmasa da 2004 yılında bir röportajı var bununla alakalı. chelsea'ye ilk gelişinin ertesinde, daily telegraph'in pazar günü verdiği ek olan the observer ile yaptığı bir röportajda konu aileye de geliyor. 'en önemli şey elbette ailem ve iyi bir baba olmak' diyerek ailesi hakkında ilk kez konuşuyor special one. bu son chelsea macerasında kötü geçen sezonda hatırlarsınız, birçok kez sahayı erkenden terketmek zorunda kalmıştı jose. bu durumlarda maçın gidişatı hakkında sayısızca eşi matilde'yi aramış ve maç hakkında bilgileri ondan almış. eşi aynı zamanda bir nevi asistan menajeri de oluyormuş yani.

    bu arada bayan mourinho, eşinin sadık bir aşığı olmasının yanı sıra, dünya gıda programına yardım eden gönüllülerden birisi. aynı zamanda birleşmiş milletler iyi niyet elçileri arasında da bulunuyor. keza eşi de onun programlarına elinden geldiğince destek oluyor.

    https://i.imgsafe.org/84c295cbb4.jpg

    kızı matilde 1996 doğumlu, babasının ona asla hayır diyemediği, gq ödül törenine katılmasının sebebini bile 'yalnızca o'nun isteği üzerine' diyerek yanıtladığı, 20 yaşında bir gençkız. gq ödülündeki şu pozları da oldukça meşhurdu hatırlarsanız.

    http://i1.irishmirror.ie/...-the-Year-Awards.jpg

    jose'nin kızı aynı zamanda modaya çok ilgiliymiş. babasının desteğini de arkasına alan matilde, aynı zamanda one direction şarkıcısı niall horan ile de iyi arkadaş. bu arkadaşlığın ne tür bir arkadaşlık olduğunu şu an için bilemiyoruz, ancak kendine ait bir kariyer edinmek için böyle bir yönteme başvurmuş olabilir. matilde aynı zamanda futbola da oldukça meraklı olup, arkadaşları ile babasının maçlarını takip etmeyi de çok seviyormuş.

    oğlu jose mario jr iste tam sopalık bir serseri. babasının iş hayatındaki en büyük rakibi barcelona ve ona en çok zorluk çıkaran oyuncu messi'nin büyük bir hayranı. aynı zamanda ailenin en aykırı üyesi. tıpkı babası gibi.

    http://fs5.directupload.net/.../160527/7mz9wyub.jpg

    http://fs5.directupload.net/.../160527/97kl3gkr.jpg

    jose mario jr aynı zamanda profesyonel bir futbolcu. ingiliz takımlarından fulham'ın altyapısında kaleci olarak forma giyiyor.

    http://s33.postimg.org/...W5iyc_Wo_AMv_V8l.jpg

    kendisine yöneltilen hangi takımları tutuyorsun sorusunu da böyle cevaplamış. güzel bir liste, her ligden takım var :(

    işte mourinho ailesi böyle bir aile. bilmiyoruz, belki de onu özel biri yapan şeyi ailesinden alıyordur, ya da tam tersi, ailesine de garipliği aşılayan kişi kendisi de olabilir.

    ve şimdi o özel adam, dünya futbol tarihinin en özel takımlarından, hatta belki de en özelinin sahnesinde. hem de yönetmenlik koltuğunda..

    https://www.instagram.com/p/BF53jAGowXZ/

    http://fs5.directupload.net/.../160527/emfgixpp.jpg
  • 1613
    açık konuşayım, bu adamın hastasıyım. taktiksel boyutunu bir kenara çekeduralım yüz ifadeleri, sözleri, hareketleri ile bile sıradışı bir insan. belki de bir ''dahi''.

    kulübede tüm dünyaya meydan okurcasına ''sen kim köpeksin lan'' bakışları bile yetiyor. mütevazilik çizgisinde olmayabilir ancak şu bir gerçek ki şımarık birisi de değil. realitenin farkında olan ancak olayların gelişimine göre bazen farklı söylemlerde bulunan bir adam mourinho.

    ''dünyanın en iyi teknik direktörü ben değilim ama benden daha iyi bir teknik direktör de yok.'' diyecek kadar çılgın birisi. veyahut kendi deyimiyle '' 10 üzerinden 11'lik '' teknik direktör.

    mourinho basın önünde ve basın arkasında farklı bir kişilik. bu az biraz gözlemle belli oluyor. öyle bir havası var ki inanılmaz mütevazi ve babacan sanki gerçek hayatında. futbol dünyasında otorite ve baskınlık kurabilmek adınaysa ''ben'' merkezli açıklamalar yapmak hissiyatındaymış havasında yine aynı şekilde.

    dani alves'in "mourinho iyi bir hoca olabilir ama sonuçta futbolu bulmadı." sözü üzerine:

    ''futbolu bulmamış olabilirim ama brezilya'yı portekizliler buldu.'' diyecek kadar dahi...

    ve yine hırsı ile ilgili de ilginç bir sözü var: ''teknik direktör yardımcısıyken, mutluydum, sonra dedim ki, yetti artık. robson ve van gaal’le çalışırken 2 kupa kazanmıştık, dedim ki, 3 kupa alacağım.'' kazandı...

    şuan 21 kupası var...

    --- alıntı ---

    kapı çalıyor ve jose mourinho cümlesini yarıda kesip “evet?” diyor. sesini duymak çok zor, adeta fısıldayarak konuşuyor. chelsea’nin genç takım oyuncularından biri, gergin bir şekilde odaya giriyor ve “jose, seninle konuşabilir miyim?” diye soruyor. ingiliz kulübünün cobham’deki antrenman tesislerinde bulunan ofisindeki koltuğa iyice gömülmüş biçimde oturan portekizli, genç oyuncuyu baştan aşağı süzüyor. görevi selefi (ve eski düşmanı) rafa benitez’den devralalı yaklaşık üç ay oldu ama koltuğu çoktan sahiplenmiş bile.

    duvarlar kazandığı başarıların fotoğraflarıyla dolu: porto’yu çalıştırırken elde ettiği şampiyonlar ligi zaferi, inter’deki son sezonunda kaldırdığı üç kupa, çocukları, ailesi… kahve masasının üzerindeyse italyanca, portekizce ve japonca yazılmış biyografileri duruyor. camın altında da inter’deki üç kupalı sezonundan kalma la gazzetta dello sport kapakları; her biri bu üç zaferin ertesi gününe ait. o ana kadar mesafeli davranıp chelsea’ye dönüşünü, londra’ya olan sevgisini ve yeni sezondan beklentilerini konuşmayı pek istemiyormuş gibi bir izlenim bırakıyor. ama artık yüzünde hafif de olsa bir gülümseme var.

    yavaşça kafasını sallayıp bunun doğru zaman olmadığını belirtiyor ve “daha sonra” diyor. genç oyuncu başını öne eğip hocasının canını sıkmamanın verdiği rahatlama duygusuyla dışarı çıkıyor. kapı yavaşça kapanıyor. mourinho’nun yüzündeki gülümseme kayboluyor. tekrar kollarını bağlıyor ve konuştuğumuz konuya dönüyor. tüm bunlar 5 saniyeden fazla sürmedi ama çok daha derin anlamlar ifade ediyor; özellikle de oyuncularının mourinho’ya olan saygısı ve portekizli’nin karizması hakkında.

    ofisi adeta göz korkutmak ve ziyaretçilere özel biriyle birlikte olduklarını hatırlatmak amacıyla dizayn edilmiş. burası, “mourinhismo” diye adlandırabileceğimiz bir mabet. burası, yıldız bir oyuncunun hayallerini gerçekleştirmesine yardım edecek bir menajere sahip bir oda. burası, morali bozuk birine mourinho’nun işine ne kadar hâkim olduğunu hatırlatacak bir yer. burası, oyuncusunun maaşına zam isteyen ya da transfer talebi getiren bir oyuncu temsilcisinin, düşüncelerini bir kez daha gözden geçirmek zorunda kalacağı bir oda. tüm bunların ötesinde mourinho’nun bir başka yanı var; insancıl, düşünceli, nazik… o, futbola yeni başlamış bir oyuncu için bile erişilebilir biri. “patron”, “usta” ya da “bay mourinho” değil; sadece jose. o, michael essien ve didier drogba’nın herhangi bir utanma belirtisi olmadan “baba” dediği bir adam. wesley sneijder’den xabi alonso ve john terry’ye kadar dünyaca ünlü birçok futbolcunun sadakatle bağlandığı bir adam. korku salma ve şefkatin, mourinho’nun başarısının en kilit öğeleri olduğunu söyleyebiliriz. bunu eylem halinde görünce de portekizli’nin sırrı olduğunu varsaymak hiç de mantıksız değil. hem korku hem de sevgi konularında uzmanlaştı ve bu ikisini birleştirip iki kez şampiyonlar ligi’ni kazanırken portekiz, ingiltere, italya ve ispanya’da şampiyonluklar yaşadı ve sadece jenerasyonunun değil, tüm zamanların en iyi teknik direktörlerinden biri haline geldi. kollarını bağlamış bir şekilde bu değerlendirmemizi dinleyen mourinho, alçak bir sesle “ben” diyor, “hiçbir şeyin ustasıyım.”

    --- alıntı ---
  • 1614
    gelecek sezon için bana bilet aldıracak olan teknik direktör.

    geçen ekim'de aberdeen'e yerleştim ve geldim geleli üzerimdeki tembelliği atıp maça gidemedim (stad kaldığım yere 15 dakikalık yürüyüş mesafesinde olmasına rağmen). önümüzdeki sene en azından 1-2 maça gideyim diyordum, trene atlayıp bir manchester maçı izlemeyi çok istiyordum, güzel bir sebep oldu.
  • 1615
    bu adamın chelsea'deki keskin düşüşünün sebebini hala anlayamadım.

    kimisi "aynı futbolcuları rotasyon yapmadan çok uzun süre kullandığı için adamlar çöktü, matic-fabregas-ivanovic sahada ölecek duruma geldi, sonra takım bir daha dikiş tutmadı" diyor, kimisi "futbolcular adamı kovdurmak için bilerek oynamadı, chelsea'de yeniçeri yapılanması var" diyor. aga futbolcular takımı şampiyon yapan hocayı niçin kovdurmak istiyor peki? ne yapmış mourinho bunlara, falakaya falan mı yatırmış puan kaybedince? şampiyonluk primlerini mi iç etmiş? kaç yıldır futbol izlerim, şampiyon olduktan üç ay sonra teknik direktörü kovdurmak için takımı sabote eden futbolcu grubu görmedim hiç. doğruysa çok acayip bir şey bu.

    şu işin iç yüzünü bilen biri, doğru dürüst tane tane anlatırsa çok memnun olacağım hakkaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın