ispanya denince manolo "del bomba"yı da yazmadan olmaz... bilmeyenler için:
"bir gün eve döndüm ve baktım ev bomboş. eşim çocukları da almış ve evi terk etmiş. itiraf etmek gerekirse onu da anlıyordum: maalesef maçlar için ailemi çok sık yalnız bırakıyordum"... ispanya milli takımının en tanınmış taraftarlarından olan manolo caceres artesero'nun yaşamındakı o zor dönemler artık geride kaldı zira tekrar ailesiyle bir araya geldi. ama futbola olan tutkusu asla bitmek bilmeyecek...
artesero, ispanya milli takımı ile ilk deplasmanına 1979 senesinde gider, maç kıbrıs'tadır ve o gün bugündür maç kaçırmıyor bizim çılgın davulcu. tabii o zamanlar şartlar günümüzden çok farklı, sponsor biletiyle dünyanın öbür ucuna seyahat edenler yok, imkanlar zayıf ama bir şeye kafayı takınca sana kim dur diyebilir ki :"1982'de bir kasabadan öbürüne otostop yaparak geziyordum. o yıllarda ispanya dışında oynuyorsa bizimkiler, çok az kişi onları desteklemeye gidiyordu, bazen 100, bazen 200 kişi vardık tribünlerde. bazen tek başıma davulu çaldığımı bile hatırlıyorum. kimin için mi çaldım? tabii ki topçular için."
manolo'nun doğduğu huesca'da maçlarda davul çalmak bir gelenektir ve o da genç yaşında bir çok akranı gibi bu "kara sevdaya" tutulur da manolo'nun inatçı, azimli ve hırslı yapısı herkesin dikkatini daha o günlerde çeker: koca şapkasıyla hakemin ilk düdüğünden maçı bitiren son düdüğe kadar başka kim "dövebilir" ki davulu...
davulu olduğu için arabasına almak istemeyen taraftarlar ya da otobüse bindirmeyen şöförlerle mücadeleyle geçen 40 yıldan sonra manolo'nun davulu için özel bir arabası var ve deplasmanlara artık rahatça gidebiliyor. oyuncular da onu tanıyorlar, hatta teknik ekip ve federasyon yetkilileri ile buluşup, ulusal takımın resmi bir görevlisi olarak kendisine akreditasyon kartı da çıkartılmış. "önceleri beni kimse tanımıyordu ama zamanla beni tanıdılar ve sevdiler. bunun için de çok fazla bir şey yapmadım, sadece milli takım nereye gittiyse oraya gittim" diye açıklıyor "del bombo" yaşadığı süreci...
günümüzde manolo herkes tarafından tanınan bir "star"... ünlü olunca da kendisiyle ilgili yazılan çizilen çok oluyor ki onlardan birinde ünlü bir ispanyol dergisinde manolo'nun aslında bir taraftar değil de uyuşturucu satıcısı olduğu ve davulunun içinde bir şehirden ötekine uyuşturucu taşıdığı yazılmış. tabii, makalenin sonunda bunun bir şaka olduğunu da belirtmiş yazar...
2017 yılında murcia'da ispanya'nın kolombiya ile oynayacağı maç öncesi "del bombo"nun davulu çalınır. milli felaket resmen... bir kaç televizyon kanalı bu vahim olayın üzerine gider, hatta son dakika haber yapan bile vardır. elinden şekeri alınmış çocuk gibi ağlayan manolo'yu teselli etmek ister insanlar ama nafile.
bir gün sonra davul bulunur. manola'ya sanki dünyalar bağışlanır. bir taraftarın bu tutkusu sizi tebessüm ettirebilir ama onun da yaşamı bu: bir davul ve milli maçlar...
ülkenin bir stadyumunda genç milli takımın maçını seyredip, ertesi gün 400 kilometre yol yapıp, abilerinin maçında davul çalabilen bu adamın geçim kaynağı nedir? valencia'da mestella stadının yanında "tu museo deportivo" (senin spor müzen) adını verdiği bir barı var ve şaşırmayacaksınız mekanın ortasında bir sürü davul yer alırken, biranızı davul sesleri eşliğinde yudumlayacaksınız eğer bir gün bu mekana uğrarsanız...
manalo artık 69 yaşında ve seyahatler onun sağlığını etkilemeye başlamış. güney afrika'da düzenlenen dünya kupasında paraguay maçı öncesi ameliyat için takımını yalnız bırakmak zorunda kalır ama hastanede de yatarak izlemez turnuvanın geri kalan maçlarını, yarı finale yetişir, iniesta şampiyonluğu kazandıran golü atarken, manolo davuluyla ona tribünden eşlik eder...
rusya'daki dünya kupası manolo'nun 10. kupası ve del bombo yine davuluyla boğaları destekliyor tribünlerde. futbolcular değişir, teknik adamlar değişir ama ispanya milli takımı dendiğinde değişmeyecek tek şey manolo ve davulu olacaktır...
davulcunun verdiği mesaj ile bitirelim:
"spora evet, şiddete hayır"
https://ultrasmovement.blogspot.com/...06/davullu-adam.html