• 120
    kendisi de birkaç kere ifade ettiği için kullanmakta beis görmeyeceğim tabirle instagram ishali abimiz. yani yaşam tarzı, gezmesi-tozması ve çevresi sebebi ile takip edilesi bir adam ama gerçekten insanı yoran bir kullanımı var. bir ara evlenmişti ama sanırım o iş yürümemiş. daha doğrusu çok detay aramalarla o döneme dair ipuçları bulunabilse de hiç olmamış gibi yapılıyor olması sürecin nasıl gittiğine dair bir fikir uyandırıyor.

    ekran arkası mesaisinin ekran önünden az olmadığı aşağı yukarı 15 sene çalıştığı televizyonculuktan ayrılması, yaşam tarzını değiştirip epey bir kilo vermesi ve tabi evlenip boşanmasıyla ikinci bir hayatı genç sayılabilecek bir yaşta yaşamaya başlamıştır. özellikle pandemi öncesi kendi youtube kanalında sahte 9 ismiyle çektiği videolar her şeye rağmen takip edilesi bir seriydi. ancak covid-19 salgını sonrası yurtdışına gitme gelme hatta tribünde maç izleme işleri uzun bir dönem sekteye uğradı, o arada da başka kanallarla çalışmaya başladığı için yarıda kaldı.

    oysa sponsorların da desteğiyle müthiş bir yarı-celebrity hayatını keyifli içeriklerle sunuyordu bize.

    asıl branşı basketbol olmasına hatta bir basketbol geçmişi olmasına rağmen biraz meslek biraz da hayat kendisini futbol programı yapan birine dönüştürmüştür. yine de tüm instagram ishali kullanımına ve yer yer insanı sinir eden gezmeli tozmalı hayat tarzına rağmen güzel bir insan olduğunu söylemek lazım. en azından medya diye takip ettiğimi şeyi domine eden şaklabanların arasında çok farklı bir seviyede.

    sneijder transferi dönemindeki performansı ise belki de ayrı bir başlığı hak edecek türdendir. şimdilerde millet oturduğu yerden tweetlerle, manipülasyonlarla ve binbir yalan dolanla transfere şekil vermeye çalışıyor. kendisi 15 gün bizzat milano'da kapı önünden olayı takip etmiş ve taraftara aktarmıştır. bir tripoda telefonu yerleştirip kulağa da bir çift airpod takıp transfer palavrası sıkılan günümüze kıyasla fazlasıyla habercilik içeren ve bir o kadar da güzel bir hikayeydi. üstelik o dönemde bir ulusal kanalda çalışıyordu, taraftarı yönetim lehine manipüle ya da konsolide etme gibi bir misyonu da yoktu.

    üstelik o dönem, o sneijder'in türkiye'ye gelmesi çok büyük bir olaydı. en az victor osimhen'in galatasaray'a düşmesi kadar şans faktörü ve ünal aysal'ın arzu edilmesi gereken seksi bir kulüp vizyonunun iç içe geçmesiyle mümkün olabilmişti. daha didier drogba transferinin şoku atlatılamadan yaşanması ise taraftarı çılgına çevirmişti.

    hayat değilse bile futbol da böyle bir spordur işte...

    kimse maddi manevi laylaylaylaylaaaaay oooooo türkiye röportajındaa mikrofon tutan adamı hatırlamaz ama transfersizlikten depresyona düşen taraftar efsanevi bir transferde röportaj yapan adama bile güzellemeler yapıp transfer için "sinerji" dilenebilir...

    bonus track:

    (bkz: ümit özat sana ırmak kazuk girsin)
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)