1
son zamanlarda çok sayıda kişi tarafından dile getirilen "ibra etmemek için paranın çalınmış olması lazım" vb söylemlerin yalan olduğunu ortaya koyan hukuki gerçek.
(bkz: #2372967)
ibra hukuken, menfi borç ikrarı anlamını taşımaktadır. yani dernek, vakıf, şirket gibi tüzel kişilerin yöneticilerinin bu tüzel kişiye vermiş oldukları zarara ilişkin sorumluluk/tazminat davası açma hakkımdan feragat ediyorum gibi bir anlamı var. bu karar alındıktan sonra, ilgili tüzel kişi artık sen bana zarar verdin diyerek dava açamaz.
galatasaray spor kulübü derneğinin tüzüğünde iki farklı ibra kavramı yer almaktadır.
bunlardan ilki yukarıda bahsettiğim tazminat davasına ilişkindir (mali ibra). ibra kararının reddedilmesi tek başına hiçbir sonuç doğurmaz. tazminat talebi için ayrıca tazminat davası açmak gerekmektedir.
dernek tüzüğünde yer alan diğer ibra ise, hukuken örneği bulunmayan bir durum olmakla birlikte, idari ibradır. hakkında idari ibra kararı alınmayan yöneticiler yeniden yönetici seçilemez. başka da hiç bir yaptırımı yoktur. (tüzük m. 59/2: aklanmayan kulüp başkanı ile yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri bir seçim dönemi geçmeden yeniden aday olamaz ve seçilemezler.)
adnan polat döneminde, genel kurul adnan polat ve ekibini malen ibra etmiş, idari olarak ibra etmemişti. sonrasında bu karar dava konusu dahi oldu.
ileride hakkında açılacak tazminat davasından korlan yöneticiler, kendilerinin ibra edilmesi gerektiğini kamuoyuna ve dolayısıyla üyeleri etkilemeye çalışmaktadır.
lise cenahı içindeki abi kardeş ilişkisi gereği geçmişteki her yönetici malen ibra edilmiştir. yani sizin hakkınızda tazminat davası açmayacağız kardeşlerim tavrı hep yerini korumuştur.
oysa ffp darboğazında yaşayan bir kulüp olarak, bu kulübe zarar evren bir kişinin dahi affedilmemesi, kusuru ile vermiş olduğu zararın tazmin edilmesi artık şiar olarak edinilmelidir.
kulübe verdiği zarardan hiçbir şekilde sorumlu olmayacağını gören ve bunun bilincinde olan insanlar bu kulübü yüz milyonlarca dolar zarara uğratmaktan çekinmemiştir. (bkz: riva ve florya soygunu) vb bir sürü hikaye.
taraftar kulübe 3 kuruş faydam oldun diye yol yöntem ararken, üyeler arasındaki "aman paşam yeterki sana bir şey olmasın" tavrı artık son bulmalıdır. taraftarın yellow friday etkinliğinde kulübe nasıl sahip çıktığını tüm türkiye gördü. elde edilen hasılat luis pedro cavanda için trabzonspor'a hediye edilen bonservis bedeli kadar değildi.
eğer bu kulübün sahibi biziz, istediğimizi yaparız diyorlarsa, taraftar da bundan sonra tavrını ona göre koymalıdır. taraftardan destek bekliyoruz dediklerinde gereken cevabı vermelidir.
yok olması gerektiği gibi, bu kulüp tüm türkiye'ye mâl olmuştur, her taraftarın kulübüdür denilirse, zarar veren hiç kimse affedilmemeli, verilen zarar son kuruşuna kadar tahsil edilmelidir. bu tutum daimi bir şekilde yakalanabilirse, taraftar takımını daha bir sıkı sahipleneceği gibi, ffp vb. saçma problemler ile karşılaşılması ihtimali de oldukça azalacaktır.
(bkz: #2372967)
ibra hukuken, menfi borç ikrarı anlamını taşımaktadır. yani dernek, vakıf, şirket gibi tüzel kişilerin yöneticilerinin bu tüzel kişiye vermiş oldukları zarara ilişkin sorumluluk/tazminat davası açma hakkımdan feragat ediyorum gibi bir anlamı var. bu karar alındıktan sonra, ilgili tüzel kişi artık sen bana zarar verdin diyerek dava açamaz.
galatasaray spor kulübü derneğinin tüzüğünde iki farklı ibra kavramı yer almaktadır.
bunlardan ilki yukarıda bahsettiğim tazminat davasına ilişkindir (mali ibra). ibra kararının reddedilmesi tek başına hiçbir sonuç doğurmaz. tazminat talebi için ayrıca tazminat davası açmak gerekmektedir.
dernek tüzüğünde yer alan diğer ibra ise, hukuken örneği bulunmayan bir durum olmakla birlikte, idari ibradır. hakkında idari ibra kararı alınmayan yöneticiler yeniden yönetici seçilemez. başka da hiç bir yaptırımı yoktur. (tüzük m. 59/2: aklanmayan kulüp başkanı ile yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri bir seçim dönemi geçmeden yeniden aday olamaz ve seçilemezler.)
adnan polat döneminde, genel kurul adnan polat ve ekibini malen ibra etmiş, idari olarak ibra etmemişti. sonrasında bu karar dava konusu dahi oldu.
ileride hakkında açılacak tazminat davasından korlan yöneticiler, kendilerinin ibra edilmesi gerektiğini kamuoyuna ve dolayısıyla üyeleri etkilemeye çalışmaktadır.
lise cenahı içindeki abi kardeş ilişkisi gereği geçmişteki her yönetici malen ibra edilmiştir. yani sizin hakkınızda tazminat davası açmayacağız kardeşlerim tavrı hep yerini korumuştur.
oysa ffp darboğazında yaşayan bir kulüp olarak, bu kulübe zarar evren bir kişinin dahi affedilmemesi, kusuru ile vermiş olduğu zararın tazmin edilmesi artık şiar olarak edinilmelidir.
kulübe verdiği zarardan hiçbir şekilde sorumlu olmayacağını gören ve bunun bilincinde olan insanlar bu kulübü yüz milyonlarca dolar zarara uğratmaktan çekinmemiştir. (bkz: riva ve florya soygunu) vb bir sürü hikaye.
taraftar kulübe 3 kuruş faydam oldun diye yol yöntem ararken, üyeler arasındaki "aman paşam yeterki sana bir şey olmasın" tavrı artık son bulmalıdır. taraftarın yellow friday etkinliğinde kulübe nasıl sahip çıktığını tüm türkiye gördü. elde edilen hasılat luis pedro cavanda için trabzonspor'a hediye edilen bonservis bedeli kadar değildi.
eğer bu kulübün sahibi biziz, istediğimizi yaparız diyorlarsa, taraftar da bundan sonra tavrını ona göre koymalıdır. taraftardan destek bekliyoruz dediklerinde gereken cevabı vermelidir.
yok olması gerektiği gibi, bu kulüp tüm türkiye'ye mâl olmuştur, her taraftarın kulübüdür denilirse, zarar veren hiç kimse affedilmemeli, verilen zarar son kuruşuna kadar tahsil edilmelidir. bu tutum daimi bir şekilde yakalanabilirse, taraftar takımını daha bir sıkı sahipleneceği gibi, ffp vb. saçma problemler ile karşılaşılması ihtimali de oldukça azalacaktır.