2010 fiba dünya şampiyonası başladığından beri ersan'ın performansları yüzünden reklam yıldızı ilan edilen ama milli takımda kerem tunçeri'yle birlikte kewell etkisi yaratan oyuncumuzdur kendisi. bu adamın iki turnuvadır mazeretleri var, bu kadar bir anda reklam yıldızı beh beh beh yapamayız.
polonya'da çok uzun bir nba sezonundan, nba finalleri'nden çıkıp gelmişti. inanılmaz yorgundu ve turnuva boyunca da uzun bir süre diz sakatlığıyla oynadı. bu turnuvada ise hiç beklemediği kadar kötü bir sezon geçirdi. önce calderon'un bencilliği yüzünden top alamadı, ondan sonra zamanla istediği rolü bulamadığı için ritmden koptu. colangelo'yla takıştılar, evet biraz şımardı. hele ki oküler kemiğinde çatlak oluştuktan sonra maske takmicam diye diretmesi çok yersizdi; zira aynı bölgeye bir kere daha darbe alması durumunda gözü ciddi şekilde zarar görebilirdi.
inanılmaz bir orlando senesinin ardından böylesi bir düşüş, böylesi bir baskı yaşadıktan sonra elbette ki bazı şeyleri tekrar ritme koyması, raya oturtması zor olacaktır. fakat yine de kritik anlarda eli titremiyor; who do, he-do! dedirtiyor ve hit the buzzer tadından miller time üçlükleri gönderiyor.
o da tabii ki maç sırasında katkı vermek istediği ritm bulmak adına zaman zaman gereksiz şutlar çıkartıyor; çünkü takıma katkı sağlamak istiyor. kafasını biraz rahatlatmıştık rusya maçındaki son bölümde attığı 8 sayıyla. bu maçta
* çok göz önünde olmasa da yunanistan'ın bariz bir önlemi vardı; diamantidis savunuyordu.
bu kadar da bir anda reklam yıldızı ilan etmek ne kadar doğrudur bilmiyorum. yok yok biliyorum, yanlıştır.