resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 9877
    boş kalmamak adına kariyerini mahveden teknik direktör.

    bilmiyorum maddi olarak bu kadar gelire ihtiyacı var mı? kariyer planlaması korkunç kötü. eyüpspor belki yeniden doğuş için iyi bir yer olabilir ama üç kupalı şampiyon bir teknik direktörden evrildiği nokta imaj olarak doğru değil.

    her ne kadar yasin, sneijder ve muslera üstün performans vermiş olsa da adam yönetimini yapmak, disiplini ve motive ortamı sağlamak da bir meziyet işidir. aslında akıllı bir sportif direktör ile iyi işler de başarabilir. akhisar dönemi en güzel örneklerden biridir kendisi için.
  • 9878
    kendisini cok seviyorum ancak ben omrumde boyle vizyonsuz insan az gordum.

    abicim sen 3 kupa almissin hem de 1 seneden az surede. muthis ekonomik zorluklar altinda, adam gibi topcu alinamayan bir ortamda oyuncularina kalkan olmussun hatta galatasaray kariyerini de bu kalkan olma durumu yakmis. belliki karakterli bir adamsin. basarilisin da. galatasarayda isler kotu gidince 3 kupali bir teknik adam olarak nasil mesut bakkal gibi sehir sehir dolasmayi kendine yedirebiliyorsun yahu? senin basaksehirden asagida takim calistirmaman, mumkunse bosta beklemen ve iddiali ekiplerde akla ilk gelen tercihler arasinda olman gerekirken gezmedigin anadolu sehri kalmadi. eger kendisi her hıyarım var diyene elinde tuzlukla kosmasaydi bugun sol framede okan buruktan cok kendisinin adi anilirdi. ancak kendisi ust sinif hoca olmak konusunda cok tutkulu degil gordugumuz uzere, cok guzel bir kariyeri olabilecekken vasat bir kariyerle hayatina devam ediyor.
  • 9881
    işler kötüye gittiğinde futbolcularını taraftarın önüne atan sergen yalçın‘dan iyi hocadır ama öyle berbat bir düşünce yapısına sahip ki üşengeçliğinden ve parası bitmeden çalışma arzusu olmadığından aktif görev kabul etmeyen sergen bile köşe bucak aranırken hiç bir başat takım kendisini ciddiye alıp teklif yapmıyor. sezonda üç kupa alıp kariyerini bu kadar kötü planlaması çok ilginç. bence hamza hoca iflah olmaz bir vasat sevici galatasaray’dan gönderilişinin en büyük sebebi de buydu. rica ediyorum vasat sevici dedim diye bana vurmayın bu lakaba layık olmak için elinden gelen her şeyi hamza hoca yapıyor ne yazık ki, galatasaray döneminde yaptığı transferler yüzünden böyle itham ediliyordu sonrasında çalıştırdığı takımlarla bunu perçinledi.
  • 9887
    bir teknik direktörlük kariyeri her geçen gün nasıl geriye gider, kanlı canlı ıspat yapmış resmen. ülkede emsali az görünen, 3 kupayı da kazanma başarısı gösteren bir teknik direktörsün yahu. triple yapan kaç teknik direktör var ki zaten?

    eyüpspor
    teknik direktör 21/22 (23 şub 2022) muhtemel 30 haz 2022

    çaykur rizespor
    teknik direktör 21/22 (24 eyl 2021) 21/22 (19 şub 2022)

    kayserispor
    teknik direktör 20/21 (26 mar 2021) 20/21 (25 nis 2021)

    yeni malatyaspor
    teknik direktör 20/21 (25 ağu 2020) 20/21 (21 şub 2021)

    gençlerbirliği sk
    teknik direktör 19/20 (1 kas 2019) 19/20 (3 ağu 2020)

    büyükşehir belediye erzurumspor
    teknik direktör 18/19 (7 mar 2019) 18/19 (30 haz 2019)

    antalyaspor
    teknik direktör 17/18 (17 oca 2018) 17/18 (22 may 2018)

    osmanlıspor fk
    teknik direktör 16/17 (27 mar 2017) 16/17 (9 haz 2017)

    bursaspor
    teknik direktör 15/16 (18 ara 2015) 16/17 (21 oca 2017)

    yukarıdaki bilgiler galatasaray’dan ayrıldıktan sonraki teknik direktörlük kariyerinin devamı. aşağıdan yukarıya kronolojik olarak gidiyor. tam tersi, yukarıdan aşağı olup, bursaspor sonrası galatasaray olsa çok mantıklı ve yükselişte deriz, fakat adam tarihi tersten yazıyor.

    bu arada bir anekdot, eyüpspor’u ikinci kez çalıştırıyormuş. ekim 2009-haziran 2010 arası da eyüpspor teknik direktörlüğü yapmış.
  • 9889
    vasat bir teknik direktör olmasına rağmen fatih terim'in son 3 sezonda yapamadığını bir sezonda yapmıştır. niye? büyük hoca olduğu için değil kadro kalitesi yüksek bir takımdan verim alabildiği için. olay bu kadar net.

    (bkz: fernando muslera) bayrak adam. armada bir yıldız daha fazla varsa bunda muslera’nın payı çok önemli bir yer tutar.
    (bkz: alex telles) riera'dan sonra mevkiisinin hakkını verebilmiş ofansif sol bek.
    (bkz: wesley sneijder) dünyanın en iyi orta sahası ödülünü almayı başarabilmiş yani dünyada mevkisinde 1 numara olabilmiş büyük futbolcu. tek başına maç alır. kendine has pas ve şut tekniklerine sayfa sayfa kitap yazılabilecek bir virtüöz.
    (bkz: felipe melo) sadece oyun zekası yüksek bir futbolcu değil aynı zamanda asla pes etmeyen bir savaşçı ve winner karakter.
    (bkz: selçuk inan) türk futbolunun yetiştirdiği en yetenekli registalardan biri... vizör - pasör - şutör.
    (bkz: armindo tue na bangna bruma) potansiyeline mental problemlerden dolayı ulaşamamış atletik kanat forvet. koşu yollarına, doğru paslar atıldığında türkiye liginde tutulması zor bir futbolcuydu.
    (bkz: burak yılmaz) türk futbolunun son 10 yılına öyle ya da böyle damgasını vurmuş heyecanlı golcü.
    (bkz: yasin öztekin) yetenekleri sınırlı bir oyuncu olsa da sneijder ustalığına ile iyi ayak uydurarak kariyerinin zirvesini yapmış ve şampiyonlukta önemli bir ölçüde katkı vermişti.

    teknik direktörlere fazla pay biçmektense kadro kalitesini yükseltmenin önemini vurgulamak istiyorum elbette.
    bazen başarıların, kadrodaki yetenekli oyunculardan verim almaktan geçtiğini unutuyor ve bir isme gereğinden fazla anlam yükleyebiliyoruz.
  • 9890
    8 maçı geride bıraktığı eyüpspor kariyerinde, taraftarlar kendisini istifaya çağırmaktadır.

    --- alıntı ---

    eyüpspor taraftarlarının istifaya davet eden tezahüratları ile ilgili de konuşan hamzaoğlu, "biz daha önce de bunu yaşadık burada. ilk geldiğimizde yine mağlup olmuştuk. bizi domateslerle burada karşıladılar ama sonra final oynadık o takımla. hedefimize ulaşacağız inşallah. ulaşınca da o bağıranlar umarım oturup düşünürler." diye konuştu.

    --- alıntı ---
  • 9892
    (bkz: #3011788)

    kariyerinin bizden sonraki kısmını hiç iyi yönetememiştir, kısmen iyi kısmen kötü performans gösterse de tff birinci lig seviyesine kadar düşmüş, sıradanlaşmıştır.

    ancak;

    kendisi galatasaray'da aslanlar gibi görevini yapmış, harika iş çıkarmış ve 3 kupayı kulübümüze kazandırmıştır. süper lig 2014-2015 sezonu'ndaki inanılmaz teknik direktörlük performansı olmasa değil 77 puan, 65 puanı bile yakalayamazdık. süper lig 2015-2016 sezonu'nda ve şampiyonlar ligi 2015-2016 sezonu c grubu'nda da elindeki son derece yetersiz kadrodan maksimum verimi almıştır.

    2015-2016 sezonu kadromuzun o kadar güçsüz olmasında elbet kendisinin de payı vardır ancak o kadroyu kurarken dursun özbek yönetimi ile çalışmak zorunda kaldığı, o kadronun kurulmasında en büyük sorumluların yönetimdekiler olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

    hamza hoca'nın en büyük hatası o yönetime siper olmaya çalışırcasına yaptığı açıklamaları, en büyük eksiği ise vizyonunun dar olmasıdır. neticede galatasaray tarihinin burak elmas yönetimi haricindeki en kötü yönetimi olan dursun özbek yönetimi tarafından ipi çekilmiştir.

    galatasaray taraftarı'nın o günlerden bugünlere kadar hocaya sürekli sallaması da son derece büyük bir ayıp olduğu kadar tuhaftır da. bunun temel sebepleri;

    1- hoca cesare prandelli'den aldığı kaldırılması çok zor enkazı yönetimdeki bazı tecrübeli isimlerin de yardımıyla kaldırmış, takımın hem moralini hem de oyun kalitesini en az 5 gömlek yukarıya taşımıştır.

    2- hamza hoca döneminde galatasaray gücü yettiğince hücum futbolu oynamış, diş geçirebildiği takımlara karşı oynadığı maçlarda izleyenlere hep zevk vermiştir. hatırlayan hatırlar, süper lig 2014-2015 sezonu'nun sonunda 1-0 ve 2-0 kazandığımız maçların çoğunda dahi bolca pozisyona girdiğimiz zevkli maçlar izlemiştik. o dönem haricinde de neredeyse her maçta bol pozisyona giriyorduk, zaten golcü bir takımdık.

    3- hoca ligde 2 sezonda çıktığı 34 maçta 76 puan toplamış ve 2.24 gibi oldukça yüksek bir puan ortalaması yakalamıştır. bu puan ortalaması ligde en son 5 sezon önce beşiktaş tarafından yakalandı (bkz: süper lig 2016-2017 sezonu). bu sene uçup kaçan trabzonspor'un anlık puan ortalaması 2.21.

    4- hamza hoca'nın döneminde 2 transfer dönemi geçirdik ve transfer bilançomuz +10.76 milyon euro. hocanın döneminde seleflerinin ve haleflerinin dönemlerinin aksine transferde kara geçtik (ffp etkisi olmadan). ayrıca hoca yaptırdığı transferlerin azımsanamayacak bir kısmını scout ekibinin önerdiği genç oyuncular arasından seçti, giden oyuncularımızı da düşünürsek maaş konusunda da elimizin bir nebze olsun rahatlamasında emeği geçti.

    tabii en çok eleştirildiği konulardan biri transfer konusuydu, bence de burada önemli hataları oldu (mesela armindo bruma ve alex telles'in kiralık gönderilmesi vs) ancak felipe melo'nun vedası gibi suçu olmayan konular da ona yüklendi (melo gitmek istiyordu zaten), ayrıca takıma çok ciddi ölçüde fayda sağlayabilecek profilde ve yetenekte olan kevin grosskreutz'tan yönetimin eşi benzerine zor rastlanır rezilliği yüzünden faydalanamadı. transfer konusunda bu denli eleştirilmesindeki trajikomik olan nokta kendisinden önce ve sonra takımda yüksek profilde oyuncular görmek isteyen ve kendisi gibi aza kanaat etmeyen hocaların transfer obezi ilan edilmesiydi.

    zaten bir hocayı sevmeyegör; sağlam transferler isterse anında transfer obezi, istemezse anında vizyonsuz köylü ilan edebiliyorsun. yönetimlerin de canına minnet, anında kendilerini aklayıp hocalarını ateşin içine atacak algı manipülasyonlarını basın aracılığıyla gerçekleştiriyorlar.

    5- süper lig 2014-2015 sezonu'ndaki harika performansını zaten en yukarıda bkz verdiğim entry'de anlattım, ancak süper lig 2015-2016 sezonu'nda da bazı maçlarda kadro kalitesi kaynaklı oyun kalitesi problemi yaşasak da sonuçlar anlamında hiç fena bir grafik çizmemiştir. hoca gittiğinde konyaspor (1-4 yendik ve ligi 3. bitirdi), istanbul başakşehir (0-2 yendik ve ligi 4. bitirdi), trabzonspor (0-1 yendik ve ligi 12. bitirdi), fenerbahçe (1-1 berabere kaldık ve ligi 2. bitirdi) ve belalımız rizespor (4-3 yenildik ve ligi 13. bitirdi) gibi bizim için ligin en zor deplasmanlarının neredeyse tamamını oldukça iyi bir karneyle tamamlamış bir şekilde 11. hafta sonunda lider beşiktaş'ın 5 puan gerisinde ve ikinci fenerbahçe'nin 3 puan gerisinde 3. sıradaydık. fikstür avantajını da düşünürsek şampiyonluk yarışının tam ortasındaydık. hem de kadro kalitesi bizden çok daha güçlü olan rakiplere karşı.

    kendisinin vedasından sonraki 23 haftada beşiktaş'tan 23, fenerbahçe'den de 20 puan fark yediğimizi, hoca varken zorlu fikstürde ve avrupa maçlarının yoğun olduğu dönemde 1.91 puan ortalaması yakalayan takımın hoca yokken nispeten daha kolay fikstürde 1.30 puan ortalaması yakaladığını göz önünde bulundurursak bizi yarışta tutan en temel faktörün hamza hoca faktörü olduğunu görür ve hamza hoca'nın o sezonki performansını da rahatlıkla takdir edebiliriz.

    şimdi özetler ve genel tabloya bakarsak elimizde;

    1- ligdeki puan ortalaması son derece yüksek,

    2- elindeki kadrodan maksimuma yakın verim almasını bilen,

    3- transfer konusunda yönetimine problem çıkarmayan,

    4- genç oyuncuları transfer ettiren ve scouting'e önem veren,

    5- hücum futbolundan arsenal, atletico madrid, benfica gibi rakiplere karşı bile taviz vermeyen ve bu rakiplere karşı oynadığımız iç saha maçlarında sırasıyla 32, 22 ve 15 şut çektiğimiz, gayet iyi hücum performansları gösterdiğimiz maçlar oynatmış (ki bu maçların arasındaki benfica galibiyeti 7 senelik dönemde çıktığımız 40'a yakın avrupa maçındaki 2 galibiyetimizden biriydi),

    6- türkiye kupası ve türkiye süper kupası'na 1 kere katılmış ve o kupaları kazandırmış,

    7- oyuncularının performansını kısa sürede ciddi ölçüde arttıran (2014-15 sezonunda kendisinin gelişi sonrası kadroda yerli/yabancı/genç/tecrübeli en az 10 kilit oyuncunun performansı ciddi ölçüde artmıştı)

    bir teknik adam profili var.

    bu adamın vizyonu eleştirilebilir, pek iyi bir savunma hocası olmaması eleştirilebilir, bazı can sıkıcı açıklamaları eleştirilebilir ama 100 galatasaraylı'nın 99'unun bu adama düşman muamelesi yapması yeminle kanıma dokunuyor artık. bu ne bitmez kinmiş arkadaş! adamın bizde yaptıkları ortada, kazandırdığı başarılar ortada, bizden sonraki dönemde bize karşı bir saygısızlığı da olmamış. hal böyleyken bu adama düşman muamelesi yapanların tamamı gözümde art niyetlidir.

    igor tudor, jan olde riekerink, domenec torrent, frank rijkaard vs gibi bu takıma kendisinin çeyreği kadar şey katmamış, hatta eksileri artılarından fazla gelmiş olan (jor hocam hariç) hocaların bile olumlu yönlerini görmeye, onları ön plana çıkarmaya çalışan bazı adamlar kendisine çeşitli sebeplerden dolayı her fırsatta düşmanlık ediyor, onun başarılarını ve bilgi birikimini küçümsüyor, emeğini yabana atıyor, onunla dalga geçiyor, hatta utanmadan ona hakaret ediyor.

    bu saçmalığın sebebi nedir; hoca yerli diye mi bu muameleye maruz kalıyor, bu insanlar hocanın tipini mi beğenmiyorlar, konuşmasını mı beğenmiyorlar, kişisel husumetleri mi var bilemiyorum. ancak diğer eski teknik direktörlerimize karşı bakış göz önünde bulundurulacak olursa hamza hoca'nın aşağılanması ve hakaretlere uğraması değil, taraftarın başının üstünde yerinin olması gerekir.

    bundan sonrası için hocanın kariyerinden pek umutlu değilim, iyi senaryoda dahi her sezona başka anadolu kulübünde başlayan hocalar kervanına katılacaktır. ileride bir gün tekrar galatasaray teknik direktörü olsa bile kanımca başarısız olacaktır. ancak galatasaray'a yaşattığı, bana yaşattığı güzel günleri de unutacak değilim. rahmetli alpaslan dikmen'in "galatasaray'ın yararına olacak bir taşı yerinden kaldırıp, iki metre öteye koyanlara bile müthiş bir saygı duyarım" sözü aklıma geldikçe galatasaray'ın yakın tarihinin en büyük emekçilerinden biri olan hamza hoca'ya saygıların en büyüğünü duymamak şahsen elimde değil. yolun açık olsun hocam.

    kişisel not: çok uzun zamandır içimde ukteydi hamza hocam'a naçizane iade-i itibar yapmak, bugüne kısmetmiş. umarım hocanın bize yaşattıklarının değeri bir gün herkesçe anlaşılır.
  • 9893
    birilerini korumak için kendinden taviz veren herkes uzun vadede bir şekilde kötü anılıyor. hamza hamzaoğlu da kendini yönetime siper etti. o saçma sapan açıklamaların çoğu gereksiz fedakârlıktan ibaretti. o fedakârlıklar kendisini korumadığı gibi bilakis antipati toplamasına sebep oldu.

    mesela ünal karaman gibi dik dursaydı bugün onu sneijder'dan en büyük verimi alan, yasin öztekin gibi vasat bir topçuyu şampiyonluk getiren adama dönüştüren, sezon başında dalga malzemesi olmuş bir takımı alıp kanırta kanırta şampiyon yapan üç kupalı büyük galatasaraylı olarak anacaktı insanlar. oysa o kendince garanti yolu seçip zaman içinde söndü gitti.
  • 9894
    melo, sneijder, telles, ve bruma gibi oyuncuların bulunduğu kadro nasıl enkaz oluyor anlamadım. bu oyuncular o yaşlardaki halleriyle bugün bizde olsalar barcelona'yı rahat elerdik. ligin içinden geçmiştik.

    çok eleştirilseler de hamit, selçuk, burak ve sabri de dönemin milli takımının as oyuncuları. chedjou, olcan, yasin, semih ve emre çolak gibi yine lig için son derece yeterli bir oyuncu grubu vardı.

    prandelli melo'yu 3'lü savunmanın ortasında, sneijder'i ön liberoda falan kullanıyordu. hamza hamzaoğlu'nun yaptığı tek dokunuş herkesi yerinde kullanmak oldu. klasik 4-2-3-1 ile takım zaten kendi kendine aldı götürdü ligi.

    bursaspor ile oynanan kupa finalini bugün tekrar bir açıp izleyin. bursa içimizden geçmişti adeta, 32-14'tü şut sayıları bursa lehine. yedek kalecimiz milli takım oyuncusu sinan bolat kurtardı bizi. düşün yedek kaleci bile milli takım havuzunda. öyle bir kadro.

    galatasaray adının şampiyon apoleti taktığı sıradan ve vasat teknik direktör.
  • 9895
    galatasaray'da transfer ve iletişim süreçlerini yönetmede çok kötüydü. normalde şampiyon olan bir hocanın elinden son gün telles ve melo'yu alıp, yerine sadece grosskreutz'u koyup onu da oynatamasan; bu hocaya yüksek anlayış gösterilirdi. ama hamzaoğlu bu süreci o kadar kötü yönetti ki bugün dahi bu kadro sıkıntısının müsebbibi olarak görülüyor. kendisini 10 haftada harcayacak yönetimi savundu, başka hocaların isyan edeceği durumlarda "olsun, buna da şükür" moduna girmenin kendisine ve takıma zarar vereceğini göremedi. sonrasında da o kadar kötü kariyer yönetti ki açıkçası kendisinden beklentisi olan beni de mahcup etti.

    fakat, hala ve ısrarla galatasaray'da 2014-2015 arası yaptıkları küçümseniyor, kim olursa olsun o başarıyı yakalarmış gibi gösteriliyor. işte bu hafızasızlık ve bu haksızlık benim her zaman canımı sıkıyor. bir insanın karakterini beğenmeyebiliriz, hocalığını beğenmeyebiliriz. ama bu, galatasaray'a yaptığı katkıya ve kazandırdığı kupalara haksızlık etmemize bahane olamaz. bu yapılanın galatasaray'ın kazandığı kupalara tesadüf demekten farkı yok.

    şimdi hamzaoğlu'nun galatasaray'daki sürecini küçümsemek için ortaya sunulan 2 argümanı incelemek isterim:

    1- melo'lu, sneijder'li, muslera'lı çok iyi bir kadrosu vardı. onu bu kadro şampiyon yaptı.

    bu kısmen doğru, ama aynı kadro 2014-2015 sezonunun ilk 10 haftasında 3 yenilgi almıştı. hamzaoğlu ise son 23 maçta sadece 2 yenilgi aldı. (üstelik başakşehir harici tüm zor deplasmanlar bu 23 haftanın içindeydi)

    hemen hemen aynı, belki de daha iyi bir kadro bir önceki sene mancini ile 65 puan toplamıştı. hamzaoğlu ise bu kadroyla 77 puan topladı. kadro oyuncu bazında iyiydi belki ama bu kadrodan diğer hocalara göre çok daha fazla puan ortalaması yakalamak başarı değil midir? madem kadro şampiyon yapıyordu, diğer hocaları niye yapmadı?

    2- prandelli melo'yu stoper, sneijder'i ön libero oynatıyordu. hamzaoğlu sadece takımı normal dizdi.

    yok artık. prandelli, bunu sadece şampiyonlar ligi'nde arsenal deplasmanında yaptı. diğer maçlarda ise melo yerinde, sneijder ise mancini ve terim dönemindeki çoğu maçta olduğu gibi sol açıktaydı.

    hadi kimsenin aklına gelmeyen 4-2-3-1 hamzaoğlu'nun aklına geldi ve takımdan verim alındı. hamzaoğlu öncesi son 6 maç kadroya bile alınmayan yasin öztekin'in bu 4-2-3-1'e ligin ikinci yarısı çok büyük katkı vermesi bir hoca başarısı değil mi?

    ek bilgi: melo bugün olsa bugün de şampiyon yapardı muhtemelen evet ama hamzaoğlu başladıktan sonra melo'nun sakatlık geçirdiğini, ameliyat olduğunu ve cezalarla birlikte yaklaşık 10 maç kaçırdığını unutmamak lazım.

    15-16 sezonu başında kadronun zayıflamasından kendisi de sorumlu tutulabilir dediğim gibi ama, yönetimin sonrasındaki diğer icraatlerine de bakarsak baş sorumlu olduğunu düşünmek insafsızlık olur. o sezon kötü başladı, sonrasında oyun hala toparlanmasa da iyi sonuçlar gelmeye başlamıştı. kovulduğu rize maçına kadarki, fenerbahçe, trabzon ve başakşehir deplasmanlarını da içeren 8 maçlık seriden 6 galibiyet ve 20 puanla çıkmıştı. o gittikten sonra ise ligde son maça kadar sadece 6 galibiyet alınabildi. 11. hafta sonucu liderin 5 puan gerisine düştüğü için hamzaoğlu kovuldu, takım sezonu liderin 28 puan gerisinde bitirdi.

    yani formanın kerameti hamzaoğlu gibi vasat hocayı şampiyon yapabiliyorsa, denizli gibi efsane bir ismin de hamzaoğlu'dan aldığı kadroyla en azından yakın performans vermesi beklenir.

    hamzaoğlu bugün kariyeri kötüye gitmiş bir hoca. büyük bir ihtimalle bir daha asla galatasaray'daki gibi başarılı olamayacak ve bir mucize gerçekleşmezse yolu tekrar florya'ya düşmeyecek. ama bu adam özellikle 2014-2015 sezonunda çok kritik bir şampiyonluk aldı ve rakibimizin şampiyonluk sayısında önüne geçerek 4. yıldızı ilk takan takım olmamızı sağladı. bu başarının küçümsenmesine, alaya alınmasına ve alelade görülmesine razı gelmek istemiyorum.
  • 9896
    vasatın altında, kötü bir teknik direktördür. adım kadar eminim ki eline verilen kadro bende olsa üst üste şampiyon olabilirim. hem de üstüne galatasaray'ın geleceğini garantiye alan yıldızlar çıkararak. azalarak bitmesi gereken tiplemelerdendir ki, kendisi bu açıdan çok güzel bir iş çıkarıyor. bunu görmek için bizden sonraki kariyerine göz ucu ile bakmak yeterli, aynı söylemler aynı mentalite. bizden uzak olsun da kime yakın olursa olsun mümkünse. vasatlığa tahammülü olan arkadaşlar illa ki kendisini beğenebilir veyahut iyi bir teknik direktör olduğu önermesinde bulunabilir. fikirler bu yüzden vardır herkesin fikri aynı olmak zorunda değildir.
  • 9898
    takımı eyüpspor ile, 1 mayıs 2022 eyüpspor istanbulspor maçını da kaybetti.

    üstelik 88.dakikaya 1-0 önde girmişlerdi. önce beraberlik golünü yediler. ardından rakipleri 10 kişi kaldı ve buna rağmen 90+8'de de 2.golü yiyerek puansız ayrıldılar.

    eyüpspor'u 3.sırada alan, direkt olarak süper lig'e çıkma hedefiyle takımın başına getirilen hamzaoğlu ise play off'u bile tehlikeye attı. an itibariyle 6.sıraya kadar indiler.*
  • 9899
    şampiyonluk yarışında devraldığı eyüpspor'da playoffları bile tehlikeye sokmuş teknik direktör. bugün de 7. sıradaki tuzlaspor'a 3-2 yenildiler ve ligin bitmesine 2 maç kala aralarındaki fark 2 puana düştü. hala playoff şansları tuzlaspor'a göre daha yüksek ama kendisi takımın başına geçtiğinde daha fazlası bekleniyordu. üstelik devre arasında sekidika ve oğulcan da takıma katıldı ancak istenen sonuçlar gelmedi.

    kendisini seven ve eyüpsor macerasında daha fazlasını bekleyen beni şaşırttı ve hayal kırıklığına uğrattı. umarım playofflara kalır ve oradan da süper lige yükselirler. zira eyüpspor aramızın iyi olduğu nadir kulüplerden. futbolcu kiralamak için de güzel olur aramızın iyi olduğu bir istanbul takımı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın