ben artık hamza hamzaoğlu başlığını yan tarafta gördüğümde tıklamaya korkuyorum. entry girmeye de korkuyorum, çünkü biliyorum girdiğim entry ofsayt manyağı olacak. belki bu entry de olacak ama yine de yazacağım artık.
prandelli döneminde aldığımız mağlubiyetler bir yana, inanılmaz kötü top oynuyorduk. ben hayatımda mustafa denizlinin son dönemi hariç hiçbir dönem galatasaray'ı o kadar kötü gördüğümü hatırlamıyorum. her maç en az 2 gol yeriz düşüncesiyle maç izliyordum. hamza hoca geldikten sonra ise her maçı kazanabileceğimiz algısı bende yerleşmişti.
şu an hakkında söylenilenleri gördükçe taraftarımızın ne kadar nankör olduğunu bir kez daha anlıyorum. 4. yıldızı getiren, sezonu 3 kupayla kapatan bir teknik direktör daha fazla saygıyı hak ediyor. hala rütbemiz farklı diye sağda solda rahatça konuşabiliyorsak, kendisi sayesindedir.
ligin son 6-7 haftası 1-0'lık galibiyetlerle ilerledik evet. ama kimse sezon başı sürekli 4'lük olan takımın nasıl gol yemeden maç tamamlayabildiğini konuşmadı.
transfer döneminde içerde neler yaşandı bilemeyiz. ben de hocanın dursun özbek kurbanı olduğunu düşünenlerdenim. melo yerine bilali aldırdığı için eleştiriliyor. melo'nun inter'e gitmek istediğini herkes görmezden geliyor nedense. arkadaşlar biz melo'dan 33 yaşında para kazandık. telles'ten para kazandık. yerlerine alınan isimlere gelirsek bilal'in alınma sebebi hamza hocanın takıma pas oyunu oynatmak istemesiydi. bence bunu başarıyordu da. carole'dan bile maksimum verimi aldı bu adam.
18 ağustos 2015 real madrid galatasaray maçını hatırlayanlar vardır. iki takım arasındaki kalite farkı bu kadar fazlayken inanılmaz pas oyunu oynadık. maçı izlerken keyif aldığımı hatırlıyorum.
15 eylül 2015 galatasaray atletico madrid maçında hakan baltayı ön libero oynattığı için yerden yere vuruldu. anlıyorum hepimiz alıştık avrupada başarılı maçlar çıkarmaya. hoca da bunu yeniden başarmak için dar kadrosunda denemeler yapmak zorundaydı, denedi olmadı. kağıt üzerinde bakınca ayağı iyi bir stoperi oraya koymak mantıklı görünüyordu. maçtan sonra yaptığı taraftarımız her maçtan galibiyet bekliyor açıklaması çok çarpıtıldı. bu açıklamayla beraber şunu gördük ki türkiyede realist açıklamalar yaparsan başını ezerler. onun yerine herkesin gazını alsaydı kimse sesini çıkarmayacaktı.
30 eylül 2015 fc astana galatasaray maçında galibiyeti son dakikada kaçırdık. tepki sesleri iyice yükselmeye başladı. o statta yanlış hatırlamıyorsam, grupta kazanan takım yoktu. çeyrek finalist benfica ve finalist atletico madrid dahil.
21 ekim 2015 galatasaray benfica maçı o sezon oynadığımız en iyi futboldu. o sezon çeyrek finalde bayern münih'e ucu ucuna elenen benficayı eze eze yendik. evet bunu bilal'le, selçuk'la, carole'le, yasin'le yaptık.
3 kasım 2015 benfica galatasaray maçında yenildik ama ezilmedik. kazanabilirdik, yasin son dakikada golü atsa 1 puan alıyorduk. benficadan 2 maçta 4 puan. sezon başlamadan kime sorsan oynamadan kabul edeceği bir tablo.
sonrasında da hoca deyim yerindeyse teneke bağlanarak gönderildi. yönetim kendini kurtardı, herşey düzelecekmiş gibi mustafa denizliyi takımın başına getirip taraftarın gazını aldı. sonrasını biliyorsunuz tam bir kara delik sezonu.
özetle hamza hamzaoğlu galatasaray'a elindeki imkanlar dahilinde gayet güzel futbol oynatmıştır. podolskiyi transfer ettiren adam gomezi mi istemez, konoplyanka'yı mı, dani alves'i mi sizce? grosskreutz faciası gerçekleşmeseydi kadro kalitemiz bir tık daha artacaktı. futbol tarihimizde bir ilki yaşattılar bu adama ya.
çok uzattım, bitiriyorum. kendisi tamamen yönetim tarafından taraftara yem edilmiştir. dördüncü yıldızı takan hocaya büyük bir vefasızlık örneği sergilenmiştir. daha evvel de yazmıştım ama ofsayt yağmuruna tutulmuştum. fatih terimden sonra galatasaray'ımızın başında görmek isteyeceğim tek yerli teknik direktör kendisidir. tabi ki doğru bir yönetim altında.