başlığına o kadar çok yazdım ki artık entryleri referans olarak koymaktan yoruldum.
cumartesi oynanan sivas maçında, tam bir yaz dönemi geçirdiği ve büyük dehası neticesinde takıma dahil ettiği akhisar ayarındaki oyuncular ile çıktığı takımına ancak akhisar kalitesinde bir futbol oynatmış ve yine ancak akhisarın kabul edebileceği bir beraberlik ile sahadan ayrılmıştır. oynadığımız futbol dikkate alındığında, beraberlik bile kendisi için iyi sonuçtur. kendisini savunanlarla karşılıklı tez-antitez sunarak iyi hoca olup olmadığını tartışabilirim; ancak şu kesin ki hamza hamzaoğlu kesinlikle büyük hoca değildir. bu kafayla büyük hoca olması da mümkün değildir. net açıklayayım.
1) geçen sezon takımın dengesiz ve bireysel performanslara dayalı oyun ve kazanma mentalitesi her türlü kabul edilebilirdi. önemli olan 4. yıldızdı ve kendisinin takıma sıfırdan taktik ve/veya oyun şablonu/atak planı çizmesini beklemiyordum. takımın rahat ettiği şablonda oynaması gerekiyordu ki sonucu yakaladık.
2) artık lanet gitsin transfer adını ağzıma almayacağım ama tam bir yaz dönemi ve 2 adet kamp geride kalmış olmasına rağmen takım oyununda en ufak bir ilerleme yok. ne bir üçgen top çevirme, ne bir organize kanat atağı, ne bir dar alanda paslar sonrası defans arkasına atılan top. hiçbir şey yok. o zaman ben taraftar olarak "lan bu takım kamp döneminde ne yaptı?" diye sorma hakkına sahibim. bak aynı şeyleri hazırlık döneminde de yazıyordum; sivas maçındaki skordan bağımsız konuşuyorum. takım oyunu adına geçen sezondan + olarak hiçbir farkı yok. hadi ilk 2 hazırlık maçını geçtim, lan hadi nice'den 4 yedik siktir ettik, inter maçında bi bok yapmadık poldi-şıno organizasyonu ile kazandık, lan sezon başladı halen takımda çalışılmış 1, yazıyla bir adet planlı atak organizasyonu yok. böyle bir şey olabilir mi?
3) "sivas deplasmanı zor deplasman 1 puan iyi" diyerek kimse kendini avutmasın. sivas deplasmanını zor kılan, her zaman kötü saha koşulları ve o koşullarda oynamaya alışmış bir sivasspordur. 16. haftada kar altında donmuş zeminde puan kaybedersen "abi sakatlık olmadı, sağlık olsun" derim ama sezonun ilk haftasında ve muhtemelen süper lig'de futbol oynamaya en elverişli hava şartlarında (sıcaktan daralmama) 1 puanı kurtaran taraf o la maz sın.
4) ya biz teknik direktör değiliz. ben senelerce top oynadım ama bakkal ramazan abi var mesela topu görse bomba sanabilir. o bile hazırlık kampı dahi başlamadan "lan bilal ile selçuk yan yana oynamaz" diyordu. neden? çünkü bilal ile selçuk yan yana oynamaz; oynayamaz. bunlar birbirinin muadili adamlar. hatta bana sorarsan bilal pozisyon olarak orta saha göbekte de oynamaz, oynasa oynasa amc, yani şınonun yerinde oynar. hele rakipte aatıf gibi topu alıp dikine 30-40 metre dribbling yapan bir adam sahada ise, bilal anormal bir hal olmazsa bırak ilk 11'i ısınmaya bile gitmez. buna rağmen 2 ay kamp üzerine çıkılan ilk resmi maçta bilal ve selçuk orta sahası ile sahaya çıkarak orta sahayı boşladık. haliyle maç halı saha maçı gibi alanın rakip kaleye koştuğu bir maç şeklinde geçti. hiçbir şey bilmeyen adamı sivasa giden kadrodan 11 yapmaya koysak,"lan bari bu takozu koyayım orta sahaya bakarsın 2-3 top keser, selçuk da top dağıtır" diye transfer döneminin etkisiz elemanı jem karacan'ı, bilemedin "dalyan gibi çocuk amk, ya tutarsa" diyerek koray günter'i orta sahaya koyarak selçuk'un defansif yükünü azaltır. ha tabi bu senaryoda hali hazırda kendisine dünyanın en kral emeklilik hediyesi yapılan bilal maç başısını alamaz ve üzülebilir.
5) burak neden forvet başlamadı konusuna değinmiyorum. tamam, bence de burak galatasaray'ın forveti değil, ama olcan galatasaray'ın ilk 11 veya kanat oyuncusu hiç değil. burak forvet, poldi kanat mı poldi forvet olcan kanat mı diye sorarsan "olcan ne lan" derim adama. ha bak olcan harika bir sezon öncesi kampı geçirmiştir, oynatırsın. carole'ü sol beke koyar telles'i açık oynatırsın. ya ama hocam izledik biz bu maçları. gördük olcanı. olcan yok yok aslında. biz görüyoruz sen nasıl göremiyorsun?
6) bir takımda oyuncu prim alsın diye oyuncu değişikliği yapılmamalı. yapılacaksa da 80. dakika gibi 4-0 önde olduğun maçta yapılmalı. kör değiliz, izliyoruz maçı. takım ileri top taşıyamıyor. poldi/burak forvette zaten; iyi oynar kötü oynar top taşıyabilecek yegane adamın yasin iken, sen yasin'i alıp umut'u sahaya sürüyorsun. bak hadi bu olur. nasıl olur? umut-podolski-burak'ı dikersin rakip ceza sahası civarına, topu alan 7 oyuncu da doğrudan uzun topla bunlara top şişirir. doldur boşalt yapıp karambolden gol ararsın. umut sahaya giriyor, selçuk bilal, telles carole kim varsa yan pas geri pas ile kısa topla oyun kuruyor. kısa pasla oyun kuracaksan, haliyle orta saha civarından rakip ceza sahası civarına o topu bir insan evladının, bir allah kulunun taşıması lazım. top "abi ben çok sıkıldım biraz da ileri gideyim" demeyecek sana. eğer bu şekilde oyuncu değiştiriyorsan ve hoca isen orada taktiği de değiştireceksin. bunun için alex ferguson olmaya gerek olduğunu sanmıyorum.
7) bu entry'den sonra 2 maç dikkatli izleyin. sabri topu aldığında rakip yarı sahanın ortası civarında ise kimseye bakmadan orta açıyor (orta yapmıyor, bilinçli, hedefli bir eylem değil yani, ortaya doğru topu atıyor). eğer daha geride ise chedjou'ya oynuyor. 3. opsiyonu yok. lan böyle sağ bek mi olur? 90 dakika top oynayan adamın kafasında sadece 2 tane eylem olur mu lan hiç? quickshot joystick ile fifa 15 oynamaya çalışıyor bildiğin adam. (zam yapılmış hali temsili:
http://media-cache-ec0.pinimg.com/...673aa182a992aa07.jpg ). kendisinin takımda tutulması kadar dün 90 dakika sahada kalması da hata. bundan sonra aldığı her dakika daha da büyük hata olacak. yapamadığı ortaları, saçmalamalarını, geri dönemeyişini geçtim, bu adam eliyle attığı taçların %60'ını sevmediği selçuk vb. ye atacağına fantezi deneyip rakibe atıyor. bunu da mı göremiyorsun hoca olarak? "yan çizgileri geçen topa doğru hareketlendiğini bile görmeyeyim" bile diyemiyor musun sabri'ye?
8) ozan tufan'a 5 milyon verebilecek durumumuz olmasına ve hamza hamzaoğlu'nun "paramız var ama adam almıyoruz" minvalinde açıklamasına rağmen hadi ffp var kafamıza basıyorlar transfer yapamıyoruz dendi kulüpten, biz de taraftar olarak külliyen gerizekalıyız ve buna inandık. hadi lanet gitsin transfer falan yapamıyoruz. hadi takımın ideal futbol oynayacak kapasitesi yok. hepsini geçtim, bari allah rızası için 5 senedir ön direğe attığımız ve 1 yine yazıyla bir gol dahi atamadığımız korner organizasyonunu değiştir be adam. maça başlamadan soyunma odasında "bu maçta ön direğe korner atanın bacağını sikerim" de, bişey de oyunculara. olmuyor, olmuyor ön direk işte. ön direğe korner atıyorsan takımdan bir adamın oraya koşması lazım, kimse gitmiyor. kimsenin olmadığı ön direğe doğru atılan dışarı hafif kavisli top ile ne şekilde gol bulmaya çalıştığımızı biri bana anlatsın. eğer ön direk korneri ile gol atamayacağımız konusunda ben ve futboldan sadece tv üzerinde izlediği kadarıyla bilgi sahibi olan bakkal ramazan abi hemifikir isek, kendisinin de bazı şeylerin farkına varması, 2 dakika hocalık yapması ve o topu ön direğe attırmaması lazım.
9) halen hiçbir maçı rakibi okuyarak, analiz ederek veya taktik vererek kazanamadı. öte yandan puan kaybettirdiği maçlar silsilesine ise ilk akla gelen fenerbahçe, trabzon, ibb maçı sonrasında sivasspor maçı da eklendi. "3-2 lik kasımpaşa maçı" diyecekler için söyleyeyim, göz göre göre yanlış kadroyla sahaya çıkıp devre arasında hatadan dönerek maç kazanmak oyun okumak değildir.
edit: çeşitli imla düzeltmeleri.