3726
(bkz: hamza hamzaoğlu/#1759261)
hayattaki her artı ve her eksi eşit olmamakla birlikte ona ait olup olmadığı bile meçhul olan bir eksiyi ona yamayıp eleştiri yaparsınız haksızlık yapmış olursunuz. sabri'nin maaşına zam yapılması büyük bir hataydı .(hata deyipte olayı hafifletmemek lazım aslında, hata insani birşeydir ve özür dileyip geçiştirilebilir ancak burada çok net bir hırsızlık şüphesi var) ancak bir futbolcunun maaşına yapılan zammın hesabını teknik direktöre sadece ingiltere'de sorabilirsiniz. ingiltere dışındaki ülkelerde bu mevzular teknik direktörlerin sorumluluğunda değildir. hamza hoca en fazla tarık'ın ultra yetersiz performansı dolayısıyla sabri'nin sözleşmesini bir yıl daha uzatalım diye rapor vermiştir. yetkisi en fazla budur zaten. siz gidip eski sözleşmesinin yarısına imza atacak olan sabri'ye zam yapıyorsanız kötü niyetlisiniz demektir. ortada bir suç varsa her zaman sorumlusundan hesap sormak lazım ama türkiye'de hedef saptırmak çok kolay maalesef ve hamza hoca nasıl olsa bizi satmaz diyerek kaçak dövüşüyor birileri. takım tepeden tırnağa kötü ve plansız yönetliyor, bu kesin. ama benim hamza hocaya güvenmemin en mühim sebebi akhisarda ki ilk senesi ve borges blogta ki röportajı: http://devrimderki.blogspot.com.tr/...zaoglu-roportaj.html
mesela:
"ben şu an lig sonuncusu bir takımın teknik direktörüyüm. buna rağmen gelirlerimize göre hareket etmeye fazlasıyla özen gösteriyorum. kendi kariyerimi düşünüp hareket edersem kulübün sonunu da hazırlayabilirim. bizim ülkemizde profesyonel yönetim henüz oturmadı ve bu yüzden bu ülkede takım çalıştıran her teknik direktör kulübün mali yapısı hakkında bilgi sahibi olmalı ve planlamayı buna göre yapmalıdır. ben akhisar’da benden sonra gelecek olanların sağlıklı koşullarda çalışması için de çabalıyorum. yoksa süper lig’e çıktık hadi alalım bütün oyuncuları demek çok kolay. unutulan şudur: hiçbir futbolcu transferi size ligde kalma garantisi vermez ama giderinden fazla yapılan harcama sonucu oluşan kaotik ortam sizi sadece süper lig’den düşürmekle kalmaz futbol dünyasındaki varlığınızı dahi tehdit edebilir. akhisar gibi bu seviyede var olmamış bir ilçe takımında ise iki kat fazla özen göstermek durumundasınız. bu kulübü yönetenler de akil sahibi insanlar. camianın ne yönde gelişim kat etmesi gerektiğinin bilincinde ve buna göre de hareket ediyorlar. muazzam projeler sunuyorlar ve hepsi bugüne değil geleceğe yönelik yatırımlar."
bu röportajı 2 sene önce okumuştum ve ilk kez şampiyonluklardan, salt başarıdan bahsedip kendini pazarlayan bir türk td yerine planlamanın öneminden bahseden birisini görmüştüm. bizler avrupa futbolunun drogba, sneijder, van persie, demba ba orada oynadığı için daha kaliteli olduğunu, bu oyuncuları alınca onlarla başedebileceğimizi sanıyoruz. oysa onları bizden üstün kılan şey : planlı hareket etmeleri. galatasaray'da en büyük sorun ağırdan alması denmiş, bence en büyük sorun plansızlık.
hamza hoca'nın bir an önce taraftarla iletişimini düzeltmesi gerekir ve bunun en önemli adımı imza töreninde bahsetmiş olduğu şampiyonlar ligi hedefine nasıl ulaşmayı planladığını taraftara uygun bir dille kısa-orta-uzun vade olarak anlatması.(tabi eğer varsa, yoksa kendisi boş konuşmuş olur ki bunun hiçbir savunulası tarafı yok) kendini doğru ifade edebilirse -ki bu konuda çok iyi- camianın ve taraftarın gözünde kredisini iyice artırmış olur ve atacağı her adımın bir açıklaması olmuş olur.
gelelim "yıldıza gerek yok we have burak" kafasına. geçen yıl ki performansı devam ettikçe burak'ın yerine maliyetli bir santrafor alınmasına bende karşıyım yani tam da o kafadayım :) burakla sözleşme imzalanmadan önce kesinlikle burak'ın satılmasını düşünenlerdendim. eğer becerebilinirse hala aynı düşüncedeyim ancak mevcut kontratıyla satılması neredeyse imkansız. burak ve selçuk'un muhteşem kontratları konusunda da hamza hocayı suçlayamayız sanırım. bu arada burak'ın berbat performansı bu ligde van persie kadar gol atar, topu saklayamasa da, pas oyunu oynayamasa da gol atma konusunda çok becerikli. şahsen kendisi hayalimdeki forvet olmasa bile gol attığı sürece kusurlarını görmemeye çalışıyorum. yedeğine genç ve potansiyelli bir isim alınıp, performansı ile burak'ı zorlamalı ve zaman içinde mümkünse geçmeli. burak'ı yedekte bırakacak bir transfer şu an için lüks olur maalesef.
hayattaki her artı ve her eksi eşit olmamakla birlikte ona ait olup olmadığı bile meçhul olan bir eksiyi ona yamayıp eleştiri yaparsınız haksızlık yapmış olursunuz. sabri'nin maaşına zam yapılması büyük bir hataydı .(hata deyipte olayı hafifletmemek lazım aslında, hata insani birşeydir ve özür dileyip geçiştirilebilir ancak burada çok net bir hırsızlık şüphesi var) ancak bir futbolcunun maaşına yapılan zammın hesabını teknik direktöre sadece ingiltere'de sorabilirsiniz. ingiltere dışındaki ülkelerde bu mevzular teknik direktörlerin sorumluluğunda değildir. hamza hoca en fazla tarık'ın ultra yetersiz performansı dolayısıyla sabri'nin sözleşmesini bir yıl daha uzatalım diye rapor vermiştir. yetkisi en fazla budur zaten. siz gidip eski sözleşmesinin yarısına imza atacak olan sabri'ye zam yapıyorsanız kötü niyetlisiniz demektir. ortada bir suç varsa her zaman sorumlusundan hesap sormak lazım ama türkiye'de hedef saptırmak çok kolay maalesef ve hamza hoca nasıl olsa bizi satmaz diyerek kaçak dövüşüyor birileri. takım tepeden tırnağa kötü ve plansız yönetliyor, bu kesin. ama benim hamza hocaya güvenmemin en mühim sebebi akhisarda ki ilk senesi ve borges blogta ki röportajı: http://devrimderki.blogspot.com.tr/...zaoglu-roportaj.html
mesela:
"ben şu an lig sonuncusu bir takımın teknik direktörüyüm. buna rağmen gelirlerimize göre hareket etmeye fazlasıyla özen gösteriyorum. kendi kariyerimi düşünüp hareket edersem kulübün sonunu da hazırlayabilirim. bizim ülkemizde profesyonel yönetim henüz oturmadı ve bu yüzden bu ülkede takım çalıştıran her teknik direktör kulübün mali yapısı hakkında bilgi sahibi olmalı ve planlamayı buna göre yapmalıdır. ben akhisar’da benden sonra gelecek olanların sağlıklı koşullarda çalışması için de çabalıyorum. yoksa süper lig’e çıktık hadi alalım bütün oyuncuları demek çok kolay. unutulan şudur: hiçbir futbolcu transferi size ligde kalma garantisi vermez ama giderinden fazla yapılan harcama sonucu oluşan kaotik ortam sizi sadece süper lig’den düşürmekle kalmaz futbol dünyasındaki varlığınızı dahi tehdit edebilir. akhisar gibi bu seviyede var olmamış bir ilçe takımında ise iki kat fazla özen göstermek durumundasınız. bu kulübü yönetenler de akil sahibi insanlar. camianın ne yönde gelişim kat etmesi gerektiğinin bilincinde ve buna göre de hareket ediyorlar. muazzam projeler sunuyorlar ve hepsi bugüne değil geleceğe yönelik yatırımlar."
bu röportajı 2 sene önce okumuştum ve ilk kez şampiyonluklardan, salt başarıdan bahsedip kendini pazarlayan bir türk td yerine planlamanın öneminden bahseden birisini görmüştüm. bizler avrupa futbolunun drogba, sneijder, van persie, demba ba orada oynadığı için daha kaliteli olduğunu, bu oyuncuları alınca onlarla başedebileceğimizi sanıyoruz. oysa onları bizden üstün kılan şey : planlı hareket etmeleri. galatasaray'da en büyük sorun ağırdan alması denmiş, bence en büyük sorun plansızlık.
hamza hoca'nın bir an önce taraftarla iletişimini düzeltmesi gerekir ve bunun en önemli adımı imza töreninde bahsetmiş olduğu şampiyonlar ligi hedefine nasıl ulaşmayı planladığını taraftara uygun bir dille kısa-orta-uzun vade olarak anlatması.(tabi eğer varsa, yoksa kendisi boş konuşmuş olur ki bunun hiçbir savunulası tarafı yok) kendini doğru ifade edebilirse -ki bu konuda çok iyi- camianın ve taraftarın gözünde kredisini iyice artırmış olur ve atacağı her adımın bir açıklaması olmuş olur.
gelelim "yıldıza gerek yok we have burak" kafasına. geçen yıl ki performansı devam ettikçe burak'ın yerine maliyetli bir santrafor alınmasına bende karşıyım yani tam da o kafadayım :) burakla sözleşme imzalanmadan önce kesinlikle burak'ın satılmasını düşünenlerdendim. eğer becerebilinirse hala aynı düşüncedeyim ancak mevcut kontratıyla satılması neredeyse imkansız. burak ve selçuk'un muhteşem kontratları konusunda da hamza hocayı suçlayamayız sanırım. bu arada burak'ın berbat performansı bu ligde van persie kadar gol atar, topu saklayamasa da, pas oyunu oynayamasa da gol atma konusunda çok becerikli. şahsen kendisi hayalimdeki forvet olmasa bile gol attığı sürece kusurlarını görmemeye çalışıyorum. yedeğine genç ve potansiyelli bir isim alınıp, performansı ile burak'ı zorlamalı ve zaman içinde mümkünse geçmeli. burak'ı yedekte bırakacak bir transfer şu an için lüks olur maalesef.