kendisinin hamburg maçı
* sonrası lincoln ile yaşadığı tartışma bir kez daha göstermiştir ki en iyi, en iş bilen yöneticinin bile profesyonellik düzeyi yerlerde. bir futbolcu yaptığı her hata için belli bir bedel öder, bu para olur, sözleşme uzatmamak olur, yolları ayırmak olur. ama hiçbir futbolcuya kulübün hiçbir yöneticisi şiddet yanlı sözler ve davranışlarda bulunamaz. bunun adı bu ülkede babadan kalma yöntemlerle had bildirmedir ve ''koçum haldun, yürü bee, diline sağlık..'' şeklinde tezahuratlarla karşılanır, sevilir yani. ama aynı ülkenin, evet yani bizim ülkemizin, neden ilerleyemediğini de gösterir bize. bizim kulübümüzü böyle duygusal adımları olan insanlar yönetiyor. biz de sonra bu insanlardan skibbe'ye sabır, rijkaard ile hemen bu sezon sonu sözleşme uzatılması, başarısızlıklara anlık reaksiyonlar verilmemesi gibi ütopik şeyler bekliyoruz. daha çok bekleriz.
soyunma odasına inmeyi şiar edinen aziz yıldırım ile dalga geçilirken, aynı şeyi yapan haldun üstünel'in bir anda aslan, kaplan olarak nitelendirilmesi de ayrı bir ironi olsa gerek.
ha daha bir de hakan şükür'ün ''lincoln'e saldırmak isteyen futbolcular vardı takım içinde'' demeci var. kabadayılık konusunda yetenekli olan arkadaşlar hayatın başka alanlarına yönelsinler mümkünse. galatasaray adı bu tür şeyleri kaldırmaz çünkü. bir spor kulübünden mi bahsediyoruz külhanbeyi barındırma derneğinden mi. umarım böyle topçular hala florya sınırları içinde değildir.