resim
Hakan Ünsal
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Sol Bek
Yaş:51
Boy:1.78
Uyruk:Türkiye
  • 377
    --- alıntı ---
    büyük paralar benim de emrime verilecekse ve o paraları nasıl harcadığımın hesabı hiç sorulmayacaksa ben de yönetici olmak istiyorum. galatasaray’ın ismi ve para yanyana geldiğinde iyi transferler de yaparım.

    eğer emrime büyük paralar verilecekse...
    eğer parayı nasıl harcadığım sorulmayacaksa...
    eğer cebimden beş kuruş vermeyeceksem...
    eğer bol keseden saçıp “başarısızlık devrimi” yapıp kimse benden hesap sormayacaksa...
    eğer galatasaray markası arkamda olacaksa...
    ben de yönetici olmak istiyorum...
    galatasaray ismini ve parayı yanyana koyunca zaten iyi transferler yaparım.
    belki sihirbaz olmam ama kesin ilizyonist olurum.
    --- alıntı ---

    diyor eleman. benim anlamayamadığım şey şu ki bu adam neden haldun üstünel'e bu kadar takıyor? buna ne batıyor ben anlayamıyorum. haldun üstünel sihirbazdır arkadaş. şuana dek yaptığı transferler içerisinde cacık hiçbir transfer yoktur. hepsi kaliteleri belli, yaşını başını almamış, sözleşme süresince çok rahat oynayabilecek adamlar. fenerbahçe misal bi danimarkalı poulsen'i ikna edemedi. istediğin kadar para ver lan, adam da başka şeyler de var. aynı para verildiğinde farksızlık eğrisi üzerinde değildir futbolcu. dikkat ettiysen kariyerleri son demine varan futbolcular katar'a gidiyor genellikle. yani demek istediğim şu? 100 milyon dolar bonservis ödeyerek messi'yi getiremezsin. ya da rijkaard gibi bir adamı hadi deyince getiremezsin. proje sunman lazım. ya da mesela senin gibi avrupa'ya gidip nal toplayıp sonrasında ciğer bekleyen uyuz bir kedi gibi tekrar galatasaray'ın kapısından içeri alınmayı düşünmez bu herifler. projelerini söylersin, yapmak istediklerini sıralarsın, onun neden tercih edildiğini, oralarda neler yapabileceğini, bunun sonucunda neler olabileceğini tek tek ayrıntılı olarak anlatırsın, vizyonunu belli edersin adamı ikna edip getirirsin yavrum. bu sihirbazlıktır. topu önüne katıp bir ahmak gibi koşup onu bile zor bela vermek sihirbazlık değildir. bir gazetede bir süprüntü gibi bir asalak gibi herşeyini borçlu olduğu takıma ihanet etmek, çakma hıncal uluçluk yapmakla karıştırılmamalıdır. yeni bir hıncal uluç olamazsın ufak hakancığım hıncalın altyapısı sağlamdır. mülkiye çıkışlıdır.

    --- alıntı ---
    frank rijkaard sakin, centilmen ve agresif olmayan bir teknik adam.
    daha doğrusu ‘’dı’’.

    hollandalı son haftalarda kendisini kaybetmiş durumda. sebebi kaybedilen puanlar mıdır, yoksa işine karışılıyor olması mıdır bilinmez. ama kimyasının bozulduğu ve kendisinden beklemeyen tavırlar içinde olduğu ortada.

    rijkaard, türkiye’ye gelmeden önce futbolun böyle olacağını aklının ucundan di.“avrupa’nın az tanınmış bir ligi oraya giderim paramı alır, şovumu yaparım herkeste beni alkışlar” demiştir.
    --- alıntı ---

    evet sakin ve centilmen bir adamdı ama sen ve sen gibi leş yiyiciler yüzünden sürekli agresif. sabretmeyi bilmiyorsunuz. türk futbolcular iki pas yapamıyor. pas yapamadıkları gibi mücadele gücünden de yoksunlar.

    vizyona bakın herifin. ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. diyor ki rijkaard "avrupa'nın az tanınmış bir ligi oraya giderim paramı alır, şovumu yaparım herkes de beni alkışlar" düşüncesiyle türkiye'ye gelmiştir. evladım, tarrağım benim eğer öyle bir olay olaydı bu adam özbekistan'a giderdi, katar'a, arabistan'a giderdi. neden avrupa'da bilinen bir kulübe geldi ki. avrupa kupalarında galatasaray'ın oynayacağını bilmiyor muydu? küreselleşmenin böylesine yaygınlaştığı bir ortamda -düşün ki kanal bilmem ne ispanya'da türkiye'den maçlar yayınlıyor, basın her gün takip ediyor rijkaard'ı- bunu nasıl söyleyebiliyorsun sen? biliriz ufak hakan, tezekten terazinin boktan olur dirhemi. burada tezek nedir dirhem nedir onları senin keskin zekana havala ediyorum.

    --- alıntı ---
    ama ne güzel değil mi. kendi evladı kaptan bülent korkmaz ve ümit davala’ya sabretmeyip gönderenler, şimdi başarısız olduğu halde rijkaard ile devam etmek zorunda.
    --- alıntı ---

    ulan ümit davala'nın özel hayatından da habersiz bu herif. memur gibi gidip gelen bir adamdan bir bok olamayacağını gördü polat ve ekibi. şutladı. ümit davala'dan olmaz. bülent'e gelince bülent'e teknik direktör ol mu dedi polat. böyle bir vaadi mi var? bursa'dan gönderilen, gençlerbirliği'nden gönderilen kayda değer bir teknik adamlık başarısı olmayan bülent korkmaz'ı getirdi takımın başına. al dedi göster kendini? eminim bülent korkmaz takımı en azından şampiyonlar ligi'ne götürebilse bugün rijkaard'ı konuşmuyorduk. bugün tamamen farklı bir durumla karşı karşıya olurduk. bülent takıma hakim olamadı. sırf senin zihniyetinle yabancılara yönelik saçma sapan bir tutumun içine girdi. kewell gibi bir adamı defansa koydu bu adam? mehmet topallar, mehmet güvenler varken belki de en önemli silahına defansta görev verdi. hasan şaş'ın tüm şanını şerefini taraftar gözünde bitirdi. hasan'ın belki de futbolu bırakmasının en büyük nedeni ne yazık ki bülent korkmaz oldu. evladımla cartla curtla olmaz bu işler hakancığım. a arkadaşım bilmemneyim diye hasan'ı aldı maça hasan ıslıklarla terketti. duygusal olamazsın, yürüyün aslanlarımla anca bir yere kadar.

    hayır şampiyon oldunuz da sonrasında ne oldu? kendinizden sonra hangi futbolcuların yetişmesine yardımcı oldunuz. oturduğu yerden atıp tutmak dünyanın en kolay şeyi. neyin ucundan tuttun ufak hakan? sen ve senin gibiler çatlasa da patlasa da rjikaard'la devam edeceğiz. futbolda sistemi kazanacağız sonra başarılı olacağız. gazla başarılı olup sonra yıllarca onun kahrıyla yanıp kül olmayacağız.

    --- alıntı ---
    kabullenmeyen, kaybetmeyi hazmedemeyen ve sorumluluk almaktan çekinmeyen emre, fenerbahçe’nin bugün yarışa tekrar dönmesinde en önemli etken. zaten böyle bir işi ancak yürekten oynayan bir yerli oyuncu yapar. yabancı oyuncunun umurunda olmaz. işte bu yüzden ligimizde yabancı oyuncu sayısı artmamalı. başarının yolu ihtiyaç olduğu zaman yüreğini ortaya koyan yerli oyuncudan geçer. takımlarımızın yapacağı iş kadrolarındaki kaliteli yerli oyuncu sayısını arttırmak olmalıdır.
    --- alıntı ---

    emre galatasaraylıya kazık attığı için futbolculuk yaşamından sonraki hayatını kurtarmak için çabalamak zorunda. mesela senin gibi köşelerde atıp tutmak, fenerbahçe adına yazıp çizmek, televizyonlarda boy gösterip yorumculuk yapmak için fenerli olduğunu ispat etmek istiyor. tüm derdi bu. adam olsaydı, taraftarları ciddiye alsaydı, ahde vefa konusunda hassas olsaydı galatasaray'a gelirdi zaten. yani emre'nin durumu farklı. emre'nin o mücadeleci halinin izahı fatih akyel'in altı işaretinden farksızdır. tek derdi fenerbahçe camiasında kendisini kabul ettirmek. evet yürekli ve mücadeleci futbolcu önemlidir ama bu yüreklilik ve mücadele azmi profesyonellikten geliyorsa iyidir. tabi tek başına mücadele ve yüreklilik değil, zeka da lazım. mesela kimsenin göremediği bir durumda muazzam bir ara pası atabilmek, kimsenin beklemediği bir durumda muazzam ve isabetli şutlar çıkarmak, ya bir futbolcuya bitirici koşular yaptırmak, fake attırmak ama başka bir tarafa göndermek, topu ters kanada aktarmak, oyunun yönünü değiştirmek falan. yoksa koş koş, barış ve mustafa sarp yapıyorlar. kimse onların mücadelesine bir şey diyemez ama futbol zekası farklı bir şey. zeka!! zeka!! zeka!! lazım. zeki ve onurlu futbolcu lazım. yenilgiyi hazmedemeyen zeki, onurlu, mücadeleci ve yenilgiyi asla hazmedemeyen izzeti nefis sahibi futbolcular lazım. mesele bu.

    takımlarımızın yapacağı iş kadrolarındaki kaliteli yerli oyuncu sayısını arttırmak olmalıdır demişsin ama imkanlar ölçüsünde herkes bunu yapmıyor mu? mehmet topuz gibi bir adam misal elano ve keita ölçüsünde. ya da ismail köybaşı gibi bir adama büyük paralar isteniyor. ali turan'ı alamıyoruz görmüyor musun? özer hurmacı gibi vasat bir elemana büyük paralar ödenmedi mi? gökhan ünal gibi vasat üstü bir eleman için milyon euro'lar istenmiyor mu? volkan şen veya sercan için istenen paralar çok büyük paralar.. açıkçası o paralara bir tek ronaldo, messi, alonso, gerard gibi adamları alamazsın. hal böyle olunca takımdaki yerli, yürekli (!) oyuncularımızın durumu ortada. sözleşmesi uzatılan mehmet topal'deki değişimi görmek bile bu konuda yardımcı olacaktır sana hakan ünsal. yani sözün özü türkiye'den kaliteli yerli oyuncu almak hayalden de ötesidir. dolayısıyla o da geçerli yol olmuyor.

    bu arada kulaklarına küpe olsun diyerek sana bir de iktisattaki fiyat artışını anlatmak istiyorum. bir mala yönelik talep arttığında o malın arzı sabit kaldığında, artmadığında, ya da azaldığında fiyatı artar. bu sebeple piyasada herhangi bir malın hak ettiği değerle alım-satıma konu olması için tröstleşme, monopol gib piyasa aksaklıkları giderilmeye çalışılır. şu anda piyasada mal az. yani kaliteli türk oyuncu sayısı az. böyle olunca onların fiyatları için kulüp yöneticileri uçuyor da uçuyor. büyük takımların iişi anadolu takımlarını finanse etmek değildir herhalde değil mi hakan ünsal? uffak hakan?
  • 380
    eskiden onun için neden küçük hakan deniyor tam olarak anlamıyordum. yani anlıyordum ama mantıksız geliyordu bazen bana. şimdi anlıyorum ki kendisi (bkz: ezelden) "küçük" kalmış.

    ayrıca kendisi futbol hakkında çok şey bildiğini , yorumları itibariyle mükemmel tespitler yaptığını falan sanıyor diye düşüyorum. işte bu durum bana şunu söyletiyor ;
    bir insan futbol hakkında bu derece bilgi birikim , bu derece mükemmel teknik donanım sahibi ise neden "yorumcu" olur ? tamam herkes teknik direktör olmak zorunda değil ama herkes "yorumcu" olmak zorunda mı ? ayrıca kim diniyor bunları ve kim "aa doğru söylüyor lan" diyor ? ayrıca bırakın tepsit doğru ya da değil , ben bu adam tarafından yapıların yorumların "objektif" olduğuna da inanmıyorum. yani sürekli olarak "derdim var o yüzden sallıyorum birilerine" tavrı ile yazıp çiziyor , az biraz anlatıyor. bide giymiş takım elbiseyi , karşısında feyyaz abisi "kalem kaldırıp söz keserek" bilgi satmaya çalışyor.

    neyse ya , naber küçük hağan ?
  • 387
    içindeki "kin"i tıpkı abisi gibi kusa kusa bitirmeyen kişidir;

    ınsua, hakan balta’yı değil servet’i kesecek

    galatasaray yönetimi’ni anlamak mümkün değil... transferleri son güne bıraktıklarına göre ortaya iki şey çıkıyor.

    ya avrupa’da takımlar üzerinde müthiş etkileri var; bu yüzden de istedikleri zaman transfer yapabiliyorlar ya da plan program yapmadan durum ne gösterirse ona göre hareket ediyorlar. şu da bir gerçek ki takım sezona biraz iyi başlasa bu transferlerin hiçbiri olmazdı. peki bu dönemin anlattıkları ne ve yansımaları ne olacak?
    bu transferler ve bu dönemin anlattıkları;
    1-) yönetimin hesaplarının dışında gelişmiş ve hiç beklemedikleri zor bir süreçle karşılaşmalarına sebep olmuştur. bunun sonucunda hesapta olmayan transferler yapmak zorunda kaldılar.
    2-) iyi futbol iyi oyuncularla oynanır. bir de hocan iyi olursa tamamdır. yönetim bu dönemle keita gibi bir oyuncuyu satmaması gerektiğini, dos santos gibi genç ve yetenekli bir oyuncuyu alması gerektiğini; üstüne daha iyi oyuncularla takviye yapması gerektiğini düştüğü durumla anlamıştır.
    3-) rijkaard’ın hocalık yetenekleri test edilmiştir. galatasaray yönetimi’nin iyi oyuncuları satıp daha alt seviyede futbolcularla devam etme düşüncesi rijkaard’ın daha iyileri varken bile yapamadığını bilindiği halde bile bile lades yapmak olmuştur. yönetim rijkaard’ın takıma bir şeyler veremeyeceğini görmüştür.
    bu transferlerin ve bu dönemin yansımaları;
    1-) ınsua’nın gelmesi takıma nasıl yansıyacak? hakan balta’yı mı yoksa servet’i mi etkileyecek? görünürde çok hata yapan hakan balta gibi gözüküyor ama bana göre küllenmiş sıkıntı rijkaard-servet tütmeye başlar. rijkaard eğer değişmesdiyse; hakan yeni stoper olurken servet kulübe ile tanışır. bana göre yanlış. eldeki türk stoperler içinde en iyisi servet’tir. oyuncu istemek kolay. ama var olan oyuncuya bir şeyler katmak... işte o iyi hocalık belirtisi. bu arada yıllardır oynayan hakan’ın da kredisinin 2 maç olduğunu görmüş olduk. futbolun acımasız yüzü.
    2-) misimovic gelir arda gider mi? yeni 10 numara geldiğine göre artık avrupa’ya gitme isteği bilinen arda’nın ayrılık zamanı gelmiştir. çünkü arda sadece saha içi değil, saha dışı özel hayatı ve sosyal hayatı ile gündem olan bir futbolcu. saha dışındaki yaşamı ile de gündeme gelmesi saha içine de yansıyor. bu yansıma sadece arda ile de sınırlı kalmayıp doğal olarak bütün takımı etkiliyor.

    galatasaray neden düzelmiyor, çünkü...

    1-seçim var diye bütün parayı harcarsan, para bitti diye keita’yı satarsan,
    2-bonservisi var diye dos santos’u almazsan,
    3-mehmet topal’ı satıp aynı paraya cana’yı alırsan,
    4-‘servet’i satacağım’ deyip oynatmaya kalkarsan,
    5-arda’yı protesto ettiklerinde ‘seyirci haklı’ dersen,
    6-‘transfer var’ diye seyirciyi uyutursan,
    7-100 milyon euro harcayıp bir beşincilik bir de üçüncülük alırsan,
    8-yıllarca çalışmış personelinin ahını alırsan,
    9-her başarısızlıkta birilerini harcarsan vesaire vesaire...
    bu liste uzar gider. g.saray bu durumdan nasıl kurtulur? sadece rijkaard’la yolları ayırmak kısa vadede bir toparlanma sağlar ama sorunun kaynağı yönetim. bu yönetim tekrar güven tazelemek için seçime gitmeli. tekrar seçilirler mi bilmem ama seçilmezler ise görevi daha heyecanlı bir ekibe devretmiş olurlar. fakat seçime gitmek bence akıllarının ucundan bile geçmez. çünkü g.saray şu anda öyle bir hale geldi ki ben bile adaylığımı koysam kazanırım.

    ruh ikizleri: gs&fb

    ezeli rakip olduklarını biliyorduk ama ruh ikizi olduklarını da öğrenmiş olduk. galatasaray ve fenerbahçe sanki birbirinden ayrılmaz ruh ikizi gibiler.
    - biri avrupa’dan eleniyor, diğeri ‘seni yalnız bırakmam’ diyor.
    - biri sezona kötü başlıyor, diğeri derdine ortak oluyor.
    - biri şampiyonlukta öne geçti mi diğeri hemen yanına geliyor.
    - biri stat yaptı mı diğeri hemen daha iyisini yapıyor.
    - biri transfer yaptı mı diğeri hemen daha fazla transfer yapıyor.

    quaresma sen nelere kadirsin

    ne kadar iyi transfer olduğu daha şimdiden ortaya çıktı. ‘ilaç gibi transfer’ denir ya. ‘nelere faydası var?’ derseniz.
    1-) başkan demirören’i tekrar stada getirmeye başardı.
    2-) beşiktaş’ın uefa avrupa ligi’ne kalmasında başrolü oynadı.
    3-) taraftarın yıldız futbolcu özlemini giderdi.
    4-) beşiktaş’ı avrupa’da tanıtmaya başladı.
    5-) kombine ve bilet satışlarını artırdı.
    6-) futbol zevkini tatmin etmek isteyenleri inönü’ye çekti.
    ve en önemlisi beşiktaş’ı bir üst kalite takım haline getirdi.

    imparator terim’den sultan sağlam’a

    fatih terim hoca’ya ‘imparator’ yakıştırmasının yapılmasını sağlayan sürecin bir benzerini yaşıyor ertuğrul sağlam hoca. bazı benzerlikler ve farklılıklar ile. başlangıç ve devam eden sürecin ertuğrul hoca’yı götüreceği yerleri hep beraber göreceğiz... sultan sağlam’ı bekleyen bir süreç var artık. işleyen ve zamanı gelince gerçekleşecek bir süreç. mesela milli takım teknik direktörlüğü. artık sultan sağlam, hiddink’den sonra herkesin milli takım hocası olacak. bir başkası ise yeniden bir büyük takım çalıştırmasını sağlayacak dönem olacak.
    benzerlikleri
    1-) ikisi de ‘sistem’cidir. vazgeçilmezleri; takımlarına ‘sistem’i ezberletmektir. böylece maçları oyuncuların bireysel yeteneklerine bağlı kazanmasından çıkarıp takım için oynayan yetenekli oyuncular çıkardılar.
    2-) ikisi de ‘disiplinli’dir. taviz vermedikleri ender özelliklerden biri hem bireysel hem de takım disiplinidir.
    3-) ikisi de ‘tarih’ yazar. unutulmaz başarılar armağan etmişlerdir.
    4-) ikisi de hem stoper hem forvet oynamıştır. dolayısı ile önde ve arkada oynayan oyuncuları iyi anlarlar.
    farklılıkları
    1-) imparator sert, sultan sağlam yumuşak mizaçlı.
    2-) imparator en iyinin kendisi olduğunu bilir ve söyler, sultan sağlam mütevazıdır, başkaları söyler.
    3-) imparator için iyi giyinmek en az futbol kadar önemlidir, sultan sağlam için giyinmek bir ihtiyaçtır.
    4-) imparator karizmatiktir, sultan sağlam sevimlidir.
  • 388
    --- alıntı ---

    ''artık sultan sağlam, hiddink’den sonra herkesin milli takım hocası olacak. bir başkası ise yeniden bir büyük takım çalıştırmasını sağlayacak dönem olacak. ''

    hakan ünsal

    --- alıntı ---

    01.09.2010 tarihli yazısında yazısında net bir ifadeyle ertuğrul sağlam'ın milli takımın başına, fatih terim'in de galatasaray'ın başına geçeceğini belirten kişidir.
  • 390
    yazılarına her baktığımda yorumlarını dinlediğimde mevcut yönetime duyduğu kin ve nefretin kokusu midemi bulandırıyor artık.. yav kardeşim aranızda husumet varsa bunu kulüp üzerinden yürütmeyin. aslında bu kulübe ne gözle baktığınızın resmidir.. önemli olan galatasaray mıdır? yoksa mevcut yönetim benim düşmanımdır ,sonra gelen dostumdur felsefesi midir? şu sizin yaptıklarınız fbli yapmaz yemin ediyorum.

    rıdvan olayını hatırlayın; adam 5. hafta liderken her şey yolundayken aziz rıdvanı şutladı. adamın teknik adamlık kariyeri bitti.rıdvan ne yaptı ? birgün azize kin kustu mu? birgün takımın,futbolcuların kafasını karıştıracak hareketlerde sözlerde bulundu mu? rıdvan'a yapılan bunlara yapılsa mazallah kulübü ateşe verirler.

    büyük kaptan bülent korkmaz'a bakında bir şeyler öğrenin!!
  • 394
    futbolu bıraktıktan sonra, zorlu bir yol olan teknik direktörlüğe cesaret edememiş ve daha rahat olan kıç yayıp futbol yazma, konuşma tartışma işlerine girmiştir. kahvedeki insanlar bile yapar o işi küçük hakanım. bak teknik direktörlükl yapıp türk futboluan hizmet eden eski futbolculara... kaale almayın, adını hiçbiryerde zikretmeyin, dandirik kanallarda kaybolup gitsin.
  • 395
    yancıdır. kendisinin adnan polat ve yönetimiyle aslında hiçbir sorunu olmamıştır bugüne kadar. polat gelmeden önce takımdan ayrılmıştır, polat'la yolları sadece hünsal galatasaray'a gelirken kesişmiştir. yani bu adamı galatasaray'a getiren adnan polat'tır. bugün bu kadar ünlü olmasını falan borçlu olduğu kişidir polat bir yerde. ancak öteki arkadaşlarına, yerli/yabancı ayrımından faydalanacaklara yancılık yapar.
  • 396
    --- alıntı ---
    fenerbahçe neden kazanamadı?

    kaçırılan pozisyonlar.
    emre’nin oyundan çıkması.
    giren oyuncuların etkisizliği.
    alex’in kötü oyunu.

    beşiktaş neden yenilmedi?

    guti’nin kalitesi, oyun görüşü
    quaresma’nın istekli ve öne doğru çabuk oyunu
    schuster’in risk alması..
    --- alıntı ---

    fenerbahçe beşiktaş maçını böyle yorumlayabilen bir adam hakan ünsal. demek ki abi bir yıl değil bin yıl da top oynasan kafan basmıyorsa, tüm yeteneksiz ve gerzekler gibi insanlar üzerinden hayatı yorumluyor ve anlamaya çalışıyorsan nafile. hakan ünsal, selçuk yula, fatih akyel vs. gibi adamlar futboldan anlamak için ille de futbol oynamamak gerektiği konusunda ciddi bir done teşkil ediyorlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın