bugün 6 nisan değil mi?
nisan 6'da bir gün yağmur yağar, bir baba heyecanlı haber bekler, iki tane aslan parçasına bir yenisinin eklendiği haberi gelir içeriden. şişli etfal koridorlarında sabaha karşı yüreği hızlı çarpan bir adam vardır artık. bir çocuğu daha olmuştur. ve tanrı birini daha göndermiştir yer yüzüne. en iyilerinden birini. bir çok yüzü güldürecek, tek başına bir çok hayat değiştirecek birini...
büyür o çocuk hep sevilir, hep akıllıdır. amatör takımda kalecidir ortaokulda, farklı bir ergen lisede ve olgun bir aşık üniversitenin son yıllarında.
bir de şanslıdır ki sorma. doğuştan fanatik galatasaraylı bir babanın oğludur;
galatasaray için bağırmaktan ses tellerinden ameliyat olan bir babanın oğludur.bir gün öncesinden stad önünde sabahlayan bir abinin kardeşidir.1000'den fazla galatasaray aşığının toplandığı mekanın kurucusudur.hayata sarı-kırmızı bakan bir çift gözün değerlisidir.ve o kurucusu olduğu platformdan bir tanesinin de kardeşidir. mucizeler beklemediğin anda gelir derler ya o'dur işte. alışılagelmişin en dışındadır.
aslında
paul eluard'ı, es geçmemeli anlatırken
hagi'yi;
insanlarda tek sıcak kanun
üzümlerden şarap yapmaları
kömürden ateş yapmaları
öpücükten insan yapmalarıdır
insanlarda tek zorlu kanun
savaşlarda yoksulluğa karşı
kendilerini ayakta tutmaları
ölüme karşı yaşamalarıdır
insanlarda tek güzel kanun
suyu ışık yapmaları
düşü gerçek yapmaları
düşmanı kardeş yapmalarıdır
hep var olan kanunlardır bunlar
bir çocuğun yüreğinden başlar
yayılır, uzar, gider
ta ki akla kadar...
sen düşleri gerçekleştiren olarak, yegane ayakta tutanın da akıl olduğunu bilmelisin bunları;
sevincin de olacak üzüntün de
ve elbette bunları çabucak geçmeliyiz senden öğrendiğimiz gibi.
hayatta bir yerden kısılan mutluluğun diğer taraftan geldiğini de bilmeliyiz.
terazinin aslında çok adil olduğunu da.
bir sabah yüzümüzde gülücüklerle uynaıyorsak,
akşama gözlerden gelen iki istemsiz damlanın da geleceğini bilmeliyiz.
ama resmin tamamında hep bir gülen yüz vardır ya hani, hayatın içinden onları yakalamak gerek.
bulduğuna inandığın zaman
* bırakmayacaksın ki, yalan bile olsa sonunda
* çabaladığının güzel olduğunu bilesin.
ellerinde fırsatın olunca, gözlerini hırsla kısıp asılabilmelisin ki sonunda mutluluğu hakettiğinin ayrımına varabilesin.
terini akıttığın aşkın sonu o zaman manalı olur belki,
gerçi sen söylemiştin, yine en iyi sen bilirsin;
acısı olmayan şeyin aşkı da olmaz...
hayatın genelinin de istediğini vermediğini yine sen öğrettiğin için onu da en iyi sen bilirsin.
her şeyi hatırlatmak gerek sanki sana, halbuki sen düştüğün zaman cesurca kalkmayı da bilirsin.
ve mutlu olman gerektiğini de.
eğer ki bilmiyorsan bir şeyi o da şu olmalı;
mutluluk sana çok yakışıyor...belki bunu hatırlatmalı sana,
hatırlatılcaksa da tam zamanında,
sahi bugün 6 nisan değil mi?
hatırlatmalı o zaman;
mutluluk sana çok yakışıyordoğum günün kutlu olsun...