"hangi başlığa yazsam" diye düşünürken karşıma çıkan başlık.
bir de bunun kardeşleri "topun da canı isteyecek abi" ve "top bizi sevmedi" vardır. klasik.
tamam girmeyince girmiyor da, atan nasıl atıyor?
28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı özelinde yazmak istiyorum elbette, son değerlendirmemiz gereken maç bu olduğu için ama bu durum hep aynı hep aynı.
maçın istatistikleri henüz gelmedi, çok önemli de değil tıpkı 1. ligde 19 takım içerisinde 18. sırada olan -11 averajı ve 18 maçta 26 gol yemiş denizlispor'a 30-40 şut çekmenin önemli olmadığı gibi.
dün akşam galatasaray futbol takımı 90 dakikada 180 şut çekse, 120 dakikada 240 şut çekse 3 değil de 4 gol atabilirdi diyen var mı? ben diyemiyorum bunu. adamlar 6 penaltıda 6 atarken sen 6 penaltıda 5 atıyorsun bu bile göstergedir.
misal bir lig maçı. 2 xg üretiyorsun, buradan 3 gol çıkması lazım bu bilimin verdiği sonuçlara göre. biz belki 1 atıyoruz. misal city, 3.11 xg'den 7 gol atıyor. tamam bu absürd bir örnek belki ama sen de at da 3 xg'den 3 gol at, 4 at. 2 xg'den 3'ü bile geçtim 2 at.
dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum, çaresiz:
bu takımda söylenebilecek 2 sorun var, ya birisi doğru ya diğeri. denizlispor'a 30 şut çekip 3 gol atmanın sonucunda bu 2 sorundan birisi kesinlikle mevcut.
1 - bu takımdaki gol ayakları yeteneksiz.
teknik ekibin iddiası da bu, söylemi de bu. hocanın maç sonu açıklamalarına bakalım:
"müthiş zevk vererek oynadığımız bir oyunda, maalesef doğru vuruşlar, son vuruşlar yapılamadı. bir metreden gol atamama beceriksizliğini gösterdik."
ne diyor? "beceriksizlik gösterdik" değil mi? o zaman oyuncular beceriksiz. mami - halil - kerem vs. hepsi beceriksiz çünkü hepsi pozisyona girdi atamadı değil mi? burada bir beceriksizlik var, peki.
mesela mami. şimdi mostafa'nın geldiği ilk dönemi hatırlayın, o meşhur ankaragücü maçındaki kırmızısına kadar olan dönemden bahsediyorum. geleni bitiren bir mostafa vardı. geldiğimiz noktada bu maç özelinde 1 tane atabildi sadece, nedeni ne acaba? gerçekten beceriksizlik mi, yoksa başka bir sorun mu var?
burada benim teorim devreye giriyor:
2 - bu takım doğru çalışmıyor.
bunu söylemekten dilimde tüy bitti. 2 sezondur aynı şeyi yazıyorum. oyun planı tamam, oyuncular tamam, taktiksel dizilim ve parselizasyon tamam, ama sen bu doğruları yapıp da 2 xg'den gol çıkaramıyorsan, geçmiş olsun sen yaptığın tüm işleri kaldırıp çöpe atıyorsun.
futbol böyledir, 1 yanlış belki 40 doğruyu kaldırıp çöpe atabilir sonuç doğru değilse. bizdeki sorun burada. doğru işleri yapıyoruz, basit bir sorunu çözemiyoruz.
çok sevdiğim bir örnektir: burnu kırık ve nefes alamayan bir hasta var diyelim ki, bu hasta doktora gitti. doktor bu adam için sırf nefes alamamayı baz alarak akciğer kanseri tedavisine başlıyor. tam güç, kemoterapi dahil hepsini uyguluyor ve adam ölüyor. aslında sadece burundaki bir kırık, ama sen adamı öldürüyorsun.
sorunu hep doğru teşhis etmek zorundayız. biz doğru teşhisi uygulayıp tedaviye başlayamıyoruz.
galatasaray özelinde doğru teşhis: bitiricilik antrenörlüğü eksikliği ve bu konudaki antrenmanların göz ardı edilmesi.
başka türlü bir izahı yok bunun. olamaz da, olmamalı da.
senin elindeki gole yakın adamlar geri gitmeye başladıysa, pozisyonları bitiremiyorsa, özgüven eksikliğin tavan yapmışsa, kaçırdığı her pozisyondan sonra kenara bakıyorsa, ilk yarıda kaçırdıysa 2. yarıya çıkamayacağını, 2. yarı kaçırdıysa sonraki maç kesik yiyeceğini bilerek oynuyorsa biraz da dönüp kendimize bakmak gerekmiyor mu?
tüm semptomlar ortada, hastanın burnu kırık. biz kanser tedavisi uygulamaya çalışıyoruz.
doktorların en güzel özelliği, kendilerinin çözemeyeceğini düşündüğü ya da uzmanı olmadığı konularda başka branşlardan uzmanlara danışmalarıdır.
sevgili fatih terim, sen bu dünyadaki büyük antrenör diyebileceğimiz herkes ile arkadaşsın. hepsi seni biliyor, tanıyor, seviyor. toplat ekibine bu sezon kaçırdığın golleri, üzerine antrenmanlarını ekle, antrenör ekibinin cv'lerini (yok da neyse) ekle ve bu "arkadaşın" olan tüm antrenörlere gönder. bir de onlar baksın bu hastanın dosyasına, belki senin göremediğin bir şey görürler.
dost acı söyler. bu çok sevdiğim bir tabirdir. biz dost olarak acı söylüyoruz en başından beridir, dinlemiyorsun. gerçek dostlarına dön bakalım bir de hoca, onlar ne diyorlar bir de onları dinle.
dinle ki bir şeyleri çözelim artık. bu takım 30+ şut çekip 20'sinde kaleyi bulup 3 gol atıyorsa sana "senin forvetin kötü" mü diyorlar yoksa "antrenmanın yanlış" mı diyorlar. bir de onları dinle.
girmeyince mi girmiyor, biz mi beceriksiziz yoksa oyuncuları doğru çalıştırmıyor muyuz? bir düşünün bakalım.
edit: maçın istatistiklerini göremiyorum, ulaşabilirsem eğer maç başlığına da bir şeyler karalamak istiyorum ama bakalım.