resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 5553
    türkiye'ye gelmiş açık ara en iyi 10 numara olmasınının yanında dünyanın da sayılı 10 numara efsanelerinden biridir. biz kendisini kıyaslarken zinedine zidane gibi üst düzey 10 numaralarla kıyaslamalıyız, kıyıda köşede kalmış ve kendisini dünyaya ispat edememiş brezilyalılarla aynı cümleye bile konulursa kendisine haksızlık ederiz.

    hırsı, zekası, eşsiz top tekniği ve ileri düzeyde pozisyon bilgisi herkes tarafından biliniyor ancak bizim için en önemli olan, en özel olan takımın en zor zamanlarında maddi ve manevi sahaya koyduğu karakterdir. işler iyi giderken herkes gibi o da iyidir. fakat işler kötü gittiği her an ayakta kalır, ortaya çıkar ve sorumluluk alırdı. zaten onu hagi yapan en önemli özellik buydu.

    günün birinde yeniden galatasarayımız'ın başında teknik direktör olarak görmek isterim. hatta fatih terim ile birlikte aynı anda kulübümüzün çatısı altında olması hatta 10 numaralı formayı da oğlu ianis hagi'ye teslim etmesi rüya gibi olurdu.
  • 5555
    dün gece saat 23:15 sularında içine girdiğim soyut ruh hâlinin içinden, çocukluğumdan bana doğru, bir gol sonrası gülüşüyle, o çocuksu tebessümüyle beni allak bullak etmiş olan tarihsel şahsiyet; efsanemiz.

    engel olamadım ki. "durup dururken ben ne yapıyorum?" da diyemedim. fırsat olmadı. gözlerim beni pusuya düşürdü; çocuk gibi hüngür hüngür ağlamaya başladım. o 10 sayısı var ya formasının arkasındaki, işte o 10, benim çocukluğumun en özel sayısıydı. ben henüz okula başlamamışken, gazetelerden biri, hagi'nin masa üstü maketini vermişti, almıştık. yine aynı zamanlarda, babam (sanırım parasının yettiği kadarıyla), üzerinde arma, bayrak ya da reklam namına hiçbir şeyin olmadığı bir parçalı almıştı bana. küçücük bir şey. sadece arkasında, beyaz satenle "10" yazıyordu. ondan sonra hayatımda hiç forma alamadım. içim el vermedi.

    dün gece yaşadığım şeyse, 10'un, giderek ele ayağa düşmesine dairmiş; şimdi farkına varıyorum. bir insanın çocukluğu böylesine mutlu edilmez ki... ne şanslı çocukmuşum, ulan ne şanslı insanlarmış bu karakteri; bu öfkelenirken ve sevinirken dibine kadar çocuk olan karakterin sahada büyüyerek fezayı fethedişini izleyenler! sonrakilerin hiçbiri, ona bir adım bile yaklaşmadılar, bir adım bile! ben hagi sayesinde, profesyonel futbolcuyu değil; mesleğinin gerektirdiği için çalışan ve fit kalan futbolcuyu değil; karakterinden taviz vermeyen, tepesi atabilen futbolcuyu sevmişim. şimdi burada gollerini anmaya kalksam, bir daha başlayacağım dolup boşalmaya, hiç gerek yok.

    metin oktay ve onun sportmen ruhu arştaki yerinde kabul edilip o numaranın hagi'den sonra emekliye ayrılması teklif edilemez miydi? adım gibi biliyorum; onu kendimden tanıyorum; bu onun çok hoşuna giderdi ve daha da hazini, o bunu hak etmişti. eğer gerçekten idari bir geleneğimiz olmuş olsaydı, bu tip ritüellerimiz olurdu. kadim kültürler, özellikle bugün onları simule eden strateji oyunlarında, kendilerine has (diğer kültürlerde rastlanmayan) araçlarla sembolize edilirler. hagi de böylesi bir şeydi; bir şahi topuydu, bir rum ateşiydi. bugün "modern futbol" adı altında yaşanan kakofoni, şaklaban futbolcuların ilkel karakterlerinin etrafını saran süptil bir imaj inşa etme endüstrisinden başka bir şey değil. sanki artık doğuştan eşsiz futbolcular, bir suikastçı ordusu tarafından, bir bir, gizlice katledildi ve geriye "çalışarak" daha iyi yerlere gelebilen sikimin kanat forvetleri kaldı. bir değer olarak eskisine sadığım.

    dün gece o formanın ne hâlde olduğunu görmek, yüreğimin en ince sesini veren teline dokundu. kulaklarım sağır, gözlerim kör oldu bir süre için. şu an bile o ruh hâli hâkim. belki bu entryi de fazla tutmam burada, tıpkı 10 gibi, utanırım belli başlı şeylerden.
  • 5556
    "bir galatasaray efsanesidir" demek sanırım biraz bencilce olur.

    tüm dünyaca tanınan, gelmiş geçmiş en iyi birkaç solaktan biridir hagi. tabii bizim için çok daha fazlası.

    yanılıyor olabilirim, affınıza sığınıyorum; bir van deplasmanıydı galiba 10!unla tanışmam.

    1996 yılı, hem fatih terim'le hem de hagi'yle tanışmam anlamında nazarımda çok kutlu bir yıldı.

    kahvede ön sıralarda yer kapmış merakla bu "yeni takım"ı izliyordum. 12 yaşında olmanın verdiği çoşkuyla* o gün bir kahramanla tanıştığıma inanmıştım. frikik golünün her karesi hala gözümün önündedir.

    ama gün geçtikçe 10'un iyi bir futbolcudan çok daha fazlası olduğunu anlamak için genç yahut yaşlı olmağa gerek yoktu.

    hagi, duruşuyla, oyunuyla, isyanıyla tam bir komutandı.

    en korktuğumuz maçlarda, saçma sapan bir yerden kaleye vurur hedefi gösterirdi. "korkmanıza gerek yok!" derdi takıma. olmadık bir hareket yapar, takıma güven verir rakibi de sindirirdi. kabul etmezdi yenilgiyi ama malum bücür gibi değildi öfkesi de isyanı da. o kazanmak isterdi, kazanamayınca çirkefleşmek değildi 10'un yaptığı.

    sonra futbolu bıraktı. boğazıma kocaman bir düğüm geldi oturdu. futbolu bırakma gerekçesi şuna benzer bir şeydi sanırım:

    "her sabah erkenden uyanmak, uykuma, yemek düzenime dikkat etmek, yaşantımda özenli olmak... artık istemiyorum"

    ne kadar doğrudur bu ifade bilmem ama hayranlığımı bir kez daha kazanmıştı büyük komutan. mesleğine bu kadar saygısı olması üstelik bu saygısını onca yeteneğine ve müthiş zekasına rağmen tesis edebilmiş olması 10'u herkesten ayırıyordu.

    sonra teknik direktör oldu. takım kötü, oyuncu yok, borç çok falan dinlemedi. "gel" dediler geldi, "git" dediler gitti.

    her zaman kalbimin en güzel yerinde olacak büyük bir insandır hagi. ne mutlu ki biz, 10'u galatasaraylı hagi olarak izleyebildik.

    hagi'yi izlemek, gerçekten eşsiz bir fırsattı.
  • 5557
    türkiye'de fenerbahçe'yi çalıştırır mısın sorusuna şöyle cevap veren efsane.

    ''akan kanımı değiştiremem. gençlik döneminde belki bu tip değişiklikler olabilir ama fenerbahçe'nin böyle bir ilgisi olursa gönülden teşekkür ederim. türkiye'ye dönmek isterim ama bu galatasaray'ın ezeli rakibi olmaz. türkiye'de başka bir büyük takımı çalıştıramam. o takımlara da her zaman saygı duyuyorum ama hayatım sadece para değil, ben kalbimle yaşıyorum, hareket ediyorum. kalbimde de galatasaray var''

    adam diye kullanılan bir tabir varsa eğer bence bu hagi'ye yakışır.
  • 5561
    newcastle yerine galatasaray'ı tercih ettiğini söylemiş. doğru mu bilmiyorum ama doğruysa ben ne üzülecem kendisi üzülsün. kariyerinin en istikrarlı dönemini bizde geçirdi. çok daha büyük takımlarda oynadı. mükemmel bir milli takım kariyeri vardı ama galatasaray'da geçirdiği yıllar bir masal gibiydi. hem onun hem bizim için. teknik direktörlük dönemlerinde de idol gördüğümüz bir karakterin hayalkırıklığı yaşattığına şahit olduk. hagi,sayısı iki elin parmağını geçmeyecek galatasaray efsanelerinden biridir. bundan pişmanlık duyuyor olması yalnızca onu bağlar.
  • 5562
    newcastle yerine galatasaray'ı tercih ettiğini ve pişman olduğunu söylemiş. kaynak fanatik! http://gss.gs/4Tz

    kendisinden rumen çevirmeni aracılığı ile duysam dahi inanmam. türkçe olarak bizzat bana anlatması lazım.

    gibisinden bi' şeyler söylemiş olabilir fakat kırpıp biçip, aradan cımbızla cümlelerini çekip kurgulayarak yayımlamışlardır. tam olarak fanatik'in yazdığı gibi değildir o söyledikleri... içeriğin en altında yazdığı üzere ingiltere'de oynamadığı için pişmandır olsa olsa, haber başlığının yarattığı algı oyunu gibi galatasaray'ı tercih ettiği için değil. "aynen hafız, kank, panpoş, bro" deyip geçtim ben...
  • 5564
    her zamanki gibi yalanci basın haberine kurban gitmis. gerçekte olan bu;

    --- alıntı ---
    53 yaşındaki hagi, eline geçen fırsatlara rağmen kariyeri boyunca hiç ingiltere'de oynamamış olmasının en büyük pişmanlığı olduğunu ifade etti

    --- alıntı ---

    --- alıntı ---
    ı had an offer from england before barcelona. ı'm sorry ı did not go, tottenham wanted me, but ı chose barcelona, ??even if ı lost money then.

    ı had a bid and when ı left barca, newcastle. kevin keegan, one of my idols, was there, and he wanted me. ı asked for a higher salary and the english did not want to give it to me. ı went to galatasaray, because there was more money. ı went to whom he gave more, "said gica hagi at tv telekom sport.

    gica hagi played two years in barcelona between 1994 and 1996, scoring 51 matches and 11 goals. at galatasaray he played between 1996 and 2001.

    --- alıntı ---
  • 5568
    (bkz: göt oturur, kafa düşünür)

    sözlüğe aylar sonra yazmama sebep olan başlık. 3-4 gündür fabrikada da aynı bok. hagi "pişmanım" demiş, hastırın ordan. açın 2 satır okuyun, sene olmuş 2018, devir internet devri. şöyleymiş, böyleymiş devri geçeli çok oldu. bi şeyin kaynağına bakacaksın, ona göre yazacaksın. az buçuk aklın varsa veya art niyetli değilsen tabii ki.

    bütün siteler yazmışmış. kaynak alayının aynı paçavra. buna inan insanın aklından şüphe ederim.

    ilk dediler fabrikada, hagi böyle demiş. ilk verdiğim tepki direk bana bunu ispatlayana ne isterse alırım dedim. olamaz çünkü aq saçmalık.

    https://www.theguardian.com/...-league-johan-cruyff

    linke tıklayınca hepsini okumaya filan üşenirseniz eğer 16. paragraf. onu da google transleyte filan kopyalayıp, çevirin bi zahmet.
  • 5570
    türk spor basınının tipik ayak oyunlarından birine maruz kalmış büyük efsane.

    orijinal metni paylaşan arkadaşlarıma müteşekkirim.

    hagi, oynadığı dönemde de, antrenörlük yaptığı dönemde de galatasaray için elini taşın altına koymaktan asla vazgeçmemiş bir adamdır. en zor zamanda hem saha içinde hem de sonrasında saha dışında sorumluluk almıştır.

    anlamı büyüktür. yaptıkları çok derinde iz bırakmıştır. üretemeyen, etik sahibi olmayan adamların elinde çıkmış bir gazete kupürü ne anlamını ne izini zedeleyemez.

    hagi'nin döneminde yaşamak ayrıcalıktır. hagi'nin sizin takımınız için ter döktüğünü görmekse allah'ın bir lütfudur.
  • 5571
    https://www.theguardian.com/...-league-johan-cruyff

    linkindeki makalede, pismanliga en yakin kelime olan "regret" kelimesi bile gecmiyor (ki regret tam tamina pismanlik degil, yapilamayan bir seye ozlem de oluyor). fanatik bunu corbalayip size getiriyor, siz de bir guzel yiyorsunuz.

    yukarida biri demis: “yaptıklarımdan pişman değilim haa, aklım hala yapmadıklarımda” zaten bunu demek istemis hagi.
    neyse siz arastirmadan her seyi oldugu gibi alirsaniz daha cok verirler size.

    boyle devam.
  • 5572
    çıkan haberlere galatasaray taraftarının inanması beni üzdü. bunu görür görmez yalan diye düşündüm. kendi ağzından söylediğini duymadan da inanmam. ama bazılarının direkt kabullenmesi çok üzücü bir şey. transfer sezonlarında da gördüğümüz, yalan haberlerle bir gün oraya bir gün buraya savrulan, herkese karşı kolayca yönlendirilebilen taraftar böyle haberlerde de ortaya çıkıyor. yaşayan en büyük galatasaray efsanelerinden birinin böyle bir şey söyleyebileceğini nasıl bu kadar kolay kabullenebiliyorlar benim aklım almıyor. yazık tek kelimeyle.
    http://gss.gs/4Tz
  • 5575
    https://www.fanatik.com.tr/...araydan-once-2015276

    haberine baktıktan sonra bir zamanlar premier league ekiplerinden daha yüksek para verebiliyormuşuz dedirtendir. o dönemler premier league şimdi ki gibi avrupa'nın en üst düzey ligi değildi. o sebepten hagi'nin pişman olması enteresan. o dönem başka bir romen, dan petrescu ingiltere'deydi ve chelsea'de top koşturuyordu. gerçi o dönem chelsea bu kadar dominant bir takım değildi o ayrı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın