resim
Gheorghe Hagi
Görev:Hissedar
Takım:FCV Farul
Yaş:60
Uyruk:Romanya
  • 4903
    kendisinin oyununu çok çok iyi hatırlamıyorum, hatırladığımdan çok youtube üzerinden izlediğim bir efsane hagi. sadece bir şey anlatıp kaçmaya geldim.

    sneijder geldiğinde, yıllardır galatasaray'ın maçını kaçırmamış amcama "bu adam yeni hagi olacak." demiştim. o da "hagi gibi oynayabilir ama, hagi gibi olamaz." demiş ve sebebini açıklamıştı. hagi'nn saha içi karakteri, maç çözebilmesi, isyankâr tavrı, sivri dili vs. yani işin özü, kendisi gibi oyuncu imkansıza yakın olsa da gelir ama, bizim için aynı anlamı ifade edebilecek oyuncu gelmez gibi.

    not: sneijder yergisi değil, ki bence zaman zaman oynadığı oyunla hagi'den esintiler sunup gözlerin pasını sildi sneijder.
  • 4904
    folha'nın geleceği konuşuluyorken her şey bir yemek sırasında ergun gürsoy'un terim'e ''hagi'yi ister misin hocam?'' sözüyle başladı.

    terim'in cevabı her şeyi açıklıyordu aslında, ''ergun abi, olabilecek isimleri konuşalım.''

    bir ara oldu olacak dendi. sonrasında transfer kapandıya döndü iş, meksika mı türkiye mi sorusunun cevabını hagi, 31 temmuz 1996 günü verdi. dünya yıldızı hagi, temmuz 96'da kendisini galatasaraylı yapan imzayı attı. bu olay hakkında kumandan daha sonrasında şöyle demişti:''ben galatasaray'a gelmekle kalmadım, galatasaraylı oldum. galatasaray'ı hissetmeye başladığım gün, imzasını kalbime attım.'' böylesine içten ve cesurca bu takımı sahiplenen kişi öyle sık bulunan, sıradan bir futbolcu değildi. öyle biri bile olsa galatasaray'ı seven her futbolcu baş tacı edilecekken bu sevdanın sahibinin bir dünya süperstarı olması, maradona ile kıyaslanan bir isim olması herhalde karşılıklı bu aşkı daha da körüklemekten öte bir şey değildir.

    hagi'nin ismi bile dönemin medyasını yeterince ürkütmüştü. real madrid ve barcelona görmüş bir futbolcunun asli yaşının daha büyük olduğu, 31 değil 35 yaşında olduğu iddia edildi pek tarafsız basınımızca. bu edepsizliğe kendileri dahi uzun süre dayanamadı, bu saçmalık sonrasında kesildi. kesildi ama bu sefer de kişiliği, kaprisli olduğu medyada yer alıyordu. olacak iş değildi, koca hagi belki hayatı boyunca almadığı eleştiriyi daha galatasaray formasını sırtına geçirmeden almıştı.

    hagi basın mensuplarına, ''cevabımı sahada vereceğim'' dedi. sözünde de durdu. ligin ilk üç haftasında takımına galibiyeti getiren golleri hagi atmıştı. sesler kesildi. herkes hagi'ye dikkatleri verdi ve resital böylelikle başlamış oldu. öyle bir resital ki 1 uefa, 1 avrupa süper kupası, 4 lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası, 3 tsyd kupası sığdı bu resitale. ligte üst üste şampiyon olma rekorunun, ilk avrupa kupalarının mimari adeta. karşınızda öyle sıradan bir yetenek değil, bir usta, bir kumandan, bir deha var.

    terim- süren- hagi ortaklığı...

    ve hani galatasaray ruhu veya 2000 ruhu diye adlandırılan şeyin yarısından fazlası...

    tek başına bir takım, karakter, sahadaki her arkadaşını bir kumandan misali yöneten şef...

    galatasaray'la yaşayan, galatasaray'la yaşlanan ve galatasaray'ı yaşayan güzel insan...

    güzel insan sahadaki duruşuyla ilgili ise şöyle diyor: ''hayatım boyunca maçlara karşımdaki rakip en fazla benim oynadığım takım kadar güçlü diyerek çıktım. hiçbir takımı küçümsemedim. hiçbir rakibi gözümde büyütmedim. sahada kimseye boyun eğmedim.'' sahada boyun eğmediğine bizler 5 yıl boyunca ve hatta teknik direktörlüğünde de şahit olduk gica. ancak bir şeye değinelim. sen rakiplerini küçümsemesen de sen sahada öylesine büyük, öylesine asil, öylesine güçlü, öylesine karşı konulmaz duruyordun ki rakip istemsizce küçülüyordu yanında. seni gören, gücünden ürker ayakları titrerdi hagi. sen öyle büyüktün işte. öyle güçlüydün.

    ve yine galatasaray'a para için geldiği yönündeki eleştirilere şöyle yaslıyor kaptan: ''barcelona'da oynarken şatoda yaşıyordum, ama galatarsaray'da daha mutluyum.''

    - ''kafamda düşündüklerimi ayaklarımla uygulayabildiğim sürece dünyanın en iyi futbolcusu benim.'' (dünyanın en iyi futbolcusu kim sorusuna verdiği cevap) herhalde bu cümleleri kurabilecek ağırlıktaki ender billurlardan birine de sahiptir kendileri. gücünün yansıması, asaletin özgüven hali...

    https://www.youtube.com/watch?v=SRlJHK_k6hQ

    https://www.youtube.com/watch?v=tqWXCtFZ4Pg ( 21 programına konuk olduğu gece)

    https://www.youtube.com/watch?v=qlMsTjeU6f0 (gs tv'de ''gerçekleri tarih yazar'' programına konuk oluşu)

    https://www.youtube.com/watch?v=ZJbiCi_vSFw

    https://www.youtube.com/watch?v=ZUc1hDjMDtg (unutulmaz golleri)

    https://www.youtube.com/watch?v=9FuNh4cZg7k (hagi efsanesi)

    https://www.youtube.com/watch?v=d7htHs3ggkI (bir efsane 10 gol)

    ve gelelim benim bugün gözlerimi dolduran olaya: hagi'nini 20 kasım fenerbahçe- galatasaray maçı hakkında söylediği şu söz: "derbiyi 2-0'dan sonra izlemedim. kalbim ağrıdı, çok üzüldüm"

    benim de kalbim ağrıdı gica, ruhsuzluğa tahammül edemedim. ilk defa bir derbi maçını yarıda bırakıp gittim televizyonun başından. allah'ın dandirik takımlarına yenilirken dahi bir umut atarız diye izleyen ben, bu kadıköy deplasmanını izlemedim 70'ten sonra. ilk başta yakıştıramadım da kendime, neden yaptın dedim? sonra düşündüm ki sahada sen olsaydın... baş kaldırmaz mıydın tüm sahada, isyan etmez miydin son terine kadar? ederdin be kumandan, öyle bir ederdin ki sahada ne volkan denen şahsiyet ne josef denen çirkef ne de kendini büyük futbolcu sanan kişiler böyle rahat rahat maça çıkabilirdi.

    kalbim ağrıyor hagi, çok hem de. yenildiğimizden falan da değil. ruhsuzluğumuzdan. sensizliğimizden.

    tekrar doğsan ya romanya'nın tepelerinden, basına yine ''sahada görüşeceğiz'' desen falan olmaz mı be kumandan? sahada koşmayan futbolcuyu azarladığını görsek, soyunma odasında bizden birinin olduğunu bilsek, arma için ömrünü vermiş bir ismi bu güzel kulübün başına getirsek...

    hiç kimseyi değil ama seni özlüyorum. sen bizi çok mutlu ettin de biz seni sonraları çok üzdük. '' galatasaray ne zaman kötü ben var, ne zaman iyi ben yok''

    usta, gel be, çok özledik dön. https://www.youtube.com/watch?v=Tqe9_QoyeXE

    yıllar geçse de üstünden
    bu kalp seni unutur mu
    kader gibi istemeden
    bu kalp seni unutur mu

    bir hasretlik yüzün vardı
    içimde bir hüzün vardı
    söyleyecek sözüm vardı.
    bu kalp seni unutur mu
    bu kalp seni unutur mu
    kalbim seni unutur mu

    anlamı yok tüm sözlerin
    sensiz geçen gecelerin
    yaşanacak senelerin
    bu kalp seni unutur mu

    bambaşka bir halin vardı
    fark etmeden beni sardı
    benliğimi benden aldı
    bana aşkı veren sendin
    sonra alıp giden sendin
    yollarımız ayrı derdin
    bu kalp seni unutur mu
    oysa düşlerim başkaydı
    birden hire yarım kaldı
    yaşanacak çok şey vardı

    bu kalp seni unutur mu
    kalbim seni unutur mu
    bambaşka bir halin vardı
    fark etmeden beni sardı
    benliğimi benden aldı
    bu kalp seni unutur mu

    bu kalp seni unutur mu be hagi...
  • 4908
    efsane kelimesinin içini türkiye sınırları içerisinde doldurabilen tek futbolcu olmuştur. milyonlarca çocuğun kahramanı olmuştur. liderlik vasıflarını tamamen taşımakta ve gerektiğinde sorumluluk almaktan hiç çekinmemekteydi. şimdi karşılaştırma cüretini gösterdiğimiz isimler ise küçük bir başarısızlık anında başkalarına suç atma yolunu seçmekteler. hagi bir futbolcu olarak galatasaray'da çağ kapatıp yeni bir çağ açan isimdir. galatasaray'ı tam olarak uluslararası yapan bir futbolcudur.
  • 4909
    hani sıkıntınız olur, içinden çıkamayacağını düşündüğünüz anlarınız olur da, o durumdan sizi yalnız birisi kurtarabilir ya; hani kavgaya, müsabakaya giderken yanınızda biri olduğu zaman kendinizi çok güvende hissedersiniz ya, işte o kişidir hagi.

    sahada o asker ifadesiyle ve elini kalbine götürmüş haliyle kendisini görürdüm ya, işte o zaman bizi kimse yenemez derdim. işte o hagi, sahada hakkını yedirmezdi o arkadaşlarının, kavga ederdi, mücadele ederdi. rakip mesela sağlı sollu geliyorsa, 30 metreden sallardı bir tane. karşı takım buz, psikolojik üstünlük sende...

    ah be hagi, keşke bir sihirli değnek olsa, tekrar gençleştirebilsek seni, tekrar giysen o 10 numarayı sırtına. çok değerli oyuncular geldi, geçti senden sonra ama hiçbiri senin verdiği güveni veremedi, hiçbirisi senin yaşattığın mutlulukları yaşatamadı.

    ne kadar şanslıyım ki seni dünya gözüyle izledim, hem de galatasaray forması sırtındayken.
  • 4915
    yönetim kendisi ile anlaşmayı beceremiyorsa da bir haftalığına misafir teknik direktör olarak kulübü yönetmeli. maça ayhan çıkarsın o kısmı önemli değil. soyunma odasını içeriden kilitleyip milyonluk eşeklerin ağzına sıçması geleceğimiz için elzem. kiralık oyuncuları ayrıca dövebilir diyecem ama sigthorsson'un bir yeri sakatlanır yine gerek yok.
  • 4917
    gündeme getirmeyelim arkadaşlar hagi'yi. gerçekten rica ediyorum. olur da dursun getirmek isterse hagi kıramaz gelir falan gene bokum gibi takım bokum gibi bütçe veririz adama. bokum gibi takımla gene başarısız olur üzülür sonra. olmaz, biz üzülelim o üzülmesin. dursun gitsin öyle gelsin. ama önce dursun gitsin. dursun gitmezse sezon sonu da gelmesin. dursun yarın giderse 2 güne gelsin işe başlasın. ama olay dursun'da, o varsa her şey eksik, o yoksa her şey tamam.
  • 4920
    gelmesini istediğim efsane. hagi 2004'te geldi, sonraki sezona takımın başında başladı ve bitirdi. ben o 2005 sezonu için hagi'yi suçlamam. kısıtlı ve yaşlı bir kadroyla gayet iyi iş çıkarmıştı. son düzlükte içerideki gençlerbirliği ve trabzon yenilgileri olmasa şampiyon da oluyorduk. romanya'da akademisi var, devre arasında ordan veya başka yerden 1-2 tane genç oyuncu da getirebilir, ben sesimi çıkarmam. stancu gibi fahiş bonservisler ödenmesin yeter. çünkü artık o durumdayız, gelecek hiçbir adamın selçuk'tan, sabri'den ve yasin'den kötü olamayacağına inanıyorum. önümüzdeki sezona da hagi'yle başlayalım gidişata göre.
  • 4921
    takımlarına ' kaleyi görünce vur ' taktiğini uygulatan teknik direktör ve galatasaray tarihinin en büyük oyuncusu.

    şu anki kadromuzda gayet iyi iş yapacaktır. zira poldi, wes, bruma, de jong gibi uzaktan etkili şutları olan oyunculara sahibiz. hagi gelirken yanında galatasaray ruhunu da getirecektir ki en büyük eksiklerimizden biri de bu gibi görünüyor.

    her geldiğinde iyi işler yapmıştır. bu gelişinde de etkili olabilir ve unutulmamalı ki kendisinin şu anki takımı romanya ligi'nde estirmektedir.

    vizyon açısından da aşmış bir futbol adamı olması, geleceğe olumlu bakmamızı sağlayabilecek olan etkenlerden biridir. *
  • 4922
    --- alıntı ---
    1996 yılında galatasaray'a transfer olduğunda, real madrid ve barcelona'dan sonra kariyerinin düşüşte olduğu, türkiye'ye yatarak para kazanmak için geldiği düşünülüyordu. ama o işler hiç de öyle olmadı ve bir efsane olarak futbola galatasaray'da veda etti.
    karpatların maradona'sı gheorghe hagi hakkında az bilinenler

    • bugün bazı gençler bile malzemesini başkalarına taşıtırken, o kendisi taşır.

    • buz tedavisini kendisi yapar.

    • kendi bandajını kendisi yapar.

    • son derece ciddidir. fazla şaka yapmaz.

    • asla popescu ile yatmaz. hep türk oyuncuları tercih eder.

    • herkes onu, gençlerin öğretmeni gibi görür. ama o, asla gidip yardım etmez. etmez ama, futbolcu isterse iş değişir. o zaman her şeyi yapar.

    • cep telefonunu bile ancak 2000 yılında kullanmaya başladı.

    • arabası geldiğinden beri tempra'dır.

    • antrenmanlara hep bir saat önce gelir. en son çıkar.

    • ufak hatalara çok kızar. kaybetmeye tahammülü yoktur.

    • ufak şeylerden çok mutlu olur. yılbaşında gollerini toplayan bir video kasedi hediye edilince, sevinçten havalara uçtuğu hala söylenir.

    • florya'da izin günlerinde gelmeye başlayan ilk hagi oldu. sonra tüm futbolcular izinli gününde gelmeye başladı.

    hagi ve ayak bileğinden hiç çıkarmadığı bandajı
    • saha içinde arkadaşlarına hep bağırır. ama hiçbir futbolcu buna tepki göstermez. çünkü hagi durup dururken, hiç bağırmaz.

    • maça bileğinde bandajsız çıkmaz. bileği son derece kıvraktır ve sakatlık yaşamamak için bandaj yapar.

    • çıplak ayakla krampon giydiğini herkes bilir. ama neden giydiğini kimse bilmez. çünkü hagi topu hissetmek ister. bu şekilde topa daha iyi yön vereceğini düşünür. bu nedenle çıplak giyer.

    • hocaya büyük saygısı vardır. aralarında mükemmel bir ilişki vardır. bakışları ile anlaşırlar. hocanın saha içindeki en büyük yardımcısıdır.

    • hiç kimseyi ayırmaz. onun için herkes birdir.

    • müthiş hırslıdır. antrenman maçlarında bile canını dişine takar. kaybederse çok bozulur. uykusu kaçar.

    • özel hayatı kutsaldır. karısı ikinci eşidir.

    • röportaja hiç çıkmaz. evine gazeteci sokmaz.

    • müthiş pintidir.

    • boş bulduğu günlerde hep romanya'ya gider. ama cezalı ya da sakatsa, mutlaka maça gelir. eğer tribünde oturuyorsa fanatik bir gealatasaraylı gibi davranır. yerinde duramaz. avaz avaz bağırır. bıraksan sahaya girecektir. bazen saçını başını yolar, bazen sevinçten herkese sarılır, kucaklaşır.

    • rakip takım oyuncuları ile kimi zaman sürekli tartışır, kimi zaman da sohbet eder. samsunspor maçında sakatlıktan yeni kurtulmuştu. kale arkasında ısınırken, kaleci göksel'le sohbet ediyordu. "göksel merak etme. ben gireceğim. gol atacağım" dedi. göksel gülümsedi. oyuna girdi, beş dakika sonra golünü attı. buna göksel bile güler.

    • bir gün florya'da korner atıyor. yanındaki gazeteciler. "kolaysa gol at" der. yanıtı "atarım. bekleyin" olur. hem de kalede taffarel vardır. vurur, gol olur. gazetecilere bakar, sonra gider. gazeteciler de bakıyordur, ama şaşkın şaşkın.

    • bir gün yine florya'da taffarel ile iddiaya girer. ortada on şut vardır. on şut atacak ve hepsini gol yapacak. taffarel birini kurtaracağından emin. kaybeden ailece yemeğe götürecek ve ısmarlayacak. hagi pinti ya, işi sıkı tutar. onda on yapar. sonra taffarel ailesi ve hagi ailesi hep birlikte yemeğe gider.

    en sevdiği yemek ekmek arası domates peynir olan adam türk futbolunu değiştirmeye geliyor.

    (bkz: i love you hagi)

    --- alıntı ---*
  • 4923
    bugün bir roportajına denk geldiğim efsanemiz. romanya'da geçirdiği teknik direktörlük serüveninin ardından, yeni bi maceraya hazır olduğundan bahsediyordu. ben de kendisiyle geçirdiğimiz son dönemden sonra, baya kendisini teknik anlamda geliştirdiğini düşünüyorum. takımının(u: fc viitorul constanța) ligdeki pozisyonu da zaten bunu gösteriyor. eğer riekerenk'inten vazgeçilecekse ki ben takımı iyi yönettiğini düşünmüyorum, benim yerine en büyük adayım hagi'dir. son olarak, i love you hagi!
App Store'dan indirin Google Play'den alın