kavramlar yüklediğimiz anlamlar kadardır. bilen bilir. peder de kardeşim de fenerli. babamı da kardeşleriyle beraber dayısı devamlı galatasaray maçına götürmüş. o da fenerli olmuş dayısına gıcıklığından. amk fenerli şahsiyetleri hariç ikisiyle de çok iyi anlaşırız. hatta olayı daha da boka sardırayım aga benim doğum günüm 19 temmuz lan. bana fener forması almışlardı. eniştem galatasaraylı olduğundan ötürü de sonradan fenerli olan kuzenime de galatasaray forması alınmıştı. hatta bizimkilerin ellerinde fener formalı şantaj resmim bile var. işte beni galatasaraylı yapan o formadır. hiç unutmam o günü: güneşin altında parlayan çubuklu sarı kırmızı forma (84-85 ya da 85-86) bildiğim kadarıyla her iki sezonda da kullanılmış. halen nerede o formayı görsem aynı hisleri yaşarım. bir de o eski arma
https://pbs.twimg.com/...FpCMAAUq7h.jpg:large hatırlıyorum o sıra kafam basıyor galatasaray'a, osmanbey'de oturuyoruz, zırt pırt geçiyoruz sami yen'in oradan. artık bana sormaya başlıyorlar hangi takımlısın diye. stadın oradan geçerken işte diyorum bu takımlıyım amk bir de ne göreyim o gün beşiktaş'la mı oynuyoruz yoksa beşiktaş sami yen'de mi oynuyor nedir her tarafta beşiktaşlı var. "ha bu takım yani tamam artık değiştirmek yok diyorlar". hoaydaaaaa. bereket bu maç yetişiyor.
http://alkislarlayasiyorum.com/...galatasaray-sampiyonprekazi'nin bu golünü unutmamamın sebebi de rahmetli babaannem. şimdi diyeceksiniz ki hah amk yine duygusal bir yazı daha sözlükte falan fıstık. yok öyle birşey. kadın fenerli hatta neredeyse totem falan yapıyor yenilelim diye. "karşıyaka genç takım belli olmaz" falan diyor lan. prekazi'nin o golüyle rahatlıyorum. balkona çıkıyorum. şampiyonluk kutlanırken alttaki manav bana galatasaray nesidir o nedir lan o tırıvırının adı, hani böyle örgü şeklinde iplikler var ya hah onlardan veriyor sepetin içinde. "şen ola cimbom" tezhüratı da bana o günleri hatırlatır.
anlamlar falan herşey basitti. önce sarı kırmızısı biten pastel boyalar. tok sarıyı kim karybetmiş ki biz bulalım? turuncu bile kullanmazdık. sidik sarısının namusunu kurtarırmışız meğer kırmızıyla. şimdi kızıyorsunuz ya gs yazmayalım üşenmeyelim vs. gs harfleri bizim için put gibi birşeydi la. resmen tapınırdık. bir galatasaraylının gs yazması kadar doğal birşey olamaz lan. sanki biz sıraya gs'yı güzel işediğimiz kadar takımın şampiyonluk ihtimali artardı anasını satayım. acele çirkin yazarsan takım puan kaybederse kabahat benim amk.
bu temelin üzerine anlamlandırdık herşeyi: 80'lerin sonundan itibaren dolu dolu galatasaray'ı yaşayan birisi olarak, okan'ın hırsını ekledim, hakan'ın liderliğini, bülent'in öfkesini ekledim. yarı finalde elendiğimiz günden itibaren geceleri uyumadan önce kendim için allah'tan dilediğim üç dilekten biri 17 mayıs'ta gerçekleşmişti. bildiğin allah dileğimi gerçekleştirdi lan. inanmayayım da ne yapayım?
size birşey itiraf edeyim mi hagi'nin en çok sevindiğim golü atletico bilbao maçındaki goldü. diğer gollerine hiç o kadar sevinemedim lan. bana hep cheat yapıyormuluz gibi geliyordu adamın golleri. starcraftta showmethemoney yazarsın paralar akar ya. hagi öyle birşeydi işte. on dakikada atılan golleri sevdim. arif'in samsun'a attığı golü (bkz:
22 eylül 1995 galatasaray samsunspor maçı) mesela. döve döve kazanacak galatasaray dediğin. hakemi de dövecek.
daha sonra adalet geldi. ilahi adalet hem de dibi. iyiler mutlaka kazanır sezonu.
şimdi? şimdi üzgünüm. taraftar grubu satılmış, ufak tefek çıkan kıvılcımları biatçılık esir almış, rasyonel düşünce yerini köhneleşmiş yapıya bırakmış, "galatasaray elimizden çıkmadan nasıl maksimum derecede insanların galatasaray sevigisini sömürebiliriz? kısa vadeli şampiyonluk başarısı bu taraftara yeter, o başarıyı sağlayacak kadar yatırım yeterli, aman düzenin içinde kalalım, 1 sene biz kazanalım 2 sene onlar" kafa yapısı iyiden iyiye aşkımızı ele geçirmiş. yürüyoruz sessiz ve kederli...
ancak galatasaray umudu da öğretti. allah'ın izniyle güzel günler gelecek.
hiçbir şeyeeeeeeeeeeee