• 327
    bir futbol takımı taraftarlığı değildir. çok çok daha ötesidir. galatasaraylılık bir aşk, bir sevda bir yaşam tarzıdır. bazen sarı ile kırmızıdır bazen ay yıldızlı bayrağımızdır. bazen içini dolduran mutluluk bazen bir hüzündür. karlı yollarda yürümektir. tanımadığın insanlarla duyguları paylaşmaktır. galatasaraylılık doğarken başlar öldüğünde bile devam eder. bu duygu ölümsüzdür. hiç bir şey bunu içinizden sökemez.
  • 329
    galatasaraylı olmaktan hep gurur duydum. ve diğer takım taraftarlarına bakınca buna çok şükrettim. bu platformda da çok güzel insanlar tanıdım. ancak şunu fark ediyorum ki benim taraftarlık anlayışım ile buradakiler arasında uçurum bulunmakta.
    ben asla galatasaraylılığı hayatımın en önemli olgusu gibi görmedim. hatta şöyle söyleyeyim; eğer şampiyonlar ligi maçı değilse veya derbi filan değilse, maçları hiç öyle muhteşem bir heyecanla izlemedim. ali sami yen'de 4 sene kombinem vardı. ttarena'da da 3 yıldır var. gol dışında veya aşırı gaza gelmek dışında hayatta kalkıp deli danalar gibi bağırmadım. mağlup olunan maçtan sonra bakıyorum burada ölenler, kahrolanlar, çıldıranlar var. okuyup okuyup, ''ulan cidden mi böyle hissediyorlar, yoksa show mu yapıyorlar?'' diye düşünmüşlüğüm var.
    mesela metin oktay'a tapanlar var. ben çok büyük saygı duyarım ama çok açık konuşayım benim için bir sembolden ötesi değildir. ''metin oktay mı, yoksa hagi mi ? '' diye sorsalar kesinlikle hagi derim. çünkü izledim, gördüm, duygusal bir bağım oluştu.

    daha genç yaşlarda daha bir bağlıydım takıma, ama şimdi hayatımda çok daha önemli şeyler var. önceliğim hep onlar olacak. galatasarayla sevinip, üzüleceğim ancak hiçbir zaman benim hayatımın merkezi galatasaray diyemem.
    galatasaraylılık benim için bir kültür. o yüzden gurur duyarım. galatasaraylı adam, fenerli ve beşiktaşlıdan farklıdır. rasyoneldir, bilgilidir, fanatiklikten gözü kör olmuş değildir. ben hep böyle bildim. izniniz olursa böyle bilmeye de devam edeceğim.
  • 330
    aslan spatistic hesabı vesilesiyle benim de kendi içimde tekrardan yorumlamak durumunda kaldığım kavram. hiçbir zaman kendimi öyle çok büyük bir galatasaraylı olarak görmedim, en başta futbola ilgi duyuyorum. galatasaraylı olmaktan mutluyum, kendi içimde kafaya taktığım şeyleri de elbette var ama kesinlikle hayatımın merkezi değil. hatta kazansak da kaybetsek de beni stres yaptığı için bu sezon fenerbahçe'nin maçlarını daha çok ve keyifli izlemişimdir. yani bana zarar verme ihtimalinde uzaklaşıyorum bile kendimi korumak için. herkese saygım var her görüş saygıyı ve anlayışı hak eder ama böyle konuşuyorum diye bana galatasaraylılık dersi verecek, maval okuyacak adama da... başlatmayın abi anladık en büyük sizsiniz biz koftiyiz. bölünmeye, ötekileştirip biz bizecilik oynamaya pek hevesli ülkemize yakışan bir yaklaşım.

    bu entry'i yazmama vesile olan büyük cimbomlu eepeki kardeşimizin ellerinden saygıyla öperim.

    ayyaş ve liboş mod kahrol, istifa!

    edit: evet bir başka büyük taraftar robertobaggio kardeşimizden de "gevşek" ithamı şu an elimize ulaştı. bravo kendisine...
  • 331
    kavramlar yüklediğimiz anlamlar kadardır. bilen bilir. peder de kardeşim de fenerli. babamı da kardeşleriyle beraber dayısı devamlı galatasaray maçına götürmüş. o da fenerli olmuş dayısına gıcıklığından. amk fenerli şahsiyetleri hariç ikisiyle de çok iyi anlaşırız. hatta olayı daha da boka sardırayım aga benim doğum günüm 19 temmuz lan. bana fener forması almışlardı. eniştem galatasaraylı olduğundan ötürü de sonradan fenerli olan kuzenime de galatasaray forması alınmıştı. hatta bizimkilerin ellerinde fener formalı şantaj resmim bile var. işte beni galatasaraylı yapan o formadır. hiç unutmam o günü: güneşin altında parlayan çubuklu sarı kırmızı forma (84-85 ya da 85-86) bildiğim kadarıyla her iki sezonda da kullanılmış. halen nerede o formayı görsem aynı hisleri yaşarım. bir de o eski arma

    https://pbs.twimg.com/...FpCMAAUq7h.jpg:large

    hatırlıyorum o sıra kafam basıyor galatasaray'a, osmanbey'de oturuyoruz, zırt pırt geçiyoruz sami yen'in oradan. artık bana sormaya başlıyorlar hangi takımlısın diye. stadın oradan geçerken işte diyorum bu takımlıyım amk bir de ne göreyim o gün beşiktaş'la mı oynuyoruz yoksa beşiktaş sami yen'de mi oynuyor nedir her tarafta beşiktaşlı var. "ha bu takım yani tamam artık değiştirmek yok diyorlar". hoaydaaaaa. bereket bu maç yetişiyor.

    http://alkislarlayasiyorum.com/...galatasaray-sampiyon

    prekazi'nin bu golünü unutmamamın sebebi de rahmetli babaannem. şimdi diyeceksiniz ki hah amk yine duygusal bir yazı daha sözlükte falan fıstık. yok öyle birşey. kadın fenerli hatta neredeyse totem falan yapıyor yenilelim diye. "karşıyaka genç takım belli olmaz" falan diyor lan. prekazi'nin o golüyle rahatlıyorum. balkona çıkıyorum. şampiyonluk kutlanırken alttaki manav bana galatasaray nesidir o nedir lan o tırıvırının adı, hani böyle örgü şeklinde iplikler var ya hah onlardan veriyor sepetin içinde. "şen ola cimbom" tezhüratı da bana o günleri hatırlatır.

    anlamlar falan herşey basitti. önce sarı kırmızısı biten pastel boyalar. tok sarıyı kim karybetmiş ki biz bulalım? turuncu bile kullanmazdık. sidik sarısının namusunu kurtarırmışız meğer kırmızıyla. şimdi kızıyorsunuz ya gs yazmayalım üşenmeyelim vs. gs harfleri bizim için put gibi birşeydi la. resmen tapınırdık. bir galatasaraylının gs yazması kadar doğal birşey olamaz lan. sanki biz sıraya gs'yı güzel işediğimiz kadar takımın şampiyonluk ihtimali artardı anasını satayım. acele çirkin yazarsan takım puan kaybederse kabahat benim amk.

    bu temelin üzerine anlamlandırdık herşeyi: 80'lerin sonundan itibaren dolu dolu galatasaray'ı yaşayan birisi olarak, okan'ın hırsını ekledim, hakan'ın liderliğini, bülent'in öfkesini ekledim. yarı finalde elendiğimiz günden itibaren geceleri uyumadan önce kendim için allah'tan dilediğim üç dilekten biri 17 mayıs'ta gerçekleşmişti. bildiğin allah dileğimi gerçekleştirdi lan. inanmayayım da ne yapayım?

    size birşey itiraf edeyim mi hagi'nin en çok sevindiğim golü atletico bilbao maçındaki goldü. diğer gollerine hiç o kadar sevinemedim lan. bana hep cheat yapıyormuluz gibi geliyordu adamın golleri. starcraftta showmethemoney yazarsın paralar akar ya. hagi öyle birşeydi işte. on dakikada atılan golleri sevdim. arif'in samsun'a attığı golü (bkz: 22 eylül 1995 galatasaray samsunspor maçı) mesela. döve döve kazanacak galatasaray dediğin. hakemi de dövecek.

    daha sonra adalet geldi. ilahi adalet hem de dibi. iyiler mutlaka kazanır sezonu.

    şimdi? şimdi üzgünüm. taraftar grubu satılmış, ufak tefek çıkan kıvılcımları biatçılık esir almış, rasyonel düşünce yerini köhneleşmiş yapıya bırakmış, "galatasaray elimizden çıkmadan nasıl maksimum derecede insanların galatasaray sevigisini sömürebiliriz? kısa vadeli şampiyonluk başarısı bu taraftara yeter, o başarıyı sağlayacak kadar yatırım yeterli, aman düzenin içinde kalalım, 1 sene biz kazanalım 2 sene onlar" kafa yapısı iyiden iyiye aşkımızı ele geçirmiş. yürüyoruz sessiz ve kederli...

    ancak galatasaray umudu da öğretti. allah'ın izniyle güzel günler gelecek.

    hiçbir şeyeeeeeeeeeeee
  • 332
    aslan spatistic isimli bir sayfayı komik bulmak ya da bulmamak bir ölçü değildir galatasaraylılık için.

    kimisi ondan başka hiçbir şeyi olmadığı için, kimisi hayatta her şeye sahip olmasına rağmen hayatının merkezine koyar galatasaray'ı...

    kimi metin oktay'ı daha çok sever, kimi hagi'yi daha çok sever kimi de sneijder'i...

    kimisi mağlubiyetten sonra kahrolur uyku uyuyamaz, işine gücüne konsantre olamaz, kimisi de maç bitince hayatına normal olarak devam eder...

    sen hangisinin ben hangisiyim bilemem... kimsenin de haddine değildir bunu sorgulamak...

    ama bildiğim tek bir şey var, galatasaray benim hayatım...
  • 335
    net bir tanımı olmayan bir bağlılık. neden çünkü herkes için değişebilecek bir olgu galatasaraylılık. kimisi daha makul daha sakin ve soğukanlıyken kimisi çılgınlar gibi yaşıyor bunu. kimi taraftar türkiye'nin en büyük ve başarılı kulübü olduğu için kimisi tarihi, temsil ettiği değerlerinden dolayı galatasaraylı olmuş kimisi çocukluk döneminde okula gittiğinde diğer çocukların yaşamadığı gururları kendisine yaşattığı için bir ana-baba gibi seviyor galatasaray'ı belki de bir çocuğumuz bu sebeplerin hepsinden dolayı galatasaraylıyız*. ama bence en büyük yanlışımız birbirimizin bu aidiyetini sorgulamamız. zaten anlatmak istediğim bu. hepimiz bu bağlılığı farklı şekillerde yaşıyoruz. ne ben daha çok galatasaraylı olduğumu kanıtlayabilirim, ne senin benden daha az galatasaraylı olduğunu ispat edebilirim.
  • 339
    https://gss.gs/lmw.jpg

    arkada yatan adam dedem benim beyler...
    beni bugünlere getiren adam...
    14 sene şampiyonluk görmemişti kendisi beni galatasaraylı yaparken...
    evini florya'nın yanıbaşına menekşe'ye taşımıştı...
    galatasaray basketbol okuluna giderken elimden tutup hergün tesislere götürdü beni...
    10 yaşındaki bir çocuğa falcoların tugayların antremanlarını izletti...
    beni sadece bir galatasaray taraftarı yapmadı...
    beni galatasaray yaptı...
    20 şampiyonluğumuzu da gördü...4.yıldızı takışımızı da...
    inşallah 5.yıldız çok gecikmeden gelir ve onu da görür...

    not:dedem birgün banyoda düşüp kafasını yere vurduğunda hastane kaldırılmıştı...o günde galatasarayın maçı vardı...beni ilk gördüğünde maçın sonucunu sordu...
  • 340
    çaylak olduğum şuan da ilk buraya yazmak istedim ve kupa sonrası daha bi mutlu oldum :) bir doğu karadeniz çocuğu olarak akrabalarımın büyük çoğunluğu trabzonspor bir kısmı galatasaraylıydı..ailem de 1 trabzonlu 3 galatasaraylıyız.annem sağolsun bize sarı kırmızıyı aşılamış,ben kendimi bildim bileli galatasaraylıyım ve büyük onur duyuyorum,galatasaray'la ilk hatırladıklarım 94 95 seneleri,hagi'nin geldiği dönem,vangobbelli hakan şükür okan arif tugaylı efsane yıllarımız.5-6 yaşlarımda maçları kahvehanenin camından izlerdim, hakan şükür'ün hagi'nin golleri arifin yardırışları,bülent korkmaz'ın dayanıklılığı,cesurluğu ve sevinçleri hiç aklımdan çıkmaz..ne mutlu ki galatasaraylıyım.galatasaraylılık dik durmaktır,zorluklarla başa çıkmaktır,hırs,azim,inanç,cesarettir.cesurluluktur,aşktır bağlılıktır bağımlılıktır.
  • 344
    kimi zaman hiç tanımadığın insana üzerinde ki arma için gülümseyerek selam vermektir galatasaraylılık,
    kimi zaman hiç tanımadan insanları beraber omuz omuza ağlamaktır.
    beraber sevinip beraber üzülmektir. yeri gelip beraber küfür etmektir.
    ilk kez tanıdığın insanları kardeşin olarak bağrına basmaktır. hatta hiç tanımadıklarını bile.

    kısacası hayattır galatasaraylılık.

    galatasaray hayattır.

    galatasaray varolsun!
    vesselam!
  • 346
    anayasa'nın malum maddeleridir, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

    ha bu arada duygusala bağlayıp hayatın merkezi gibi davranan arkadaşlara da tavsiyem, bir süre sonra ateşiniz sönecek sakin olun. tribünde ölen bir insanın hayatının geri geleceğini bilsem, eskişehir maçında eskişehirli holiganların kafasına attığı vida ile kafatası delinen çocuğun kafasına o vidanın isabet etmeyeceğini bilsem, floryanın kapısının devrilmeyeceğini ve o muhabirin altında kalmayacağını bilsem, 10 kişi bir galatasaraylı'ya saldırıp metrobüs durağında bıçaklanan gfbli bebenin anasının ağlamayacağını bilsem hayatımda bir daha galatasaray maçı izlemeyeceğime yemin ederdim. ha galatasaraylılık biter miydi, istesen de bitmez ne yapalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın