• 252
    ruya degil kabus kabus. sabri imzayi atiyordu. hem de yanibasimda. kufrederek cikiyordum ki mekandan geri dondum. kimseye caktirmadan sozlesmenin oldugu masaya geldim. millet fotograf falan cektirirken arkadan fuat avni gibi yanastim. iki parmagimla sozlesmeyi yakaladim. ucundan hafifce ilk yirtigi attim. tamamdi, gerisi daha kolay yirtilacakti. alarm calmasaydi ah o alarm.
  • 255
    bu geceki rüyamda wesley sneijder sezonun ilk macinda gol atiyordu. tribunlere dogru kosup cimde kayarak seviniyordu. herkes pesinde. gidip sariliyordu. sinan gümüs de arkadan sirtina atlayacagi esnada wesley kafayı egdi, sinan havada takla atti ve komik bir sekilde düstü, "n"apiyo la bu mal" gibi baktı herkes, sonra sevinmeye devam ettiler. cok komikti amk simdi boyle anlatinca pek komik olmadi ama bu gece ayni ruyayi gören olduysa anlayacaktir :(

    ayrica son derece formda giriyordu sezona, "sneijder böyle motiveyse sampiyon oluruz" dedim babama...

    uyanmisim...
  • 257
    aslında bu milli takımlı rüya ama içinde fatih terim önemli bir rol oynadığı için belki galatasaraylı rüyalardan biri olarak da değerlendirebiliriz. milli takım antrenmanındayım, bildiğin milli takıma seçilmişim, karşımdaki kişiyle kısa pas çalışması yapıyorum. arkada fatih hoca kaleye şut çekiyor. bir an için beni çağırıyor ve ben de ona bakıyorum. kaleye şutunu atacak, "materika, hazır ol" diyor. evet, kalecimizin adı ne alakaysa materika ve devşirme bir futbolcu. "materika" benim bilinçaltıma nerden girmiş de benim bilinçaltım onu kaleci olarak rüyamda karşıma çıkarmış inanın hiçbir fikrim yok. neyse, hoca çok sağlam şutlar atıyor. materika da bir güzel yiyor. ben de "hocam harikaydınız, inanılmaz şutlar çektiniz" diye yalamaya başlıyorum. yalamalarımın neticesi olsa gerek, sonraki maç 11'deyim. ama hani olur ya bazen rüyada kontrol tamamen kendinizde olmaz. koşmak istersiniz aşırı yavaşsınızdır, ileriye bakmak istersiniz ama bulanık görürsünüz. maçta o durumdayım fakat 1-2 güzel ara pası atmayı başarıyorum. defans arkasına nefis bir pas atıyorum havadan, topu attığım oyuncunun tek yapması gereken topa dokunup ağlara yollamak. topa emre çolak dokunuyor ve dışarı atıyor. rüya da, futbolculuk kariyerim de orada son buluyor.
  • 258
    iki sene önce böyle zamanlar. acemi birliğindeyiz. ayaklar şiş, kollar yara-bere, boğazlar tahriş olmuş, vücutlar komple yanık falan...

    bir akşam duş alıp yatıyorum, bütün koğuş kikir kokor yaparken uyuyakalıyorum, askerliğim boyunca beni rahat ettirecek olan her gürültüde uyuyabilme özelliğimi yeni yeni farkediyorum o zamanlar. bir an evim ve mahallem beliriyor. bizim bahçeden arka taraftaki boşluğa giden yer rüyada genişçe bir salonun girişi olmuş. giriyorum içeri, kimin olduğunu bile bilmediğim bir düğünün ortasına düşüyorum. tanıdık herkesle selamlaşıyorum teker teker, sanki hiç askere gitmemişim gibi zira kimse askerlikle alakalı birşey sormuyor.

    derken birileri omzuma dokunuyor. bir dönüp bakınca #10 numara ile yüz yüze hatta burun buruna geliyorum. kısa bir şok sonrası konuşmaya başlıyoruz, bir süre sonra "şimdi uyanma zamanı" diyerek uzaklaşıyor ve bir anda bir karanlığa uyanıyorum...

    içinde olduğum şeyin rüya, "uyanma zamanı" diye duyduğum şeyin aslında koğuş nöbetini devredecek olan tertibimin "uyansana abi" deyişi olduğunu farkettiğim an gözümden yaşlar süzülüyor. "noldu oğlum" diyen tertibime kötü bir rüya diyebiliyorum sadece...

    tabi askerlik bitene kadar kafadaki vidaların çoğu gevşeyecek meğerse. o sadece bir başlangıçmış...
  • 259
    bu sabaha karsı 05:00 gibi söylemesi ayiptir lavaboya kalkmistim:( tam da nigel de jong'un havaalanina indigi saatlere denk geldi, bir 15 dk falan oyalandim elimde telefon, sözlük, twitter bakiyorum fotolara falan.

    neyse sonra döndüm yattim biraz da zor uyudum. pesinden rüyamda de jong'un sagkik kontrol goruntuleri vardi :(

    hastane acıbadem'di. de jong'un vucuduna o aletlerden baglamislar basin da goruntu aliyor, o ara canki yayinda izliyorum, ne göreyim de jong bildigin bira göbegi yapmis, gögüsler sarkmis. hic sporcu fizigi yok.
    aha dedim son dakika ön libero aldik o da fos cikiyor, nasil telaslandim, bu ne zaman form tutacak da , gitti kulubun paralar da, taraftar bunu da, yonetimi de yer de, takimin havasi bozulacak da...

    ulan galatasaray rüyamda bile derdim sensin...
  • 260
    arkadaşım arıyor, halı saha maçı için. nazlanıyorum gitmek istemiyorum. hayatımızın maçı oğlum. hadi gel diyor. ayakkabım yok falan diyorum, naz etme hepsini hallederiz deyip kapatıyor. söylene söylene çantamı hazırlayıp evden çıkıyorum. otobüse atlayıp sahanın bulunduğu yere gidiyorum. saha ali sami yen. * oğlum diyorum, naptınız ya? yediye yedi maç için ali sami yen mi tutulur?! neyse söylene söylene soyunma odasına iniyorum. hatırlarsınız garanti'nin bir reklamı vardı milli takımlı.

    https://www.youtube.com/watch?v=HLATEl5lz10

    onun gibi koridorlar, allah allah diyorum sanki bilmediğimiz yer yahu. rakip kim diyorum giyindikten sonra. aria reklamlı kırmızı bantlı altın rengi umbro markalı formamızdan giymişim. rakip yok, sahada karılacağız diyorlar. * ona da tamam çekip sahaya gidiyorum. sırayla adam seçtikten sonra kadromuz şu hale geliyor. kalede aykut, savunmaya sabri ve servet, ortada linderoth, barış özbek ve ben, ileride de ali lukunku var. karşısı şampiyonlar ligi. sneijderler, ronaldolar*. santrayı yapıyoruz yarım dakika sonra linderoth'un kalçası çıkıyor. sağdan yardırayım diyorum servet sümkürmüş, mukozaya saplanıyorum, topu kaptırıyorum golü yiyoruz. mustafa sarp maç boyu aile bireylerime küfür ediyor, barış özbek bakmadan pas atayım derken gol yememize sebep oluyor. kabus bu diye düşünürken daha feci manzaralarla karşılaşıyorum. soldan* yüklenen sabri benden top istiyor. ben hala sümük içindeyim. sabri soldan ortalıyor, linderoth oyunda yok ama çıkan kalçası oynuyor, gol falan atıyor. aykut beni saplandığım yerden çıkarıp kaleye sokuyor, önde basıyoruz beyler, önde diyor. maç devam ediyor, top kaybediyoruz, ronaldo üstüme geliyor açılayım mı lan oluyorum, geri duruyorum. ronaldo sürüyor, ben terliyorum, ronaldo sürüyor, ben geriliyorum, ronaldo büyüyor. gözümü keli alıyor, ayağını kaldırıyor, şutunu çekecek, uyanıyorum. televizyon açık. a haber'de fenerbahçe'nin moussa sow'u kiraladığı yazıyor, hayırdır inşallah diyerek bilgisayarın başına geçiyorum. zira daha fazla uyunmaz, linderoth'un kalçası diyorum abi, gol atıyor...
  • 263
    sıcağı sıcağına yazıyorum. alanyaspor'a kendi sahamızda 7-2 yeniliyorduk. hem de şampiyonluk yolunda çok kritik bir maçta. her yeri bayraklarla süslemişiz, kesin şampiyonuz gözüyle bakarken alanya'dan 7 tane yiyoruz. almanya karşısındaki brezilyalı taraftarlar gibi oluyoruz statta. herkes ağlıyor. hatta almanya maçında 4. golden sonra ağlayan gözlüklü brezilyalı çocuk da ağlıyor sami yen'de. onun rüyamda ne işi var onu çözemedim aq :)

    neyse öyle bir üzgün uyanmışım ki aynaya baktığımda suratım bok gibiydi. allahtan rüyaymış. kaldıramam ben böyle şeyleri canıma kıyarım.
  • 264
    gündüz niyetine
    rüyamda erkek basketbol takımımızın bir maçı vardı. 10 sayı kadar gerideydik. "ulan gene mi?" diye hayıflanıyordum sonra russ smith olduğumu ve patır patır sayılar attığımı gördüm. murat kosova coştu.
    "russ smith sakin evladım bu ne hırs? motorun soğusun." dedi. düşünün artık. rakibi rencide ediyordum bildiğiniz. en son potaya smaca kalktım rus smith olarak. bir yandan da "ulan bu herifte boy yoktu nasıl smaç vurur ak" dedim kendime. neyse renktaşlar müsterih olun. ellerine verdik. gene veririz. :)
  • 266
    20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçını gördüm dün gece. lig tv kameralarına göre ekranın sağ tarafına hücum eden bir fener vardı. garip birşeylerden sonra top gökhan gönül'de kaldı ve resmen sağ tarafta yaptığı slalom ile gol attı bize, bide sol ayağıyla. üzüldüm o an tabi ama hani rüya içinde olduğunu anladıktan sonra insan rahatlar ya. gökhan'ın bjk'ye gittiğinde anımsayınca uyandım ve su içtikten sonra uykuma devam ettim. bu da böyle bir rüya işte.
  • 267
    ali sami yen varken absürt bir rüya görmüştüm. sami yen'de trabzon ile oynuyorduk. maçı tv'de sağ üst köşedeki skordan ve haydi maça gibi bir programın karışımı gibi bir şeyden * takip ediyordum.

    bir ara skor şöyleydi: galatasaray:6 trabzonspor:1

    oh ne güzel yeniyoruz derken rüyanın final kısmına geldim. ekranın sağ köşesinde şu yazıyordu;

    galatasaray:6 trabzonspor:7

    "laaaaaaaaaaaaan!" diye yumruklarımı sıkmış nefes nefese bir şekilde uyandım. gerçekte bu kadar kötüsünü yaşamadım.

    not: muhtemelen 98 yılında 5-3 yenildiğimiz maçın bilinç altından yansımasıydı. o maçı cnbc-e'nin ilk hali olan kanal e'de ümit aktan'ın programından takip etmiştim.
  • 268
    tt arena'da fenere 3-8 yenilmişiz. 56. dakikada öne geçmişiz. rüyada maçı izlemiyorum. gercekte bilgisayarcılık yapan bir abi rüyamda kuyumcu olmuş, onun dükkanında takılıyorum. mackoligi acıyorum. bakıyorum 3-7 yeniliyoruz. lan noluyor diyorum. bir daha bakıyorum belki yanlış görmüsümdür diye 3-8 oluyor bu sefer. üstelik de 1-0 dan sonraki gollerin hepsi 90 artılarda geliyor. dünyam yıkıldı aq rüyasında. ha bir de nasıl bir bilincaltım varsa, galatasaray'ın 2. golünü roket takımının pokemonu ekans atıyor.
  • 269
    dun gece ruyamda isten cikmisim, acele bir sekilde metroya binmek icin duraga giriyorum. arka cebimi kontrol ediyorum banka kartim yanimda mi diye. contactless banka kartini akbil olarak da kullanabiliyorsunuz bizim burada. oh diyorum sikinti yok. londra'dan metroya binip seyrantepe'de inicem. kafaya bak. ruya iste. o sirada passolig kartinin yanimda olmadigini fark ediyorum. neyse diyorum insallah sira olmaz da stad onundeki giselerden 5tl'ye tek gecislik bilet alirim. ama orada da hep sira oldugundan macin ilk kismini kaciracagima uzuluyorum. boyle bir uzuntu yok ama. bir yandan metroya biniyorum bir yandan kendime kiziyorum. sonra uyandim.

    vallahi ali sami yen'i ozledim :(
  • 270
    2 gün önce rüyamda 27 şubat 2017 galatasaray beşiktaş maçını görmüştüm. maçın başında öne geçiyorduk. sonrasında da skoru 3-0'a getiriyorduk. fakat önce 3-1 sonra da cenk tosun'un golüyle 3-2 oluyordu maçın sonunda ve maçın son dakikaları oldukça stresli geçiyordu. maç bitmeden stresten uyanmışım.

    dilerim rüyamdaki gibi en az 3 gollü bir galibiyet alabiliriz.
  • 271
    ulan yanlışlıkla yollaya bastım neyse. bombaya gelin mdskdsaldasjdhask

    haberlerde validemin adını soyadını duyuyorum. noluyo lan dedim. galatasaray bayan voleybol takımının yeni hocası diyorlar. lan diyorum ne alaka. anne diyorum naptın ne alaka?

    evladım içimde hep ukteydi voleybol, ben tercüme için geldim sizin italyan(?) hocaya onu kovdular ben de başkana sordum ben olabilir miyim dedim oda ol dedi. hdsljkaıhdjksadhksd. ya anne sen anlar mısın ki voleyboldan falan? yooo hiç anlamam. ulan ortalık da karışık hoca kovulmuş taraftar isyanda falan. arada sözlüğe bakıyorum validemin adı soyadı yazıyor sözlükte.

    şimdi altına yazıcam tanırım iyi kadındır ama voleyboldan anlamaz dursun kafasına göre birini voleybola hoca yapmış yazıcam annem oğlum drvenom diye biri bişey yazmış sen misin yoksa falan pislik çıkacak.

    neyse dedim anne yardımcı hoca bişey vardır son 5 maç zaten ona yaslanıcaz ama dedim sakın saha kenarında "ben napayım" türü triplere girme almanlar gibi düşünerek bak takımı çözmeye çalışıyor falan desinler diyorum dhghdhdasd arada da lan ben de futbol takımına yardımcı antrenör mü olsam diyorum alt alttan sabri'yi kovdururum.

    lan ne kadar mülayimim rüyada bile direkt teknik direktör ol kov herifi.
  • 272
    bu sıralar hastalıklardan mütevellit karışık rüyalar görüyorum. dün gece de bir baktım stada yaklaşıyorum. yaklaşıyorum derken baya gökten yaklaşıyorum. hani filmlerde yukardan kamera zoom ile yere iner ya o hesap...hissiyat olarak ali sami yen'deyiz ve sıkı durun sahanın ortasında maç öncesi kulübeye doğru yaklaşan fatih terim. saçlar yandan ve üstten kabarık (italyan stiline henüz geçilmemiş), beyaz gömleğin kolları sıvalı...öyle bir gülerek geliyor ki sanırsın bizi hiç satmamış galatasaraylı fatih :/ ben tabi şaşırıyorum, olmaz nasıl döner hala galatasarayımızın başına diyorum ama bi yandan da kimleri kimleri takıma gazladı diye sahaya çıkmak için tünelde bekleyen takımın yanına gidiyorum. ve bir şok daha...takımın en önünde hagi, arkasında hakan (tabi ki kral hakan şükür). ikisi de şimdiki yaşlarında ama. şakaklarda beyaz saçlar, hatta hagi'de pos bıyık var uçları fırça gibi dağınık şekilde. ikisi de mutlu, heyecanlı. beni de sardı bir heyecan. kalbim küt küt atıyor. sebepsiz sırıtıyorum; nasıl yani sizi futbola mı döndürdü diyorum. ve elbette uyanıyorum.
    nasıl kötü günler geçiriyorsak, eskiyle, en güzel günlerle harmanlıyorum yükselişin başlangıcını rüyamda. elbette geçmişte yaşamamak, aynı hataları yapmamak lazım. ama rüyada bile olsa "eski dostları" görmek iyi geldi. mutlu uyandım be sözlük.
  • 273
    günaydın mı?!

    galatasaraylı kabuslara girişi 101

    2017-2018 sezonu açılış maçı. sami yen'de antalyaspor'a karşı oynuyoruz. johan elmander'in beşiktaş'a attığı gol sonrası sevincin yaşandığı köşe gönderine yakın yerimde oturuyorum. herkes oturmuş sohbet ediyor, tek bir marş tek bir beste yok tribünlerde. telefondan sözlüğe bakıyorum , bir gariplik var ama nerede. yanımdaki iri göbekli , ak saçlı dayı "n'aptı etti özbekspor'a çevirdi koca galatasaray'i" diye dertleniyor. o sıra bir hengame , ayaklanıyoruz takım sahaya çıkıyor. ananı - avradını sikeyim! 11 tane dursun özbek sahada. yedek kulübesine bakıyorum 6-7 tane de orada var. rıza çalımbay bizim kulübeye doğru gidiyor, bir an seviniyorum. bari teknik direktör kendisi değil diye. ama kot pantolunlu ceketli bir dursun özbek daha gördüm. boy-ebat aynı tudor. ama kafa yamuk, kulaklar kepçe, surat yağlı! ahaa "yarrraa yedik" diyorum içimden.

    az evvel dertli dertli söylenen dayıya dönüyorum. "n'oluyor amına koyim?" diye soracam, ananıskim dayı da iri göbekli , ak saçlı , özbek kafalı!

    yirmi beşinizi birden gönderirim dediği gün, "ister misin tüm takımı özbeklerden kursun" diyen iddaa bayi çalışanı. eğer sen de henüz o muhteşem kafaya sahip değilsen cidden belanı sikmeye geliyorum!

    komikli çizgi filmlerde bir sahne vardır ya, 8. kat merdivenlerindden iner kedi/köpek vs. bir alt katta yine 8. kat tabelası görür. birkaç defa tekrarlanır bu sahne. aynen hayatımın geri kalanı o koltukta, o takımı izlemekle kısıtlı sandım.
    şairin dediği gibi aslında "ölüm gibi bir şey oldu ama, dursun gitmedi"
  • 274
    bugun garip bir ruya gordum. 1+1 bir evimiz vardi. sanirim 3 kisi kaliyorduk ama ev arkadaslarimdan birisi de youtuber'di. bi suru unluyu agirliyo falan. neyse kapi caldi, gittim actim necati var karsimda. bi kaldim neler oluyor falan diye neyse iceri aldim falan. camdan bir yazi tahtasi var. uzerine butun unluler mail adreslerini yazmis(?) once oraya goturuyoruz necati'yi falan, mail yazmak yerine imzasini atiyor. o sirada abdurrahim albayrak gelip yanlis yazdigi icin kiziyor necati'ye falan. neyse cocuk roportaja aliyo bunlari. arkadan konusuyoruz diger arkadasimla necati'yle ilgili duydum duydum diye bagiriyor ve ruya bitiyor. evet bu kadar, sonuna kadar okuduysaniz ozur dilerim *
App Store'dan indirin Google Play'den alın