• 1
    1905 senesinde ali sami yen ve arkadaşlarının mekteb-i sultani’nin bir sınıfında kurdukları takım, bugün hiç kuşkusuz türk futbolunun en önemli köşe taşlarında biri... bugün diğer iki ezeli rakibiyle birlikte 100 yıllık saygınlıklarının altı boşa çizilmiyor. aslına bakılırsa daha futbol tarihimizin ilk devreleri diyebileceğimiz 1930’lı yıllarda dahi üç büyükler futbol tarihimizin köklü kulüpleri haline gelmişlerdi bile. o zamanlardan itibaren galatasaray ve aynı kuşaktan kardeşleri fenerbahçe, beşiktaş’a ilişkin efsaneler oluşmaya başlamıştı. bundan dolayı bu kulüpler sene-i devriyelerine karşı duyarlı davranıyorlar ve yıldönümlerini kendilerine yaraşır bir şekilde kutlamaya çalışıyorlardı. 50. yılında şampiyon olan galatasaray’ın 50. yıl kutlamaları için hazırlıklar 1955 yılının baharında hız kazanmıştı. gazete haberlerinden anlayabildiğimiz kadarıyla kutlamalar için kulüp içinde bir komite seçilmişti. bu komite belli zamanlarda toplanıp, yapmayı planladığı faaliyetleri ve muhtemel kutlama programını kamuoyuna duyurmaktaydı. 26 temmuz 1955 tarihinde yapılan açıklamaya göre galatasaray’ın 50. yıl kutlamaları 25 eylül’den 19 ekim gününe kadar uzanıyordu. programın merkezinde ise kutlamalar için istanbul’a davet edilen ingiliz arsenal takımı yer almaktaydı.

    şampiyon ve akran arsenal’i davet

    arsenal takımı ile kutlamalar sırasında bir maç yapılmasının çeşitli nedenleri vardı. her şeyden önce 1955 senesi itibariyle bu takım dünya futbolunun en önemli takımlarından biriydi ve tarihine altın sayfalar eklemekle meşguldü. zamanın günlük basınında ve spor dergilerinde arsenal takımı ve maçları ile ilgili olarak ziyadesiyle malumat bulunmaktaydı. ancak başka bir hoş tesadüf de 1955 yılında gerçekleşmişti. arsenal de galatasaray gibi 1905’te premier lig’de oynamaya başlamıştı. dolayısıyla bir nevi o da 50. yıl dönümünü kutlamaktaydı. dahası o da bu 50. yılında şampiyonluk ipini göğüslemenin gururunu yaşamaktaydı. bundan dolayı galatasaray’ın 1955 yılında hem kendisi gibi şampiyon olmuş hem de premier ligde 50. yılını kutlayan o yılların en önemli takımlarından olan arsenal’ı davet etmiş olması bir tesadüf değildi. arsenal’le birlikte dönemin önemli futbolcularından stanley matthews da davet edilmişti. hatta matthews galatasaray takımında oynayacaktı. bu açıklamaya göre kutlamalar çerçevesindeki futbol karşılaşmaları 25 eylül 1955 tarihinde yapılacak fenerbahçe maçıyla başlayacak, 1 ekim’de beşiktaş maçı ile devam edecek ve 19 ekim arsenal maçı ile nihayetlenecekti. daha sonra 1 eylül’de yapılan açıklamaya göre ise başbakan adnan menderes’in himayesinde ve istanbul vali ve belediye reis vekili ord. prof. fahrettin kerim gökay’ın fahri başkanlığında oluşturulan komite, merasimin 23 eylül tarihinde başlayacağını duyurmuştur. merasim o gün saat 13:00’de galatasaray lisesi’nde yenecek öğle yemeği ile başlayacaktı. bu yemek galatasaraylılar ve dostlarına mahsus olup davetiyeleri galatasaray kulüp lokali, bebek denizcilik lokali, beyoğlu’nda tanca kundra, ckm kumaş mağazaları, galatasaray lisesi kapısı, atlas ve yeni melek sinemaları, karaköy salon karşısı, elektro medikal mağazası, meydancık caddesi recep oğan tuhafiye mağazası ve beyazıt’ta merkez eczanesi’nde vardı.

    maddi ve toplumsal sorunlar

    ancak tüm hazırlıklara rağmen kutlama programını aksatan ciddi sorunlar da belirmekte gecikmemişti. federasyon lig maçlarının 17 eylül’de başlayacağını ileri sürerek galatasaray’ın mithatpaşa stadı’nı kullanmasına rıza göstermemekteydi. bu konuyla ilgili olarak adnan fuat aral son posta gazetesinde federasyon’u eleştiren sert bir yazı yazmıştı. bu yazıdan anlayabildiğimiz kadarıyla, federasyon’un bu kararının arkasında stadın galatasaray’a tahsisi sonucunda diğer kulüplerin bunu ayrımcılık olarak algılayacakları gibi bir kaygı yatmaktaydı. aral bu kaygıyı türkiye’de yarım asırı deviren kaç tane takım olduğunu sorarak eleştirmişti. ayrıca federasyon programını yaparken, galatasaray gibi bir takımın 50. yıl kutlamaları hazırlığı içinde olduğunu da hesaba katmalıydı aral’a göre. bu arada yapımına yıllar önce başlanılan mecidiyeköy ali sami yen stadı’nın ise herhangi bir spor müsabakası için uygun olmadığı nın ve inşaatının halen sürdüğünün altı çizilmişti. 8 eylül perşembe günü basında çıkan açıklamaya göre arsenal’e yapılan tekliften net bir cevap alamayan galatasaray kulübü, yeni arayışlar içindeydi. bunun için her ihtimale karşı sinesinde puşkaş ve kocsis gibi şöhretleri barındıran macar takımı honved’in daveti kararlaştırılmıştı. eğer arsenal de gelecek olursa kulüp galatasaray taraftarına tam bir futbol ziyafeti çekme niyetindeydi. bu sorunların yanı sıra tarihimizin kara sayfalarından biri 6-7 eylül günlerinde galatasaray semtinin kalbinde yazılmıştı. 6-7 eylül günlerinde gayrimüslim vatandaşlara yönelik saldırılar ile ülkede herhangi bir amaçla kutlama yapmanın olanağı da azalmıştı. çünkü galatasaray semti ve istiklal caddesi 8 eylül günü tam bir savaş alanına dönmüştü.

    kutlamaların tehiri

    14 eylül 1955 günü çıkan haberlere göre bu tip sorunlar ile karşılaşan galatasaray kulübü 50. yıl kutlama bayramını erteleme kararı almıştı. 23 kasım tarihinde hâlâ kutlamalar sırasında yapılacak piyango, müsamere ve müsabaka biletlerinden elde edilecek gelir ile ne yapılacağına dair galatasaraylıların liman lokantası’nda toplantı organize ettiklerini öğrenmekteyiz. ama bundan da sonuç çıkmayacaktı. velhasıl, bu toplantılar ve tehirlerle 1955 senesi son bulmuş ancak galatasaray şampiyon olduğu ellinci yılında bir kutlama yapabilmiş değildir. kutlamanın böylece bir yılan hikâyesine dönmesinden sonra ocak ayında kulüp kutlamayı ikiye bölme kararı almış ve 27 ocak 1956 cuma günü hilton oteli’nde bir balo organize etmişti. baloya saat akşam dokuzda hemen bütün galatasaraylılar katılmış ve böylece 50. yıl kutlamaları 51. yılda start almıştı. nihayet 50. yıl şerefine yapılacak müsabakaların ve kutlamaların programı 7 eylül 1956 tarihinde açıklandı. buna göre saat öğlen birde galatasaray ve beşiktaş genç takımları karşı karşıya geleceklerdi. daha sonra saat iki buçukta vali ve belediye reisi ord. prof. fahrettin kerim gökay tarafından bir açılış nutku yapılacak ve şampiyon oyunculara madalyaları dağıtılacaktı. bunu müteakip saat üç buçukta galatasaray ve fenerbahçe tekaütleri futbol karşılaşması yapılacaktı. yarım saat sürecek bu maçın hemen ardından bölge müdürü galatasaray’a 1954-1955 senesi şampiyonluk kupasını takdim edecekti. bu program daha sonra galatasaray ile bulgar dinamo takımı arasında yapılacak maç ile taçlandırılacaktı.

    51. yılda 50. yıl kutlamaları

    bütün ertelemeler ve toplantı silsilelerinden sonra 16 eylül ve galatasaray’ın yarım asırlık tarihini kutlama günü gelip çatmıştı. program daha önce ilan edildiği gibi mithatpaşa stadı’nda galatasaray ile beşiktaş genç takımlarının maçıyla başlamıştı. bu maç galatasaraylı gençlerin 1-0’lık galibiyetiyle neticelenmişti. vali ve belediye reisi gökay yaptığı konuşmasında galatasaray’ın futbol tarihindeki şerefli yerine işaret ederken, galatasaray ile birlikte fenerbahçe’yi de anmış olması statta alkış tufanının kopmasına vesile olmuştu. programa göre bir fenerbahçe yöneticisi validen sonra konuşma yapacak ve ezeli rakiplerine bir kutlama mektubu sunacaktı. bu arada fener hediye olarak güzel sanatlar’a bir heykel sipariş vermiş ancak ağırlığından dolayı bu hediye doğruca kulübe gönderilmiştir. konuşmalardan sonra, daha önce şampiyonluk zevkini tatmış eski cimbomlu oyunculara madalyaları dağıtılmıştı. bu taltiften sonra aslında organizasyonun en önemli aşamasına geçilmişti: tekaütler maçı.

    geleneksel tekaütler maçı

    artık geleneksel hale gelmiş olan emektar futbolcuların maçı günler öncesinden tartışılmaya başlanmıştı. hangi ihtiyar delikanlıların bu maçta forma giyeceği uzun uzun mevzu bahis edilmişti. hatta öyle ki basın ilk sayfalarında hep tekaütlerin toplu resimlerine yer vermiştir. artık gelenekselleşmiş tekaütler fenerbahçe galatasaray maçlarından eskilerine dair resimler gazete sayfalarını süslemeye başlamıştı. bunun en büyük sebeplerinden biri eski yıldızların artık futbol dünyasının önemli mevkilerine gelmiş kimseler olmalarıydı. kimi kulüp başkanı, kimi federasyon yöneticisiydi. bu maçların değişmez hakemi ise burhan felek’ti. eski zaman şöhretleri madalya dağıtımından sonra sahada yerlerini aldılar. sarı kırmızlı emektarlar kaleci avni, arslan nihat, cici necdet, tatar latif, suphi, mithat, burhan gibi isimlerden oluşuyordu. buna mukabil fenerbahçe’nin tekaütleri ise kaleci kartal nuri, ahmet, esat, m. reşat, semih, b. halil, lebip gibi eski futbolculardan oluşuyordu. maçın hakemi şazi tezcan’dı. ihtiyar delikanlı fenerli tekaütlerden bülent ve ahmet’in ayağından iki gol atan fenerliler ilk yarıda öne geçtiler. bunun üzerine daha genç olan eşfak danyal ve mustafa’yı sahaya süren galatasaray tekaütleri yenilgiden kurtulmayı başaramadılar. bu arada tekaütler maçı esnasında cumhurbaşkanı celal bayar stada geldi ve galatasaraylıları böyle önemli
    bir günlerinde yalnız bırakmamış oldu.

    galatasaray- dinamo maçı

    günün büyük maçının hakemi bir italyan hakem arayışının neticesiz kalması sonrasında, o zamanların uluslararası hakemi olan sulhi garan’dı. takımların kadroları ise şu şekilde oluşmaktaydı. galatasaray: turgay, saim, enver (metin), ismail, ergun, ünal, isfendiyar, metin, suat, kadri, güngör (k. ali). dinamo: dermenski, donçev, filipov, apostolov, suctanov, kristev, pecinikov, abacıef, spidonov, takev, sliev. maçtan önceki tahminler galatasaray’ın bu herhangi bir yıldıza sahip olmayan takım karşısında en az iki farklı galip geleceği şeklindeydi. bu maç aynı zamanda daha önce sofya’da oynanan 1-1’lik maçın rövanşı niteliğindeydi. ancak bulgarlar oyuna hızlı başlamıştı. dakikalar geçtikçe bu ilk atakları kesen galatasaraylılar karşı kaleyi zorlamaya başlamışlardı. nitekim direkten dönen bir toptan sonra sarı kırmızlılar maçtaki ağırlıklarını arttırmış ve 15. dakikada kadri’nin güzel bir pasına metin yaklaşık 25 metreden çok sert vurmuş, takımını 1-0 öne geçirmişti. suat ve güngör’ün müsait pozisyonları bonkörce harcamaları neticesinde galatasaray oyun disiplininden yavaş yavaş kopmuş ve atik rakibi karşısında açık vermeye başlamıştı. ilk devrenin ikinci yarısında hızlanan bulgar akınlarından bir tanesinde bulgar sağaçığının ortaladığı top, kaleci turgay’ın üzerinden aşmış ve bulgarlara güzel bir kafa golü kazandırmıştı. ikinci yarıda rüzgârı da arkasına alan bulgarlar aynı hızla galatasaray’ın üzerine gelemeye devam etmişlerdi. bu yarının hemen başında golü atan metin kötü bir şekilde sakatlanarak oyunu terk etmek zorunda kalmıştı. bu pozisyon dolayısıyla sulhi garan münakaşalara sebebiyet vererek penaltıya hükmetmişti. kadri’nin penaltıyı sağdan açık ara aut atışı maçın kader anı olmuştu. ikinci yarının 9. dakikasında bulgar sol açığı turgay’ın üzerinde aşırtma bir gol daha atınca galatasaray yenik duruma düşmüştü. son 20 dakika çok çalışmışsa da galatasaray bulgarlardan rövanş maçında beraberliği kurtaramamıştı. bu maçta ayrıca milli takım ve galatasaray’ın sağbeki naci özkaya da son defa olarak galatasaray’da beş dakika oynayarak futbola veda etmişti. 50 koca yılda 1389 futbol maçı yapmış, bunların 838 tanesini kazanmış ve 3754 gol atmıştı. galatasaray, 12 defa istanbul şampiyonu, 2 defa profesyonel lig şampiyonu, 1 defa türkiye şampiyonu, 1 defa da milli küme şampiyonu olmuştu. o güne kadar milli takıma 33 oyuncusunu kaptan veren galatasaray, müzesine 773 kupa, şilt ve plaka götürmüştü. lakin, bu şanlı tarihin 50. yıl dönümünü yine şampiyon olduğu 51. yılda yapan galatasaray, kutlamalara ilişkin sert eleştirilerden kurtulamamıştır. ancak bu güzide takımın 50. yılı futbol tarihimizin ne kadar köklü bir geleneğe sahip olduğunun önemli bir işareti olmuştu.

    dipnot: yazıda arsenal'in 1905'te kurulduğu ve o yüzden onun davet edildiği yazmaktaydı. ama arsenal 1886'da kurulmuştur. 1905'te ise premier lig'de oynamaya başlamıştı. bende en azından ona yorumladım. yazıyı da o şekilde düzenledim.

    ayrıca yazı y.doğan çetinkaya'ya aittir. ondan alıntıladım. kendisi i.ü. siyasal bilgiler fakültesi araştırma görevlisidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın