doğru bir söylemdir lakin eksiktir. çünkü "avrupa'yı hedeflerken ulusal lig geri plana atılmalı düşüncesi" bu eksikliği gözler önüne serer. aksine atılmamalıdır geri plana. nedenlerine gelecek olursak.
en başta bu kadro 3 kulvarda da başa güreşebilecek yapıya sahiptir. bu 3 kulvar lafı klişedir, ama bu kadro için doğrulanabilir. ikincisi lig şampiyonluğunun getirisinin eskiye nazaran -yani 2000'lerin başı mesela- daha fazla olduğu gözlerden kaçmamalıdır. bir, lig 2.'si
şampiyonlar ligi'nde ön eleme pozisyonuna itilirken, lig lideri direkt torbalara zıplamaktadır. bunun maddi ve prestij açısından önemi çok çok büyüktür. ikincisi, bu bahsedilen 2.'lik eskisi gibi pek bir şey ifade etmiyor artık. sivasspor örneği çok taze mesela. seri başı olarak bir
epl'de 4. olan takım size rakip olabiliyor. işte tam da bu noktada avrupa ayağı öne çıkıyor. avrupa'da kazanılan
takım puanları müthiş önem arz ediyor. bakınız ülke puanları demiyorum, çünkü en iyimser bakışla bu tablo 5 yıl daha sürecektir, yani 2. olan zorlu kuraya tabi olacaktır. ama işte, şayet takım puanınız iyiyse, herhangi bir 2.'likte bile kura şansınız artmış olacaktır. bunu da
galatasaray geçen yıldan bu yana iyi götürmektedir, puanlarına puan katmaktadır.
özetle bu 2 faktör, ulusal ve uluslararası ligler iyi bir balansla idame ettirilmelidir. taraftarın gözünde, "şu daha mühim bu daha önemli" ayrılığına gitmek ister istemez takımı da etkiler pozisyona gelebilir, şiddetle kaçınılmalıdır.