galatasaray'ı başarıya götürecek olan ekol

• 26

  teknik, taktik, sosyolojik ve ekonomik yoksulluklardan beslenmesi şart olan ekol. gerisi hikaye.
  
  zira rahatı görünce bu kadar sapıtan başka bir camia daha yoktur tarihte...
• 27

  divan kurulsuzluk ve türk futbolcusuzluk ekolü.
• 28

  yerli sınırı ve alman ekolü.
• 29

  disiplin, tutku, yetenek ve çok çalışmak.
  
  işte karşınızda jupp derwall karl-heinz feldkamp sentezi
• 30

  basketbol için; (bkz: marina maljkovic)
• 31

  şüphesiz ki içinde dursun aydın özbek olmayan bir ekoldür.
• 32

  (bkz: alman ekolünden aldığım tadı hiçbir şeyden almadım)
• 33

  "bam bam bam" ya da "at fink'e" barındırmayan ekoldür. alman ekolü deniyor ama o ekolün bizde geçerli olması için önce almanya olmamız lazım. o yüzden geçelim.
  
  disiplinin ancak bir miktar da serbestinin, fizik gücün ve görev bilincinin içinde olduğu herhangi bir ekol yeterlidir. hatta dikkat ederseniz bunların profesyonelliğin gereği olduğu, özel bir ekole ihtiyaç duyulmadığı da görülebilir.
• 34

  daha önce de örneklerini çokca yaşadık, yumuşak başlı hoca maalesef bizim yapımıza ters. böyle bir durumda hemen futbolcular şımarıyorlar. bize sert, disiplinli bir hoca ve futbolcular kuyusunu ne kadar kazmaya çalışırsa çalışsın hocanın arkasında duracak dirayetli bir yönetim lazım.
  fatih hocabaşarılı olduğu dönemde böyle oldu. terim otoriteydi;albayrak da futbolculara abilik yaptı sıkıntılarını çözmeye uğraştı ki huzursuzluk olmasın, bir nevi iyi polis kötü polis durumu.
  şimdi ne kulübede ne yönetimde futbolcuları silkeleyecek kimse yok, bence yaşadığımız en büyük eksiklik burada.
  yabancı hoca/oyuncuların çoğu maç öncesi bu kadar sık kamp yapıldığını burada görüyorlar, sebebi de türk oyuncular kendilerine dikkat etmedikleri için maç öncesinde kontrol altında tutma ihtiyacı. bazen 1 maçlığına da olsa yılmaz vural gelse birkaç oyuncuyu tokatlasa kendilerine gelirler mi acaba diye düşünüyorum.
• 35

  (bkz: alman ekolü)
  iş disiplini olan ve türklerin yapısını bilen bir alman teknik adam kesinlikle is yapacaktır. derwall, feldkamp bu takımda devrim yapmış adamlardır. arada saftig var kötü hatırladığım. skibbe kötüydü demeyin adam takıma takır takır top oynatiyordu. gönderilmesi hataydı. o dönem teknik direktörün arkasında durup sorunlu oyuncuları gonderseydik simdiki durumda olmazdık.
• 36

  (bkz: adana ekolü)
  adaletin olduğu yeri sevenler favladı bile..
• 37

  her şey çok da iyi giderken bir fenerbahçe derbisi öncesinde cassio lincoln ve hakan şükür'ü kadro dışı bırakmaktan çekinmeyecek, takımına futbolun isimlerden ibaret olmadığını en alasıyla gösterecek, futbolcuya dayalı düzeni tanımayarak takım olgusunu yaratacak ve sonunda da lig tarihinin şampiyon kadrolarına bakıldığında belki de en sıradan kadro ile şampiyonluğu kucaklayan feldkamp'ın disiplin ve takım ruhu odaklı ekolüdür. felix magath'da tam olarak bu tanıma uyabilir.
• 38

  (bkz: deutschland)
• 39

  (bkz: karl-heinz feldkamp)
  (bkz: alman ekolü)
  
  disiplin - disiplin - disiplin. oyuncu kenara geldiği zaman "tepki gösterirsem bu hoca bir daha bana forma göstermez" diyebilmeli. sadece saha içini değil antremanı ve saha dışını da değerlendirerek kadrosunu belirlemeli. kendi koyduğu kurallara uymayan oyuncu kim olursa olsun kadro dışı bırakabilmeli. takımın içerisinde birbiriyle sorunları olan oyunculara takım olmanın ne olduğunu anlatabilmeli.
  sonuç olarak aynı noktaya geliyoruz ama disiplin - disiplin - disiplin.
  
  not: bu ekolü oluşturacak teknik direktörü dursun özbek yönetimi getirebilse bile dış etmenlerden (mehmet özbek - levent nazifoğlu vs.) başarının bu yönetimle gelemeyeceğini düşünenlerdenim.
• 40

  dursun aydın özbek'sizlik ekolü.
• 41

  soldaki degil: http://4.bp.blogspot.com/...00/dervaldenizli.jpg
• 42

  altyapımızda karakteri iyi oyuncuların muhafaza edilmesi, sıkıntılı gençlerle yolların ayrılması ile başarılabilir. kalan gençler de galatasaray kalibresinde ise bu ekol ile başarı sağlanabilir.
• 43

  alman ekolünden kasıt skibbe'nin alman ekolüyse yok ben almayayım ama bu ekol feldkamp ekolüyse ve arkasında durulursa önümüzdeki 10 sezonu kurtarmış oluruz.
• 44

  galatasaray'ı başarıya götürecek ekol, aynı zamanda galatasaray'ın yapısına, tarihine ve hedeflerine paralel bir ekol olmalıdır ve ismi bellidir.
  
  topa daha fazla sahip olma fakat buna odaklanmaktan dolayı değil; oyuncuların toplu halde, takım oyunuyla uyumu ve kimyasiyla kommen. rakibi yarı sahasına gömen effizientes pressen, ofansif fußball. takım oyunu statt der bireysellik. nicht verlassen boşluk hinter, nicht das team von superstars. alle unter dem trainer befehl und niemand will zeigen. taktische und geistig disziplin..
  
  deutchland uber alles.
• 45

  alman ekolü, feldkamp ekolü bilmem ne ekolü falan olmayan ekoldür. öncelikle bireylerde iş ahlakını, çalışma azmini, profesyonelliği yakalamamız lazım. ben milyon eurolarıma bakarım yan gelir yatarım düşüncesinde olunca olan bize oluyor. maç izlerken kanser olan biz oluyoruz. şu takıma feriştah ekolünü de getirsen bazı futbolcular nato kafa nato mermer olduktan sonra işlemez.
• 46

  (bkz: kaos futbolu)
  
  inanın bana gerçek bu. ekol mekol tutmaz burada. getirin hinliğe kafası basan bir adam, öyle çok teknik meknik bilmesine de gerek yok. gazlama, akabinde kondisyonu da iyi tutabilme meziyetlerine sahip, mümkünse bir de medyayı kullanabilecek bir adam geldi mi, gerisi kolay.
  
  öyle diyorum da gerçi, kaos futbolunu yönetmek de bir meziyettir. ne o öyle, sistem takımı falan. millet zamanında kurmuş sistemi, sen de devam ettir. kolaysa bunu yapsın barcelona :(
• 47

  köklü kurumları başarıya götürecek reçete daima tarihlerinden ilhamla bulunandır.
  
  “bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır. biz sizlere burada galatasarayımız’ın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adamakıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz. galatasaray bir his takımıdır. renklerine aşık birbirlerini seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır…”
  
  gündüz kılıç ekolü
• 48

  disiplin, adalet, baskıya dirençli herhangi bir ekol.
• 49

  ali dürüst - abdürrahim albayrak - fatih terim üçlüsü
  
  denenmişi, olmuşu mevcut.
  
  o kadar başka isimler denendi, olmadı, olmuyor...
  
  aklı başında birinin ilk hamlesi bu üçlüyü getirmek olur.
  
  ben de terim'e kırgınım, kızgınım son gidişi için.
  ama aslolan galatasaray ise, ben bir galatasaray sevdalısı olarak, kırgınlığımı da kızgınlığımı da yok saymaya hazırım.
  
  galatasaray başarılı değilse, hayat tatsız, tuzsuz, ve hep bir şeyler eksik...
• 50

  ekolden ziyade bence ya türk futbolcuların basına yem edemeyeceği, basının çekineceği (ki bu tek bir adresi gösterir) bir türk antrenör gelmeli. (çünkü yabancı bir teknik direktör türk basını üzerinde bu etkiyi yaratamaz malesef ki.) ya da yabancı bir hocayla olabildiğince yabancı ağırlıklı kadro kurmalıyız. bu durumda da en az sayıda türk futbolcu bulundurup, bu oyuncular tabiri caiz ise kaşarlanmadan, papaz olmadan elden çıkarmalıyız. yoksa sonunda gruplaşıp, medyadaki abilerini arkalarına alıp teknik direktörü harcıyorlar.