577
gol attıktan sonra ellerini açıp tribünlere koşan futbolcu. okuyanların aklına sarı formalı elmander geldi bile.
578
net bir şekilde ali sami yen.. maracana, wembley veyahut herhangi bir stad inönü ve sami yen yapmaz hiçbiri. ikisinin de aurası farklıydı ve pek tabi sami yen benim ve bizim için çok özeldi. o stadın bir ruhu vardı keşke sneijder ve drogbayı orada görebilseydik, juveyi son dakikalarda karlı sami yene gömebilseydik ve üstlerine kaysaydık. oradaki birlik ve ruh asla türk telekomda olmadı ki ruh anlamında yine iyi bir stattır kendisi. dolayısıyla sami yen aslında galatasarayın kendisidir, özüdür, çekirdeğidir. şanlı taraftarımız türk telekoma o ruhu götürse de asıl kaynak sami yendi. seni yıkan dozerin ben ta..
579
eboue gibi sağ bek , riera gibi sol bek. sneijder gibi bir 10 numara. çok mu şey istiyoruz be! allahım şu el frenlerinden bizi kurtar. lemina’nın biraz toparlamasıyla melo’yu aramaz olduk. aslan parçası taylanda ilk 11’e düzenli olarak çıkınca inşallah orada da bir eksiklik kalmayacak.
maçlara bilet bulamadığım zamanlarıda özledim. taraftar biliyordu gol olup yağacağımızı. biletler kapış kapıştı.
birde eric geretsin çılgın taktiklerini özledik. puan kaybı yaşanacağı zaman ümit karan, necati , hakan şükür ve hasan kabzeyi aynı anda oynatırdı. güzel zamanlardı.
fenerbahçe galibiyetlerini,
teknik , taktik olan futbol maçlarını, yenilgiye isyan eden futbolcuları.
kader keitayı, harry kewell’ı , hagi’yi özledik be.
580
kaybetse de gururlandıran takım.
581
90 dakika deli gibi basan, karadeniz'in hırçın suları gibi atak oynayan, bisssleri mutluluktan uçuran bir takım.
582
transfer dönemlerinde, birçok futbolcunun gelip, daha iyi oynayacağımız sanrısının bitmesi.
son yıllardaki transfer dönemleri, galatasaray taraftarlarının sinirlerini fazlasıyla gerdi. her transfer döneminden sonra daha iyi oynayacağımız umudu ve bu umudun hep hüsranla bitmesi, oyun planımızın olmadığının, taktiksel anlamda modern futbolun çok fazla gerisinde olduğumuzun kanıtı. üstelik bu kanıt, çok pahalı. yazık.
583
deplasmanda derbi galibiyeti.
584
kesinlikle ilk sırada olan şey; avrupada yeniden korkulan takım olmak.
585
frikik golünü gectim, frikik oldugunda heyecanlanmayi özledim.
586
tudor'la başlayıp fatih terim'le biten sezon iç sahada oynanan maçların ilk 20 dakikası rakibe feleğini şaşırtırdı. o coşkuyu özledik.
587
1) çalışılmış ve kadroya uyan taktik ve stratejiler dahilinde oynayan bir takım (ya da oynatan teknik direktör mü demeliyim): kazandığımız maçlardan sonra bile ne oynadığımız nasıl gol bulduğumuz nasıl savunduğumuz belli değil. ertesi maç ne yapacağımız muamma. iş sadece 4-4-2, 3-5-2 meselesi değil bu formasyonlar içinde kimin neyi nasıl takım olarak yaptığı. demek istediğimi avrupa'nın 2. sınıf takımlarına bile diş geçiremediğimiz maçlardan anlarsınız.
2) isimli ve kariyerli futbolcuların takımdan 2-3 ü geçmemesi ve kontratlarının en azından opsiyonlu olmaması. misal babel... adama 3 milyon imza parası yanında 3 yıllık 3.5 milyon euroluk kontrat verildi. 13.5 milyon. falcao da 3 yıllık nereden baksanız 18 milyon alacak bonuslar ile. etti 31.5 milyon euro. bu sene şampiyonlar liginden gelen para 32.5, hepsini bu iki futbolcuya verdik ve dönüşü olmadığı gibi adamlar yarın futbolu bıraksa 2.5 sene daha ödemeye devam edeceğiz. takıma verdikleri katkı ise 800bin alan luyindama veya 400bin alan ömer kadar bile olmadı yarım sezonda.
3) isimlere ve kendi adamlarına değil liyakat, yetenek ve performansa dayalı ilk 11: herkes fatih terim'in eskisi gibi adaletli olmasını istiyor fakat terim hiç bir zaman mecbur kalmadıkça bu konularda ne galatasaray'da ne milli takımlarda adaletli olmadı. 2011-12 sezonuna bakın, elmander'i bile ilk 10 hafta kendi isteği dışında transfer edildi diye ara ara oynatan bir teknik direktör idi. milli takımlar'da da aynı şekilde tümer olsun, türkiye'nin ilk açığa çıkan şike zanlıları gökdeniz ve fatih tekke'den vazgeçmeyen terim. bu sene de taylan en iyi örnek. siz ne bilirsiniz derken, son iki maçta bizim daha iyi bildiğimiz ortaya çıktı. asıl canımı sıkan taylan'dan çok bunca sene bu seçimlerden dolayı altyapı ve diğer transflerden takıma katkı verebilecek kaç genci heder olduğu. ders olacağını zannetmiyorum keza huylu huyundan vazgeçmez.
588
babamla galatasaray maçı izlemek...
590
planlı bir oyun, ne yaptığını bilen oyuncu grubu-teknik kadro.
591
son 2 yılın lig şampiyonu olmuș olsak bile, özellikle ali sami yen stadı'ndaki maçlarda sağlı sollu ortalar ile rakipleri bunalttığımız, müthiş bir ön saha baskısı ile rakipleri kendi sahasindan çıkarmadığımız, ilk 15 dakikada gol veya goller bulduğumuz, bazı maçlarda free kick golleriyle skor bulduğumuz, yenik duruma düștüğümüz maçlarda bile bir şekilde maçı son dakikalarda da olsa çevirdiğimiz maçlar oynamayı özledim. aynı zamanda futbol takımı bunları yapar iken tarafarın tribünlerde, teknik heyetinde saha kenarında agresifleștiği; hep birlikte bir bütün olarak birleștiği galatasaray'ın gücünün rakiplerinin kafasina çelik bir balyoz gibi indiği maçları izlemeyi özledim.
593
avrupa'da saygı duyulan takım hüviyetimizi geri kazanmak. eski günlerdeki gibi iç sahada 18 19 maç yenilmeyen, sami yen'i cehenneme çeviren takım olabilmek. dünya sıralamasında zirveye çıkan galatasarayımızı görmek...
595
futbolcularının maaşlarını, bonservislerini düşünmemek, maliyeci olduk maliyeci.
596
şampiyonlar ligi grup maçında nou camp'tan beraberlikle dönüp yahut bir italyan takımının (milan / juve) sami yen'de fişini çekip ertesi gün ortamlara kasılarak cool girmek.
598
galatasaray'ın maçı olduğu gün, maç başlığına "bugün günlerden galatasaray" yazmak ve gece yarısı olmasını bekleyerek yolla butonuna basmak, sonra da "ilk olarak ben gönderebilmiş miyim acaba?" diye kontrol etmek.
bir de gol atıp; kollarını açarak tribünlere koşan ulu johan.
600
-‐----------------------yaşayan efsane------------------------
ninja turtle--joker--solak kratos--beyaz marcelo
-‐-------------------dikine dikine reyiz-------------------------
-------------uzun pas reyiz----kalın belli iniesta------------
keltoş-------------------el tigre-------------------derbici henry