• 1751
    iyidir, güzeldir de şu 28 temmuz 2011 galatasaray liverpool maçı itibari ile bir kısmına bir haller olmuştur.
    eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, liverpool gibi büyük bir takımla maç yapmayalı uzun zaman oldu.
    en azından liverpool ayarında bir takımla, iç sahada maç yapmayalı bir hayli zaman oldu diyeyim.
    hal bu olunca taraftardaki bu heyecanı, bu coşkuyu anlamak mümkün. hazırlık maçı da olsa gayet normal bunlar.

    buraya kadar sorun yok da, sen şimdi kalkıp koskoca liverpool'u tavşanlı linyitspor ayarına indirgersen orda bir dur işte.
    günlerden beri; yok, seni sevmeyen ölsün > ynwa , sabri > gerrard , tt arena > anfield road... sidik yarışına girersen, orda da bir dur.

    bu fena bir aşağlık kompleksi. buram buram kokuyor yani.
    karşındakinin senden üstün olduğu düşüncesine kapılıp ha bire savunma yapman gibi bi şey.
    ya da 40'ını aşmış teyzelerin, komşuya gittiğinde filut çalan komşu oğlunu görüp,
    'benimki de gitar çalıyor ehe :(' demesi gibi bi şey.

    biz zaten büyüğüz beyler, bayanlar. sakin.
    galatasaray, liverpool'u salt tarihi ve kültürü ile alaşağı edebilecek bir kulüp.
    galatasaray zaten çok büyük bir kulüp.
    bu büyüklüğü; liverpool'la kıyas ederek ifade etmek çok yersiz değil mi?
    galatasaray'ı yüceltmek için kaç gündür liverpool'a atılmadık bok kalmadı lan.
    ne ynwa'sı kaldı, ne red'i koskoca kulübün. liverpool lan bu, boru değil.
    neyin taraftarlığını yapıyorsunuz bi anlasam, bir taraf yerilmeden diğer taraf övülemez mi ki?

    yeter da.. kin, nefret, hınç doldunuz.

    objektif bakarsanız; liverpool büyüktür. ama galatasaray bir başka büyüktür. *

    bu kavga dinsin. ve liverpool'u 75-0 yenelim bence. içimde hiç kötülük yok inan :(

    edit: old trafford'da oynasalar nolurdu sanki? :( mert insanı'na sevgiler :(
  • 1752
    bir kısmına entellektüel birikim,insaf ve bir parça daha genel kültür nakli gereken taraftardır.bir sebepten ingiltere'de yaşamak zorunda kalıp bir maça giderseniz ya da bir pub'a bir çokları tarafından potansiyel islami cihad üyesi muamelesi görüp aşağılanma ihtimaliniz yüksektir. ama liverpool tribünleri sizin inancınıza ya da inançsızlığınıza, konuştuğunuz dile, teninizin rengine asla bakmaz gençler.böyle bir kültürün temilcisi takımla hazırlık maçı yapıyoruz bunun değerini bilin.
  • 1754
    çok ciddiyim anlamıyorum. yani düşünüyorum , düşünüyorum anlamıyorum. arkadaş bir galibiyet alınıyor, bir futbolcu alınıyor, bir t.direktör değişikliği yapılıyor, kötü günleri geride bırakacağımızı düşünüyorum ama olmuyor işte bu taraftarla. sanki rijkaard silah dayamış kafasına bizimkilerin beni teknik direktör yapın diye yalvarmış, elano ona keza sanki kırbaç zoruyla oynattırmış kendini, lincoln yöneticilerin ailesini tehdit etmiş beni alın diye.
    nedir arkadaşım bu gazınız adamlar takımdan gidiyor hala arkasından sallıyorlar. bak rijkaard hani büyük teknik direktördü gördük işte araplar aldı. sana ne sen böyle yazdığında buradaki insanların rijkaard sempatisi azalacak mı? vay amk rijkaard demek arabistana gitti, vay ağzına yandımını kıvırcığı, allah senin belanı versin diye kendini alkole mi verecek. cana gitti şimdi ilk gördüğü kırmızı kartta başlayacak kazmalar, sempati duyanlarına salak demeler, lincoln gece kulübünde yakalanacak aa gördünüz işte bu kadar bu adam.
    ama işinize geldiği zaman da ayhan bu takımın 10 yıldır formasını giyiyor ona saygı göstermek zorundayız. e arkadaş bu insanlar da galatasaray çatısı altında vakit geçirdiler. hiç bir şeye saygınız yoksa buna olsun. hatta bunu geçtim, kendinize saygınız olsun. transfer oldukları gün zıplayıp hoplayan adamlar gidince birden aslan kesiliyorlar.

    ben fatih hocayı çok severim. her platformda da arkasındayım. ama fatih hocanın üzerinden rijkaard'a sallamak akıl karı iş değildir. insan biraz tutarlı olur. şimdi biri gelip senin mantığın ile bak fatih hoca büyük hocaydı da ne diye bu kadar boşta kaldı dese ne cevap vereceksin. senin mantığına göre çünkü bu söylediği doğru. az biraz tutarlı olun. ben eleştiri yapmayın demiyorum. ama o kadar çok bel altı çalışıyoruz ki yani kendi kendimizi yıpratıyoruz.
    ben bi futbolcunun, teknik direktörün ne olursa olsun destek olmalıyız saçmalığına inanan bir adam değilim. eğer bir şeyler yanlış gidiyorsa bunun önüne geçmek bir taraftar olarak benim görevimdir.
    bir takıma destek olmak, taraf olmak , taraftar olmak bambaşka bir olgudur. ama tutup takıma katkısı olmuş, zararı olmuş öyle ya da böyle bizimle ortak bir paydada buluşan insanları küçük görmek, hakaret etmek, bel altı vurmanın taraftarlık ile alakası olmadığını düşünüyorum.(bakın protesto etmenin kesinlikle karşısında değilim).
    güzel şeyler olmaya başladı uzun zaman sonra galatasaray da , bunun keyfini süreceğimiz yerde gidip saçma sapan argümanlar ile başarılı olamayan insanları eleştirmenin alemi ne..
    bu sene her maçtan sonra o zaman başlayalım rijkaard a bir kaç cümle, baros gol atsın lukunkuya bir kaç cümle, selçuk inan bir şeyler yapsın elano ya bir kaç cümle, kazım coşsun keitaya bir kaç cümle.. hatta aklıma geldi bir kaç gün sonra ben selçuk inan vs. hagi diye bir başlık açayım. hatta baros vs. hakan şükür...

    üzülerek söylüyorum, bizim düşmana filan ihtiyacımız yok. bizim düşmanımız kendimiz olmuşuz haberimiz yok. bir an önce toparlanmak dileğiyle
  • 1755
    kenny dalglish'in arda'yı tanımamasına çok sevinmiş taraftardır.

    bir tanesi bu sabah benimle dalga geçmeye kalktı misal;

    arkadaş: mehehem olm arda'yı tanımamış mı kenny?
    ben: yok. öyle diyorlar yani.
    arkadaş: ne demiş peki? nasıl olmuş?
    ben: arda'yı nası bulduğunu sormuşlar, arda kim, galatasaray'da mı oynuyor demiş. bu kalıbı da christian vieri'den duymuş zağar...
    arkadaş: ...
  • 1759
    bir kısmı kafayı kulübün kasasındaki parayla, varlıklarıyla ve borçlarıyla bozmuş, aşırı duygusal (?) arkadaşlarımızdan oluşur. haklarıdır, doğaldır da ama bazen tuhaf geliyor işte.

    yarın bir gün yayın gelirleri düşecek, maç gelirleri düşecek falan filan diye şikeci fener'in küme düşürülmemesi için yürüyüş yapan galatasaraylılar olacak diye korkuyorum. aman olmasın, aman...
  • 1760
    mensubu olmaktan tarifsiz bir onur duyduğum topluluktur. karşı kıyının kuşları* 100 yıllık kulüplerinin* adını iğrenç bir suçla* lekeleyenlerin* maskesini yapıp saha basarken biliyorum ki benim kulübümün taraftarı böyle bir pisliğe bulaşan kulübünün adını bulaştıran ortaya çıkarsa ilk kendisi ceza verilmesini ister.

    bu yüzden galatasaraylı olmak ayrıcalıktır bu yüzden galatasaray lisesi ayrıdır bu yüzden galatasaray kültürü diye bir olgu vardır.
  • 1761
    böyle orospu çocuğu bir ortamda, çevresindeki, yalancı, düzenbaz, satılmış, şerefsiz, haysiyetsiz, ahlaksızlara rağmen, her gün tuttuğu takımla alakalı gazete sayfalarında yapılan iki yüzlü haberlere, sanatçıyım, yazarım, kulüp yöneticisiyim, bilmem ne başkanıyım diye ortada gezinen kişiliksiz, durumdan vazife çıkaran insanların güdümlü beyanlarına rağmen, renklere, armaya olan aşkına rağmen, biz de bir bok yediysek, biz de şike yaptıysak biz de düşelim, bizim de yöneticilerimize ceza verilsin diyebilen insanlar topluluğudur. diğer yakanın kişiliksizleri gibi başkana destek verelim, satılmış medyaya ders verelim diye bir derdi yoktur. uefa kupası alındıktan sonra oluşan ortamda her türlü saldırıya alıştık zaten.
  • 1763
    büyük bir organize ile türkiye futbol federasyonu ve tsyd'yi protesto etmelidir, resmen kim vurduya getirip şikeye bulaştırılmak ve her alanda saldırma operasyonuna başladılar cevap vermek farz oldu, taraftar gruplarının alayı bir işe yaramak istiyorlarsa işte büyük fırsat, bu şekilde hem birlik olunur hem de sesimiz çok daha güçlü çıkar öyle kolay kolay her eline kalemi alan şikenin yanına galatasaray kelimesini yazamaz, yazmamalı, yazmayı aklına bile getiremesin.
  • 1764
    özellikle son 2 senedir galatasaray futbol takımının önündeki en büyük engeldir. tamamen başarı odaklı bir imaja bürünmüştür. isminiz, cisminiz, galatasaray' a neler verdiğiniz zerre siklerinde değildir. hata yaptıysanız, en ufak kötü performans göstermişseniz yaratıcılıklarını 10 kat arttırıp çeşit çeşit besteye, küfüre şaşırmamanız gerekmektedir. bunun da en büyük sebebi tribün içi kavgaların azalmasıdır. takımının saha içinde ki kaptanını boru gibi sesiyle yuhalayan ergene 'ne diyon lan sen yarrram' diye kafasına şaplağı vuracak dayı eksikliğini çok çekmektedir. tribünde ne kadar fazla şaplak o kadar güzel tribün. * *
  • 1767
    son 3 yıldır sabrının sınırları zorlanan taraftardır. yöneticiler hem futbol hem onur olarak her şeyi ayaklar altına alsın, en iyi futbolcular yollanırken en kötüleri taraftara iyi futbolcu diye sunulsun-ki taraftar bunu biliyor ve söylüyor ama nafile içi yanarak izliyor bu sirki-, başbakan yalakaları türesin, takım düşme hattına kadar insin, bir sezonda oynanan 6 derbiden 1 beraberlik 5 mağlubiyet çıkartılsın, bunlara rağmen kalitesiz futbolcular hala takımda tutulsun, sonra her şey iyi kötü rayına otururken ağustos ayında takım kaptanı ve en iyi yerli futbolcusu isyan çıkarsın. sabrın da bir sınırı var. şimdiye kadar taraftarın patlayıp sahaya ve protokole inip futbolcuları ve yöneticileri eşek sudan gelene kadar dövmemesi bir mucize.
  • 1769
    başarı odaklıdır demiş miydim? evet demiştim.

    galatasaray taraftarı budur,

    http://www.youtube.com/watch?v=8_JEmwDwYV4

    galatasaray taraftarlığı yense de yenilse de nevizade de içmeye sebep bulmaktır. ödül avcılığı peşinde koşmak değil.

    tepki göstermekte sahada oynayan adamı yuhalamakla değil 34. hafta tesise sokmamakla olur. eski kafalıyım. net kere net.
  • 1771
    10 senedir kadıköy'de yüzü gülmeyen taraftardır. ama hem dışarda hem içerde her fenerbahçe maçında takımının arkasında olmuştur. ama hep o suçludur. fosur fosur sigara içen adamları, galatasaray'ı zerre kadar sikine takmayan adamları galatasaray forması altında oynatanlar suçlu değildir. son yıllarda derbilerde yüzü mü gülmemiş? kaç senedir şampiyonlar ligine gidilemiyor? avrupa'da ne durumdayız, kaçıncı sıraya geriledik? kimse düşünmez, sırf entel görünebilmek için kendi içinden eleştiri yer. basketbolda şimdiye kadar görülmemiş bir tribün oluşturulur 20 sn dragbo'yla alakalı bağırıldı diye eleştirilir. oyuncuya tepki gösterir haklı veya haksız yine eleştirilir çünkü galatasaray taraftarı galatasaray futbolcusunu eleştiremezmiş. her galatasaray forması giyip sahaya çıkan galatasaray futbolcusu mu demektir bizler için? onu düşünen de yoktur. 14 sene cefa çeken abilerimiz o dönemde "küme düşme hissi"ni hissetmiş midir? küme düşme korkusu bir galatasaray taraftarı için ne demektir ulan? nasıl bir utançtır vicdansızlar. biz geçen sezon ali sami yen'i kaybettik, hem de son fb derbisinde yenilerek veda ettik, son lig maçında bilmem hangi anadolu kulübüne yenilerek veda ettik, sayısız saçma sapan sonlar yaşadık. yaşadı mı 14 sene cefa çeken taraftar bunları? her olay sonunda 14 sene cefa çeken abilerimiz diye başlamayı biliyorsunuz eleştirilerinize.

    galatasaray taraftarının derbilerde yüzü gülmez, maça gider her maç sonunda izdiham yaşar evine zar zor döner, şampiyonlar ligi nedir bilmez hale gelmiştir, her kesim tarafından eleştirilir ama kendisi biraz ses çıkarmaya başladığı zaman hemen yakışıyor mu galatasaray taraftarına olur. işin özü galatasaray taraftarına en büyük zararı veren yine kendi içindeki insanlardır.
  • 1773
    nasıl ki bir boğa matadorun ona salladığı pelerine salyalar saçarak saldırıyorsa, galatasaray taraftarı da çok çabuk gaza gelip önüne gelene saldırıyor. maalesef durum bu. en ufak bir dedikoduda bile entryler almış başını gidiyor. çok saçma bence.

    ha bir de kendini taraftardan çok yaşam koçu olarak görenler var. futbolcunun, başkanın, yöneticilerin filan her bokuna karışabilme hakkını görüyor kendisinde onlara lafım hiç yok. azalarak bitsinler, n'olur!
  • 1775
    futbolcularına, yönetimine, teknik heyetine, kulübün içinde ne kadar sporcu, malzemeci, çalışan personel varsa ona şöyle seslenmelidir.

    siz mi büyüksünüz?
    hayır biz büyüğüz, biz. biz galatasaray taraftarı. biz biz, yalnız kırmızı.

    dokunmayın artık gururumuza.. dokunmayın mutluluğumuza.. dokunmayın huzurumuza...
    hiç biriniz büyük değilsiniz bu taraftardan. 14 sene sabreden babamdan, 16 dakika yeni açıkta ağlayan benden. küçük yaşta evden kaçıp samiyen'e kahvelere koşan küçük yüreklerden.

    arda gitmiş, o gitmiş bu gitmiş koyar mı bu taraftara?
    canını acıtır ama aldırmaz. hepsi gitse ne yazar?

    biz ne ayrılıklar görmüş adamız.

    karaktersiz servet mi üzecek bizi? para için orasını burasını yırtanlar mı? şike yapan, aldatan rakipler mi?
    saatler yine gösterir 20:45 ' i. biz yine bağırırız bir gün " haydi oğlum popescu " diye. merak etmeyesin.

    biz ne cehennemler görmüş adamız.

    aldırma galatasaraylı aldırma, bu da geçer. yine biz en büyüğüz, aklın kalmasın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın